Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/847 E. 2019/654 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/847 Esas
KARAR NO : 2019/654

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2016
KARAR TARİHİ : 21/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin, davalı … şirketinden 09.03.2015 -08.03.2016 vadeli Geniş Kapsamlı Yangın Paket Poliçesi satın aldığını, imalathanesinde 10.11.2015 tarihinde yangın meydana geldiğini, makine, ekipman, ürün, tesisat ve elektrik ünitelerinin kullanılamaz hale geldiğini, oluşan zarar karşılığında davalı … şirketinin ekspertiz raporuna göre 267.185,65 TL sigorta bedeli ödediğini, müvekkilinin gerçek zararının ödenen bu bedelin altında olduğunun bildirildiğini, ama bugüne kadar başkaca bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin ekspertiz raporuna ulaşamadığını, raporda neye göre böyle bir hasar tutarının belirlendiğinin anlaşılamadığını, bunun üzerine Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …….Değişik İş sayısıyla zarar tespiti yaptırıldığını, meydana gelen zararda makine bedelinin 450.000,00 TL bunların kurulum bedelinin ise 45.000,00 TL olarak tespit edildiğini, bu rakamın ekspertiz raporunda belirlenen tutarın üzerinde olduğunu, müvekkilinin işyerinde gerekli onarımları yaptırdığını, ilgili bakiye kısmın kendisine ödenmesi gerektiğini, yangın sigortalarının olası yangın, infilak gibi rizikoları sigortaladığını, müvekkilinin de bu öngörülemez hal için kendisini teminat altına almak için sigorta yaptırdığını, ama satın aldığı sigortanın beklenen faydayı sağlamadığını, TTK 1409. maddesi gereği sigortacının zarardan sorumlu olduğunu, aksi durumun sigortacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, diğer yandan 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11. maddesi gereği genel şartaların yanında bazı özel şartlarında poliçede bulunabileceğini, taraflar arasındaki poliçede özel şartlarda da yangın ve infilak gibi hallerde sigorta bedelinin sigortacı tarafından ödeneceğinin bildirildiğini, meydana gelen hasarın teminat limitleri dahilinde kaldığını, müvekilinin noter aracılığı ile 03.04.2016 tarihinde sigorta şirketine ihtarname de göndermiş olduğunu, bu ihtarnamenin de cevapsız kaldığını, dayanak olduğu öne sürülen ekspertiz raporunun içeriğinin müvekkilince bilinmediğini, meydana gelen zararın TTK 1460. maddesi gereği ödenmesi gerektiğini, poliçe kapsamında temerrüde ilişkin hükümler bulunmadığından 6098 sayılı TBK 117. maddesi gereği muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğini, bu durumda sigortalı şirkete başvuru tarihi olan 10.11.2015 tarihinde sigorta şirketinin temerrüde düştüğünü ifade ederek eksik kalan sigorta bedelinin hasarın oluştuğu tarihten itibaren reeskont faiziyle kendilerine ödenmesini ,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Yetki ve husumet itirazlarında bulunduktan sonra davacının kendilerine 10.11.2015 tarihinde ihbarda bulunarak sigortalı işyerinin yandığını bildirdiğini, müvekkilinin de derhal bir eksper görevlendirdiğini, eksperin gerekli incelemeleri yaparak davacının talebinin 706.550,93 TL iken 709.244,55 TL hasar bedeli tespit edildiğini, bu rapora istinaden tespit edilen zarardan 88.188,08 T amortisman ve 50.000,00 TL sovtaj bedelinin tenzil edildiğini yapılan poliçenin koasürans ve muafiyetli bir poliçe olduğunu, koasürans koşulları gereği hasar tutarının % 25’i sigortalı , %75’i müvekkili üzerinde olduğunu, bu sebeple ekspertiz raporunda tespit edilen KDV siz hasar tutarından eksik sigorta, amorsitman ve sovtaj bedellerinin teznilinden sonra kalan 374.997,38 TL lik hasar tutarının %75’ine tekabül eden 281.248,04 TL’nin müvekkili şirket üzerinde bakiye 93.749,35 TL’nin de davacı üzerinde kaldığını, diğer yandan poliçede bir de muafiyet bulunduğunu, sigortacının üzerinde kalan hasar tutarı için %5 muafiyet uygulandığını, 14.062,04 TL tutarlı bu %5’lik muafiyetin müvekkili şirket üzerinde kalan 281.248,04 TL den düşüldüğünde kalan 267.186,00 TL nin de davacıya ödendiğini, davacının poliçeyi hatalı değerlendirdiğini, davacı tarafından hazırlatıldığı söylenen Bakırköy …… Sulh Hukuk Mahkemesi raporunun kendilerince bilinmediğini, bununla birlikte ekspertiz raporunda davacı tarafın toplam zarırının 462.866,62 TL olarak raporlandığını, buna göre de müvekkili şirketin davacıya ödemesi gerektiğinden daha fazla ödemede bulunmuş olduğunu ifade ederek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA ;10/11/2015 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle taraflar arasında düzenlenen poliçe gereğince davalı tarafından yapılan ödemenin poliçe kloslarına göre yerinde olup olmadığı, eksik ödeme olup olmadığı, amortisman ve sovtaj bedelinin düşülüp düşülmeyeceği, koasürans sigorta gereğince indirim ve muafiyet yapılıp yapılmayacağı hususlarına ilişkindir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosya makine mühendisi …’e tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; toplam zarar bedelinin KDV dahil 608.807,54 TL olduğunu, davacı sigortalının sigorta poliçesine göre talep edebileceği toplam hasar bedelinin KDV dahil 433.775,37 TL olduğunu, davacı sigortalıya ödenen 267.185,65 TL’nin zararı karşılamadığını, davacı sigortalıya ödenmesi gereken 433.775,37 TL – 267.185,65 TL=166.589,72 TL eksik ödeme bulunduğunu bildirmiştir.
Dosya daha sonrasında bankacı ve sigortacı bilirkişi ….’na tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında hasar tarihi olan 10.11.2015 de vade ve kapsam yönünden yürürlükte ve geçerli olan bir yangın sigortası poliçesi bulunduğunu, poliçede sigortalı ile sigortacı arasında müşterek sigorta ilişkisinin ve muafiyetin bulunduğunu ve buna göre meydana gelen hasarın %75’inin davalı, %25’inin ise davacı üzerinde bırakılacağının ve ek olarak davalının payına isabet eden tutardan %5 tenzili muafiyet yapılacağının yazılmış oluduğunu ancak dosyaya sunulan poliçe örneklerinde tarafların imzalarının bulunmadığını, dosyaya 15.01.2016 tarihli ekspertiz raporunun sunulmuş olduğunu ve bu raporda hasarın 709.244,55 TL olarak tespit edildiğini ve yapılan tenzilatlar sonucu 267.186,00 TL tazminatın davacıya, davalı … şirketince ödendiğini, dosyaya sunulu bilirkişi raporunda, eksik sigorta değerlendirmesi yapılmadığını, toplam hasarın 433.775,37 TL olarak saptandığını ve yapılan ödeme düşüldükten sonra davalı … şirketinin davacıya ek olarak 166.589,72 TL tazminat ödemesi yapması gerektiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının, amortisman, sovtaj, eksik sigorta, müşterek sigorta, muafiyet ve aydınlatma yükümlülüğü olduğunu, sigorta tazminatı hesap edilirken hasara uğramış olan makine, ekipman, demirbaş gibi kalemlere mevzuatta öngörülen amortisman oranları uygulanmasının olağan bir uygulamala olarak değerlendirilebileceğini, sigorta tazminatı hesap edilirken hasara uğrayan makine, ekipman, demirbaş gibi kalemlerin kalan ekonomik değerlerinin gelire dönüştürülmesi anlamında sovtaj uygulamasının olağan bir uygulama olarak kabul edilebileceği ancak somut olayda tenzil edilecek sovtaj değerinin davalı tarafından nasıl hesap edildiğinin ayrıntısıyla gösterilemediğini, sigorta tazminatı hesap edilirken eksik veya aşkın sigorta olup olmadığının da inceleme konusu yapılabileceğini, somut olayda sigortalanan makine ve ekipmanların değerleri toplamının 1.009,272,99 TL olarak tespit edilmiş iken bu değerlerin 723.589,00 TL olarak sigortalanmış olmasının eksik sigorta olabileceğini gösterdiğini, poliçeye göre taraflar arasında davalı için %25 ve davalı için %75 oranında müşterek sigortanın bulunduğunu, ek olarak davacının üzerinde bırakılan hasar bedelinden %5 oranında muafiyet uygulanacağının da poliçede belirtildiğini, dosya kapsamında sözleşme kurulmadan önce ve sözleşme devam edereken davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğunun gösterilemediğini, bilirkişinin dosyaya sunduğu raporda belirlenen zarar tutarına itibar edilmesi durumunda o raporda dikkate alınmadığı anlaşılan eksik sigorta kaynaklı tenzilat da hesaba katıldığında müşterek sigorta ve muafiyet tenzilatları da dikkate alınarak davalının davacıya ödemesi gereken sigorta tazminatının 344.895,00 TL olarak tespit edilebileceğini ve bu durumda yapılmış bulunan ödeme sonrası ek olarak 77.709,00 TL daha tazminat ödemesi yapmasının gerekebileceğini görüş ve beyan etmiştir.
Bilirkişilerden ek rapor alınmış olup ek raporda özetle; 454.236,11 TL olarak hesap edilen makine ekipman hasar detayı içerisinde 2.250 adet muhtelif ayakkabı kalıplarının 44.781,5 TL olarak takdir edilen toplam bedelden düşüldüğünde 454.263,11 TL-44.781,75=409.481,36 TL’ye tekabül ettiğini, dosya kapsamındaki 15.01.2016 tarihli Yangın Zararı Ekspertiz Raporunda; “Geri kalan tüm makineler, demirbaş ve emtiaların 50.000,00 TL hurda sovtaj bedeli değerine satın alınabileceği’ beyan edildiğini, davalı vekili, 14.09.2018 havale tarihli dilekçesi ile makine, demirbaş ve emtia sovtajları davacı sigortalının talebi veçhile toplamda 50.000,00 TL’sini sigortalıya bırakıldığını beyan edildiğini, taraflar arasındaki poliçede yazılan eksik sigorta, müşterek sigorta ve muafiyet şartlarının aynen geçerli olması gerektiği yönünde bir hüküm kurması halinde sigortacının davacı sigortalısına 267.186,00 TL ödeme yaptığı düşünülürse 79.492,06 TL ilave tazminat ödemesinde bulunması gerektiğ kanaatine varıldığını, taraflar arasında kurulmuş olduğu anlaşılan sigorta sözleşmesinde aydınlatma yükümlülüğü de dahil olmak üzere tarafların yüklendiği karşılıklı borçların taraflarca ifa edilip edilmediği, edilmişse bunun dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgelerle taraflarca ispat edilmiş olup olmadığı ve bunların hukuki sonuçları ile tazminat miktarını nasıl etkileyebileceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, ancak dosya kapsamında sigorta öncesi bilgilerdirme formu ve taraflarca imzalanan sigorta poliçesi örnekleri görülmediğini beyan etmişlerdir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna istinaden davayı 156.589,72 TL tutarında ıslah ettiğini, bu çerçevede bilirkişi raporuna göre haksız fiilden kaynaklı tazminat taleplerinin kabulü ile yangının meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflar arasında 09/03/2015 başlangıç 08/03/2016 bitiş tarihli geniş kapsamlı yangın paket sigorta poliçesi tanzim edildiği, poliçenin kapsamı ve vadesi dikkate alındığında oluşan hasarın poliçe kapsamında kaldığının anlaşıldığı, yangın sonrasında yaptırılan ekspertiz sonucunda davacı tarafa 267.186,00 TL ödemenin yapıldığı, davacının eksik ödeme yapıldığı, hasarın daha fazla olduğu iddiasına dayalı olarak işbu davayı ikame ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 10/11/2015 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle düzenlenen poliçe gereğince davalı tarafından yapılan ödemenin poliçe kloslarına göre yerinde olup olmadığı, eksik ödeme olup olmadığı, amortisman ve sovtaj bedelinin düşülüp düşülmeyeceği, koasürans sigorta gereğince indirim ve muafiyet yapılıp yapılmayacağı hususlarına ilişkin olduğu, 22/02/2018 tarihli bilirkişi … tarafından sunulan raporda davacının talep edebileceği miktarın 166.589,72 TL olarak belirlendiği, bu tespit yapılırken amortisman ve sovtaj bedeli ile ayrıca müşterek sigorta uyarınca toplam hasar bedelinin %25’i oranında sigortalı hissesinin, yine sigorta şirketinin sorumlu olduğu %75 üzerinden %5 oranında muafiyet tenzili düşüldüğü, davacı tarafın amortisman ve sovtaj bedelinin düşülmemesi, koasürans sigorta gereğince indirim ve muafiyet yapılmaması gerektiğine ilişkin itirazları olmasına karşın ıslah dilekçesini bu itirazlarının aksi yönünde değerlendirildiği 22/02/2018 tarihli bilirkişi … tarafından sunulan raporda tespit edilen miktara göre sunduğu, davacının bir anlamda yaptığı itirazlardan vazgeçerek, bu itirazları göz ardı ederek davasını ıslah ettiği, davacı aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini iddia etmiş ise de TTK. 1423/2 maddesi gereği bu yönde bir itirazda bulunmadığından sözleşmenin, poliçede yazılı şartlarla yapılmış olduğunun kabulü gerektiği, 22/02/2018 tarihli bilirkişi … tarafından sunulan raporda eksik sigorta yönünden bir değerlendirmenin yapılmadığı, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda bu değerlendirmenin de yapıldığı, buna göre eksik sigorta, müşterek sigorta ve muafiyet şartları geçerli kabul edilerek ve amortisman ve sovtaj bedeli düşülerek yapılan hesaplama neticesinde davacının talep edebileceği miktarın 79.492,06 TL olduğu anlaşılmıştır.
Yangın olayının 10/11/2015 tarihinde meydana geldiği, davanın ise 09/09/2016 tarihinde açıldığı, davacının 22/03/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırdığı, davanın kısmi dava olarak açıldığı, kısmi davada zamanaşımının yalnızca dava edilen kısım yönünden kesileceği, henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımının işlemeye devam edeceği, belirsiz alacak davasında ise zamanaşımının, dava sonunda alacağın tümü için dava tarihinde kesilmiş sayılacağı, kısmi dava açılması halinde sadece dava edilen bölüm için zamanaşımının kesileceği yolunda Yargıtay uygulamalarının istikrar kazandığı (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 13/06/2016 tarih ve 2016/3774 Esas 2016/7793 Karar sayılı kararı), buna göre davacının zararının 10/11/2015 tarihi itibariyle gerçekleştiği, zamanaşımının başlangıç tarihinin bu tarih olarak alınması gerektiği, bu durumda ıslah dilekçesinin verildiği 22/03/2018 tarihi itibari ile TBK 72. maddesinde düzenleme altına alınan 2 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiği, tazminatın ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden kaynaklanmadığı, davalının ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu anlaşılmakla ıslah ile istenen bölümün zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş olup buna göre davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL’nin 10/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslaha konu bakiye 156.589,72 TL yönünden davanın zamanaşımından dolayı reddine dair karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile,
10.000,00 TL’nin 10/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslaha konu bakiye 156.589,72 TL yönünden davanın zamanaşımından dolayı REDDİNE,
2-Alınması gereken 683,10 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 73,10 TL ve 2.674,17 TL ıslah harcından mahsubu ile fazla alınan 2.064,07 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama gideri olarak 170,78 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 268,70 TL posta ve müzekkere gideri toplamda 1.968,68 TL’den kabul-red oranına göre (%6,38 kabul, 93,62 red ) hesaplanan 125,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 15.277,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı .21/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır