Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/656 E. 2018/27 K. 10.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/656 Esas
KARAR NO : 2018/27

DAVA : Borçtan Kurtulma Davası
DAVA TARİHİ : 29/06/2016
KARAR TARİHİ : 10/01/2018
G.KARAR YAZIM TARİHİ : 17/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil şirketin kimya sanayinde iştigal etmekte olduğunu, müvekkil şirketin davalı şirketle iş yapılacağına duyduğu inanç ve güvenle bir çok çek vermesine rağmen müvekkil şirket ile davalı şirket arasında bu zamana kadar tek bir kuruşluk dahi iş ve ticaret yapılmadığım, beklenen işbirliğinin gerçekleşmediğini, müvekkil şirketin iş bu çekleri avans olarak verdiğinin kolayca anlaşıldığını, ekte sunulan çek çıkış bordrolarından da görüleceği üzere çeklerin davalı şirket tarafından teslim alındığı ve çek bedellerinin cari hesaba alacak kaydedilmesi bildirildiğini, ancak müvekkil şirketle davalı şirket arasında bu zamana kadar herhangi bir ticari ilişki gerçekleşmediğinden müvekkil şirketin davalı şirkete teslim ettiği çeklerin bedelsiz kaldığım belirterek, davanın kabulüne, müvekkil şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, …bank … Şubesine ait 13,07.2016 ödeme günlü … no.lu 190.000,00 TL bedelli ve 18.07,2016 ödeme günlü … no.lu 140.000,00 TL bedelli çeklerin iptaline, Sayın Başkanlığınızca uygun görülecek teminat karşılığında davaya konu çekin davalıya veya üçüncü kişilere ödenmemesi ve ayrıca takip yapılmaması için ihtiyati tedbir karan verilmesine, dava sırasında çekin İcra takibine konu edilmesi veya ödenmesi halinde istirdat davası olarak devam edilmesine, bu durumda çek bedelinin ve ferilerinin ödeme tarihinden itibaren İşleyecek TCMB avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilin, davalının aynca % 40 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep vc dava etmişlerdir.
CEVAP; davalı vekilin cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan çekler müvekkili tarafından değil 3. bir şahıs tarafından tahsil edildiğini, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, boylece davacının borçlu olmadığının tespitinde hukuki yarar kalmadığını, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşme ihtimali de bulunmadığını, tahsilatı müvekkili yapmadığından müvekkilden istirdadının söz konusu olmadığını, üzerindeki imza da inkar edilmediğine göre bu çekler geçerli, bu çekler için mücerretlik ilkesi de geçerli olduğunu, davacının belirttiği hiçbir sebebin mücerretlik ilkesini ortadan kaldırabilecek nitelikte olmadığını, davacının çekleri avans için verdiğini yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini belirterek, tebligatların usulsüzlüğünün tespitine, menfi tespit davası (istirdata dönüşemeyeceğinden) konusuz kaldığından davanın açılmamış sayılmasına, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, çek miktarlarının % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, avans olarak verildiği belirtilen çeklerin bedelsiz olduğu iddia edilerek menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar dayanmış oldukları delilleri ibraz etmişlerdir.
Tarafların karşılıklı iddiaları, alacak borç durumunun tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri üzerine bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi ibraz etmiş olduğu 28/06/2017 tarihli raporunda özetle; her iki tarafın ticari defterlerin usulüne uygun tutulmuş olduğunu, dava konusu çeklerin her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğunu, çeklerin keşide tarihi 13/07/2016 ve 18/07/2016 olmasına rağmen davacı şirketin bu çeklerden doğan alacağı yıl sonunda dava dışı iki ayrı şirkete aktarıldığını, dava konusu çeklerin davacı şirket cari hesabına alacak olarak kaydedilmesinin muhtemel bir mal satımı nedeniyle avans olarak verildiğini gösterdiğini, davalı tarafın defterlerinde ise alıcılar hesabında kayıtlı olduğunu, çeklerin mevcut hali ile ödenmiş durumda olduğunu beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı taraf dava konusu çekleri avans olarak verdiğini belirterek çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Kuşkusuz çek ödeme aracı olarak kullanılan kambiyo senedi vasfında kıymetli evraklardandır. Bir alım satımda çek verilmesi durumunda ödeme yapıldığı karinesi mevcuttur. Yine ticari alım satımda hazırlar arası alış verişte ödeme yapıldığında malında alındığı karinesi mevcuttur. Dava konusu olayda çeklerin avans olarak verildiği iddia edilmekte olup, çekin ödeme aracı olduğu da dikkate alındığında malın alındığı yönündeki karinenin aksine aynı ölçüde delille ispat etme yükümlülüğü davacının üzerindedir. Davacı çekleri avans olarak verdiğini iddia etmekte malında alındığı yönünde karineye karşı bu ölçüde delille ispat etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Her ne kadar alınan raporda çeklerin her iki tarafın defterlerinde kayıtlı ise de bu husus yukarıda belirtilen karinenin aksini ispat edildiğini göstermemektedir. Bu durumunda aynı ölçüde yazılı delille ispat edilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında bulunan deliller ile davacının bu iddiasının ispat edilemediği anlaşıldığından davacınn davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı taraf kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davanın kötü niyetli olarak açılmış olduğu iddiası ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 35,90-TL harçtan, peşin alınan 5.635,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.599,68-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir olunan 27.750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 10/01/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …