Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/309 E. 2018/708 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/309 Esas
KARAR NO : 2018/708

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2016
KARAR TARİHİ : 12/07/2018

Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait 59 adet boş çek yaprağı, 01/11/2014-03/11/2014 tarihleri arasında müvekkile ait iş yerinde kaza hırsızlığı sonucu çalındığını, hırsızlık olayı ve şüphelilerle ilgili Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na …. Hz. numarası ile soruşturma açıldığını, …. Bankası …. Şubesi’nden verilme …. nolu çekin boç olarak çalınan çeklerden birisi olduğunu, iş bu çek ile ilgili 09/12/2014 tarihinde Kocaeli C.Savcılığı’na da …. Muhabere numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, dava konusu … Bankası …. Şubesi’ne tahsil edilmek üzere ibraz edildiğini ve herhangi bir işlem yapılmayarak iade edildiğini, …. Bankası …. Şubesi’nden verilme … numaralı 28/01/2015 ödeme tarihli, 25.000,00-TL miktarlı çek için çekin tesliminin istenmesi ve yapılan inceleme neticesinde, sahte olarak düzenlenen çekin iptalini ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı … C.M.Z Orman Ür. Hay.. Mah. Nak. Turz. İn.ş ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile alacaklıların yerleşim yerleri olan (Kocaeli-Bursa) Asliye Ticaret Mahkemelerinden birinde ilgili davayı ikame etmeleri gerektiğinden, yetkisiz yerde açıldığını, iş bu dava yönünden yetki itirazından bulunduklarını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olup, dava konusu çeki TTK 682 e devamı hükümleri gereğince ciro yolu ile aldığını, imzanın davacının el ürün olup olmadığını ve çekip kayıp ya da çalıntı olup olmadığını bilmesinin müvekkilinden beklenemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar usule uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmamış, cevap dilekçesi de sunmamışlardır.
Dava İİK’ nun 72. Maddesine istinaden açılmış Menfi Tespit davası olup, dava konusu uyuşmazlığın, işyerinden hırsızlık sonucu çalındığı iddia edilen dava konusu çekte keşideci adına atılan imzanın davacı yetkililerine ait olup olmadığı, lehtar ve sonraki cirantaların birlikte hareket ederek çekin kötüniyetle veya ağır kusurla iktisap edilip edilmediği, bu nedenle menfi tespit ve çekin istirdatına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Büyükçekmece … AHM’nin 06.02.2018 tarih ….. E- …. Karar sayılı görevsizlik kararı sonucu mahkememize tevzi edilmiştir.
Dava konusu çek üzerinde imza incelemesi yapılması için çek aslı sunulmak üzere davalı …… Şti vekiline süre verilmişse de, davalı vekilince çekin bir önceki ciranta ….. Parke… Şti ‘ ne iade edildiği bildirilmiş bu kez davalı ….. Şirketi’ne HMk 220 maddesi kapsamında çek aslının sunulması için kesin süre verilerek ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, buna rağmen çek aslı sunulmadığından, dosya kapsamında mevcut okunaklı çek fotokopisi üzerinde inceleme yapılmıştır.
Davacı şirketin şirket yetkililerinin mahkememizce imza örnekleri alınmış, Büyükçekmece …. Noterliği’nin 25.05.2012 tarihli, …. y.nolu imza sirküleri aslı,… Bankası … Şubesi’ne ait, 05.09.2013 tarihli, 64.000-TL’lik dekont aslı, 19.09.2017 tarihli 4 sayfa istiktab zabtı asılları, 25.05.2017 tarihli 4 sayfa istiktab zabtı asılları, …. nolu 14.09.2015 tarihli şirket karan aslı,Bakırköy …. Noterliği’nin 02.06.2006 tarihli, … y.nolu imza beyannamesi aslı celp ve tetkik olunmuş, …. seri nolu çek fotokopisinin ön yüzünde davacı şirkete atfen atılmış imzanın davacı şirket yetkilileri … ve …’ın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Grafolog bilirkişisi …. tarafından düzenlenen raporda, inceleme konusu … Bankası …. Şubesi’ne ait, …. seri nolu, 28.01.2015 keşide tarihli, 25.000-TL’lik çek fotokopisinin ön yüzünde davacı şirkete atfen atılmış münker imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilileri … ve …’m eli ürünü olmadığının kabulü gerektiği sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu gerekçeli ve denetlemeye açık hazırlanmış olup, davalı … … Şi vekilince itiraz edilmişse de, davacının dava konusu çekin başka çek yaprakları ile birlikte boş olarak hırsızlk sonucu elinden çıktığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu ve soruşturma başlatıldığı da nazara alındığında, bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı tarafça sunulan çek suretinin incelenmesinde; muhatap bankanın …. Bankası …. şubesi olduğu, 28/01/2015 keşide tarihli 25.000,00 TL miktarlı, keşideci davacı …. İnşaat San Tic. Ltd. Şti. , lehtarın davalı … , sonraki cirantanın davalı … , hamilin ise davalı … C.M.Z Orman Ür. Hay.. Mah. Nak. Turz. İn.ş ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, çekin tahsil cirosu ile … Bankası …. şubesine ciro edildiği görülmüştür.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyası celbedilmiş, incelenmesinde davacı vekili tarafından 06/11/2014 tarihli dilekçesi ile, 01/11/2014 – 03/11/2014 tarihleri arasında işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu bir adet silahı ile 59 adet boş çek yaprağının çalındığı iddiasıyla şikayette bulunulduğu, savcılık soruşturmasının devam ettiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit (olumsuz tespit) davası İİK’nun 72. maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun, alacaklıya borçlu olmadığını genel hükümlere göre kanıtlamasına imkan sağlamak amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. Öte yandan 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre ( eski TTK 702. maddesi) ciro ile çeki elinde bulunduran kişi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde meşru hamil olacağı, TTK’nın 792. maddesinde de belirtildiği şekilde davalının kötü niyetle çeki iktisap ettiğini veya iktisabında ağır kusuru bulunduğunu ispat edildiği takdirde çeki geri vermekle yükümlü olduğu hususları düzenlenmiştir.
Yapılan yargılama sonunda, çekteki lehtar yani birinci ciranta imzasının davacının yetkilisine ait olmadığı bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır. Raporda imzanın şirket yetkilisine ait aynı elden çıktığı konusunda yeterli bulgu saptanamadığı belirtilmiştir. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK’nun 26.04.2006 tarih 2006/12-259 E, 2006/231 K. sayılı kararı). Bu nedenlerle davalı da bu konuda bir delil sunmadığından imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığına karar verilmiştir. Davalı …… Şti. vekili cevap dilekçesinde her ne kadar kendisinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu iddia ederek arada başka cirantalar olduğundan bahisle bu iddianın kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini ileri sürmüşse de imzaya itiraz mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebilir. Yapılan yargılama sonunda da çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı görülmüştür. Bu nedenlerle dava konusu çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacının ikinci talebi çekin iptaline yöneliktir. Kambiyo senetlerinde, imzaların istiklali ilkesi geçerlidir. Çeke hangi sıfatla olursa olsun imza atarak sorumluluk altına giren her kişi diğer imza sahiplerinin sorumluluğundan ayrı ve bağımsız olarak borç altına girer. Bu husus, 6762 sayılı TTK’nın 589. maddesinde (6102 sayılı TTK’nın 677. md.) de açıkça ifade olunmuştur. Zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez. Ayrıca imzaların istiklali prensibi gereğince ciro silsilesinde şekli bir eksiklik bulunmadığı sürece çeki elinde bulunduran hamilin iyiniyetli olduğu kabul edilir. Yukarıda açıklandığı üzere TTK’nın 792.maddesine göre çekin ağır kusuru veya kötüniyetle devir alındığının ispatı gerekmektedir. Bu konuda ispat külfeti davacıdadır. Davacı bu konuda yeterli bir delil sunmamıştır. Çekte ciro silsilesine göre davalılar … Şti. ( … Şti vekilince çekin kendisine iade edildiği iddia edildiğinden ) ….. …Şti meşru hamildir. Davacı bu davalılar arasında ağır kusuru/kötüniyeti gerektiren bir ilişki olduğuna dair delil sunmamıştır. Davalının çeki ciro ile alırken kendisinden önceki cirantaların imzalarını araştırma gibi bir yükümlülüğü yoktur. TTK’nın TTK’nun 790. maddesine göre cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Bu nedenlerle sunulan deliller ışığında davalının kötüniyetli/ağır kusurlu olduğu hususunda mahkememizce bir kanaate varılamamıştır. Bu nedenlerle çekin iptaline ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın kısmen kabulü ile davacının dava konusu … Bankası …. Şubesinden verilen …. nolu 28.01.2015 ödeme tarihli 25.000 TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacı vekilinin dava konusu çekin iptaline ilişkin talebinin reddine,
2-Karar ve ilam harcının 1.707,75 TL’ye ikmali ile bakiye 1.280,81 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından yatırılmış olan 426,94 peşin harcının mahsubuna,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL BVH, 426,94 PH , 671,50 TL TL davetiye ve müzekkere gideri ile 45600 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.626,14 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 3.000 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı
12/07/2018

Katip ….
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı