Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/860 E. 2018/1041 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/860 Esas
KARAR NO : 2018/1041

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2015
KARAR TARİHİ : 22/11/2018
Mahkememizde açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İş bu dava Bakırköy … İş Mahkemesinin…. Esas sayılı dosyasında açılan işçilik alacaklarına ilişkin davaya karşı dava olarak açılan rekabet yasağının ve sadakat yükümlülüğünün ihlaline ilişkin davanın tefrik edilerek …. Esasına kaydedildiği ve …. Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmesi ile mahkememizde görülmektedir.
İşçilik alacaklarına ilişkin davada; davacı vekili dava dilekçesi ile 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek olan 4.000,00 TL maaş alacağı, 500,00 TL ihbar tazminatı, 500 ,00 TL kıdem tazminatı, 500,00 TL asgari geçim indirimi alacağı, 200,00 TL ulusal ve dini bayram genel tatil ücret alacağı, 500,00 TL fazla mesai alacağı ve 300,00 Tl yıllık izin alacağı olmak üzere toplam 6.500,00 TL tutarındaki alacaklarının, iş akdinin feshinden itibaren ihbar tazminatı için yasal, diğer tazminat ve alacaklar için en yüksek banka mevzuat faizi ile birlikte tahsiline, davalının taşınır ve taşınmaz malları ile araçlarına ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesi ve karşı dava dilekçesi ile; davacının kendi isteğiyle istifa ettiğini, bu istifasında haklı herhangi bir neden göstermediğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatı hakkı doğmadığını, davacının sadakat ve rekabet borcuna aykırı eylemlerinden dolayı; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İş Mahkemesinin …. E … K. Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya mahkememize tevzi olmakla mahkememizin … Esasına kaydedilmiştir.
Dosyanın mahkememize tevzi edilmesinden sonra, davacı vekilince 12/01/2016 tarihli ıslah dilekçesi sunmuştur.
Islah dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin eski çalışanı olan davalı … ….ın, müvekkil şirketten ayrılma sürecinde ve dahi sonrasında müvekkil şirketin müşteri portföyü ile bunlara ait ticari sır ve belge niteliğindeki bilgileri haksız ve hukuka aykırı olarak elde ettiğini, Davalının müvekkili şirketten ayrılmasıyla eş zamanlı olarak müvekkil ile aynı sektörde faaliyet göstermek üzere şahsına ait ” …. Ltd. Şti.” isimli şirketi kurduğunu, davalının işten ayrılmasından kısa bir süre sonra müvekkili şirketin bir çok müşterisinin müvekkil şirket ile çalışmayı bıraktığını, müvekkili şirket yetkilisinin artık kendileri ile çalışmayan müşterilerini arayarak “neden kendileri ile çalışmadıklarını sorduğunda” bu firma yetkilileri “davalı …’ ın kendilerini arayarak müvekkil şirketin müşterilerini dolandırdığını, fazla para almak için kargo ağırlıklarını fazla yazdıklarını” söylediğini müvekkil şirket yetkilisine ifade ettiğini, bunun üzerine müvekkil şirket yetkilisinin davalının kullandığı bilgisayarı incelediğinde bilgisayarda bulunan müşterilere ait bilgi datalarının davalı tarafından haksız yere kopyalanmak sureti ile alındığını öğrendiğini, davalı yanın müvekkil şirketin müşterilerine müvekkil hakkında asılsız beyanlarda bulunarak müvekkilin ticari itibarını zedeleyerek ve bu sayede müşterileri kendi kurduğu şirkete yönlendirerek müvekkilinin hem ticaret hemde itibar kaybına haksız rekabeti ile sebebiyet verdiğini beyan etmiştir. Davacı vekili, davalının eylemlerinin müvekkile karşı TTK 55 maddesi gereği haksız rekabet niteliğinde olduğunu, davalının haksız rekabete yol açan eylemleri nedeniyle müvekkilin uğradığı zararları tazmin etmesi gerektiğini, davacının haksız rekabete yol açan eylemleri nedeniyle, müvekkil sürekli çalıştığı ve cirosunun %60’ına karşılık gelen gelirinin ise daha fazlasının geldiği müşteri portföyü davalı şirketle çalışmaya başladığını, müvekkilinin müşteri, gelir ve kar kaybı yaşadığını, yine buna bağlı olarak ani gelir kaybı yaşaması nedeniyle maddi olarak zor duruma düşmüş likide sıkışılığında faizle ticari hayatını devam ettirmek zorunda kaldığını, müvekkilin manevi zararı ve ticari itibar kaybı olduğunu, bu zararlarında da davalı yanca tazmini gerektiğini beyanla, davalının haksız rekabete yol açan eylemleri ile müvekkiline verdiği maddi ve ve manevi zararın tespiti ile müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Mahkememizce davaya konu iddiaların kapsamı ve içeriği , karşı tarafın savunmalarının kapsam ve içeriği dikkate alınmak suretiyle davalının haksız rekabet teşkil edecek eylemlerinin mevcut olup olmadığı, varsa bundan dolayı davacının zarara uğrayıp uğramadığı, zarara uğramış ise davacının davalıdan tazminat talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarının ne kadar olduğu hususunun tespiti için davacının davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. SMMM …. ile hukuk bilirkişisi Prof. Dr. ….’ tarafından düzenlenen raporda, davacı karşı davalı …’ın karşı davacı….Lojistik Dağıtım Hizm.Ltd. Şti’nde 10.11.2012 ila 10.01.2014 tarihleri arasında çalıştığı, davacı eski çalışanı …’ın çıkış tarihi olan10.01.2014tarihinden 1 gün önce, 09.01.2014 tarihinde, dava dışı …Hizmet.Ltd.Şti.’nin Esas Mukavelesinin Noter tasdikinin yapıldığı ve 3 gün sonra da 13.01.2014 tarihinde Ticaret Sicil Memurluğu tarafından tescil edildiği, karşı davalı …’m 25.000,00 TL sermaye ile…. Loj . Himet. Ltd. Şti.’ nin % 50 ortağı olduğu ve …’m şirkette 10 yıl süre ile temsil ve ilzama yetkili olduğu, davacı tarafından zararlarına ilişkin firma isimleri bildirilmiş ise de, davacının bildirdiği zararların tespitinin salt karşı davacının faturaları ve karşı davacı şirket kayıtları ile belirlenmesi mümkün değildir; ayrıca özellikle dava dışı şirketin de kayıtları incelenmeli ve karşı davacının müşteri portföyündeki firmaların bukayıtlarda yer alıp almadığı belirlenmesi gerektiği, maddi zararın meydana gelip gelmediğinin tespiti, ancak, karşı davalı çalışanın kayıtlarda aldığı en son maaşın 1.398,00 TL olması, buna mukabil iş mahkemesinde tanıkların ayrılan işçinin 4.000 TL tutarında maaş aldığına dair beyanları, karşı davacının çalışma potansiyeli konusunda sunduğu faturalar ve müşteri kapasitesi gibi hususların, karşı davalının sadakat ve özen borcuna aykırı davranışına ilişkin delillerin, karşı davalının dava dışı rakip şirket kurulmadan hemen önce işten ayrılması keyfiyeti ve tanık beyanları ışığında değerlendirilmesiyle mümkün olabileceği, bu bağlamda tahkikat genişletilerek kötüleme ve ayartma konusunda karşı davacıya delil sunması imkanının verilip verilmemesinin takdirinin mahkemeye ait olduğu, ancak bütün bu hususlar ikmal edildikten sonradır ki, karşı davacının 5.000 TL tutarındaki talebi hakkında bir görüş oluşturulacağı belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı ile dava dışı Kargo….Yurtiçi ve Yurtdışı Lojistik Hizmetleri Limited Şirketinin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ek rapor alınmasına karar verilmiş, dava dışı üçüncü kişi Korgo….şirketi vekilinin belge ibrazından çekinmeye ilişkin beyan dilekçesi sunduğu, davalının aynı zamanda dava dışı şirketin ortağı ve yöneticisi olduğu anlaşılmakla ve davav dışı şirketin çekinme talebinin HMK 248 ve 249. Maddeleri kapsamında kalmadığı değerlendirilmekle çekinme talebinin reddine karar verilmiştir.
Gelinen aşamada mahkememizce dosya kapsamı incelendiğinde; dosyada mevcut iş sözleşmesinde rekabet yasağı kaydı bulunmadığı görülmekle, taraflar arasında ayrıca yazılı bir rekabet yasağı kaydı bulunup bulunmadığı ve karşı dava dilekçesinde iddia edilen davalının sadakat yükümlülüğüne aykırılığa ilişkin eylemlerinin iş sözleşmesinin sonlandırılmasından öncesine mi sonrasına mı ait olduğu konusunda beyanda bulunmak üzere davacı vekiline süre verilmiş, davacı vekilince 27/09/2018 tarihli beyan dilekçesi ile dava konusunun davacının müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra müvekkilinin müşterileri ile çalışması, müvekkilinin…. bilgilerini kullanarak faaliyet göstermesi ve üstelik bunu müşterilere müvekkilin hizmetlerini kötüleyerek ve haksız rekabete yol açacak şekilde gerçekleştirmesi olduğunu, davacının bu eylemlerine müvekkilinin işyerinde çalışmaya başladığı sırada başlamış olup ayrıldıktan sonra da devam ettiğini, taraflar arasında akdedilmiş bir rekabet sözleşmesi mevcut olmadığını beyan etmiştir.

Taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağının koşullarının düzenlendiği 444. maddesi uyarınca “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” Aynı Kanunun rekabet yasağının sınırlandırılmasına ilişkin 445. maddesi gereğince de “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.”
Somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşmede rekabet yasağına ilişkin bir kayıt bulunmadığı taraflar arsındaki sözleşmenin incelenmesinden ve davacı vekilinin beyanından anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacı şirketin TBK’nın 444. maddesine göre rekabet yasağı kaydına dayanarak tazminat talep etme imkanı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davalı davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemleri nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Bilindiği üzere; iş sözleşmesinin doğası gereği akdin devamı müddetince işçi yanında çalıştığı işveren ile rekabet yapamaz. İşçi tarafından işverenle rekabet etme anlamı taşıyabilecek davranışlarda bulunması 4857 sayılı Kanunun 25. maddesine göre sakakat borcunun ihlali olarak değerlendirilir. İşçinin sadakat borcu iş sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğar, sözleşmenin sona ermesine kadar devam eder ve iş sözleşmesinde sadakat yükümlülüğü ile ilgili herhangi bir hüküm yer almasına da gerek yoktur. Akdin devamı sırasında anılan şekilde işçinin işverenle rekabeti anlamına gelebilecek bir başka anlatımla sadakat borcuna aykırılık teşkil edebilecek davranışlarına bağlı olarak açılacak tüm davaların 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1’inci maddesine göre İş Mahkemesinde görülmesi gerekeceğinde şüphe yoktur. Dolayısıyla davacının iş sözleşmesinin sona ermesinden önceki döneme ilişkin sadakat yükümlülüğünün ihlali mahkememizin görev alanında bulunmayıp, sadakat yükümlülüğü iş sözleşmesinin devamı süresinde aranan bir yükümlülük olup, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin sadakat yükümlülüğünün ihlali iddiaları da niteliği itibariyle dinlenememiştir. Davacı tarafça 12/01/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile davalının TTK’nın 55 vd maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerini ihlal ittiği iddiasında bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere davalı davacı şirkette işçi olarak çalışıp ayrıldıktan sonra dava dışı Kargo…… Şti’nin ortağı olmuştur. Davacı taraf davalının ortağı olduğu Kargo…… Şti’nin TTK 55. maddesi kapsamında haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiği iddiasındadır. Dava dışı Kargo….Şti.’ye karşı açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davalının şahsına ilişkin rekabet yasağı ihlali iddiasının da yukarıda belirtildiği üzere yazılı rekabet yasağı kaydı bulunmadığından dinlenemeyeceği yukarıda açıklanmıştı. Bu nedenle TTK 55 vd maddelerinde düzenlenen haksız rekabet iddiası da yukarıda süreci açıklanan iş bu davamızda dinlenmemiştir. Buna göre her ne kadar bilirkişi raporunda bir kısım tespitler yapılıp davacının iddialarının dava dışı Kargo…….şirketinin defter ve bilgilerinin incelenmesi sonrasında değerlendirilebileceği kanaati bildirilmişse de, mahkememizce taraflar arasında yazılı rekabet yasağı kaydı bulunmadığının anlaşılması üzerine bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmemiş, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın reddine,
2-Karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin peşin yatırılan 171,00 TL ve ıslah harcı 29,20 TL’den mahsubuna, fazla yatırılan 164,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3- 35,90 TL başvurma harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 22/11/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı