Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/740 E. 2018/559 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/740 Esas
KARAR NO : 2018/559

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2015
KARAR TARİHİ : 30/05/2018
G.KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 22/07/2013 tarihi öncesine dair ticari ilişkisi olp, karşılıklı olarak tanık huzurunda tutanak başlıklı bir belge düzenleeyrek ticari ilişkilerine son verdiklerini, … huzurunda düzenlenen 3 nüsha halinde 22/07/2013 tarihli sözleşmeye göre tarafların dosyadaki ticari ortaklığından …’a 520.000 USD 17/03/2014 tarihine kadar davalı tarafından ödenmesinin kararlaşltırıldığını, sözleşme gereğince 17/03/2014 tarihine kadar ödenmesi gereken 520.000 USD’nin ödenmemesi üzerine Bakıkröy …. İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın hakszı olduğunu zira tarafların ve tanığın imzasını taşıyan 3 nüsha olarak hazırlanmış belgenin her bir tarafta birer nüshasının bulunduğunu, sahtelik ve tahribat iddialarının yerinde olmadığını, davalı taraf ve talepte bulunan nushanın elde edilerek incelkenemsi ve tanıığın dinmlenmesi hgalinde bu duurmun ortaya çöıkacaığını belirterek davalının yapmış olduğu itirazın iptaline %20 den aşağı olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri davanın tahminen 2005 yılında tanıştıklarını müvekkilinin mnüdürü olduğpu dava dışı şirket ile davalının hissedarı ve müdürü olduğu …. Ltd Şti, arasında 2005 yıllarında başlayan ticari ilişkin 2013 yılına kadar devam ettiğini, 24/04/2013 tarihi itibariyle müvekkilinin müdürü olduğu dava dışı şirketin davalının hissedarı ve müdürü olduğu şirkette bakiye 78.468,04 TL alacaklı durumda olduğunu, müvekkilinin hissedarı olduğu şirketin dosyada promosyon ürünü satmaya başladığını, davalının 2013 yılı ortalarından itibaren müvekkilinin hissedarı olduğu şirketin Rusya’daki işlerinde kendisinin katkısı olduğunu iddia ederek pay istemeye başladığını, bununla ilgili ısrarlı talepleri olduğu daha sonra tehdite dönüştüüğünü, müvekkili hakkında “onu vuracağım, yaşatmayacağım, öldüreceğim” gibi beyanlarda bulunduğunu, bu şekilde haber gönderdiğini ve telefonda tehditlerde bulunduğunu, bu tehditler sırasında dava dışı …. Ltd.Şti’nins ahibi …’in araya girdiğini, müvekkilinin davalının hiçbir hakkı ve alacağı omlamasına karşın bu tehditlerden kurtulmak için müvekkili yanında … ve … davalının yanında ise … olduğu halde Büyükçekmece’de buluştuklarnı, davalının hiçbir alacağı olmamasına karşın 100.000 dolar para istediğini, kendisinin de kabul etmediğini ve ayrıldıklarını, daha sonra davalının müvekkilinin iş yherine gelip bağırıp çağırdığını, tehditlerine devam ettiğini, sonrasında …’in araya girerek kendilerini anlaştırmaya çalıuştığınıi yapılan görüşmeeler sonucunda müvekjkilinin davalıya 100.000 dolar karşlığı 191.590,92 TL ödeme yapmasını, davalının hissedarı olduğu … Şirketi’nin alacağından vazgeçmesi ve kayıtların bu şekilde düzeltmesi hususunda anlaştıklarını, 191.500 TL tutarla ilgili de ortağı olduğu şirketler arasında fatura kesilmesinin ve çek düzenlenmsinin kararlaştırıldığını, müvekkişli şirketin borcu olmamasına karşın bu parayı ödemeyi üstlendiğini, bu yöndeki mutabakattan sonra dava dışı …’in araya girerek tarafların birbirine alacağı bulunmadığına dair bir ibraname imzalamaları gerektiğini belirterek bilgisayarda tanzim edilmiş tutanak başlıklı 2 nusha yazısıyı getirip masaya koyduğunu, yazıda “2005 yılıında başlayan … ile … arasındaki tüm ticaret ilişkisi 22/07/2013 tarihi itibariyle tarafların birbirinden hiçbir alacağı kalmadan noktalanmıştır. İsmi geçen şaısların şirketlerinin de bu tarih itibari ile alacak ve borçlarının kalmadığı beyan olunmuştur. …, …, …” şeklinde yazının bulunduğunu, müvekkilinin de hiç tereddüt etmeden isminin altına imza attığını, …’in itirafın halledildiğine ilişkin beyanı ve talebi gereğince her iki nushanında niğde olarka kendi kasasında saklanmak üzere ….’e verildiğini, müvekkilin hiçbir borcu olmamasına karşın 100.000 dolar karşılığı ödedikten sorna 78.465 TL’lik alacağından da vazgeçmesine rağmen bir daha rahatsız edilmeyeceğinden emin şekilde mahallini terkettiğini, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….esas sayıolı dosyasında gönderilen ödeme emrinde hiçbir belge çıkmadığını icra dosyasına baktıklarında 22/07/2013 tarihinde imzalanan belgeye “şu kadar ki … dosyadaki ticaret ortaklığında …’a 520.000 USD borcunu 17/03/2014 tarihine kadar ödeyecektir.” ibaresinin eklendiğinin görüldüğünü, takibe dayanan tutanağın kendisinin imzaladığı tutanaktan farklı olduğunu, sonradan kasıtlı olarak paragraf ile isim ve imza arası uzun tutularak boş alana bu ibarenin sonradan ilave edilmiş olduğunu, tutanak içeriğinde de bir önceki yazıyla sonraki yazının farklı olduğunun anlaşılıdğını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ilamsız olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar dayanmış oldukları delilleri dosyaya ibraz etmişlerdir.
Dosya arasında celbolunan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı takip alacaklısı tarafından ndavalı takip borçlusuna karşı 22/07/2013 tarihli belgeye dayalı olarak 520.000 USD’nin tahsiline ilişkin ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına sureti gönderilen Büyükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin… esas sayılı dosyasında davalının şikayeti üzerine davacı hakkında hakkaniyet ve tehdit suçlarından kamu davasının açıldığı, yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafa konu olan 22/07/2013 tarihli tutanak isimli belgedeki “şu kadar ki” ile başlayıp.. Kadar ödeyecektir” şeklindeki ibarenin sonradan eklenip eklenmediği hususunda rapor alınması cihetine gidilmiş, Adli Tıp Kurumu ibraz etmiş olduğu 28/04/2016 tarihli raporunda söz konusu bu ibarenin, kendinden önce gelen yazılarla satır hizası konum ve toner özellikleri itibariyle farklılıklar arz ettiğinden söz konusu ibarenin birlikte ve sırası dahilinde yazılmayıp bulunduğu konuma sonradan ilave edilmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu beyan etmiştir.
Davacı tarafın rapora karşı itirazları dikkate alınarak, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim üyelerinden 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 19/01/2018 tarihli raporundan özetle; “şu kadar ki … dosyadaki ticari ortaklığında …’a 520.000 USD borcunu, 17/03/2014 tarihine kadar ödeyecektir.” yazısı ile “Şahit…” yazısının belgede kendisinden önce gelen ve 2005 yılında başlayan … ile … arasındaki .. Beyan olmuştur.” yazısından gerek fiziksel (konum ve satır aralığı) gerekse de spektral (tonerden kaynaklanan) farklılık göstermesi nedeniyle bu yazıların belgeye sırası dahilinde ve eş zamanlı olarak yazılmamış olup, belgeye sonradan ilave edilmiş oldukları kanaatine vardıklarını beyan etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasındaki ihtilaf Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında dayanak olan 22/07/2013 tarihli tutanak isimli belgedeki “şu kadar ki … dosyadaki ticari ortaklığında …’a 520.000 USD borcunu 17/03/2014 tarihine kadar ödeyecektir.” yazısının sonradan eklenip eklenmediği hususunda bulunmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dikkate alındığında, açığa atılan belgenin sonradan doldurulması söz konusu olmayıp, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye daha sonra bir ibarenin eklenmesi nedeniyle sahtelik iddiası söz konusu olduğundan bu ibarenin tarafların iradesi dışında eklenmesi halinde davalı eklenen bu ibareden kaynaklanan yükümlülükten sorumlu olmayacaktır.
Gerek Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor ve gerek İstanbul Ünviersitesi Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor içeriği dikkate alındığında “şu kadar ki … Rusya’daki ticari ortaklığından …’a 520.000 USD borcunu 17/03/2014 tarihine kadar ödeyecektir.” yazısının kendinden önce gelen yazılardan satır hizası, konum itibariyle farklılık arz ettiği, yine kendinden önce gelen yazıda kullanılan toner ile bu kısımda kullanılan tonerin farklılık gösterdiği netice itibariyle bu yazıların belgeye sırası dahilinde ve eş zamanlı olarak yazılmamış olduğu, sonradan ilave edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu bu kısmın tarafların iradelerine uygun olarak imzaladıkları belgeye sonradan ilave edilmesi nedeniyle davalının iradesini yansıtmadığından bu ilave kısımla ilgili davalının sorumlu olmayacağı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı taraf, davalının cevap dilekçesinde belgede imzası bulunan …’in bulunduğu kabul ettiğini ve Adli Tıp Enstitüsü raporunda da şahit ismiyle eklendiği belirtilen yazının aynı karakterde ve aynı yazıcıdan çıktığı belirtilmiş ise de bu durumun neticeye etkili olmayacağı, şahidin isminin olduğu yazı karakteri ve yazıdan ekleme yapılarak çıktı alınması da mümkündür. İhtilaf konusu yazının sonradan eklendiği bilirkişi raporlarıyla sabit olması karşısında bu hususun tek başına sonucu değiştirmesi mümkün değildir.
Bir başka husus ise ; yazı içeriğine baktığımızda “2005 yılında başlayan … ile … arasındaki tüm ticaret ilişkisi 22/07/2013 tarih itibariyle tarafların birbirinden hiçbir alacağı kalmadan noktalanmıştır. İsmi geçen şahısların şirketlerinin de bu tarih itibariyle alacak ve borçlarının kalmadığı beyan olunmuştur.” şeklindeki ifadeden sonra “Şu kadar ki … Rusya’daki ticari ortaklığından …’a 520.000 USD borcunu 17/03/2014 tarihine kadar ödeyecektir.” ibaresinin yer alması da yazının içeriğine ve anlam bütünlüğüne uymamaktadır.
Tüm bu hususlar dikkate alınarak 22/07/2013 tarihli tutanak isimli belgedeki “şu kadar ki … Rusya’daki ticari ortaklığından …’a 520.000 USD borcunu 17/03/2014 tarihine kadar ödeyecektir.” ibaresinin sonradan eklendiği ve bu sebeple bu belge gereğince davalının borçlu olmadığı, itirazın haklı olduğu anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,890-TL harçtan, peşin alınan 14.015,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.979,97-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir olunan 58.467,69-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere masrafı 50,00-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 30/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …