Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/14 E. 2018/601 K. 13.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/14 Esas
KARAR NO : 2018/601

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2016
KARAR TARİHİ : 13/06/2018
G.KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduğunu, takibe dayanak senedin vadesinin 15/06/2005 olduğunu ve icra takibinin 28/12/2010 tarihinde başlatıldığını, 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmuş olduğunu, senedin alacaklı kısmının üzerinin çizilerek davalının unvanının yazıldığını, herhangi bir taraf yapılmadığını, Yargıtay İçtihatları gereğince, senedin kambiyo vasfının yitirmiş olduğunu ve iptali gerektiğini belirterek müvekkilinin borcunun olmadığınını tespitini ve takibin iptal edilmesini talep etmiş, davacı 19/04/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle davasını ıslah ederek istirdat davasına dönüştürmüş ve 31.819,52 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını zira kambiyo senedine dayalı bir takip bulunmadığını, ilamsız takip yapıldığını, alacağın kaynağının kambiyo vasfını yitirmiş bonoya dayandığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, daha önce de dava konusu senetle ilgili Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı davasının açıldığını, davanın usulden reddine karar verildiğini, bu davanın halen derdest bir eda davası olduğunu, menfi tespit davası açılmasında hukuki bir yarar bulunmadığını, dava konusu senedin 15/06/2015 vadeli olduğunu, 10 yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; İİK’nin 72.maddesi gereğince bono nedeniyle menfi tespit istemin ilişkindir.
Davacının tacir olup olmadığının tespiti için Güngören Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmış, verilen cevapta davacının 01/02/1987-31/12/1987 tarihleri arasında kıraathane, kahvehane faaliyeti olarak kaydının bulunduğunu, herhangi bir beyannamesinin bulunmadığını beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı taraf takibe konu olan bonoya dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunmuştur. TTK’nın 749.maddesi gereğince bonolarda zaman aşımı süresi 3 yıldır. Zaman aşımı vadeden itibaren başlamakta olup dava konusu senedin 15/06/2015 tarihi olduğu, takibin 28/12/2010 tarihinde başladığı, vade ve takip tarihine göre zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle dava konusu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı, zaman aşımına uğramış senet olarak adi senet vasfında olduğu ve ancak temel ilişkiye dayalı olarak talepte bulunabileceği anlaşılmıştır. Dava konusu senet zaman aşımına uğraması nedeniyle TTK hükümlerinin uygulanmayacağı, hukuk genel kurulunun 09/11/2016 tarih ve 2014/19-1241 esas 2016/1033 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere zaman aşımına uğramış bonodan kaynaklanan uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle zaman aşımına uğramış bono nedeniyle mahkememizin görevli olup olmadığı genel yetkili mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği gibi senedin niteliği gereği mutlak ticari dava omladığı anlaşılmakla tarafların sıfatına göre ticari dava olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Her en kadar davalı ticari şirket ise de, davacı …’ın tacir olmadığı, getirilen vergi kaydına göre 1987 yılı içerisinde kısa bir dönem kahvehane işlettiği, ticari deftger tutmadığı, esnaf işletmesini aşan bir gelire sahip beyannamesinin bulunmadığı, bu haliyle tacir kabul edilemeyeceği, dolayısıyla davacının tacir olmaması nedneiyle her iki tarafın tiari işletmesi ile ilgili hususlardan kaynaklanan bir davadan söz edilemneyeceği, bu haliyle TTK’nın 4. Ve 5.maddeleri gereğince ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, genel yetkili olarak asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olarak resen gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından açılan davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacının dava dilekçesinin görev nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115. Maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 20 maddesi gereğince verilen kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememiz başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesinin talep edilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun kararın tebliği ile ihtar edilmiş sayılmasına,
4-HMK nun 331/2.maddesi gözetilerek davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı 13/06/2018

Katip …

Hakim …