Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1023 E. 2019/580 K. 27.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1023 Esas
KARAR NO : 2019/580

DAVA : Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/11/2016
KARAR TARİHİ : 27/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının ……. Tic. A.Ş. firmasına m2si 6,063 TL + KDV den 6000 Tabaka…… 12 Arkalık (0,60mm x 1220 mm x 2800 mm) satmış olduğunu, emtianın alıcıya nakliyesi için …… (……. Taahhüt-Ticaret) aracılığı ile …… (……. Yağ ve Nakliye) ile anlaşılmış olduğunu ve ……’ye ait …….. çekici- ……. dorse plakalı tıra yaklaşık 18 ton emtia yüklenmiş olduğunu, araç sevk irsaliyesi ile birlikte 26/04/2016 günü saat 20:30 da ……. Köyü,…….ş mevkii…… adresindeki davacı müvekkili şirkete ait fabrikadan yola çıkmış olduğunu, …….. plakalı araç şöförü …….’ın İstanbul İstoç mevkiinde Karayolları tarafından yapılan yol çalışmasını dikkatsizliği ve kusuru nedeniyle fark etmeyip ani direksiyon kırması sonucu yüklü aracın savrulmuş olduğunu ve PVC tabakaların bir kısmının yola düşerek kullanılamaz hale gelmiş olduğunu, nakliyeci ……. tarafından durumun müvekkili şirkete bildirilmiş olduğunu, müvekkili şirket çalışanı ………’ın kaza yerine intikal ettiğini ve durumun tutanak altına alınmış olduğunu, yola savrulan ve kullanılamaz hale gelen Pvc tabakaların önce fotoğraflanmış olduğunu, akabinde ……. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’den tedarik edilen ……ile …….’e ait araca yüklenmiş olduğunu ve müvekkili şirket merkezine getirilmiş olduğunu, oradan da nakliyeci ……’e ait araç ile 01/05/2016 tarihinde ….. Köyü,……. Mevkii, …… adresindeki müvekkili şirkete ait fabrikaya getirilmiş olduğunu, hasarlı emtianın kaldırılması ve nakliyesi için müvekkili şirketçe 1.375,00 TL masraf yapılmış olduğunu, nakliyeci kusuru nedeniyle müvekkili şirket tarafından kullanılamaz hale gelen mal bedeli olan 29.963,35 TL ile kazalı malın kaldırılması ve nakliyesi için harcanan 1.375,00 TL olmak üzere toplam 31.338,35 TL zarara uğramış olduğunu beyanla; davalıların haksız fiili sonucu müvekkili şirketin toplam zararı olan 31.338,35 TL’nin olay tarihi olan 27/04/2016 dan itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, masraf ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça bugüne kadar müvekkillerine yönelmiş herhangi bir tazminat talebi ve temerrüde düşürme söz konusu olmadığını, bu nedenle davacı tarafın faiz talebinin haksız olduğunu, davacı tarafın tacir olduğunu, aradaki sözleşmenin kara taşıma sözleşmesi olduğunu, olayın karayolları görevlilerinin yeterli güvenlik ve uyarı tedbirleri almadan çalıştıkları, viraj bitimindeki çalışma sahasına girmemek ve kuvvetle muhtemel ölümlü kazaya sebebiyet vermemek için müvekkili …….’in direksiyon kırması sonucu meydana gelmiş olduğunu, olay tarihinden bugüne dek davacı tarafın herhangi bir kusur tespiti yaptırmadan geçirdiği sürenin, müvekkillerinin durumunun ağırlaşmasına sebep olduğunu, çünkü Karayolları görevlilerinin o anki çalışma şartlarını, güvenlik ve uyarı tedbirlerinin mahiyetinin yeterliliğini, dolayısıyla olayın meydana gelmesinde Karayolları idaresinin kusurunun bulunup bulunmadığının tespitinin davanın esası bakımından önemli olduğunu, olay mahallinde, davacı temsilcisi ile müvekkil …… tarafından tutulan tutanaklara göre; yola savrulan malın toplanmış olduğunu ve gerektiğinde hasar tespitinin tutanakla yapılacak olduğunu, oysa bugüne kadar ne tarafların birlikteliğiyle, ne de tek taraflı olarak davacı tarafça mahkemede veya noterde yaptırılmış bir hasar tespiti söz konusu olmadığını, bugün ise tamamen soyut ve afaki iddialarla tazminat istenmekte olduğunu, hasarlı olduğu iddia olunan mal da olmadığını, yola savrulma veya kamyonun üstünde kayma sebebiyle malın tam ziya mahiyetinde hasarlanmasının mümkün olmadığını, taşınan malın, nitelik itibariyle düşme veya savrulma sonucu tam ziya niteliğinde hasarlanması mümkün olmayan bir mal olduğunu, PVC ürün olduğunu, düşen mallarda bir miktar yani kısmi ziya oluşsa bile, aracın üstünde kalan ve kayma sonucu sadece sandık istifleri bozulan malların kısmi veya tam ziyaa uğraması mümkün olmadığını, bu itibarla, davacı tarafın iddialarının afaki olduğunu, ispatı mümkün olmadığını, müvekkili ……’a ait aracın ……. Sigorta A.Ş. nezdinde ……. poliçe nosu ile kasko sigortalı olduğunu, yük hasarı iddialarının poliçe kapsamına göre tazmin edilebilecek olduğunu, daha evvel davacı taraftan bir müracaat olmadığından konuyla ilgili olarak sigorta şirketine hasar bildirme imkanı da verilmediğini beyanla; davanın hem sigorta şirketine, hem de Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ihbar edilmesine, davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, davanın reddi sebebiyle avukatlık ücretinin davacı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, kara taşımacılığından kaynaklı tazminat davasıdır.
Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak PVC tabaka konusunda uzman bilirkişi refakatinde davaya konu malların konulduğu depoda keşif icra edilerek hasara uğrayan malların miktarı, davacı tarafça ibraz edilen faturalara konu mallar ile aynı olup olmadığı, kullanılabilir durumda olup olmadıkları, kullanılamaz halde ise hurda değerlerinin tespiti ile rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup; Lüleburgaz ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin….. Talimat sayılı dosyasından sunulan bilirkişi raporunda özetle; keşif anında hasar gören malzemelerin saklandığı …… Tic. A.Ş.’nin deposuna gidilmiş olduğunu, malzemelerin plaka halinde hasar görmüş olduğu için çuvallarda bekletilmiş olduğunu, kaç adet plakanın olduğunun kırıldıkları için sayılmasının tespit edilmesinin mümkün olmadığını, depoya getirilen zayi olmuş malzemelerle ilgili herhangi bir tartı tutanağı da olmadığını, değerlendirmelerin ancak davacının dilekçesinde belirtilen rakamlar üzerinden yapılacak olduğunu, keşif anında fabrikada yapılan hesaplamalarda zayi olan malzemenin m2 si 0,807 kg geldiğinin tespit edildiğini, yüklenen malzemelerin ölçülerinin 122 cm x 280 cm ebadında olduğunun fabrikadaki yetkililerce beyan edildiğini, buna göre zayi olan malzemelerin ağırlığının 1.22×2.80x1447x0,807=3.988,96 kg olduğunu, zayi olan bu emtianın hurda olarak kullanılabilir olduğunu, hurda olarak piyasa rayiç değerinin dava tarihinde 1 ABD doları = 3,10 TL olduğunu, zayi olan malzemenin hurda bedeli: 3.988,96 x 300 x 3,10 = 3.709,00 TL olduğunu sonuç olarak; dava konusu hasar gören emtia ile ilgili olarak hasara uğrayan malların miktarını tespit etmenin mümkün olmadığını, dolayısı ile davacı tarafça ibraz edilen faturalara konu mallar ile aynı olup olmadığının tespit edilememiş olduğunu, ancak keşif anında görülen hasara uğramış malzemelerin kullanılamayacağını bunun için de hurda değerinin 3.709,00 TL olabileceği bildirilmiştir.
Davacı tanığı ……. 09/10/2017 tarihli celsede hazır. Tanık huzura alındı. Usulen yemini yaptırıldı. Tanık beyanında; “Davacı şirkette idari işler muhasebe bölümünde çalışmaktayım, olay sırasında araçta değildim, bana kaza haberi verilince olay yerine gittim, tır devrilmiş şekildeydi, mallar yerdeydi, nakliye ile malları topladık, Beylikdüzündeki merkez binamıza götürdük, forklift ve yeni nakliye tuttuk, ben geldiğimde tır trafiği işgal etmemek için Tekstilkentteki cebe çekilmiş vaziyetteydi dedi.” Davacı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: “Ben kaza anını görmedim, gördüğüm kadarıyla tırın viraja hızla girmesi nedeni ile kaza meydana gelmiştir dedi.” Beyanı okunarak imzası alındı.
Davacı tanıkları …… ve …….’ın beyanları Lüleburgaz ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Talimat sayılı dosyasından alınmış olup; Tanık ……. beyanında; Ben davacı …… A.Ş. de çalışırım. uyuşmazlık konusu malların yüklemesini depoda biz yaptık. Aracın spanzeti çekildikten sonra yola çıkmıştı. Aynı gün aracın kaza yaptığı haberi geldi ve şefimiz bizi aradı kaza mahalline gittik. Kazanın nasıl olduğuna ilişkin bilgim yoktur. Ancak yükleme yaptığımız malların bir kısmı yola yayılmış vaziyetteydi. Hatta yolu kapattığı için yolun kenarına çekilmişti. Biz yolun kenarındaki malları topladık. Yola yayılanlar ve tırın içinde olmasına rağmen zarar gören mallar tekrar kullanılamayacak haldeydi. Benim gördüğüm kadarıyla yaklaşık 4 buçuk ton ürün yola yayılmıştı tırın içinde zarar görenlerin tonajına ilişkin bilgim yoktur. Ürün mobilya folyosu olduğu için kırılmanın dışında ufak bir çiizik veya katlanma halinde dahi kullanılamaz hale gelmektedir. Bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir. Başkaca bir diyeceğim yoktur. Dedi.” Tanık …… beyanında; ben davacı …… A.Ş. De çalışıyorum uyuşmazlık konusu malların yüklemesini depoda biz yaptık. Ürünleri sandıklara yerleştirip tıra yüklemeyi yaptık. Gece 12 ye doğru yükleme yaptığımız malların hasara uğradığını öğrendik kazanın olduğu yere gittik. Kaza mahalline gittiğimde üst üste yerleştirdiğimiz sanıkların bir tanesinin yere düştüğünü bir kısmının ise tırın içinde kayarak kırıldığını gördüm. Kayma neticesinde yere düşen veya tırın içinde kırılan ürünlerin tekrar kullanılması mümkün değildir. Ben olay mahallinde tırı kullanan şoförün sert fren yapmak zorunda kaldığını kendi ağzından duydum. Aracın spanzeti çekildikten sonra yola çıkmıştı. Kazanın ne sebeple nasıl gerçekleştiğini ben tam olarak bilemiyorum sadece sert fren yapmak zorunda kaldığını şoförün konuşması nedeniyle biliyorum. Yaklaşık 3 tonluk malzemenin hasara uğradığını tahmin ediyorum. 1 sandık yaklaşık 1 buçuk ton gelmektedir. Bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir başkaca bir diyeceğim yoktur. Dedi.
Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak itiraza konu hususlar irdelenmek ve davacı tarafça temin edilecek ölçüm aletleri ile malların miktarı belirlenmek suretiyle ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup; Lüleburgaz ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin……..Talimat sayılı dosyasından sunulan bilirkişi ek raporunda özetle; depoda inceleme yapılarak davacı tarafça temin edilecek ölçüm aletleri kullanılarak hasara uğrayan malların miktarının: keşif esnasında sanayi tesisindeki hassas aletlerle hasarlı malzemeden örnekler alınarak malzemenin yoğunluğunun tespit edilmiş olduğunu, gene fabrikada yapılan hesaplamalarda zayi olan malzemenin m2 sinin 0,807 kg geldiğinin tespit edildiğini, yüklenen malzemelerin ölçülerinin 122 cm x 280 cm ebadında olduğunun fabrikadaki yetkililerce beyan edildiğini, yapılan hasarlı malların da bu doğrultuda olduğunun görülmüş olduğunu, buna göre zayi olan malzemelerin ağırlığının: 1.22 x 2.80 x 1447 x 0,807=3.988,96 kg olduğunu, davacı tarafça ibraz edilen faturalara konu mallar ile ayni mallar olup olmadıkları keşif esnasında yapılan incelemede ayni mallar olup olmadıkları plastik konusunda uzman bir bilirkişi tarafından tespiti daha uygun olacağını, kullanılabilir durumda olup olmadıkları kullanılamaz halde ise hurda değerinin tespitinin kullanılamayacak durumda oldukları görüldüğünü, zayi olan malzemenin hurda bedelinin: 3.988,96 x 300 x 3,10=3.709,00 TL olduğu bildirilmiştir.
Dosyanın taşıma bilirkişisine tevdii ile olayda tarafların kusur durumu, davacının müterafik kusuru bulunup bulunmadığı, nezaret yükümlülüğü nedeniyle bir değerlendirme yapılması gerekip gerekmediği de irdelenerek bilirkişi raporu tanziminin istenmesine karar verilmiş olup; Taşıma bilirkişisi ……. 31/12/2018 tarihli raporunda özetle; davalı …….’ın somut olayda sürücü sıfatı ile yer aldığını, kendisinin taşıyıcının adamı ve yardımcısı konumuunda olduğunu, bu nedenle sorumluluğu için haksız fiil şartlarının davacı yanca ortaya konulması gerektiğini, davalı ……’nin taşıyıcı sıfatı ile yürüttüğü taşıma sırasında meydana gelen hasardan %50 müterafik kusur oranı gözetilerek sorumlu olduğunun değerlendirildiğini, meydana gelen hasarın belirlenmesinde hurda değerinin düşülmesi neticesinde 31.752,85 TL zarar hesaplandığını; davacının ise 29.963,35 TL emtia zararı belirttiği gözetilerek, davacı talebinin dikkate alınması gerektiğini, öte yandan hasarın giderimi için yapılan masraflar eklendiğinde daha yüksek hesaplanmakla, davacının zararının iddia ve talep ettiği gibi 31.338,35 TL miktarında olduğunun kabulü gerektiğini, müterafik kusur oranı gözetilerek davalının sorumlu tutulabileceği tazminatın 15.669,18 TL belirlendiğini, kusur oranının farklı belirlenmesi halinde, ona göre tazminatın hesaplanmasının Mahkemenin takdiri olduğunu, TTK m.882 gereği sınırlı sorumluluk uygulaması bakımından meydana gelen zarar miktarı ve taşınan yükün bürüt kg miktarı gözetildiğinde, hasar miktarı üzerinden sınırlı sorumluluk uygulamasına yer olmadığını, tutanak düzenlenmesi karşısında TTK m.889/1 gereği bildirim şartının sağlandığının değerlendirildiğini, davacı lehine hükmedilecek tazminata, dava tarihi itibari ile ticari temerrüt faizi uygulanabileceğini, dava tarihine kadar olan talebin somut olaya uymadığını bildirmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve gerekçe, iddia ve savunmanın değerlendirilmesi bakımından, dosyaya toplanan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, gelen cevabi yazılar ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak, dava, taşımaya dayalı rucuen tazminat istemine ilişkin olup, davacının, PVC emtiasının Lüleburgaz’dan İstanbul’a taşınması işinin davalı tarafından yapıldığı, taşıma esnasında araç içinde devrilip hasar gördüğü hususları uyuşmazlık konusu olmadığı, taraflar arasındaki çekişmenin, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmayacağı noktasında toplandığı, TTK’ nun 781.maddesi uyarınca taşıyıcı, kural olarak eşyanın kendisine teslim edildiği tarihden gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde meydana gelen kayıp ve hasardan sorumlu olduğu, ancak, kayıp veya hasarın, anılan maddede sayılan nedenlerden birinden kaynaklandığını ispat etmesi halinde de bu sorumluluktan kurtulması mümkün olduğu, açıklanan nedenlerden birinin de hasarın, gönderen veya gönderilenin fiilinden yahut verdikleri emir ve talimatın istifleme hatasından kaynaklanmış ise kural olarak taşıyıcının sorumluluğunun olmayacağı, ancak, taşıyıcının, taşımayı sağlam ve eksiksiz yapması bakımından yükleme ve istiflemeye nezaret yükümlülüğü bulunduğu, bu yükümlülüğün ihlali, taşıyıcının müterafik kusurunu oluşturduğu görülmektedir. Öte yandan, taşınan emtiada hasar meydana geldiğinde tazminatın nasıl tespit edileceği TTK’ nun 785. maddesinde hükme bağlanmıştır. Sevk irsaliyesi ile nakliyatçi firma sorumluluğunda nakledilirken tek taraflı trafik kazası sonucu expertiz tarafından belirlenen şekilde araç içerisindeki malzemenin zarar gördüğü, malzemenin hurda değerinin düşülmesi neticesinde 31.752,85 TL zarar hesaplandığı, kazanın tek taraflı olarak gerçekleştiği, bu nedenle araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğu değerlendirilmiş, ekspertiz raporunda belirtilen hasar miktarının kadri maruf ve yerinde bulunduğu, hurda değerinin de uygun görüldüğü, hasarın, yükleme işi davacıya ait olsa bile nakliyeyi yapan davalı taşıyıcının, yol şartları, iklim şartları, ulaşım süresini en iyi bilen kişi konumunda olup, istif ve ambalajın, emtiayı yerine sağlam olarak ulaştırma mükellefiyeti nedeniyle doğru yapılıp yapılmadığını kontrol etme, gözetme, yanlış istif ve ambalaj olması halinde bunu göndericiye bildirmekle yükümlü olup, bu bildirimi yapmasına rağmen gönderici aksine davranıyor ise, ……’ye bunu şerh düşmek suretiyle ancak sorumluluktan kurtulabileceği, davalı taşıyıcının bu şekilde ……’ye düştüğü bir şerh bulunmamasına rağmen, istif ve ambalaj gözetim yükümlülüğü nedeniyle doğru istif ve ambalaj yapılmamasından kaynaklı hasarlarda müterafik kusurlu sayılması gerektiği, yerleşik Yargıtay uygulamaları, bilirkişi raporundaki hususlar dikkate alınarak nakliyeciye yüklenen müterafik kusur oranının mahkememiz kanaatine göre de %50 olduğundan bu oranının kabul edildiği, davalı taşıyıcıya emtianın hasarlanmasında kasti, tamamen sorumlu kılacak bir kusur izafe edilemediğinden, taşıyıcının ancak bu müterafik kusur oranında sorumlu olduğu, yapılan hesaplamada davalı taşıyıcının 15.669,18 TL’nin davalı ……. yönünden dava tarihinden davalı ……. yönünden kaza tarihi olan 27/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE 15.669,18 TL’nin davalı ……. yönünden dava tarihinden davalı ……. yönünden kaza tarihi oaln 27/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.070,36 TL harçtan peşin alınan 535,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 535,17 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri olan 564,39 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olan 1.215,35 TL yargılama giderinin kabul oranı (%50,00) ret oranı (%50,00) dikkate alınarak hesaplanan 607,68 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair davacı vekilinin ve ……….Vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2019

Katip ….

Hakim …….

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır