Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/255 E. 2019/681 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/255 Esas
KARAR NO : 2019/681

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 27/06/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya damlama ek parça ve benzeri ürünler sattığını, ürün bedellerinin ödenmediğini, cari hesap mutabakat mektubu adlı 14/01/2016 tarihli belgede davalının müvekkiline borç bakiyesini 140.000,33 TL olduğunun yazılı olduğunu, davalı şirketin kendi kaşe ve imzasıyla borcu onaylayıp açıkça kabul ettiğini,borcun ödenmemesi üzerine Büyükçekmece …. İcra Müd.nün ….. E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, davalının % 40’dan az olmamak icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği,
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ….. Boru ve ek Parçaları sipariş ettiğini, müvekkilinin bu siparişte …….’nin herhangi bir itirazına uğramamak için boruların dizayn grup markalı olarak üretilmesini talep ettiğini, bu hususun gerek mail ile gerekse sözlü olarak davacı şirket yetkililerine bildirildiğini, davacıya ait ürünlerde sızdırmalar meydana gelince yapılan kontrolde ……. yetkililerinin ” ….. ” markasını görünce bu boruların onay verdikleri borular olmadığını söylerek boruları reddettiklerini, bunun üzerine …. firmasının müvekkiline ihtar mektubu göndererek sözleşmeye aykırı davranıldığını, reddedilen boruların bulunan mahalden 7 gün içerisinde alınmasını ve bu borular nedeniyle sorumluluk kabul etmediklerini, döşenen boruların sökülerek yeniden yapılacak olan hatların bedelinin müvekkili şirkete yansıtılacağının ihtar edildiğini bu olay nedeniyle …….. firması tarafından müvekkiline 38.601 USD ceza uygulandığını , müvekkilinin reddedilen boruların bir kısmını davacı şirkete ……’ye göndererek 19.116 TL nakliye bedeli ödediğini, bunun yanı sıra davacının iade almaktan imtina ettiği, 22.054 TL miktarlı borunan da halen müvekkili şirket deposunda beklediğini , davacının hatalı boru üretimi nedeniyle müvekkili şirkete verdiği zararın 150.000 TL civarında olduğunu, davacının müvekkilden hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, bilakis davacının müvekkiline yaklaşık 10.000 TL borçlu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyumazlık; davalının siparişi üzerine davacı tarafından davalıya üretilen boruların ayıplı olup olmadığı, ayıplı olduğu iddia olunan ve ayrıca iade edilmek istenen boruların ise davacı tarafından davalıya teslim edilen borular olup olmadığı, şayet davacı tarafından davalıya verilen borular ayıplı ise açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan alacak talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarının ne kadar olduğu hususlarına ilişkindir.
B. Çekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası celbedilmekle, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarfaından davalı takip borçlusuna karşı 155.499,17-TL bedelli takip başlatıldığı, süresinde itiraz ile takibin durduğu anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde SMMM vasıtayla inceleme yapılarak rapor sunulması için …… Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış olup, bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın dava konusu dönemlere ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinide usulüne uygun olarak yapılmış olduğunu, davalı tarafın deftereleri ibraz edildiği ve dava konusu dönemlere ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yapılmış olduğunu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğunu, takibe konu olan davacı….. Sanayi Ticaret A.Ş. Tarafından davalı şirket adına yürütülen cari hesap, muavin defterinde 120. Hesap kodu ile en son 21/12/2015 tarihinde 140.000,43-TL hesap bakiyesiyle kayıtlı olduğunu, ödeme emri ve dava dilekçesi ekinde icra takibine dayanak yapılabilecek, davacı alacaklı tarafından davalı borçluya cari hesap ekstresi gönderildiği, davalı borçlu şirketin muavin defterlere son kayıt tarihi olan 21/12/2015 günü dikkate alınarak davacı alacaklı şirketten alacakları düşüldükten sonra alacak aslı itibariyle 140.000,43-TL tutarında “borç bakiyesi” kaldığı ve bu kayıttan sonra davalı borçlu tarafından davacı alacaklıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacının ticari defter ve belgeleri incelendikten sonra bu kez davalının ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünler üzerinde teknik bilirkişi vasıtasıyla ve ayrıca davalının ticari defterleri üzerinde SMMM vasıtasıyla inceleme yapılmak suretiyle davalının ileri sürdüğü ayıp ididası karşısında dava konusu boruların ayıplı olup olmadığı , ayıplı ise gizli- açık ayıplı olup olmadığı, süresinde ve usule uygun yapılmış ayıp ihbarlarının bulunup bulunmadığı, ayıp var ise miktarının ne kadar olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarında ayıp iddiasına ilişkin ayıp bildirimiyle ilgili iade faturası vs. yazışmaların bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için ve ayrıca talimat yolu ile alınan bilirkişi raporuda değerlendirilmek suretiyle dava konusu ayıplı olduğu ileri sürülen borular üzerinde inceleme günü belirlenerek davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyet ibraz etmiş olduğu raporunda özetle, davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin davacı lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davalı yasal defter kayıtlarına göre 10/11/2015 takip tarihi ile davacı asıl alacağının 140.000,32-TL’si olduğunu, davacının takip konusu yaptığı ürünlere ilişkin faturaların davalı defterlerinde aynen kayıtlı olduğunu, tarafların davacı alacağı konusunda tam mutabakatlarının bulunduğunu, davalı tarafça takip tarihi ve dava tarihi öncesinde iddia konusu yapılan ayıp ile ilgili davacı tarafın haberdar olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir vesaikin bulunmadığını, davalının davacı tarafın vade farkı faturalarını da herhangi bir şerh düşülmeksizin yasal defterlerine kaydetmiş olduğunu, davalının aldığı ürünlerin bedelini ödediği ve iade ettiğine dair ispat edici mahiyette vesaik sunmadığı dikkate alındığında 10/11/2015 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 2.750,33-TL’si (bilirkişi raporunun içeriği ve sonuç kısmı nazara alındığında bu miktarın bilirkişi raporunda sehven yazıldığı değerlendirilmiştir.) asıl alacaklı olduğunun ispatlandığını, davacı tarafça gönderilen vade farkı faturalarının davalı tarafça kabullerinin yapıldığını, davacının takip konusu yaptığı faturalara göre ödemesi gereken tutarlar ile ilgili 30/09/2015 tarihine kadar vade farkı işletilmiş olduğu, bu itibarla taraflar arasında vade farkı konusunda teamül oluştuğunun kabul edilmesi gerektiğini, bu itibarla davacı asıl alacağına son vade farkı faturasının tanzim edildiği tarihten itibaren işlemiş faiz tahakkukunun gerekeceğini, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 140.000,32-TL’si asıl alacak 1.435,00-TL si işlemiş faiz olmak üzere toplam 141.435,32-TL’lik işlemiş faizli alacağının olduğunu, 10/11/2015 tarihli 155.499,17-TL’lik takip tarihi ile karşılaştırıldığında 14.063,85-TL’lik fazla talebin söz konusu olduğunu, fazlalığın işlemiş faiz talebinden kaynaklandığını, diğer bir ifade ile yapılan hesaplamalara göre davacı tarafın icr atkabinide fazla talepte bulunduğu 14.063,85-TL’lik lik kısmın ret edilmesi gerektiğinin belirlendiğini, bu itibarla takibin 141.435,32-TL’si üzerinden devaımı ile tarafların tacir ve davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 10/11/2015 takip tarihinden itibaren ispatlanmış davacı asıl alacağı 140.000,32-TL’sina talepte bağlılık ilkesi doğrultsunda 3095 Sayılı Kanun ile değişik 1. Maddesi uyarınca T.C. Merkez Bankasının dönemde Kısa vadeli reeskont kredilerine uyguladığı faiz oranlarını geçmemek üzere yasal faiz oranı üzerinden basit usulde faiz tahhakkukunun uygun olacağını, davacı tarafça talep edilen %40 oranında icra inkar tazminatının mahkemenin takdirinde olduğunu beyan etmişlerdir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporlarına itirazları üzerine, itirazlarının tek tek değerlendirilmesi için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile ek rapor alınmasına karar verilmekle, bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı tarafça faiz hesaplamasına itiraz edilmiş olduğu ancak davacının kendi yasal defterlerine kaydettiği 30/09/2015 vade farkı faturası dikkate alındığında söz konusu itirazın yersiz olduğunu, eğer işletmemiş olsa bile öncesine ilişkin geç ödemeler dolayısıyla tanzim edilmesi gereken vade farkı tutarı ile ilgili mutabakatın olduğunu, bu itibarla 30/09/2015 tarihi öncesinde ödeme vadesi geçen alacağına vade farkı işletmiş olduğunun kabulünün gerekeceğini, davalının ayıbın davacı tarafa bildirildiğine ilişkin itirazları ile ilgili kök raporda değerlendirmelerin yapılmış olduğunu, süreçle ilgili ayrıntıların ve daval itirazlarının cevaplarının kök raporda mevcut olduğunu, bu itibarla yapılan itirazlar ile ilgili kök raporda ki kanaatinin değişmesi gerektirecek yeni bir tespitin yapılamadığını beyan etmişlerdir.
Taraflar arasında davalının siparişi üzerine davacının davalıya ….. Boru ve ek parçaları üretimi yapması hususunda eser sözleşmesi bulunduğu noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 140.000,33-TL alacaklı görülmektedir. Tarafların arasındaki asıl uyuşmazlık davalının ayıp iddialarına yöneliktir. Davalı taraf davacıya ürettirdiği ürünleri dava dışı …… ve Kanalizasyon İdaresi’ne iş yapan dava dışı……….. firmasına satmak üzere ürettirdiği, bu kapsamda ürünler üzerinde …… Grup markasının bulunması gerektiğini davacıya gerek sözlü gerek maillerle iletildiğini, buna rağmen söz konusu borular üzerinde ….. markasının bulunduğu, bu nedenle ürünlere dava dışı şirketçe onay verilmediğini, bunun üzerine bir kısım ürünlerin müvekkilince ….. firmasından geri alınmak zorunda kalındığını, bu nedenle ….. firmasının müvekkiline 38.601-USD ceza uyguladığını, ayrıca reddedilen boruların bir kısmının ……’ye gönderilip davacı tarafça iade kabul edilmemesi üzerine yeniden İstanbul’a getirilmesi sonucu 19.116,00-TL nakliye bedelini ödediğini, davacının iade almaktan imtina ettiği ve müvekkilinin deposunda bulunan ve bu şekilde elinde kalan borularla birlikte 22.054,00-TL zarar ettiğini, bu şekilde müvekkilininizararının 150.000,00-TL olduğunu, buna göre davacının kayıtlarında 10.000,00-TL borçlu olduğunu savunmuştur. Dosya kapsamında bulunan ….. firması ile davalı …… Grup arasındaki 19/08/2014 tarihli ….. Boru İade Protokolü incelendiğinde bir kısım ….. borularının davalılara iade edileceği, yeraltındaki problemli boruların yeniden döşenme bedelinin davalının kestiği fatura bedellerinden indirebileceği, nakliye bedeli vb. hususlardan bahsedildiği görülmüş, söz konusu boruların davalının davacıdan aldığı borular olup olmadığı ve bu borularda ne tür ayıplar söz konusu olduğu yönünde herhangi bir tespit bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalının dosyaya sunduğu 05/03/2014 tarihli fabrika test ve muayene kabul tutanağı incelendiğinde; yüklenicinin dava dışı ….. firması imalatçının davalı olduğu, teknik özellikleri ve miktar ve birimleri gözetilen bir kısım boruların ……. ve müşavir firma yetkililerince kurulan komisyonca muayene ve kabul edildiğine ilişkin olduğu anlaşılmış olup, söz konusu boruların davalının davacıya ürettiği borular olup olmadığı hususunda bir tespit bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava dışı ….. firmasının davalıya gönderdiği 08/07/2014 tarihli ihtar mektubu incelendiğinde; davalının gönderilen ….. borularının bir kısmı sorunlarla döşendiğini, yeniden sökülerek uygun ….. borularıının döşeneceğini, söz konusu boruların idarenin farklı bir yere taşıttığını, biran önce geri alınması istenmesine rağmen davalıca geri alınmadığını, bu konuda sorumluluğun davalıya ait olduğunu, kaldı ki davalının haber vermeden ve gizleyerek onaysız bu işe yeni başlamış defolu boru üreten bir fabrikanın ürünleri gönderdiğini, bu ürünlerin de sökülerek bedellerinin davalıya yansıtılacağını, dava dışı ….. firmasının davalıya ihtar ettiği görülmüştür. Fakat söz konusu duruma ilişkin bildirimlerin davalı tarafından davacı tarafa yapıldığına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, davacının son mal teslim faturasının 12/07/2014 tarihli olduğu, bunun yanında davacı tarafça tanzim edilen vade farkı faturalarının davalı tarafça kabullerinin yapılmak suretiyle davalının yasal defterlerine kaydedildiği, davalı tarafın geçen süre içerisinde davacı tarafından gönderilen mutabakat mektuplarını da kaşe ve imzaladığını görülmüştür. Bu durumda davalının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin ne şekilde ayıplı olduğuna dair davalı tarafından yaptırılmış bir tespit bulunmadığı gibi ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerde bilirkişi incelemesine davalı tarafça hazır edilmemiştir. Davalı taraf her ne kadar dava dışı ….. firmasınca iade edilen boruların …,…Mühendislik A.Ş.’ye verilen iş kapsamında kullanıldığını, bu nedenle öncelikle söz konusu firmanın müdürü …..’e söz konusu döşemesi yapılan boruların akıbetinin sorulması, keşif yapılması ve ayrıca borulardan numune alınarak incelenmesi talebinde bulunmuşsa da davalının ayıplı olduğu iddia ettiği ürünlerin tümünü bilirkişi incelemesine hazır etmesi ve ürünlerin tümü üzerinde gerekirse sontajlama yöntemiyle inceleme yapılmasını sağlama yükümlülüğü bulunduğundan bu talebi de mahkememizce uygun görülmemiştir. Böylece davalının dava konusu ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünleri bilirkişi incelemesine sunmayarak bu konuda ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi ayıp ihbarı hususunda da ispat yükümlülüğü yerine getirmediği anlaşılmıştır. Buna göre davacının takip tarihi itibariyle 140.000,32-TL asıl alacağın bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf takip talebinde 15.498,84-TL işlemiş faiz talebinde bulunmuşsa da davacı tarafça takip konusu yaptığı faturalara göre ödemesi geciken tutarlarla ilgili vade farkı faturaları düzenlediği, bu faturaların davalı tarafından defterlerine kaydedilerek kabul edildiği, bu itibarla taraflar arasında vade farkı konusunda teamül oluştuğu, buna göre ancak son vade farkı faturasının tanzim edildiği tarihten (30/09/2015) itibaren işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmakla, bilirkişi raporunda hesaplanan 1.435,00-TL işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin reddi gerektiği, alacak faturaya dayalı olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın kısmen kabulü ile, Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının 140.000,32 TL asıl alacak ve 1.435,00 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın % 20’si oranında 28.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 9.661,45-TL’nin peşin yatırılan 2.390,86-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 7.270,59-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Dava ilk açılış ve harç gideri olan 2.430,06-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 889,55-TL’den kabul-red oranına göre 809,05-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.500,00-TL’den kabul-red oranına göre 135,75-TL’nin davacıdan alınarak davalı’ya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 14.064,83-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır