Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1003 E. 2019/730 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1003 Esas
KARAR NO : 2019/730

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 03/11/2016
KARAR TARİHİ : 04/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirket 11.05.2016 tarihinde, …. marka-model, …. şasi numaralı aracı, 145.971,50 TL bedel ile davalı şirketten satın aldığını, müvekkil şirket, aracın satım bedeli karşılığında davalı şirkete 1.000,00 TL kapora ve 15.903,00 TL peşin ödeme yaptığını, geri kalan kısmın davalı şirkete kullanılan kredi ile ödendiğini, araçta cam tavan mekanizmasının seyir sırasında çıtırtı sesi çıkarması, yakıt deposunda yakıt ölçümünün hatalı olması, kapı nikelajlarında lekeler oluşması, şarzuman arızası şeklinde, başlangıçta olmayan, ayıpların ortaya çıktığını, aracın ayıplı olduğunun sonradan anlaşılması sebebiyle, araç tamir edilmek üzere davalı şirkete teslim edildiğini, araçın, gerekli onarımların yapıldığı söylenerek müvekkil firmaya iade edildiğini, onarım yapıldığının söylenmesinin ardından yenidne ayıpların ortaya çıkması nedeniyle, davalı şirkete derhal ayıp ihbarı yapılması gereğinin doğduğunu, bu gereğin yerine getirilmesi amacıyla davalı şirkete Beyoğlu … Noterliğinin 06.10.2016 tarihli, …. yevmiye numaralı ayıp ihbarının keşide edilerek gönderildiğini, işbu ihtarname ile davalı şirketin, müvekkil şirketin aracı teslim etmeye hazır olduğunu, aracın satım bedeli karşılığında yapılan ödemelerin müvekkil şirkete iade edilmesi konusunda ihtar edildiğini, ayıp ihbarnamesi davalı şirkete 12.10.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı şirketin ihbarnameyi tebliğ almasına rağmen aracı teslim almak ve müvekkil şirketin ödediği satım bedelini iade etmek üzere müvekkil şirket ile iletişime geçmediğini, müvekkil şirket davalı şirkete güvenini yitirdiğinden aracı başka yetkili …. servisine götürdüğünü, araçta meydana çıkan ayıplar aracın kullanımını doğrudan etkileyecek, hatta tehlike yaratacak nitelikte ayıplar olduğunu, müvekkil şirket ayıpların ortaya çıkardığı haklı nedenle sözleşmeden döndüğünü, davalı şirkete aracı teslim etmeye hazır olduğunu bildirmiş ve araç için ödediği bedellerin iadesini talep ettiğini beyan ederek, müvekkil şirketin ayıplı aracın satım bedeli karşılığında ödediği fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak üzere, 5.000,00 TL’nin davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, davalı şirket aracı teslim alması konusunda ihtar edildiğinden iadesini talep ettikleri satım bedeline ihtarın tebliği tarihi olan 12.10.2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesini, aksi kanaatte olunması halinde TBK m.227/4 fıkrası uyarınca satım bedelinin indirilmesine fazla ödendiği anlaşılan kısmın, ihtarın tebliği tarihi olan 12.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın 11.05.2016 tarihinde satın alınmış olduğunu TTK md. 23 uyarınca alıcının malın ayıbını iki gün içinde bildirme yükümlülüğü mevcut olduğunu ayıp belli değilse alıcının sekiz günlük inceleme ve ihbar yükümlülüğünün olduğunu, davacının bu sürelere riayet etmediğini, ayrıca davacı yanın dava dilekçesinde andığı ihtarname müvekkil şirket kayıtlarında yer almadığını davacının bu ihtarı da müvekkile tebliğ etmediğini, davacı yanın işbu davayı belirsiz alacak davacı olarak açmış olduğunu bu noktada hukuki bir yararı bulunmadığını, dava şartı eksikliği olup davanın reddinin gerektiğini, davacı yanın işbu davayı sadece satıcı olan müvekkil şirkete açtığını, işbu davada müvekkil şirket aleyhine bir sonuç çıkması halinde müvekkil aracın ithalatçısına rücu hakkı bulunduğundan işbu davanın … A.Ş.’ye ihbarını talep ettiğini, esas itibariyle de; konu araç 12.05.2016 tarihinde trafiğe çıktığını, 10.10.2016 tarihinde son servis kaydına göre 15.502 km yol katettiğini, müşterinin” Aracında çok sayıda arıza olduğunu ve giderilmediğini” ileri sürdüğünü, dava konusu araç, 19.09.2016 tarihinde belirtilen şikayetler için servis girişi yapıldığını, teşhis yöntemi davacı ile paylaşılarak onay alındığını ve 19.09.2016 tarihinde aracın müvekkilin servisine alındığını, ancak davacı aynı gün şehir dışına gideceğini beyan ederek aracını geri almış ve kesin teşhis- tespit imkanını ortadan kaldırdığını, aynı zamanda teşhis- tespit işlemleri yarım kaldığını, sonrasında ise müvekkile bir başvuru girişi olmadığını, müvekkil servisi tarafından bir çok şikayet tek seferde ve doğru olarak aynı gün giderildiğini, neticeten bazı şikayetlerin tek seferde giderilmediğini, bazı şikayetlerin kullanım şartları kaynaklı olduğunu, bazı şikayetlerin kesin teşhisi davacının aracını geri alması nedeniyle tamamlanamadığını, konu araç üzerinden giderilmeyen bir arıza, gizli ayıp bulunduğuna dair somut ve teknik bir bulgu söz konusu olmadığını, öte yandan davacı yan aracını bir başka servise de teslim ettiğini ve bu serviste ayıpların tespit edildiğinden bahsetmekle dava dilekçesi ekinde buna dair bir belge veya tespit taraflarına tebliğ edilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının sözleşmeden ödeme ve bedel iadesi talebinin MK md. 2 uyarınca iyi niyet kurallarına aykırı olduğunun açık olduğunu, davacı yanın iddialarının bir an için doğru olduğu kabul edilse dahi aracın teknik durumunun, kullanımı engelleyecek nitelikte olduğunu ve halihazırda da yüz elli bin kilometreden fazla kullanılmış olduğunun göz önüne alınması gerektiğini, davacının ayıp oranında bedel indirimi ve ücretsiz onarım isteme şeklindeki diğer seçimlik haklarını kullanması gerekliliğinin gözden kaçmama gerektiğini ve eğer ayıp iddiası itibar edilirse, değişiklik yerine, ücretsiz onarım veya bedel indirimi yönünde karar verilmesi talep ettiğini, dava konusu aracın halen davacı yanda olduğun ve kullanılmadığını, kullanım bedelinin BK 229. Maddesi gereği indirim yoluna gidilmesini talep ettiğini, değer kaybının da göz önünde bulundurulması gerektiği kanaatinde olduklarını, aksi kanaatte varılması ve bedel iadesine karar verilmesi halinde dava konusu aracın müvekkile hukuken iade gerekecek olduğunu bu halde ise iadeye konu araç üzerinde bulunan/sonradan ortaya çıkabilecek hiçbir mali yükümlülüğün bulunamaması; rehin, haciz, vergi borcu, trafik cezası ve benzeri her türlü takyidattan ari olarak müvekkil şirkete iadesini var ise öncelikle bunların davacı tarafından kaldırılması hususunda hüküm kurulmasın talep ettiğini, beyan ederek, hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla satım bedelinin iadesi, aksi kanaatte bedelden indirim yapılması istemine ilişkin olup, taraflar arsındaki uyuşmazlık; dava konusu araçta ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp varsa gizli ayıp mı yoksa açık ayıplı mı olduğu, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı, ayıp mevcut ise ayıp bedelinin ne kadar olduğu , bu kapsamda davacının davalıdan talep edebileceği alacağın mevcut olup olmadığı , varsa alacak miktarının ne kadar olduğu hususlarına ilişkindir.
Davacı vekilince dava açıldığında delil tespiti talebine bulunulmuş, mahkememizce delil tespiti talebinin kabulü ile dava konusu araç üzerinde makine bilirkişisi vasıtasıyla delil tespiti yapılmasına karar verilmiş olup, makine mühendisi bilirkişi Prof. Dr…. tarafından mahkememize ibraz olunan 08.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; şanzıman arıza işaretinin 14.290 km den sonra çıktığı, mekatronik değişiminden sonra şikayete konu olmadığı, yakıt deposu yakıt ölçüm arızasının devanm etmekte olduğu, tavan penceresi ses şikayeti konusunda servis tarafından işlemler yapılmış olmasına rağmen ani frenleme durumu, tümseklerde ve sert dönüşlerde panoramic cam tavandan rahatsız edici seslerin gelmekte olduğunun tespit edildiği, kapı nikelajlarındaki matlık ve lekeli görünüm hatalarına karşı bir onarım veya değişim yapılmamış olduğunun tespit edildiği, bu nedenlerle şanzıman-maktronik arızası dışındaki arızalar nedeni ile aracın gizli ayıp niteliğini taşıdığı, aracın söz konusu arızalan nedeni ile aracın satın alma değerinde % 25 oranında ve 36.492,88 TL olduğu, şikayete konu olan arızalarının, kullanıcı hatası ile uzak yakın bir ilgisi bulunmadığı ve gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, aracın fatura değeri baz alınarak bu gizli ayıplar nedeniyle araçtaki değer kaybının 145.971,50-TL x %25 = 36.492,88-TL olabileceği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı, davacının iddiası, davalının savunması ve toplanan deliler ile dava açıldıktan sonra dava konusu araç üzerine delil tespiti mahiyetinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu da hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu araçta ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp varsa gizli- açık ayıplı mı oluduğu, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı, ayıp mevcut ise ayıp bedelinin ne kadar olduğu , bu kapsamda davacının davalıdan talep edebileceği alacağın mevcut olup olmadığı , varsa alacak miktarının ne kadar olduğu hususunun tespiti açısından araç üzerinde adliyemiz otoparkında keşif günü belirlenerek keşfen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, makine mühendisi bilirkişiler Öğr. Gör. …. , Prof. Dr. ….ve Prof. Dr. …. tarafından sunulan 07.05.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; dava konusu …. plaka sayılı aracın yalnızca aşırı engebeli kasislerde sağ ve sol tekerleğinin bir yukarıda biri aşağıda olucak şekilde araç şasisi üzerinde burulma yaratacak kullanımda panaromik cam tavan kısmında gıcırdama sesi geldiğini, bu sesin insanı rahatsız edecek boyutta bir ses şiddeti olmadığını, aracın kullanımını engellemediğini, sürücünün dikkatini dağıtmadığını, aracın ve mekanizmanın tabiatı gereği cam, kızak ve bağlı olduğu tavan kaporta kısmının esneme sırasında verdiği fiziki burulma hareketi sırasında çıkabilecek normal boyutta bir ses olduğunu ve bir arıza göstergesi olmadığını ve araçta değer kaybı yaratmayacağını, aracın 4 kapı pencere alt kenarı kapı nikelajlarında oluşan lekelenmeleri ve matlaşmaların kullanıcı kaynaklı olmayan üretimden kaynaklı bir sorun olduğunu, aracın ilk alınması sırasında ortaya çıkmayan ancak aracın kullanılması sonucu ortaya çıkan gizli ayıp niteliği taşıyan sorunlardan olduğunu, aracın kullanılmasını ve ondan faydalanmayı etkilemediğini, sadece görsel olarak görüntüyü bozduğunu, garanti kapsamında yetkili serviste orijinal yedek parça ile değiştirilmesi ile araçta herhangi bir değer kaybı yaratmayacağını, aracın yakıt göstergesinin doğru çalıştığını ve tüketiminin dijital bilgi ekranında doğru hesaplandığını, 19/09/2016 tarihli iş emrine göre DSG şanzımanının elektronik kumanda ünitesinin arızalanmasının kullanıcı hatası olmadığını, aracın ilk satın alınması sırasında belli olmayan ancak kullanıldıktan sonra ortaya çıkan sorunlardan olduğu için bu problemin üretimden kaynaklı gizli ayıplı niteliği taşıdığını, fakat aracın değer kaybı yaratan arızalarından olmadığını, yenisi ile değiştirildiğinde herhangi bir sorunla karşılaşılmaması sebebiyle araçta değer kaybı yaratmayacağını beyan etmişlerdir.
Dosya kapsamında mevcut 2 adet bilirkişi raporunda farklı sonuçlar bildirilmesi nedeniyle tarafların iddiaları dosya kapsamı ve daha önce alınan 2 adet rapordaki tespitler değerlendirilerek dava konusu araçta davacının iddia ettiği gibi ayıp olup olmadığı, ayıbın niteliği, ayıp söz konusu ise niteliğine göre araç bedelinin iadesi gerekip gerekmediği, ya da araç bedelinden indirim ve ücretsiz tamir seçenekleri uygulanmasının gerekip gerekmediği ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında rapor düzenlenmesi için dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş, daha önce rapor sunduğu sonradan farkedilen ….heyetten çıkarılarak, heyete …’ın seçilmesi ile; bu kez makine mühendisleri Prof. Dr . …., Prof. Dr. ….ve hukukçu bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan 10.04.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; mekatronik arızanının yapılan değişiklik ile giderilmiş olduğu konusunda her hangi bir farklı görüş mevcut olmayıp bu arıza üretim kayanaklı olmakla birlikte, garanti kapsamında yapılan onarım ile arıza giderildiği ve yapılan onarım nedeni ile araçta değer kaybı meydana gelmediği, açılır tavan mekanizmasında bazı seyir şartlarında ses geldiğinin tespit edildiği, ancak bu sesin tespit edilmiş olması ve giderilememesi nedeni ile araçta % 2 oranında değer kaybı meydana getireceği, kapı nikelajlarında lekeler ve matlaşmalar olduğu hususu da her iki raporda da tespit edilmiş, davalı servisine araç bu amaçla götürülmüş olmasına rağmen onarılamadığı, aracın kullanımını engellemeyen ancak görsel açıdan olumsuzluk yaratan bu husus nedeni ile araçta değer kaybı olacağı, bu nedenle % 4 oranında değer kaybı meydana geleceği, yakıt göstergesinin dolu yakıttan sonra aracın kısa süreli kullanımında manuel göstergenin fazla düşmesi aracın kullanımını olumsuz etkilemediği gibi sürücüyü yakıtın bittiği yönünde yanıltan bir husus olmadığı, bu nedenle araçta değer kaybı olmayacağı; açıklanan hususlar doğrultusunda 145.971.-TL bedel ile satın alınan araçta tespit edilen ve onarılamayan arızalar nedeni ile % 6 oranında değer kaybı meydana gelmiş olduğu, değer kaybı tutarının 145.971 x 0,06 = 8.758.-TL olarak bulunduğu, davacının ayıplı aracın geri alınarak bedelinin iadesini ilişkin talebinin yerinde olmadığını, satım bedelinden 8.758,00-TL indirim yapılması yönünde sonuca varılmasının uygun olacağı, davacının indirim tutarının davacı ihtarının davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işletilecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiği, bu talebinin uygun olduğu, fakat dava dosyasında davacının iddia ettiği gibi bir temerrüt ihtarnamesine rastlanmadığı kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 25/05/2019 tarihli dilekçesi ile talep arttırım taleplerinin kabulü ile 8.758,00-TL’nin 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin davalıdan satın almış olduğu motorlu aracın ayıplı olduğunu iddia etmekle aracın geri olanarak bedelinin iadesine karar verilmesini, bu talep uygun görülmezse ayıp oranında bedelden indirim yapılmasına karar verilmesini, davalı vekili cevap dilekçesinde ise davanın zaman aşımına uğradığını, davacının ayıp ihbarında bulunmadığı için müvekkilini sorumlu tutamayacağını, davanın yetkili servis …. A.Ş.’ye ihbarına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davacının ayıp ihbarında bulunmadığı için davalıyı ayıptan dolayı sorumlu tutamayacağını iddia etmişse de; 10.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; dava konusu araç için garanti belgesi verildiği ve araçta değer kaybı yaratan ayıplar meydana çıktığında davacının yetkili servise başvurduğu ve fakat bu ayıpların yetkili servis tarafından giderilemediği anlaşılmakla, bu nedenle, davalının, yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı yönündeki savunmasının MK.md.2 anlamından hakkın kötüye kullanılması oluşturduğu, öte yandan, davacının ayıplar ortaya çıktığında yetkili servise başvurmuş olduğundan, bu durumlar ayıp ihbarı olarak kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmekle, davalının bu savunmasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı zamanaşımı savunmasında bulunmuşsa da; Ayıplı mal satımından kaynaklanan talepler (davalar), TBK.md,231/f. uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu süre ayıplı malın teslim edildiği tarihiten itibaren işlemeye başlar. Ayıplı aracın 12.05.2016 tarihinde teslim edildiği anlaşıldığından zamanaşımı süresi 12.05.2018 tarihinde dolmaktadır. İşbu dava ise 03.11.2016 tarihinde açılmış olup, zamanaşımı süresi dolmadan önce açılmıştır. Bu nedenle, davalının zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, dava konusu araçta mekatronik arıza, aracın açılır tavan mekanizmasında ve kapı nikelajlarında lekeler ve matlaşmalar ve yakıt göstergesi ile ilgili ayıplar bulunduğu, dava konusu araçtaki ayıpların davacının kullanımına bağlı olmadığı ve sonradan ortaya çıktığı, dolayısıyla aracın davacıya gizli ayıplı olarak satıldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ancak ayıba karşı tekeffülden doğan haklaradan sözleşmeden dönme ve satış bedelinin iadesini talep etme hakkının kullanılmasının hakkaniyete uygun olmadığı dolayısıyla ilgili haklardan satış bedelinde indirim talep etmenin hakkaniyete ve dosya kapsamına göre daha uygun olduğu, son bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada her bir ayıbın araçta değer kaybına neden olup olmayacağı olacaksa ne oranda olacağı hususunda değerlendirme yapılarak satım bedelinden indirilecek miktarın 8.758,00-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Mahkememizce 10.04.2019 tarihli son bilirkişi raporu, diğer raporlardaki tespitleri de değerlendirmek suretiyle dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olarak hazırlandığından hükme esas alınmıştır. Ayrıca bilirkişi raporundan sonra dava değerinin arttırılan kısım için davalı tarafça zamanaşımı defi ileri sürülmüşse de, davacının alacağının dava tarihi itibariyle belirli olmadığı, davanını belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmakla, belirsiz alacak davalarında daha sonra arttırılan dava değeri de zamanaşımı yönünden dava tarihindeki şartlara tabi olduğundan ve yukarıda açıklandığı üzere dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir. Belirtildiği üzere sözleşmeden dönmenin haklı olmadığı kanaati ile TBK.m.237/3 (eBK.m.202/2) hükmünde hakime tanınan yetki göz önünde bulundurularak davanın bu kapsamda kabulü ile ayıptan dolayı bedelden indirilmesi gereken 8.758,00-TL’nin ayıbın ihbar tarihi olan 12/10/2016 den sonraki 3. gün olan 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın kabulüne, 8.758,00 TL ‘nin 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 598,26-TL’nin peşin yatırılan 85,39-TL ve ıslah harcı olan 65,00-TL’den mahsubu ile eksik kalan 447,87-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Dava ilk açılış ve harç gideri, ıslah harcı ve keşif harcı olan 401,39-TL’nin davalıdan alınarak alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 2.952,15-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır