Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/570 E. 2018/711 K. 16.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/570
KARAR NO : 2018/711

DAVA : Alacak (Hava Taşımacılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2016
KARAR TARİHİ : 16/07/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 16/07/2018

DAVA;Davacı vekili tarafından davalı aleyhine Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinde açılan ve verilen görevsizlik kararı ile mahkememize tevzii edilen iş bu davanın dava dilekçesinde özetle ; İstanbul Tabriz seferine gidiş dönüş bilet aldığını, uçağın varış noktasından farklı bir yerde iniş yaptığı halde uçaktan valizinin inmediğini ve teslim alamadığını uçağın iniş yaptığı …. havaalanında hiçbir … yetkilisi bulunmadığı için kayıp başvurusunda bulunamadığını İranlı yetkililerin uçağın …. uçağı olduğundan tutanak tutamayacaklarını sadece bildirim yapabileceklerini beyan etmeleri üzerine havaalanından ayrılmak zorunda kaldığını, …. müşteri hizmetlerini arayarak şikayet kaydı oluşturduğu halde kendisine dönüş yapılmadığını, İstanbul’a dönüş yaptığı halde bile bavulundan haberdar olmadığını, tekrar mail attığında ise … yetkililerinin İran’da tutanak tutmadığını bahane ederek işlem yapamayacaklarını kendisine ilettiklerini, kayıp olan valizindeki eşyaların ve uğradığı zararın tanzimi için 11925,00TL maddi 5000,00TL manevi zararın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;dava konusu ihtilafın taşıma akdinden kaynaklandığını bu husustaki davalara ticaret mahkemeleri bakması gerektiğinden bahisle davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesini, dava konusu bagajda kıymetli eşya bulunduğuna dair herhangi bir özel beyanda davacının bulunmadığını, kırılabilir veya bozulabilir nitelikteki haiz değerli eşyaların bulundurulamayacağının bundan taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığını, davalının sınırlı sorumlu olduğunu, davacının manevi tazminat talebinin yasaya ve usule uygun olmadığından bahisle davanın reddini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava taşıma sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasıdır. Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin … Esas … karar sayılı 17/12/2014 tarihli görevsizlik kararı mahkememize tevzi edilen dosya mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
…. Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmış gelen yazı cevabında 12/01/2014 tarihinde … sayılı seferde geç teslim olduğunu beyan ettiği bagaj için ehrhangi bir raporun düzenlenmediğini tazminat talebi için başvurdugunu rapor tutulması gerektiğini bu sebeple davacıya herhangi bir ödeme yapılamayacağına dair e-posta bilgisinin kendisine iletildiği şeklinde yazıya cevap verildiği görülmüştür.
Dosya kül halinde hava taşımacılığında uzman bilirkişi …. ‘a tevdii edilmiş bilirkişi tarafından sunulan 20/01/2017 tarihli rapordaDavacının …. ‘den aldığı biletle 12 Ocak 2014 tarihinde (iki havayolu arasındaki anlaşma kapsamında) … …. saydı uçuşuyla Tebriz’e uçtuğu, ancak uçağın varış noktası Tebriz iken buraya iniş yapmayarak İran’ın Urmiye Havaalanına indiği,davacı tarafından, adına kayıtlı bagaj uçaktan çıkmadığı halde Urmiye Havaalanında … yetkilisi bulunmadığından kayıp eşya raporu düzenletemediği için, davalı havayolu tarafından dava dosyasında, davacının bu iddiasının davalı … Yollan şirket yetkililerince de tekzip edilmediği, Bu sebeple davacı tarafından ileri sürülen: “… Havaalanında … yetkilisi bulunmadığı için kayıp eşya başvurusu yapamadığı” iddiasının bir taşıyıcı kusuru olarak değerlendirilmesi gerektiği zira, davalı taşıyıcı 12 Ocak 2014 tarihli … seferiyle İstanbul’dan Urmiye’ye seyahat eden yolcuların varışlarında doğabilecek bagaj ve diğer problemler için gerekli önlemleri alma sorumluluğu taşıdığını,dava konusu olayda davalı havayolunun kayıp bagajdan doğan sorumluluğunun (kilo başma ikiyüzelli frank- yaklaşık 20 USD ile) sınırlı olmadığı , davacı tarafından bagajında bulunduğu ileri sürdüğü eşyalar ve kayıp evraklar için 11.925 TL maddi tazminat talep edilmekte ise de; bu talep taşıma öncesi yolcu tarafından kabul edilen … . bagaj taşıma şartlarına uygun olmadığı 14.04.2009 tarihli ve 27200 saydı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 26.03 2011 tarihinde … ‘ya bildirilerek yürürlüğe giren “Hava Yoluyla Uluslar Arası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme ” nin 22. maddesinin 2. Şıkkının “taşıyıcının bagajın kaybolması ya halinde her yolcu için sorumluluğu 1000 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır.” hükmü gereğince,1000 SDR (17 SDR=20 USD) yaklaşık 1.176,4 USD olduğu,Öte yandan, Varşova/Lahey Konvansiyonu ve TTK’nunda, olaya manevi tazminat hükmedilebileceğine dair hüküm bulunmadığından ve BK 58. maddesi gereğince manevi tazminata hükmedilebilmesi için de şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması gerekmekte olduğundan, olayda manevi tazminat isteminin şartlarının oluşmadığı şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi raporuna davacının itiraz etmesi üzerine dosya yeni bir bilirkişiden rapor alınmak üzere hava taşımacılığında uzman bilirkişi … ‘e tevdii edilmiş bilirkişi tarafından 12/06/2017 tarihli raporda varma yeri Tebriz olmasına karşın Urmiye’de yolcunun tahliyesi ve buna karşın gerekli aktarma sürecinin işletilmemesinden dolayı Yolcu Hakları gereği, davacının 250 EURO cezai tazminat +150USD otel masrafını davalıdan talep edebileceği, davacının bagaj zayii iddiası ve sunduğu bagaj kuponu karşısında davalının geç de olsa bagajını davacıya teslim ettiği iddiasının sabit olmadığı, zayi olduğu iddia edilen ve davacıya teslim edilmeyen bagaj içinde muhtemel eşyalar için dosya kapsamına göre davacının sınırlı sorumluluk tavanı kadar yanı 1.131 SDR karşılığı TL tazminat talep edebileceği sonuç olarak 150USD 250EURO ve 1131 SDR karşılığı TL miktarı kadar tazminat alacağını davalıdan tazmin talep edebileceği şeklinde rapor sunduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından sunulan bu rapora davacının itiraz etmesi üzerine dosya taraf itirazlarının tek tek irdelenerek bagajın geç teslim edilmesi ve dava dilekçesine konu hususlar nazara alınarak gerçek zararın tespiti üzerine tekrar bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişi tarafından sunulan ek raporda “kök raporun hazırlanmasında; uygulanacak hukuk bakımından hataya düşüldüğü www.icao.org resmi internet adresinden taraf devletler listesi kontrol edildiğinde İranİslam Cumhuriyeti’nin 1999-Montreal Konvansiyonuna halen taraf olmadığı, davakonusu taşıma sözleşmesi sürecinde Türkiye ve İran’ın ortak taraf olduğu uluslar arası konvansiyon içeriğinin 4 Sayılı Montreal Protokolü ve Lahev Protokolü ile değişik Varşova Konvansiyonu seklinde tespit edildiği,bu konvansiyon kapsamında, davacının daha yüksek bir zararı olsa bile, özel menfaat beyan etmeksizin bagajda taşımaya verdiği emtia zararından azami talep edebileceği tazminatın bürüt kg başına 17 SDR hesabı ile 30 kg bagaj haddi gözetilerek; 510 SDR hesaplandığı,Davalının 510 SDR karşılığı TL miktarını hüküm tarihi kurlarından tazmin etmesi gerektiği, hüküm tarihi kurlarından TL hesabı yapılsa da dava tarihinden temerrüt faizi hesaplanabileceği,davacının hiç ifa etmediği Tebriz hava taşıması süreci açısından ise 250 EURO karşılığı dava tarihi kurlarından 05.06.2014 itibarı ile 2,8776 TL/EUR kurundan 719,40 TL ve otel masrafından 150 USD karşılığı 2,1158 TL/USD kurundan 317,37 TL olmak üzere toplam 1.036.77 TL talep edebileceği, böylece toplam 510 SDR hüküm tarihi kurundan karşılığı TL miktarı artı 1.036,77 TL davacının talep edebileceği tazminat olarak belirlendiği davalının konvansiyonda belirtilen şekilde sorumluluğu sınırsız hale getirecek bir kusur derecesinin sabit olmadığı, gerçek zarar hesabının somut olayda yapılmasının mümkün olmadığı; ancak sınırlı sorumlu tazminat miktarlarının üzerinde zarar vuku bulduğunun değerlendirildiği şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacı asil mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesinin netice-i talep kısmında 900,00 TL değerinde 1 adet fotoğraf makinesi, 1 adet tablet, 1000 TL değerinde 1 adet Apple ıpad mini retina, 1900 TL değerinde 1 adet cep telefonu olmak üzere toplam 3800,00 TL, hediyelik eşyalar için 1000,00 TL, mahkemeye sunamadığı evraklar nedeniyle karşı tarafa ödemek zorunda kaldığı 2500 Euro ( 7125 TL) olmak üzere toplam 11.925,00 TL maddi tazminat ve 5000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından ibraz edilen 20/12/2017 tarihli dilekçede ise talep kalemleri ve dava değeri bakımından büyük oranda farklılıklar bulunduğu, ibraz edilen dilekçede dava dilekçesinde talep edilmeyen miktarlar ve eşyaların yer aldığı görülmekle davacı vekiline ibraz ettiği dilekçenin ıslah dilekçesi olup olmadığını açıklamak, ıslah dilekçesi ise ıslah edilen miktar ve kalemlerin ayrıntılı ve açık şekilde yazılı olduğu dilekçe ibraz etmek ve ıslah harcını ikmal etmek üzere süre verilmiş olup, davacı vekili mahkememizin 26/03/2018 tarihli celsesinde, ibraz edilen dilekçeler arasında farklılık bulunmakta ise de, dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulünü talep etmiştir.
İran İslam Cumhuriyeti 1999 Montreal Konvansiyonu’na halen taraf olmadığından, dava konusu taşıma sözleşmesi sürecinde Türkiye ve İran’ın ortak taraf olduğu uluslarası konvansiyon içeriği 4 Sayılı Montreal Protokolü ve Lahey Protokolü ile değişik Varşova Konvansiyonu’dur. Bu konvansiyon kapsamında davacının daha yüksek bir zararı olsa bile özel menfaat beyan etmeksizin bagajda taşımaya verdiği emtia zararından azami talep edebileceği tazminatın brüt kg başına 17 SDR hesabı ile 30 kg bagaj haddi gözetilerek 510 SDR olarak hesaplanmasının gerektiği anlaşılmakla mahkememizce hüküm tarihindeki SDR kuru üzerinden yapılan hesaplama ile neticeten 3467,49-TL maddi tazminatın tahsili gerektiği neticesine varılmıştır. Bilirkişi raporunda ifa edilmeyen Tebriz hava taşıması süreci bakımından 250 Euro ve otel masrafı olarak 75 Euro hesaplanmış ise de, dava dilekçesindeki talepler arasında uçak bileti ve otel masrafının yer almadığı, bu taleplerin davacı vekili tarafından ibraz edilen 20/12/2017 tarihli dilekçede yer aldığı, ibraz edilen dilekçeler arasında farklılık bulunmakta ise de, bu hususta ıslah dilekçesi ibraz edilmediği gibi davacı vekili mahkememizin 26/03/2018 tarihli celsesinde, dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulünü talep ettiğinden fazlaya dair hüküm kurulamayacağı anlaşılmakla davacı tarafın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3467,49-Tl’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça manevi tazminat talep edilmiş ise de, her sözleşmeye aykırılığın manevi tazminatı gerektirmeyeceği, manevi tazminata hükmedilebilmesi için TBK.nun 56. Maddesindeki koşulların oluşmasının gerektiği, somut olayda manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği(Yarg. … .H.D. 15/04/2014 T. …. E. … K.) anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-3467,49-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı tarafın manevi tazminat talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
2-Alınması gereken 236,86 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama gideri olarak toplam 1188,95 TL’den kabul-red oranına göre(%29) hesaplanan345,72 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2180,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 16/07/2018

Katip …

Hakim …