Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1011 E. 2020/876 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1011 Esas
KARAR NO : 2020/876

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete …. nolu Tüm Oto Sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.’nin maliki olduğu …. plakalı …. marka aracın 01.01.2016 tarihinde … Mahallesi … Stadı otoparkı üzerinde motor elektrik ve plastik aksamları ile kaput içi kısımların yanması sonucunda hasara uğramış olduğunu, yangın sonrası itfaiye tarafından tutulan yangın raporunda, aracın motor bölümü elektrik aksamında oluşan şerarelerin kablo izolelerini eriterek tutuşturması sonucu yangın başlangıç olayının meydana geldiğinin belirtilmiş olduğunu, yangın raporu ve ekspertiz raporunda yangının, aracın motor elektrik ve plastik aksamları ile kaput içi kısımların yanması sonucu meydana geldiğinin, aracın motor bölmesinin arka kısımlarında bulunan yakıt filtresinin olduğu bölümde başladığının tespit edilmiş olduğunu, bu nedenle davalı üretici firmanın, ürettiği malın ayıbı nedeniyle meydana gelen yangın hadisesinden dolayı sorumlu olduğunu, diğer davalı …. Motorlu Araçlar Tic. Ltd. Şti.’nin aracın satışını yapan şirket olması nedeniyle satıcının satım sözleşmesi gereği sorumluluğu bulunduğunu, müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı neticesinde düzenlenen ekspertiz raporuna istinaden sigortalı hak sahibine 113.146,17 TL hasar tazminatı ödenmiş olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; 113.146,17 TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihinden (11.04.2016) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Motorlu Araçlar Tic. Ltd. Şti. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ayıplı mal satışı ve hatalı üretim nedenlerine dayalı olarak açılan davalarda, ayıp ve hatalı üretim hususlarının saptanması durumunda ithalatçı firmanın sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, ancak, ithalatçı firmanın garanti belgesini imzalamakla sorumluluk altına girebileceğini, İthalatçı firmanın ayıplı araçtan ötürü sorumlu olması için araca ait garanti belgesinde garantör olarak imzasının bulunması gerektiğini, müvekkilinin söz konusu olayda ithalatçı firma olduğundan ve davacı tarafından herhangi bir garanti sözleşmesi de tebliğ edilmediğinden, davacı tarafın ayıplı araçtan dolayı ithalatçının da sorumlu olduğu iddiasının işbu sebeple yerinde olmadığını, davanın …. Türkiye Distribütörüne yani …. Otomotiv Pazarlama ve Ticaret A.Ş.’ye ihbar edilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği üzere, sigortalıya ödemesini yaptığı tutar için kendisi tarafından atanan eksperin oluşturduğu hasar dosyasının esas alınmış olduğunu, davacı … şirketi ile sigortalısı arasındaki sigorta sözleşmesinin kapsam ve mahiyetinin kendilerince bilinmediği gibi bu sözleşme kapsamında sigortalıya ödemesi yapılan bir tutar için kendilerine bu sözleşme esas alınarak rücu edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira müvekkili şirketin davacı şirket ile sigortalısı arasındaki sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığını, davacı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen, kendilerine tebliğ edilmeyen ekspertiz raporunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, kaldı ki dava dilekçesinde atfı yapılan yangının başlangıç sebebi olarak yakıt filtresinin gösterilmiş olduğunu, yani sigortalının yanlış yakıt kullanımı, aracın hor kullanımı gibi sebeplerden biri ile araçta iddia edilen yanma olayının gerçekleşme ihtimali olduğunu, dava dışı sigortalı … İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.’nin aracı 06.04.2015 tarihinde satın almış olduğunu, 9 aylık bir kullanım söz konusu olduğunu, aracın dikkat ve özen anlamında ne şekilde kullanıldığı, araç techizatına uygun yakıt kullanılıp kullanılmadığı bilinmeden salt ortaya uzun süre sonra çıkan bir problemden dolayı “gizli ayıp” değerlendirmesinin yapılmasının açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu, müvekkili şirket üzerinden haksız kazanç sağlanması girişimi anlamına geleceğini, davacı şirketin tek taraflı olarak incelettiği ve kapsamı kendilerine bilinmeyen bir poliçeye dayanılarak ödediği ücretin tarafımıza rücû etmesi şeklinde bir talep olmakla birlikte kullanıcı hatası sonucu hasarın meydana gelip gelmediğinin irdelenmesi gerektiğini, zira dava dilekçesinde ikrar edildiği üzere yangının başlangıç yeri düşünüldüğünde hasarın satış sırasında mevcut olmadığının, kullanıcı hatası veya kullanım sebebiyle gerçekleştiğinın anlaşılmakta olduğunu beyanla; davanın husumetten reddine, esasa geçilmesi halinde; davanın … Türkiye Distribütörü …. Otomotiv Pazarlama ve Ticaret A.Ş.’ye ihbarına, araçtaki hasar sebebinin araştırılması için teknik bilirkişi raporu hazırlanmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya Türk Hukuku’nun uygulanması mümkün görünmediğini, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (“MÖHUK”) 36. Maddesinin: “İmal edilen şeylerin sebep olduğu zarardan doğan sorumluluğa, zarar görenin seçimine göre, zarar verenin mutad meskeni veya işyeri hukuku ya da imal edilen şeyin iktisap edildiği ülke hukuku uygulanır.” hükmü gereği işbu davaya uygulanacak hukukun müvekkilinin mutad meskeni ve işyeri olan Birleşik Krallık Hukuku veya aracın, paralel ithalata esas olmak üzere iktisap edildiği yer hukuku olması gerektiğini, mahkemece aracın paralel ithalat yoluyla hangi ülkeden ithal edildiğinin tespit edilmesinin akabinde yabancı hukukun tatbik edilmesini talep ettiklerini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, araçta zarara yol açan yangının çıkış sebebinin belirlenememiş olup, müvekkilinin ayıplı üretim dolayısıyla sorumlu olduğuna yönelik iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davacının sunduğu raporların hiçbirinde, müvekkilinin ayıplı üretimine işaret eden bir bulgu yer almadığını, bilakis, aracın birden bire alev alması, farklı bir müdahalenin de meydana geldiği hususunda şüphe uyandırmakta olduğunu, nitekim 07.01.2016 tarihli yangın raporunda:“Olay yerine varıldığında açık otopark içerisinde seyir halindeki …plakalı aracın motor bölümü elektrik aksamında herhangi bir nedenle oluşan şerarelerin kablo izolelerini eriterek tutuşturması sonucu yangın başlangıç olayının meydana geldiği kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespit yapılmış olduğunu, işbu tespitten hareketle, yangının, davacının veya davacıdan önceki maliklerin kullanımı neticesinde yahut üretim ayıbına dayanmayan bir dış müdahale sebebiyle de meydana gelmiş olabileceği hususunun şüphe uyandırdığını, söz konusu yangın raporunun müvekikli aleyhine delil olarak kullanılmasının mümkün olmayıp, davacının ayıba ilişkin iddiasını kanıtlayamadığının anlaşılmakta olduğunu, nitekim davaya konu araçta herhangi bir gizli veya sarihi ayıp söz konusu olmadığını, davaya konu aracın paralel ithalat yoluyla getirilmiş olduğunu, müvekkilinin Türkiye’deki tek yetkili satıcından alınmamış olduğunu, …. marka araçların Türkiye distribütörü ve tek yetkili satıcısının … Oto İthalat ve Dağıtım A.Ş. Olduğunu, davaya konu aracı sigortalıya satan …. Motorlu Araçlar Ticaret Limited Şirketi’nin müvekkilinin yetkili satıcısı olmadığını, aracın Türkiye’ye, üreticisi Borusan’ın garantisi kapsamında ithal edilmemiş, paralel ithalat yoluyla başkaca ithalatçılar tarafından ithal edilmiş olduğunu, bu şekilde paralel ithalat yoluyla ithal edilen araçların, çoğunlukla imalatçıdan doğrudan satın alınmamakta, başkaca ülkelerde öncelikle tescil edilerek, daha sonra KDV’si ödenerek ve tescilden düşülerek ülke dışına çıkarılmakta olduğunu, araçları bu şekilde Türkiye’ye getiren ithalatçıların satış sonrası kanunen ilk sırada sorumlu olmalarına rağmen araçların bakım ve onarımı hizmetlerini yerine getirememekte, teknolojik bakımdan ihtiyaç duyacakları garanti işlemlerinin ücretsiz uygulanması aşamasında da müvekkili şirketle doğrudan irtibata geçmemekte olduklarını, dava konusu aracın da bu şekilde Türkiye’ye getirilmiş olduğunu, dolayısıyla aracın düzenli olarak bakım görüp görmediğinin, aracın yurtdışında ya da yurt içinde herhangi bir müdahaleye maruz kalıp kalmadığının belirlenmesi mümkün olmadığını, dava konusu aracın ayıplı olduğu kabul edilse dahi, söz konusu ayıbın diğer davalı …. Motorlu Araçlar Ticaret Limited Şirketi’nin kusuruyla meydana geldiğini beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davacı … şirketince kasko sigortası ile sigortalanan aracın yanması sonucu uğradığı hasarın davacı … şirketince sigortalısına ödenmesi nedeniyle hasar bedelinin aracın satıcısı ve üreticisi olan davalılara rücu istemine ilişkindir.
Dosya üzerinde inceleme yapılmak üzere Üniversitelerin otomotiv ana bilim dalından seçilecek makine mühendisi bilirkişilere dosyanın tevdi ile dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle araçta meydana gelen yanma olayının üretimden kaynaklı olup olmadığı, davalıların savunmasına göre aracın paralel ithalat aracı olup olmadığı, ve araçtaki hasara neden olan yangının sebeplerinin neler olduğu, araçta yukarıda belirtilen şekilde ayıp söz konusu ise ayıbın niteliği, ayıp ihbarının süresinde ve usule uygun olup olmadığı, davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunun tespiti için rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, Makine Mühendisi bilirkişi …, Makine Mühendisi bilirkişi …. ve Makine Mühendisi bilirkişi … 29/08/2019 tarihli raporlarında özetle; davaya konu araca ait tahkikat evraklarında yer alan bilgi ve belgelere dayanarak yapılan incelemede; aracın 06/04/2015 tarihinde 418.165,03 TL’ye satın alındığını ve de … model ve 04/04/2015 ilk tescil tarihli olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, aracın 01/01/2016 tarihinde davaya konu araç yangınının meydana geldiği de göz önünde bulundurulduğunda; araç satın alındıktan yaklaşık 8 ay sonra araç yangınının gerçekleştiğinin tespit edilmiş olduğunu, kazanın, aracın dizel araç olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, araçtaki yangının kuvvetle muhtemel elektriksel kaynaklı olduğu kanaati oluştuğunu, diğer taraftan, gerek 12.01.2016 tarihli eksper raporu, gerekse de 01.01.2016 tarihli Yangın Raporunun bu durumu desteklemekte olduğunu, elektriksel kaynaklı yangınların iki temel sebepten meydana gelmekte olduğunu, bu sebeplerin, kısa devre ve de zayıf, gevşek veya oksidasyon sebebiyle elektriksel bağlantı noktalarında meydana gelen direnç artışı ile açığa çıkmakta olduğunu, davaya konu olayla ilgili tahkikat evrakında bulunan kaza ile ilgili beyan formunda “…. …. stadyumu yanındaki caddede rampa yukarı çıkarken aracın ön kısmından dumanlar çıkmaya başladı. Araç yanıp patlar etrafa zarar verir deyi hemen oradaki açık otoparkı girdim…” ifadesinden de anlaşılacağı gibi yolda seyir halindeyken yangının meydana gelmiş olduğunu, diğer taraftan, 12.01.2016 tarihli eksper raporunda “… Aracın bilinmeyen sebepten dolayı motor, elektrik ve plastik aksamları ile kaput içi kısımlarının yanarak hasarlanması sonucu meydana geldiği…” ifadelerinden de ve de tahkikat evrakındaki yangın raporunda anlaşılacağı üzere, davaya konu araçta kuvvetle muhtemel elektriksel kaynaklı olarak kısa devre veya zayıf ve/veya oksitli bağlantılar sebebiyle meydana gelmiş olabileceği kanaati oluşmuş olduğunu, diğer taraftan, davaya konu olay öncesi aracın tramer geçmişi tahkikat evrakında bulunmaması üzerine heyetlerince 5664 ile gerçekleştirilen sorgulama neticesinde, olay öncesi herhangi bir tramer kaydına rastlanmadığının tespit edilmiş olduğunu, bu durumda araç satın alındıktan 8 ay gibi ekonomik ömrüne göre oldukça kısa süre içerisinde ve henüz garanti süresi dahi dolmadan ve ilk sene bakımına dahi gelmeden meydana gelen elektriksel kaynaklı yangının kullanıcı kaynaklı olarak meydana gelmesinin mümkün olmadığını, ancak üretim veya imalat kaynaklı olarak meydana gelmiş olabileceğini, bu durumun Gizli Ayıplı Mal olarak değerlendirilmesi gerektiğini, dolayısıyla davacı vekili tarafından talep edilen ve davacı şirket sigortalısına ödenen 113.146,17 TL tazminat için rücu hakkı açığa çıktığını, zaman aşımının söz konusu olmadığı ve de aracın distribütör firmadan değil, ithalat yapan bir firmadan satın alındığı ve de dolayısıyla …. Motorlu Araçlar Ticaret Ltd. Şti.’nin paralel ithalat yapan firma olduğu kanaatine varılmış olduğunu sonuç olarak; davaya konu …. plaka sayılı ve …. model …marka aracın motor kaputunda 01.01.2016 tarihinde çıkan yangın sonrasına hasar oluştuğunu, araçtaki yangının kuvvetle muhtemel elektriksel kaynaklı olduğunu, bu durumun ancak üretim ve imalat kaynaklı olarak meydana gelebileceği ve dolayısıyla davaya konu aracın Gizli Ayıplı olarak nitelendirilmesi gerektiğini, dolayısıyla davacı vekili tarafından talep edilen ve davacı şirket sigortalısına ödenen 113.146,17 TL tazminat için rücu hakkı açığa çıktığını, zaman aşımının söz konusu olmadığını ve de aracın distribütör firmadan değil, ithalat yapan bir firmadan satın alındığını ve de dolayısıyla …. Motorlu Araçlar Tic. Ltd. Şti.’nin paralel ithalat yapan firma olduğunun kanaatine varılmış olduğunu bildirmişlerdir.
Dosyanın itirazlar yönünden ek rapora gönderilmesine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 20/01/2020 tarihli ek raporlarında özetle; dava konusu …. plaka sayılı aracın kök rapordaki incelemesinin araç üzerinde keşif olmadan tahkikat evrakındaki belgeler, beyanlar, olay sonrası çekilmiş fotoğraflar, 01.01.2016 tarihli yangın raporu, aracın model yılı, ilk tescil tarihi ve 12.01.2016 tarihli eksper raporu dikkate alınarak gerçekleşmiş olduğunu, tahkikat evrakındaki söz konusu belgelerin incelenmesi neticesinde araç yangının motor bölmesinin arka kısımlarında bulunan yakıt filtresinin olduğu bölümden başladığı tespitiyle beraber Yangın raporunda yer alan “motor bölümündeki elektrik aksamındaki herhangi bir nedenle oluşan şerarelerin kablo izolelerini eriterek tutuşturması sonucu yangın başlangıç olayının gerçekleştiği” ifadeleri beraber değerlendirildiğinde heyetlerince söz konusu olayın davacının beyanından seyir halinde gerçekleştiği de gözetilerek davaya konu araçta elektriksel kaynaklı yangın çıkışının tespitinin isabetli olacağını, bunun sebebinin kısa devre, zayıf, gevşek veya oksidasyon sebebiyle elektriksel noktalarında herhangi bir direnç atışıyla meydana gelmiş olabileceği tespitlerinin sunulmuş olduğunu, yangının çıkış sebebi olabilecek nedenler irdelendiğinde, aracın ekonomik ömrünün henüz başında olduğu, olayın araç satın alındıktan yaklaşık 8 ay gibi kısa bir süre sonrasında gerçekleştiği, aracın ilk sene bakımına dahi gelmeden önce gerçekleştiği de göz önünde bulundurulduğunda, davaya konu yangın olayının kullanıcı kaynaklı meydana gelmesinin mümkün olmadığı, diğer taraftan araçta herhangi bir tramer kaydı da bulunmadığı dolayısıyla motor belgesinde işlem görmüş bir aksamın olmadığı da göz önünde bulundurularak kullanıcı kaynaklı olarak yangın olayının meydana gelmesinin mümkün olamayacağı kanaatini yenilediklerini sonuç olarak; davaya konu …. plaka sayılı aracın elektriksel kaynaklı yangın çıkışının tespitinin isabetli olacağını, bunun sebebinin kısa devre, zayıf, gevşek veya oksidasyon sebebiyle elektriksel noktalarında herhangi bir direnç atışıyla meydana gelmiş olabileceği tespitleri ile beraber henüz ekonomik ömrünün başında olan ve tramer kaydı bulunmayan araçta seyir halindeyken gerçekleşen yangın olayının kullanıcı kaynaklı meydana gelmesinin mümkün olmadığını, davaya konu aracın ithalatının davalı … Motorlu Araçlar Tic. Ltd. Şti. tarafından yapıldığını, ithalata yönelik herhangi bir dış müdahale olup olmadığının bilirkişi marifetiyle tespitinin mümkün olmadığını, ancak diğer taraftan davaya konu araçtaki kullanıcı kaynaklı olmayan tüm arıza, hata, kusur ve tüm garanti ve sorumluluğun ithalatçı firma olması kanaatini tekrar ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini belirtmiş olup, kısa kararda zamanaşımı itirazı hakkında değerlendirme sehven yapılmamış ise de, 28/07/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazedete yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik kapsamındaki HMK 305/A gereğince zamanaşımına ilişkin karar tesis edilmiştir.
Dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere zararın 01.01.2016 tarihinde meydana geldiği, söz konusu ayıbın ürünün kullanımı sırasında meydana gelmediği ve ayıbın gizli ayıp niteliğinde olması nedeniyle davanın zamananaşımı süresi içerisinde açıldığının kabulünün gerektiği kanaati ile zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı tümel olarak değerlendirildiğinde açılan davanın rücuen tazminat istemine ilişkin olduğu, tespit edilmesi gerekenin araçta meydana gelen hasarın üretimden kaynaklı olup olmadığı, alınan bilirkişi raporu ile araçtaki yangının sebebinin kısa devre, zayıf, gevşek veya oksidasyon sebebiyle elektriksel noktalarında herhangi bir direnç atışıyla meydana gelmiş olabileceği, henüz ekonomik ömrünün başında olan ve tramer kaydı bulunmayan araçta seyir halindeyken gerçekleşen yangın olayının kullanıcı kaynaklı meydana gelmesinin mümkün olmadığını, yangının çıkış nedeninin elektriksel kaynaklı olduğu, bu durumun ancak üretim ve imalat kaynaklı olarak meydana gelebileceğinin ve davalı … Motorlu Araçlar Tic. Ltd. Şti.’nin paralel ithalat yapan firma olduğunun tespit edildiği, hali ile araçta meydana gelen hasarın kullanıcı kaynaklı olmadığı ve tespit edilen zararın davacı tarafından rücuen tazmininin talep edilebileceği, her ne kadar davalı … vekili tarafından aracın paralel ithalat aracı olduğu ve sorumluluğun kendilerinde olmadığını savunmasını yapmış ise de araçta meydana gelen hasarın üretimden ve imalat kaynaklı olduğu tespit edildiğinden oluşan zarardan sorumlu olması gerektiği, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davalının zamanaşımı itirazının reddine,
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-)113.146,17 TL’nin 11/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 7.729,01 TL harçtan peşin alınan 1.932,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.796,75 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açılış harç gideri 1.963,66 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.220,00 TL olmak üzere toplam 4.183,66 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 14.698,89 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davalı … Vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸