Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/303 E. 2018/203 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/303 Esas
KARAR NO : 2018/203

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
Mahkememizde açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında yapılan 05.12.2012 tarihli Elektrik Satışına ilişkin sözleşme uyarınca müvekkilinin dava dilekçesinde yazılı abone numaraları ile 2013 yılı Ocak ayından itibaren davalı şirketten aktif elektrik enerjisi aldığını ve yine dava dilekçesinde yazılı olan faturaların davalı tarafça düzenlendiğini, davalı tarafından kesilen elektrik faturalarında elektrik kullanım bedelinden başka kayıp kaçak bedeli altında müvekkilinden 722.428,83 TL kayıp kaçak bedelinin tahsil edildiğini, yapılan tahsilatların haksız olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın konusu itibariyle mahkememizin görevli olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, kayıp kaçak bedeliyle ilgili …. Aş , ….AŞ ve… AŞ’ye ödemelerin yapılmış olması nedeniyle davanın anılan şirketlere yöneltilmesi gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak dava açmış olduğunu, oysa HMK’nun 107. Maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açılmasının şartları düzelenmiş olup dava değerinin dava açıldığı belirlenmesi mümkün olduğundan davacının belirsiz alacak davası açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kayıp kaçak bedeli tahsilinin yasal düzenlemelere uygun olup haksız tahsilatın söz konusu olmadığnı beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda SMMM …. ve elektrik mühendisi …. tarafından düzenlenen raporda, davacının aboneliklerine ait dava dosyasına sunulmuş olan her bir fatura davalı … tarafından, dava konusu dönemde, davacıdan tahsil edilen ve davacının talebi olan dava konusu kalemlerin tutarlarının toplam 794.473,91 TL olduğu, davalı … tarafından dava konusu dönemde, davacıdan tahsil edilmiş ve davacının talebi olan dava konusu Kayıp Kaçak Bedellerinin, o dönem itibariyle geçerli olan EPDK ’mn düzenleyici işlemlerine uygun olduğu ve davalının söz konusu tutarları EPDK Kurul kararları gereği tahsil ettiği, tahsil edilen faturalardaki dava konusu kalemlerin birim fiyatlarının, rapor içeriğinde de faturalar bazında tablolar halinde belirtildiği üzere, her fatura döneminde, davacının tarife grubuna ait EPDK tarafından yayınlanmış olan Ulusal Tarife Birim fiyatlarına uygun olarak faturaya yansıtılmış olduğu, davacının talebi olan dava konusu Kayıp Kaçak Bedellerinin, davalı tarafından davacıdan EPDK Kararlan ve düzenleyici hükümlerine göre tarifelere uygun olarak tahsil edildiği, tarifelerin üzerinde ve söz konusu yasal düzenlemelere göre alınması gerekenden fazlaca tahsilat yapılmamış olduğu, 6719 sayılı Torba Yasa ile yapılan değişiklikle 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17.Maddesinin 10. fıkrasında “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” şeklinde düzenleme getirildiği, bu itibarla değerlendirmenin bu çerçevede kalması gerektiği, 6719 sayılı Torba Yasanın Geçici 20 inci maddesinde “(1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” Hükmü bulunmaktadır. Yeni düzenleme ile getirilen hükümlerin geçmişe etkili oldukları kabul edildiğinde, söz konusu tutarların hukuka uygun olarak alındığı sonucuna varmak gerekeceği, anılan torba yasanın 17 Haziran 2016’da yürürlüğe girdiği nazara alındığında, geçmişe dönük dava konusu alacağın hukuki durumunun mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir.
Dava tarihinden sonra 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ‘un Geçici 19. maddesi ” Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe giren mevcut yönetmelik , tebliğ ve Kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. ” Geçici 20. Maddesi ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım , sayaç okuma , perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurma hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır ” hükümleri getirilmiştir.
Söz konusu yasa maddeleri ile, 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmeden evvel açılmış olan dağıtım , sayaç okuma , perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerine ilişkin davalarda 6719 sayılı yasanın 21. Maddesi ile değiştirilen 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin uygulanacağı belirtilmiş olup, 6446 sayılı yasanın değişik 17. Maddesinde ise söz konusu bedellerin tahsil edilmesinin haklı olduğu yasal hale getirilmiştir. Geçici 19 ve 20. Maddeler uyarınca yasanın geçmişe etkili olmak üzere uygulanacağı tartışmasız hale gelmiştir.
6719 sayılı Kanunda yer alan söz konusu düzenlemelerin anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla aynı mahiyetteki davalarda başkaca mahkemelerce Anayasa Mahkemesine iptal başvurusunda bulunulmuş, mahkememizce Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karar beklenmiş, fakat 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiaasıyla yapılan başvuru da Anayasa Mahkemesi tarafından 15.02.2018 tarihli kararla ilgili hükümlerin iptal talebi reddedilmiştir. Böylece yürürlükte olan, 6719 sayılı yasanın Geçici 20. Maddesine göre dava 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasa hükümlerine göre değerlendirilerek sonuçlandırılmıştır.
Davacının talebi içerik itibariyle dava konusu kayıp kaçak bedellerinin EPDK’nun bu konudaki düzenleyici işlemlerine ve tarife yönetmeliklerine aykırı şekilde, hizmet verilmeden haksız ve hukuka aykırı alındığı iddiasına ilişkindir. Yani talep edilen bedellerin söz konusu EPDK düzenleyici işlemlerine ve tarife yönetmeliklerine göre alınması gerekenin üzerinde olacak şekilde fazlaca alındığı iddiasına dayanmamaktadır. Bu nedenle mahkememizce dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Davacı vekilinin dava konusu bedellerin haksız ve hukuka aykırı alındığı iddiasıyla açmış olduğu iş bu davada, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Geçici 19 , 20. Maddeleri ve Geçici 21. Maddesi ile değişik 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesi ile söz konusu bedellerin tahsil edilmesinin haklı olduğu yasal hale geldiğinden ve bu davalarda mahkemelerin yetkisi kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı hale getirildiğinden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmek gerekmiştir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 28.06.2017 tarih 2017/887 Esas – 2017/727 Karar ; 16.06.2017 tarih 2017/683 Esas- 2017/670 Karar; 28.06.2017 tarih 2017/687 Esas- 2017/729 Karar ; 23.06.2017 tarih 2017/769 Esas- 2017/712 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır. ) Her ne kadar dava konusu bedeller 6719 sayılı yasa ile yasal hale gelmiş ise de dava tarihinde geçerli olan Yargıtay içtihatlarına göre davacı dava açmakta haklı bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 331. Maddesi ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmünü taşımaktadır. Yargılama giderlerine ilişkin bu madde 1086 sayılı HUMK’nun 425. Maddesinde sadece iki durum için yani sınırlayıcı şekilde düzenlenmiş iken yeni getirilen 6100 sayılı HMK’nun 331. Maddesi ile davanın konusuz kalmasına yol açan tüm haller için düzenlenmiştir. Keza Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında ” Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine ” hükmedilmesi gerektiği de düzenlenmiştir.
Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, dava açmakta haklı olduğu, HMK’nun 331. Maddesi ve Yargıtay HGK’nin yukarıda yazılı içtihadı dikkate alındığında yargılama harç ve giderinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmolunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden,
1- Davanın reddine,
2-Karar ve ilam harcı olan 35,90 TL’nin peşin yatırılan 170,78 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 134,88 04 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL BVH, 35,90 TL PH, 123,15 TL davetiye ve müzekkere gideri ve 1.200 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.388,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonramahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına
Dair , davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 08/03/2018Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı