Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/887 E. 2018/277 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/887 Esas
KARAR NO : 2018/277

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2016
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin oto yedek parça sektöründe hizmet veren bir firma olduğunu, davalının müvekkilinden oto yedek parçaları vs ürünler satın alarak ticaretini sürdürdüğünü, bu doğrultuda aynı iş kolunda faaliyet gösteren tarafları arasında mal alışverişinin sürekli olarak cari hesap ve fatura üzerinden devam ettiğini, davalının müvekkilinden malzeme aldığını, davalının faturaya konu 16.282,50 TL tutarına müvekkiline ödemediğini, davalı tarafın iş bu dava ve alacak konusu faturaların münderacatına itiraz etmeyerek faturaları kabul ettiğini, bunun üzerine davalı hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile faturaların gıyabında tanzim edildiğini ve kime nasıl tebliğ edilmiş olduğundan haberinin olmadığını, faturaların herhangi bir kişi tarafından imzalanıp alınmadığını, faturalardaki imzaların kendisine ait olmadığını, kendilerine herhangi bir şekilde borcunun olmadığını, kendileriyle arasında bir borç alacak ilişkisinin de bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava İİK’nun 67. Maddesine istinaden açılmış İtirazın İptali davasıdır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 16.282,50 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, SMMM … tarafından düzenlenen raporda, tarafların 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin süresinde ve usule uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı belirtilmiştir. Raporda, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi 01.08.2016 itibariyle davacının davalıdan 14.082,51 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (01.08.2016) itibariyle davalının davacıya 5.000,01 TL borçlu olduğu, davalının davacıya borcunun takip dayanağı faturadan kaynaklı olmadığı, davalının 5.000,01 TL borcunun davacının düzenlemiş olduğu 29/08/2015 tarih ve … sıra no.lu 3.000 TL tutarındaki fatura ile 23/09/2015 tarih ve … sıra no.lu 2.000 TL tutarındaki faturalardan kaynaklı olduğu, ancak davacı yan ticari defterlerinde bu fatura bedellerinin davalı tarafından banka yoluyla ödendiğine ilişkin kayıtların bulunduğu, davacının takip dayanağı yapmış olduğu …-…-…-… nolu 17.11.2015 tarihli 16.282,50 TL tutarlı faturanın teslim alan bölümünde isimsiz imzanın bulunduğu, davacının takip dayanağı yapmış olduğu faturanın tesl bölümündeki imzanın kime ait olduğu belli olmadığından davacının takip dayanağı fatura içeriğinin davalıya teslim ettiği hususunun ispatına muhtaç olduğu, neticeten; davacının takip dayanağı yapmış olduğu 17.11.2015 tarih ve …-…-…-… no.lu 16.282,50 TL tutarlı fatura içeriğinin davalıya teslimi hususu davacı yanca ispat edilinceye kadar takip tarihi (01.08.2016) itibariyle davacının takip dayanağı faturadan kaynaklı alacaklı olmadığının kabulünün gerekeceği belirtilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı taraf cevap dilekçesinde davacının icra takibine konu ettiği irsaliyeli faturalar nedeniyle davacıya borçlu olmadığını , faturalardaki teslim alan kısmında bulunan imzanın müvekkiline veya çalışanlarına ait olmadığını savunmaktadır. İcra takibine konu faturalarda teslim alan kısmında isim yazılı olmayıp sadece imza bulunması nedeniyle ikinci celsede davacı vekiline faturalardaki imza sahiplerinin isim ve adreslerini bildirilmesi için ihtaratlı kesin süre verilmiş ise de, davacı vekilince süre içerisinde bu konuda bir beyanda bulunulmamıştır. Bu nedenle fatura tarihlerinde davacının davalının çalışanlarının tespiti için SGK’ya müzekkere yazılması veya ilgili kişilerin isticvaba veya tanık olarak dinlenilmesi cihetine gidilememiştir. Davacı ispat için davalıya yemin teklif ettiğini beyan etmiş, davacı tarafın yemin teklifi davalı asil tarafından yerine getirilerek dava konusu faturalar nedeniyle davacıya bir borcu bulunmadığı, davacıyla borç doğuracak herhangi bir alışveriş yapmadığı ve borç doğuran herhangi bir mal veya ürün teslim almadığı hususunda davalı asil yemin eda etmiştir. Buna göre davacının dava konusu irsaliyeli fatura içeriğindeki ürünleri davalıya teslim ettiğini ispatlayamadığı kanaatine varılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın reddine,
2-Karar ve ilam harcının 35,90 TL’nin peşin yatırılan196,66TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 160.76 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 22/03/2018

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI