Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1183 E. 2019/621 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1183 Esas
KARAR NO : 2019/621

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı şirket çalışanı …’ın alacaklı şirkete telefon ve whatsapp görüşmeleriyle icra takibine konu faturada yazılı makinaların siparişini verdiğini, davalı şirketin ölçümlere onay vermesiyle müvekkkili şirketin siparişinin yapımına başladığını, faturaya konu sipraşi tamamlanınca alacaklı davacı şirket yetkilisi ….’ın ürünleri 29.07.2016 tarihinde borçlu davalı şirkete çalışan … ‘e teslim ettiğini, ürünler için 43.636,40 TL’lik fatura düzenlediğini, iş bu faturanın borçlu şirketin faaliyet adresine gönderildiğini, şirketin bu kargoyu iade ettiğini, alacaklı şirketin 12.11.2016 tarihinde… Kargo ile tekrar dava konusu faturaya borçlu şirkete gönderdiğini, söz konusu faturanın borçlu şirket çalışanı … tarafnıdan 14.11.2016 tarihinde teslim alındığını, dava konusu faturaya süresi içerisinde cevap verilmeyince icra takibi başlatıldığını, Bakırköy … İcra Müdürlüğü tarafından borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiğini beyanla öncelikle müvekkilinin alacağını teminat altına almak amacıyla davalı şirketin malvarlığı üzerinde alacak miktarı kadar satışın engellenmesi amacıyla tedbir kararı verilmesini, itirazın kaldırılması ve takibin devamını, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdi ilişki ( bağıtlanmış sözleşme) olmadığını, ispat külfetinin TMK 6 ve HMK 190/1 gereğince davacıya aitti olduğunu ve davacı iddiasını HMK’nun 200-201 maddeleri hükmü gereğince yazılı belgelerle kanıtlanması zorunlu olduğunu, bu konuda tanık dinletilmesine muvafakatı olmadığını, müvekkili şirketin temsil yetkisinin 6102 sayılı TTK 370/1 maddesince şirket esas sözleşmesi ve şirketin tescil ve ilan olunan genel kurul ve yönetim kurulu kararı uyarınca yönetim kurulan ait olduğunu, davacının iddia ettiği sözde esere ilişkin müvekkili şirketin yönetim kurulu tarafından bağıtlanmış bir sözleşme bulunmadığını, davacının sipariş verdiğini, fatura, ürün vs teslim ettiğini ileri sürdüğü kişilerin müvekkili şirketin çalışanları olmadıkları gibi müvekkili şirketin temsil ve ilzama yetkililerinin bulunmadığını, faturanın tebliğinin borçlu olması için yeterli olmadığını, icra takibine temerrüt faizine ayrıca faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla davanın reddine, davacının % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; eser sözleşmesine dayalı iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık takip konusu faturayla ilgili taraflar arasında akdi ilişkinin mevcut olup olmadığı, akdi ilişki mevcut ise davacının sipariş verdiğini , fatura, ürün vs teslim ettiği kişilerin davalı çalışanları ve davalı şirketin teslim ve ilzam yetkililerinin olup olmadığı, davacının dava konusu faturalar nedeniyle davacıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 43.636,40 TL asıl alacak ve 1.704,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.341,21 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre , takip konusu faturayla ilgili taraflar arasında akdi ilişkinin mevcut olup olmadığı, akdi ilişki mevcut ise davacının sipariş verdiğini , fatura, ürün vs teslim ettiği kişilerin davalı çalışanları ve davalı şirketin teslim ve ilzam yetkililerinin olup olmadığı, davacının dava konusu faturalar nedeniyle davacıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususunun tespiti için inceleme günü belirlenerek tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından ibraz olunan raporda özetle; davacı tarafın makine kalıp üreten davalı yan ise ilaç üreten ticari kuruluşları olduğunu, davacı yanın 2016 öncesinde davalı şirkete bir takım makine kalıpları üretimini ve satışını yapmış olduğunu, 2016 yılına 25.320,00-TL bakiye devrettiğini, davalı borcunun 05/01/2016 ve 04/03/2016 tarihli havale bedeli ile toplam 28.320,00-TL olarak ödendiğini, davacının defterlerine kaydettiği 02/08/2016 tanzim tarihli ….. numaralı 43.636,40-TL fatura davalının kayıtlarında bulunmadığının tespit edildiğini, davacının; akdi ilişkinin …’ın kalıp siparişi vermesi ile başlatıldığını, alınan sipariş üzerine kalıpların üretildiğini ve davalı çalışanı …’e teslim edildiğini, üretilen kalıplarının bedeli olarak düzenlenen faturaların da şirket çalışanı …. imzasına teslim edildiğini iddia ettiğini, buna karşılık davalı şirketin aksini beyan ettiğini, davalı şirketin çalışanlarına ilişkin SGK sigortalı hizmet çalışma lisetsi dosyada olmadığından davacının iddiaları değerlendirilmesinin yapılamadığını, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi itibariyle 43.636,40-TL alacaklı bulunduğunu, buna karşılık davalı kayıtlarında davacıya borç görünmediğini, kanunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delilerinin değerlendirilmesi ve nihai kararın mahkemenin takdirinde olduğunu beyan etmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir. Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıya dava konusu fatura ile teslim ettiğini iddia ettiği makinaların bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davası açılmıştır. Dava konusu fatura, davacının ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olup, davalı taraf ticari defter ve belgelerinde kayıtlı değildir.
Somut olayda, taraflar arasında akdedilen bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır ve davalı taraf eser sözleşmesinin varlığını da inkâr etmektedir. Kural olarak, eser sözleşmesi, şekil şartına bağlı değildir. Ancak, yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri yine dava tarihinde yürürlükte olan HMK.200 maddesindeki miktardan fazla ise akdi ilişkinin anılan yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Akdi ilişkinin tanık deliliyle kanıtlanabilmesi için ya davacı tarafından “yazılı delil başlangıcına” dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça onay vermiş olması gerekir.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacı tarafından faturaya konu ürünlere ilişkin eser sözleşmesinin varlığı iddiasına ilişkin bir kısım deliller sunulmuştur.
Taraflar arasından yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
Davacı taraf, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve sözleşmeye konu malın üretilerek teslim edildiğini iddia etmiş, davalı taraftan yetkili ve temsilcileri ile kurulmuş bir eser sözleşmesinin bulunmadığını savunmuştur. Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunup bulunmadığı hususu mahkememizce dosya kapsamına sunulan delillerle birlikte aşağıdaki şekilde değerlendirilmiştir. Şöyle ki davacı vekili davalı şirket adına siparişlerin … tarafından müvekkiline verildiğini beyan ederek … ile müvekkili şirketin çalışanı … arasındaki whatsapp yazışmalarını sunmuştur. Bunun yanında sipariş edilen ürünlerin tamamlanınca davacı şirket yetkilisi …. tarafından 29/07/2016 tarihinde davalı şirket çalışanı …’e teslim edildiği beyan ederek teslim tesellüm tutanağını sunmuştur. Dava konusu faturanın ilk önce… Kargo ile davalı şirketin Tekirdağ Çerkezköy’deki adresine gönderidildiği, iade edilmesi üzerine …. Şubesi’nden yeniden gönderilerek davalı şirket çalışanı …’a teslim edildiğinin, fatura bedelinin ödenmesi için müvekkili şirket yetkilisinin babası olan… ile sipariş veren …’ın telefonla görüşüp mesajlaştıklarını beyan ederek mesaj çıktılarını sunmuş, ayrıca dava konusu faturanın tekrar… Kargo ile borçlu şirket çalışanı …’a 14/11/2016 tarihinde teslim edildiğini beyanla kargo teslim evrakını sunmuştur.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde davalı şirketin müvekkiline en az 15 yıldır verdiği siparişlerin çalışanı … tarafından verildiğini, sunulan maillerde “…com” adresinden yazışma yapıldığını, daha önce siparişleri tamamlanan davalıya teslim edilip itiraza uğramayan ürünlerin şirket çalışanları ….. ve ….’a teslim edildiğini, bu şekilde bedeli ödenen faturalara konu ürünlerin tesliminde ve hiçbir zaman şirket yetkililerin imzasının bulunmadığını, çalışanlarına teslim edildiğini, bedeli ödenen daha önceki sipariş evrakları nazara alındığında davalının savunmasının iyi niyet ve dürüstlük kurallarıyla bağdaşmadığını beyan etmiş ve ekinde daha önce itiraza uğramayan siparişlere ilişkin 2012 ve 2015 yıllarına ait mail yazışmalarında 09/12/2015, 04/12/2015, 26/11/2015, 13/11/2015 tarihli teslim tesellüm tutanakları sunulmuştur.
Mahkememizce 2. celse de teslim alan olarak evraklarda isim ve imzası olan …, … ve …’ın tanık olarak dinlenmelerine karar verilmiş, davacı vekilinin…’ın tanık olarak dinlenmesi talebi davalının muvafakat etmemesi nedeniyle reddedilmiş, davalı vekilinin ara karardan rücu talebi üzerine yeniden yapılan değerlendirme de …, … ve …’ın dinlenilmesi ara karardan rücu talebi reddedilerek ayrıca…’ın da teslim tesellüm iddiaları kapsamında tanık olarak dinlenmesine karar verilmiştir.
Tanık… dinlenmek üzere mahkememizde hazır edildiğinde uyuşmazlık tarihinde şirket yetkilisi olduğunu, 2018 yılında da şirket ortağı olduğunu beyan etmesi üzerine taraf olması nedeniyle tanık olarak dinlenemeyeceğine karar verilmiştir.
Tanık … talimat mahkemesince alınan beyanında; davalı ….ve Kimya San. A.Ş.’de çalışmadığını, dava konusu siparişi ….Makina çalışanı …’ya telefon ve watsapp üzerinden onay vermediğini, siparişi ….A.Ş.’nin satın alma debartmanının yaptığını, kendisinin siparis verme veya sözleşme yapma gibi bir yetkisinin olmadığını, …’ın siparişi için kendisine maille iskontolu fiyat teklifi gönderdiğini hatırlayamadığını, göndermiş ise de satın almaya gitmiş olabileceğini, sipariş yapılan malzeme geldiğinde hatalı ve işlevi yapmadığı için geri gönderildiğini, dava konusu siparişe konu ürünlerin nerede olduğunu bilmediğini, …. Şirketi’nin ….Şirketi ile kaç yıl çalıştığını bilmediğini, kendisinin ….. Makine ile kaç yıl çalıştığını da bilmediğini, …. fabrikasının adresi … Cad… Sok. No:… Çerkezköy /Tekirdağ olduğunu, fabrikada kaç kişi çalıştığını bilmediğini, kendisinin dava konusu siparişi teslim aldığı iddia edilen …, …, … ile yaklaşık 6 yıl çalıştığını, onların da sipariş alıp almadıklarını bilmediğini, ancak … şuan işten ayrıldığını, …, …, … ‘ın hangi şirkette sigortalı olduğunu bilmediğini, belirtilen telefon görüşmesini hatırlayamadığını, kendisinin teknisyen olduğunu, herhangi satın almaya sipariş yetkisinin olmadığını beyan etmiştir.
Tanık …’in talimat mahkemesince alınan beyanında; kendisinin davacı şirketi tanımadığını, … Kimya fabrikasında çalıştığını, davalı …. şirketinin de aynı fabrika içerisinde farklı bir şirket olarak faatliyetini sürdürdüğünü, kendisinin … Kimya firmasında yaklaşık 5 yıldır şoför olarak çalıştığını, dava konusu olaya ilişkin bir bilgisinin bulunmadığını, dava dilekçesinin ekinde kendisine gösterilen belgelerde isimleri geçen şahısları tanımadığını beyan etmiştir.
Tanık …’un talimat mahkemesince alınan beyanında; kendisini …. adlı iş yerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacı ve davalı şirketi tanımadığını, davalı ve davacı şirket arasındaki ticari ilişkiye ilişkin bir bilgisinin olmadığını, dava dilekçesinin ekinde kendisine gösterilen konuşmalarda ismi geçen … isimli şahısı tanıdığını, kendisinin …. şirketinde usta olarak çalıştığını, diğer şahıs …’yı tanımadığını, dava konusu olaya ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’na ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak şirket kayıtları ve davalı şirketin 2016 yılı çalışan ve yetkililerini gösterir listelerin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, verilen müzekkere cevabından şirket yetkililerinin …, … oldukları, şirketin merkez adresinin… Mah. …Sok. No….Bağcılar/İstanbul olduğu, şube adreslerinin ise ….Bölgesi, … Mah. … Sok. No….. Kapaklı/Çerkezköy/Tekirdağ….Cad. No….Üsküdar/İstanbul, …. Mah. ….Cad. No: ….. Sarıyer/İstanbul olduğu, …, …, … ve …’ın şirket çalışanı olarak görülmediği anlaşılmıştır. Bu kez davacı vekilince davalı şirketin aynı adreste faaliyet gösteren şirket yetkilileri de aynı olan … Kimya Ltd. Şti ve…….A.Ş. şirketlerinde … çalıştığı iddia edilmekle söz konusu şirket kayıtları ve …’ın SGK kayıtları celbedilmiş, yapılan inceleme de … A.Ş. yetkilisinin …, … ve … olduğu, … Kimya Ltd. Şti. yetkilisinin …, … olduğu, her iki şirketin davalı şirketin merkez adresi olan …Mah…. Sok. No:…. Bağcılar/İstanbul olduğu, …’ın 01/06/1999 tarihinden 07/02/2016 tarihine kadar … Kimya Ltd. Şti.’de çalıştığı, sonrasında 10/10/2016 tarihinden 2017 yılı 11. Ayına kadar … A.Ş.’da çalıştığı ve çalışmaya devam ettiği anlaşılmıştır.
Tanık beyanları, SGK kayıtları ve davalı şirket ile bağlantı şirket oldukları anlaşılan dava dışı … A.Ş. ile … Kimya Ltd. Şti. sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça …, …, … ve … çalışanlarını olmadığını savunmasına rağmen tanık …’un beyanında …’ı tanıdığı, …’ın …. Şirketi’nde usta olarak çalıştığını bildiğini beyan ettiğini, …’ın da her ne kadar davalı …. şirketinde çalışmadığını beyan etse de devam eden beyanında sipariş yapılan malzemenin geldiğini, hatalı ve işlevi yapmadığı için geri gönderildiğini, dava konusu teslim aldığı iddia edilen …, … ve … ile yaklaşık 6 yıldır çalıştığını, fakat hangi şirkette sigortalı olduklarını bilmediğini beyan ettiği, tanık …’in de 5 yıldır … Kimya fabrikasında şoför olarak çalıştığını beyan ettiği nazara alındığında ve davalı şirket ile dava dışı bağlantılı dava dışı şirketlerin merkezlerinin aynı olması birlikte değerlendirildiğinde, …, …, … ve …’ın davalı adına hareket ettiklerinin kabul edilmesi gerektiği, aksi durumun MK 2. maddesinde düzenlenen herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağına ilişkin dürüstlük kuralına aykırı olacağı değerlendirilmiştir. Ayrıca davacıdan sipariş alınan ve üretilip teslim edilen davalı tarafça itiraza uğramayan bir kısım siparişlere ilişkin de …’ın e-posta yazışmalarının bulunduğu ve teslimatların davalı yetkilileri dışında…… ve ….’a teslim edildiği hususu da söz konusu kanaati güçlendirmiştir. Böylece dava konusu faturaya ilişkin ürünlerin üretilip davalıya teslim edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu ürünlerin değerinin tespiti hususuna gelince, davacının düzenlediği fatura yukarıda açıklandığı üzerine davalının adresine davalı adına hareket eden … ve … tarafından teslim alınmış olup, 8 günlük süre içerisinde itiraza uğramadığı görülmekle fatura bedelinin de taraflar arasında kesinleştiği kabul edilmiş, bu nedenle fatura bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, davalının daha önce temerrüte düşürüldüğü ispatlanamadığından işlemiş faize ilişkin talebin reddine, alacak faturaya dayalı olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
1-Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın % 20’si oranında 8.727,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2980,80-TL harçtan peşin alınan 745,21-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 2.235,59-TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Dava ilk açılış ve başvurma harcı olan 774,41-TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 942,38-TL’nin kabul-red oranına göre 816,77-TL’nin davalıdan alınarak davacı taraf verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 28-TL’nin kabul-red oranına göre 3,74-TL’nin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 5.150,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.704,81-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır