Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/730 E. 2018/426 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/730 Esas
KARAR NO : 2018/426

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul … ATM’nin …. Esasına kayden açtığı davasında, müvekkillerinin temel faaliyet alanının kompozit ürün üretilmesi olup, söz konusu ürünlere ilişkin tasarım, faydalı model ve patentler TPE nezdinde tescil edilmek suretiyle koruma altına alındığını, ancak, her ne kadar tescil edilmiş olsalar da, bir takım kötü niyetli şahısların korunma altına alınan patent, faydalı model ve endüstriyel tasarımdan kaynaklanan haklara tecavüz ettiklerini, müvekkili firmada çalışan sekiz işçisinin gizlilik sözleşmesinde hizmet/ akdi sonrasında belli bir süre rakip firmalarda çalışma yasağı bulunmasına rağmen işten ayrılarak şüpheli firmada çalışmaya başladıkları, müvekkili şirket nezdinde öğrendikleri bir takım gizli bilgileri sızdırmak suretiyle haksız ve kötüniyetli menfaat sağladıklarının öğrenildiğini, Hukuka aykırı biçimde haksız, kötüniyetle pazarlandğını, müvekkili adına tescilli ürünlerin taklit edilerek ve benzerleri üretilerek kopyalarının üretildiğini, ürünlerin üretilmesine yarar özel kalıpların kopyalandığını, bu taklit ürünlerin piyasaya arz edildiğinin tespit edildiğini, böylelikle, müvekkili adına tescilli faydalı model ve endüstriyel tasarımdan kaynaklı haklarına tecavüz edildiğini, bu yolla maddi menfaat elde ederek müvekkilin piyasadaki mevcut durumunu kötüleştirilerek elde edeceği karı azaltıldığını, Bu hususta davalıya Kadıköy …. Noterliği’nin 22.08 2013 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile rekabet etmeme ve gizlilik sözleşmesinde taahhüt ettiği yükümlüklerine aykırı tutumlarına son vermesi konusunda ihtar edilmiş olmasına rağmen, davalının ısrarla haksız ve hukuka aykırı eylemlerine devam ettiğini, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalının, ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten 3 gün sonrasından itibaren işletilecek ticari avans faizi yürütülmek suretiyle şimdilik 2000-TL maddi tazminat ile 5000 TL manevi tazminatı ödemeye mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin davacı firmanın eski çalışanı olması sebebiyle, iş bu davanın İş Mahkemeleri huzurunda görülmesi gerektiğini, Davacı tarafından dilekçesinin ekinde sunulan “Gizlilik Ve Rekabet Etmeme Sözleşmesinde” yetkili Mahkeme olarak bir başka Mahkeme belirlenmiş olsa bile, Yetki Sözleşmesini düzenleyen HMK m.17 uyarınca sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yetki sözleşmesi yapılabileceğini, Müvekkilinin gerçek kişi olduğundan ötürü, müvekkili ile yetki sözleşmesi yapılması mümkün olmadığını, yapılmışsa da bu sözleşme geçersiz olduğunu, Davacı tarafından mahkememizdeki dava müvekkiline karşı “rekabet yasağı sözleşmesini ihlal” olarak açılmışsa da, davacının dava dilekçesi daha çok 3. Kişi konumundaki …. A.Ş ile arasındaki husumete ilişkin gerekçelere dayandığını, Müvekkilin davacı şirkette daha önce hamurhane bölümünde işçi olarak çalışmış olmasından ötürü, şirketin faaliyetlerine, müşterilerine ilişkin bilgileri edinmiş olmaları, ticari sırlarını öğrenmesinin mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı müvekkilin kendi yanında çalıştığı süreçte edindiği bilgileri şirket aleyhine ve zararının kullandığını, bu bilgiler sayesinde kendisi veya 3. Kişiler lehine menfaat elde etmiş olduğunu ispatla mükellef olduğunu, davacının dava dilekçesindeki bu konuya ilişkin iddiaları ise farazi olup, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle; Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle yetki itirazın incelenmesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini, mahkemenin iş bu davaya bakmakla görevli olmadığından mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini, davacının haksız ve kötüniyetli maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.02.2015 tarih …. Esas-…. Karar sayılı yetkisizlik kararı sonucu mahkememize tevzi edilmiştir.
Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Huk.Mah… E. dosyası fotokopisi, Bakırköy …Fikri ve Sınai Haklar Huk.Mah. ….D. İş dosyaları uyap çıktıları, SGK dökümleri, Bakırköy …. İcra Müd. … icra dos. fotokopi celp ve tetkik olunmuş, taraf tanıkları dinlenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı tanıkları beyanlarında ; davalının, davacı şirkette kompozit bölümünde hammadde bölümünde üretimde çalıştığı, prefabrik ev üzerine polyester malzemeden ev malzemesi üretildiği, bu işin okul eğitimi olmadığı işe giren kişinin 3-4 sene içerisinde öğrendiği; davalının ve diğer 8 kişinin rakip firmaya geçtikleri, davalının bu işi daha önceden yani davacı şirkette çalışmaya başlamadan önce aynı iş üzerinde başka bir şirkette çalıştığını byan etmişlerdir.
Davalı tanıkları da; davalının hamurhanede hammadde bölümünde çalışıp sadece hammadde yaptığı; hamurhanede normal işçi vasfında olup müşterilerle ilişkisi olmadığı, davalı …. preshanede ve hamurhane bölümünde çalıştığı, davacı firma … ürünlerle aynı ürünler olma durumu olmadığı, davalının davacı firma …. öncede yine kompozit ustalığı yaptığı yani aynı sektörde çalıştığı, davalının, daha iyi şartlarda iş bulduğu ve 6 ay önceden …. şirketinden de ayrıldığını beyan etmişlerdir.
Davacının dava dışı …. …. A.Ş ‘ ye karşı delil tespiti amacıyla başvurduğu Bakırköy …. Hukuki Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …D.İş dosyasında 06.09.2013 tarihli bilirkişi raporu sonuç bölümünde, Tespit mahallinde görülen ve aleyhine tespit istenen yanın üretimi olan kompozit tuğlanın TR ….nolu birleştirmen kompozit tuğla buluş başlıklı faydalı modelin koruma kapsamında olmadığı, Tespit mahallinde yapılan incelemede TR …. nolu Kompozit kolon buluş başlıklı faydalı modelin koruma kapsamı ile aynı teknik özelliklerde herhangi bir ürün olmadığı, Tespit mahallinde yapılan incelemede ….(…. Panel), …. (1.1. Kompozit Duvar Tuğlası )ve…. (1.1 Tuğla Kapağı) tescili tasarımlara benzer ve iltibas yaratacak nitelikte ürün çalışmaları olduğu hususları mevcuttur. Söz konusu tespit davalının rekabet yasağı ihlali iddiasıyla doğrudan ilgili olmayıp, davacı şirket ile davalının aha sonra çalışmaya başladığı dava dışı şirket arasındaki uyuşmazlığa ilişkindir.
Taraflar arsındaki 19.09.2011 tarihli Gizlilik ve Rekabet Etmeme Sözleşmesinin 7., 8. ve 9.maddesi incelendiğinde; davalı işçi için rekabet yasağının sözleşmenin feshinden sonra 5 yıl süreyle belirlendiği ve coğrafi bir sınır belirlenmediği görülmüştür.
Sgk tarafından sunulan hizmet dökümleri uyarınca davalı … …. davacı …. firmasından 15.08.2013 tarihinde çıkış mevcut olduğu ve 2 gün sonra 17.08.2013 tarihinde … firmasına işe girişinin mevcut olduğu, dava dışı davacının bildirdiği 7 personelin davacı şirketten çıkışından sonra …. firmasına, 3 personelin 16.07.2013 tarihinde , 1 personelin 15.08.2013, 1 personelin 17.08.2013 tarihinde ve 2 personelin 01.09.2013 tarihinde girişleri görülmüştür.
Mahkememizce davacının ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, SMMM …., makina mühendisi Prof. Dr. ….ve endüstriyel tasarım uzmanı …. tarafından düzenlenen raporda;
Davacı davalı ile yapılan sözleşmenin 8. Maddesi kapsamında rekabet yasağının düzenlendiği , şirketin bu yüzden vuku bulacak her türlü zarar ve kayıplarını tazmin yükümlülüğü bulunduğuna ilişkin hüküm kapsamında davalıdan talepte bulunduğunu bildirttiği, Teknik heyet tarafından dosya ekindeki tespit dosyası ve diğer sunulan delillerin değerlendirilmesi kapsamında davalının rekabet yasağına aykırı olarak davacının zararına verici nitelikte çalışıp çalışmadığı ve diğer hususlardaki değerlendirmeler saklı tutularak davacının talep ettiği tazminat ettiği tazminat ile ilgili uğradığı zararın tam olarak ne şekilde gerçekleştiği hususunda mali hesaplamaya yarar hususlar dilekçede bulunmadığı, ancak davacının bildirdiği malen değerlendirilebilecek olan Ar-Ge çalışmaları ile davacının bilgi ve birikimine milyonlarca USD yatırım yaptığı hususunda mali tablolarında aşağıdaki şekilde 2013 ve 2014 yılında tespit edilen giderleri mevcut olduğu, ancak davacının yine mali tablolarında genel olarak gelir-gider-karlılık durumu karşılaştırılmış, 2014 yılında işçiler ayrıldıktan sonra uğrayabileceği zarar kapsamında satışları irdelendiğinde 2014 yılında 2013 yılına göre işçiler ayrıldıktan sonraki dönemle karşılaştırma yapıldığında satışlarında düşüş olmadığı % 31 Oranda artış olduğu, yine davacının mali tablolarında uğradığı zarar ile ilgili değerlendirme yapılabilecek şekilde işçinin ayrılmasına bağlı uğradığı zarar olarak yıl sonu raporlanan şirketin kar zarar durumu ilgili korelasyon tespit edilemediği, şirket kayıtları ve mali tabloları çalışan işçinin ayrılmasından sonrası ve çalıştığı dönem karşılaştırıldığında doğrudan davalıdan kaynaklı zarara ilişkin somut zarar kavramına dayalı değerlendirme yapılması malen mümkün olmadığı, Mahkemece sözleşmenin ve davacı iddialarının davalıdan maddi tazminat talep edilebileceğine yönelik kanaat oluşması halinde davalının, davacıda çalışırken mevcut kayıtlarda görülen son maaşı kapsamında tazminatın hesaplanamadığı durumda kanun koyucunun mahkemeye verdiği yetki uyarınca değerlendirme yapılmasında takdirin mahkemeye ait olacağı sonucuna varıldığı, davalının düz işçi olup aynı sektörlerde çalıştığı, transfer ve bilgi aktarma durumunda olamayacağı, hukuki tavsif sayın mahkemeye ait olmak üzere 2000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminat talebine ilişkin sözleşmenin ve davacı iddialarının davalıdan maddi tazminat talep edilebileceğine yönelik kanaat oluşması halinde davalının,davacıda çalışırken mevcut kayıtlarda görülen son maaşı davacı tarafından sunulan Temmuz 2013 tarihli bordro dökümleri uyarınca , davalının net birim ücretinin 1.150 TL olduğu, manevi tazminatın takdirinin mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir.
Dava, işveren ile işçi arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık sebebiyle maddi ve manevi tazminat tahsili istemine ilişkindir.
Davalının davacıya ait iş yerinden çıkış tarihi ile dava dışı şirkette işe başlama tarihi nazara alındığında olaya 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Bu durum karşısında, sözleşmenin feshi itibariyle yürürlükte bulunan ve somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 444. maddesine göre, ”Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” Aynı Yasa’nın 447. maddesine göre de, ”Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.”
TBK’nın 444/2 maddesi uyarınca rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağından ve bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere ve tanık beyanları nazara alındığında, davalının böyle bir hizmet ilişkisi içerisinde bulunmadığı, davacının davalı işçinin ayrılmasına bağlı uğradığı zarar iddiası ile ilgili somut bir delil sunamadığı gibi, şirket kayıtları ve mali tabloları çalışan işçinin ayrılmasından sonrası ve çalıştığı dönem karşılaştırıldığında doğrudan davalıdan kaynaklı zarara ilişkin somut zarar olarak değerlendirilebilecek delil bulunmadığı anlaşılmakla, toplanan delil durumu, tarafların iddia ve savunmaları ile davalı işçinin davacı şirkette yapmış olduğu iş nazara alındığında davanın reddi gerekmekle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın reddine,
2-Karar ve ilam harcının 35,90 TL’nin peşin yatırılan 119,55 TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 83,65 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 75 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 26/04/2018
Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI