Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1141 E. 2019/1359 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1141 Esas
KARAR NO : 2019/1359

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/12/2015
KARAR TARİHİ : 13/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalının işleteni olduğu ancak trafik sigortası bulunmayan … plakalı araçla seyretmekte iken karşı istikametten gelen … plakalı araçla kaldırımdaki yayalar dava dışı …. ve …’ya çarpmak suretiyle sebep olduğu trafik kazasında yayaların yaralanmalarından dolayı, dava dışı şahsa ait … plakalı araçta ise çarpmanın etkisi ile oluşan hasardan doğan zararların davacı tarafından zarar görenlere ödendiğini, böylece doğan rücuen tazminatın tahsili için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı nedeniyle takibin durduğundan bahisle vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı duruşmaya katılmamış cevap dilekçesi de sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 27/03/2013 tarihinde meydana gelen kazada …. plakalı aracı kullanan sürücünün kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise davalının araç işleteni olup olmadığı ve işleten olarak sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, kaza nedeniyle …. ve …’nın maluliyetine sebep olacak yaralanmanın olup olmadığı, oldu ise oranının ve bu maluliyet nedeni ile ödenecek tazminat miktarının tespiti ile davacının sigortacılık kanunu gereğince rücuen talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Mahkememizin 22/12/2015 tarih ve … Esas, …. sayılı kararı ile dava dosyasının Mahkememizin görevsizliği sebebiyle Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Mahkememizin kısa kararında ”Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın HMK 115 uyarınca usulden reddine” şeklinde hüküm fıkrası oluşturulmuş ise de gerekçeli karar yazılırken ”Mahkememizin yetkisizliği sebebiyle davanın HMK 115 uyarınca usulden reddine” şeklinde hüküm fıkrası oluşturulduğu, Mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 01/11/2016 tarih ve … Esas… Karar sayılı ilamıyla Mahkememiz kısa kararı ve gerekçeli kararı arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmasından bahisle bozulmasına karar verildiği, bozma ilamından sonra yapılan yargılamada 30/12/2016 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilerek Mahkememizin görevli olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davacı Güvence Hesabı, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16. maddesi uyarınca ödediği tazminatı …. plakalı aracın işleteni olan …’e rücu hakkı kapsamında başlatmış olduğu icra takibine yapılan itiraz üzerine işbu davayı açtığı, davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık da haksız fiilden kaynaklandığından talep ile ilgili genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin değerlendirme yapıp karar vermesi gerektiği anlaşılmakla davaya bakma görevinin yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla mahkememizce aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/12/2019

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır