Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/271 E. 2021/1188 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/271
KARAR NO : 2021/1188

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 16/12/2021
DAVA: Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in davalıya inşaat işlerini yaptırmak amacıyla 30/04/2015 tarihli 170.000,00 USD bedelli çeki aldığını, müvekkilinin Bakırköy’de başlamış olduğu inşaat projesi için davalıya vermiş olduğu çekte cirosu istendiği için önce şahsi cirosunu attığını ve avansı olarak verdiğini, ancak taraflar arasında konuşulan temel ilişkinin hiçbir zaman gerçekleşmediğini, davalının edimlerine yerine getirmediğini ve çeki iade etmediğini, anılan çekle ilgil Bakırköy …. İcra Müd.nün … E sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine ilamsız takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin müvekkilinin çalışanı olmayan bir kişiye tebliğ edilerek kesinleştiğini, yapılan itirazları sonucu Bakırköy …. İcra Hukuk MAhkemesinin … E sayılı dosyası temyiz ile Yargıtay …. HD’nin …. E sayılı dosyası kapsamında incelendiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye konu kambiyo borcunun iddiasına neden olan temel alacağı doğrudan temel borç ilişkisi geçerliliğini yitirdiği için davaya konu çekinde bedelsiz kaldığının kabulü gerektiğini, davalının sözleşme konusu edimlerini yerine getirmediği gibi kendisine iş avansı olarak verilen çeki müvekkillerine vermeyerek hem hukuka aykırı hareket ettiğini, hem de dolandırıcılık suçunu işlediğini, bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, yapmadığı bir iş için tahsilat yapmaya çalışan kötü niyetli davalıya karşı borcu olmadığını beyanla Bakırköy ….icra Müd.nün … E sayılı dosyasındaki icra takibinin durdurulmasına ve yapılmış olan hacizlerin kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı hakkında İİK md. 72 uyarınca %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, davalı müvekkilin …. İnşaat nakliye ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti, …. İnş. Ve Yapı Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. ile … İnşa. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduğunu ve davacının başladığı bir projede davalının bu şirketlerden biri adına iş yapma vaadi ile çeki aldığını iddia etmişse de bunda isabet bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının anılan şirketlerden biri adına davacı ile sözleşme akdettiği varsayımında sözleşmenin tarafı davalı müvekkil değil de şirketlerden biri olacağı için edimi ifa etme yükümlülüğü şirkete ait olacağını, bu nedenle davacının sözleşme kapsamında borcun ifa edilmediği iddiası ile işbu davayı Davalı müvekkile karşı yöneltmesinin hukuka aykırı olup müvekkilinin işbu davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, diğer bir deyişle davacının sözleşme akdedildiğini iddia ettiği şirkete karşı değil de doğrudan şirketin ortağına karşı açmış olduğu işbu davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, davacının iddia ettiği şekilde taraflar arasında inşaatın yapılması konusunda bir sözleşme akdedilmediğini, davacının bu hususa ilişkin olarak somut verilere dayanmaması sadece soyut iddialarda bulunması iddialarının gerçek olmadığını, asılsız ve mesnetsiz olduğunu , gerçekten de davacının davalının anılan şirketlerden biri adına iş yapma vaadinde bulunduğunu iddia etmişse de hangi şirket adına böyle bir sözleşme yapıldığını dahi açıklayamadığını ve akdedildiği iddia olunan sözleşmeyi de ibraz edemediğini, iş bu davaya konu çekin davacının iddia ettiği şekilde inşaat yapma borcunun üstlenildiği bir sözleşme kapsamında verilmemiş olup çeklerin veriliş amacının müvekkilinin Bakırköy ili, …. Mahallesi, … Ada, … Parselde kâin taşınmazla ilgili imar uygulaması, plan, tadilat, inşaat ve ruhsat işlemleri ile ilgili olarak Büyükşehir Belediyesindeki işleri takip etmek ve bu şekilde hizmet verdiğini, müvekkilinin belirtilen bu hizmeti taraflar arasındaki anlaşmaya göre yerine getirdiğini, gerçekten de müvekkilinin yapmış olduğu hizmetler sonucunda bahsi geçen taşınmazın imar uygulamasını, plan ve tadilatı değişikliğini sağlayarak inşaat alanını büyüttüğünü, müvekkilinin yapmış olduğu bu hizmetler karşılığında çeki aldığını, davacının iddia ettiği şekilde inşaat yapma borcu karşılığında veya karşılıksız alınmış bir çek bulunmadığını beyanla davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle usulden reddine, hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı … ile dava dışı …. İnş. Nak. Gıda San. Tic. Ltd. Şti, … İnşaat.. Yapı Teknolojileri San. Ve Tic. A.Ş ile …. İnşaat. San ve Tic. Ltd. Şti ortağı olup, şirket adına hareket eden … arasında bir takım inşaat işlerinin yapılması ile ilgili sözleşme kurulup kurulmadığı, takibe konu çekin bu sözleşme gereğince edimin ifa edilmesi amacıyla verilip verilmediği, edimin ifa edilip edilemdiği, davacını idda ettiğinin aksine Bakırköy Kartaltepe Mahallesinde bir kısım taşınmazın imar ve ruhsat işlemlerinin takip amacıyla çekin verilip verilmediği, edimin ifa edilip edilmediği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy …. Icra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının uyap üzerinden gelmiş olduğu görüldü. İcra dosyasının tetkikinde, Davalı takip alacaklısı tarafından davacı takip borçlusuna karşı 170.000,00-USD bedelli 31/05/2014 tarihli çeke istinaden ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı … adına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen 16/01/2019 tarihli duruşmaya katılmadığı ve mazeret dilekçesi ibraz etmediği anlaşılmakla 16/01/2019 tarihi itibariyle bu davacı bakımından dosyanın HMK m.150 gereğince işlemden kaldırıldığı ve yasal 3 aylık süresi içerisinde yenilenmediği anlaşılmakla davanın … yönünden açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 236. maddesinde (HMK.nun 188.madde de); taraflardan birinin ikrarının geçerli olduğu ve o taraf aleyhine delil teşkil edeceği belirtilmiş, ancak ikrarın tanımı yapılmamıştır. Öğretideki tanımlamalara göre ise, ikrar (dar anlamda ikrar), görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir. Yargıtay uygulamasında da, ikrara bu anlam yüklenmektedir. İkrardan söz edilebilmesi için, bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gerekir. İkrarın konusu, ancak karşı tarafın ileri sürdüğü vakıalar olabilir. Bir tarafın, kendisinin ileri sürdüğü bir vakıanın doğruluğunu bildirmesi ikrar niteliği taşımayacağı gibi, karşı tarafın ileri sürdüğü hukuki sebepler de ikrara konu olamazlar. Öğretide ve uygulamada ikrar, yapıldığı yere, kapsamına ve içeriğine göre türlere ayrılmaktadır. Yapıldığı yere göre mahkeme dışı veya mahkeme içi ikrardan söz edilir. Mahkeme dışı ikrar takdiri, mahkeme içi ikrar ise kesin delil niteliğindedir. Kapsam yönünden, ikrar, çekişmeli olan maddi vakıanın tamamını veya belli bir kesimini kapsayabilir. İlkinde tam, ikincisinde ise kısmi ikrar söz konusudur. İçeriği itibariyle ikrar ya basit (adi), ya vasıflı (mevsuf) ya da bileşik (mürekkep) nitelikte olabilir. Vasıflı ikrara, gerekçeli inkâr da denilmektedir.
Basit (adi) ikrar, karşı tarafça ileri sürülen bir vakıanın doğru olduğunun, herhangi bir kayıt veya şart bildirilmeksizin kabul edilmesidir. Basit ikrarda, onun konusunu oluşturan vakıalar artık tartışmalı olmaktan çıkarlar; dolayısıyla bunların ayrıca kanıtlanmasına gerek kalmaz.
Vasıflı ikrarda, (gerekçeli inkârda) karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığı kabul edilmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının) ileri sürülenden farklı olduğu bildirilir.
Bileşik (mürekkep) ikrarda ise, bir tarafın ileri sürdüğü vakıa karşı tarafça bütünüyle kabul edilmekle; eş söyleyişle, vakıanın doğru olduğu ve bildirilen vasıfta bulunduğu kabul edilmekle birlikte, ikrara öyle bir vakıa eklenir ki, eklenen bu vakıa, ya ikrar edilen vakıanın hukuksal sonuçlarının doğmasını engeller ya da onu hükümsüz kılar. Bileşik ikrar, ikrara konu olan vakıa ile, ona eklenen vakıa arasında bir bağlantı bulunup bulunmamasına göre, bağlantılı bileşik ikrar ve bağlantısız bileşik ikrar olarak ikiye ayrılır.
Yukarıda da değinildiği üzere, uygulamada, ağırlıklı olarak, bağlantısız bileşik ikrar dışındaki ikrar türlerinin bölünemeyeceği, dolayısıyla, böyle durumlarda, ikrar edenin ispat yükü altında olmadığı kabul edilmekte, iddiasını ispatlama yükümlülüğünün, karşı tarafa ait olduğu benimsenmektedir. Bağlantısız birleşik ikrar ise bölünebileceğinden ispat yükü ikrarda bulunana geçmektedir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı Cilt: 2, Ankara 2001, sayfa: 2037 vd.; YHGK nun 05/06/2015 gün, 2013/13-2338 esas, 2015/1499 sy. k.).
Dava, çekin bedelsiz kaldığından bahisle menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü alacaklıya ait ise de, alacak ilişkisi kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa senede karşı senetle ispat kuralı gereği, ispat yükü tekrar davacı borçlu tarafa geçmektedir. Kambiyo senetleri illeten mücerret olup, senet borçlusu tarafından, senedin gerçek bir borç ilişkisini göstermediği, senede karşı senetle ispat kuralı çerçevesinde ispatlanmalıdır. Senetle ispat zorunluluğu HMK’nun 200.maddesi düzenlenmiştir. Senetle ispat kuralının istisnaları, delil başlangıcı, delil sözleşmesi, tanık dinletilmesine muvafakat ve HMK’nun 203.maddesinde belirtilen tanık dinlenebilecek hallerdir.
Davacı taraf, çekin davalıya iş avansı olarak verildiğini, ancak işin ifa edilmediğini beyan etmiş, davalı taraf ise davacı ile aralarında inşaatın yapılması konusunda bir sözleşme aktedilmediğini, çeklerin veriliş amacının taşınmazla ilgili imar uygulaması, plan tadilat, inşaat ve ruhsat işlemleri ile ilgili olarak belirtilen işleri takip etmek olduğunu ve işin ifa edildiğini iddia etmiştir. Davalının ikrar türü, mahiyeti itibariyle bağlantısız bileşik ikrar olup, ispat yükü bağlantısız birleşik ikrarda bulunan taraftadır. Her iki durumda da ispat yükü davalıda olduğundan davalı savunmasını yasal delilerle ispatlamak durumundadır. Davacı tarafça borçlu olmadığı iddia edilen çekin, yasal süresinde ibraz edilmediği ve bu sebeple kambiyo senedi vasfını yitirdiği anlaşılmaktadır. Süresinde ibraz edilmeyen çek, maddi hukuk bakımından “adi havale”, ispat hukuku bakımından ise “(yazılı) delil başlangıcı” hükmündedir. Davalı taraf, tanık deliline dayanmış olup, süresinde ibraz edilmeyen çek yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğundan tanığın dinlenmesine karar verilmiş, tanık gideri ve tebligat ücretine ilişkin delil avansının yatırılması hususunda davalı tarafa kesin süre verilmiş olup, verilen kesin sürede delil avansı ikmal edilmediğinden bu delile başvurmaktan vazgeçmiş olduğu kabul edilmiştir. Yargılama aşamasında davalının bildirdiği deliller toplanmış olmakla birlikte davalının iddiasını ispata yarar delil ve belge sunulmamış olduğu, çekin veriliş amacı ve bu amacın gerçekleştiğinin ispatlanamamış olduğu anlaşılmıştır. Bu suretle, ispat yükü kendisine düşen davalı tarafın iddiasını ispat edememiş olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına konu 30/04/2015 tarih 170.000 USD bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de, şartları oluşmadığından reddine, davacı … bakımından 16/01/2019 tarihi itibariyle dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmakla bu davacı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı … bakımından 16/01/2019 tarihi itibariyle dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmakla bu davacı yönünden davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı … İnşaat Tekstil ve Mühendislik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından açılan davanın KABULÜ İLE, davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına konu 30/04/2015 tarih 170.000 USD bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacı tarafın kötü niyet tazminat talebi şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla reddine,
4-Alınması gereken 30.684,23 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 7.671,06 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23.013,17 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 7.700,26 TL, tebligat ve müzekkere gideri 231,70 TL olmak üzere toplam 7.731,96 TL’nin davalıdan alınarak davacı … İnşaat Tekstil ve Mühendislik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
6-Davacı … İnşaat Tekstil ve Mühendislik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 39.509,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.15/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır