Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/620 E. 2020/429 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/620 Esas
KARAR NO : 2020/429

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2015
KARAR TARİHİ : 16/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 19/09/2012 tarihinde davalı …..’ın kullanmakta olduğu ….. plakalı halk otobüsünden inerken, davalı araç sürücüsünü uyararak karşıya geçeceğini söylemiş olduğunu, müvekkilinin otobüsten inip karşıya geçerken davalı araç sürücüsü olan …..’ın aniden hareket ederek, müvekkilini otobüsün altına almış ve 15-20 metre kadar sürüklemiş olduğunu, kulağında kulaklık olduğundan etrafındakilerin bağırışmaları ve otobüse vurmalarıyla ancak durmuş olduğunu, trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere olayda karşı taraf olan sürücü …..’ın asli kusurlu olduğunu, kaza sonucunda müvekkilinin çok ağır şekilde yaralanmış olduğunu, vücudunda kırıklar oluşmuş ve vücudunda kalıcı izler kalmış olduğunu, sağlık kurulu raporlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin sağ radius, ulna şaft kırığı, sağ klavikula kırığı vs. tanısı konulmuş olduğunu, uzatılmış olarak istirahatler verilmiş ve iş göremezlik raporu verilmiş olduğunu, davalı ….. hakkında bir kişinin taksirle yaralanmasına neden olmaktan Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ceza davası açılmış olduğunu, müvekkilinin halen vücudunun bazı bölümlerini ya hiç kullanamamakta yada eskisi gibi kullanamamakta olduğunu, ATK tarafından 21/11/2014 tarihli düzenlenen rapor ile; kaza sonucunda meydana gelen yaralanmanın ve kırıkların; kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücutta kemik kırıklarının ve çıkıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1), orta (2-3) ve ağır olarak sınıflandırıldığında, birden fazla kırık olması nedeniyle skorlama yapılarak şahısta saptandığı belirtilen kırıkların müştereken, hayat fonksiyonlarını üç (3) derece etkileyecek nitelikte olduğu yönünde tespitte bulunulmuş olduğunu, sürücü …..’ın haksız fiil sorumluluğunu düzenleyen B.K. 41-51 hükümleri uyarınca sorumlu olduğunu, işleten ruhsat sahibi ….’nın ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Şirketinin Karayolları Trafik Kanunu madde 85/1 de düzenlenen Motorlu Aracın İşletilmesi Sırasında Meydana Gelen Zarar Nedeniyle Sorumluluk hükümleri uyarınca sorumlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonucunda ağır şekilde yaralanmış, sakat kalmış ve çok sayıda ameliyat geçirmiş olduğunu, kaza sonrasında tedavisinin devam ettiği süreç boyunca aylarca işe gidememiş olduğunu, işe gelip gitmeye başladığı tarihten sonra da halen dahi kolunu ve bacağını hiç bir şekilde kullanamamış olduğunu bu nedenle zarara uğramış olduğunu, müvekkilinin kaza sonucunda kolundan ve ayağından ağır şekilde yaralanmış ve geçirdiği çok sayıda ameliyata rağmen kolunda ve bacağında kalıcı işlev kaybı meydana gelmiş olduğunu, müvekkilinin kolunda ve bacağında meydana gelen kalıcı işlev kaybı sonucunda çalışma gücünü kaybetmesi nedeni ile de zarara uğramış olduğunu beyanla; alacağın teminat altına alınması bakımından; davalılardan …. adına kayıtlı bulunan dava konusu trafik kazasına karışan …. plaka sayılı araç ve uyap’tan bakılarak çıkacak bütün araç ve taşınmazlara İhtiyati Tedbir Şerhi konulmasına, tedavi giderleri ve tedavi sonrası giderlere ilişkin şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın, geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zararlar için şimdilik 500,00 TL zararın, sürekli kalıcı kısmi iş göremezlik nedeni ile oluşan zararlar için şimdilik 500,00 TL zararın, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı oluşan zarar için şimdilik 500,00 TL zararın kaza tarihi olan 19.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. ve …… vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde kazaya karışan halk otobüsünden inerken müvekkilini uyararak karşıya geçeceğini söylediğini ifade ettiğini, müvekkiline ait halk otobüsü içerisindeki kamera kayıtları incelendiğinde davacının beyan ettiği gibi bir uyarının yapılmadığının görüleceğini, davacının trafik kurallarına aykırı olarak otobüsün önünden karşıdan karşıya geçmesine rağmen bu şekilde beyanda bulunarak kusurunu müvekkiline yüklemeye çalıştığını, davacının kaza tespit tutanağında müvekkilinin asli kusurlu olarak gösterildiğini beyan ettiğini, söz konusu tutanak incelendiğinde, müvekkilinin K.T.K.’nun 47/1-D maddesini ihlal ettiğine dair kanaat bildirilmiş olduğunu, müvekkilinin asli kusurlu olduğuna dair bir ibare bulunmadığını, bahse konu tutanakta davacının yaya geçidi veya trafik ışıklarının olmadığı bir yerde karşıdan karşıya geçmesinden dahi bahsedilmemiş olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın dayanmış olduğu kaza tespit tutanağının eksik ve hatalı olduğunu, kusur durumunun gerçek manada tespiti için dosyanın ATK Trafik İhtisas Kurulu’na gönderilmesi gerektiğini, yine davacının maluliyetinin tespiti için dosyanın ATK’ya gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafın yapmış olduğunu iddia ettiği tedavi giderlerini yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza tarihi itibari ile çalışıp çalışmadığı, dönem itibari ile aldığı maaş ve SGK tarafından çalışılmayan dönemler için her hangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti için SGK kayıtlarının celbi gerektiğini, davacının tamamen kendi kusuru ile meydana gelmiş kaza neticesinde müvekkilinden 20.000 TL manevi tazminat talep ettiğini, müvekkilinin kazanın oluşumunda her hangi bir kusurları bulunmayıp davacının talebinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu kazanın davacının kusuru neticesinde meydana gelmiş olduğunu, davacının Özel halk otobüsünden inerken ön kapıyı kullanmış olduğunu, davacının otobüsün ön kapısını kullanmasının kusurlu bir davranış olduğunu, müvekkilinin araç içine binen ve inen tüm yolcuları kontrol ettikten sonra hareket etmiş olduğunu, otobüsten indikten sonra karşıya geçmek isteyen yayanın araçların ve yolun durumunu kontrol etme yükümlülüğü olduğunu, davacının bu durumu gözetmeden karşıdan karşıya geçmeye çalışmış ve kazanın oluşumuna sebebiyet vermiş olduğunu, müvekkilinin otobüsün hemen dibinden karşıya geçmeye çalışan yayayı görmesinin mümkün olmadığını, kazaya karışan otobüsün ön tarafının yüksek olduğunu davacının geçmeye çalıştığı yerin kör nokta olarak ifade edildiğini, dolayısıyla müvekkiline bu konuda kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, davacının otobüsten indikten sonra aracın hareket etmesini beklememiş olduğunu, Karayolları Kanuna göre bu durumda öncelik hakkının taşıtlara ait olduğunu, davacının Karayolları Trafik Kanununda yayalar için öngörülen trafik kurallarını ihlal ederek kazanın oluşmasına sebebiyet vermiş olduğunu beyanla; davanın …. Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesine, davacının haksız olan maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan …. Sigorta A.Ş. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle: …. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde …. nolu, 15.01.2014-15.01.2015 vadeli Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğunur poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, ayrıca müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin mesnedi olan Kasko Sigorta Poliçesindeki İMM (İhtiyari Mali Mesuliyet ) teminatının ancak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası limitini aşılması halinde ve bu zararın üzerinde kalan zarar miktarı için bedeni, maddi ve manevi zararlar için tefriksiz olarak kaza başına toplam 100.000,00-TL teminat limiti ile sınırlı olarak devreye gireceğini beyanla; Dava ihbar edilmiş olduğundan ve de davada taraf sıfatları bulunmadığından müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta’ya usulünce tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.(HMK.307/1) Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (HMK.309/1) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK.309/2)
Davacı asil 07.07.2020 tarihli dilekçesi ile davalılar ile yapılan görüşme sonucunda sulh olunduğunu, sulh nedeniyle davadan feragat ettiğini, tüm davalılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden vazgeçtiğinden ve Yargıtay ilamı doğrultusunda karşı taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, dosya da kalan gider avansının ve geriye kalan harçların iadesine karar verilmesini talep etmiş, davalı …. Sigorta A.Ş. vekili 02.07.2020 tarihli dilekçesi ile davacı yanca davadan feragat edilmesi halinde feragat sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını ve 06.07.2020 tarihli dilekçesi ile de davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiş, davalı ….. ve …. vekili ise 01.07.2020 tarihli dilekçesi ile davacı tarafın maddi tazminat yönünden davadan feragat etmesi durumunda vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinden feragat ettiklerini ayrıca davacı tarafça manevi tazminat yönünden yargılama sırasında feragat edilmiş olduğunu, aynı şekilde konu ile ilgili vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiş olmakla; kimlik tespit tutanağına göre davacı asilin davadan feragat ettiği, feragatın 6100 Sayılı HMK 307-309 devamı maddeleri gereğince davayı sona erdiren taraf işlemi olarak düzenlediği, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı ve şekli anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan, HMK’nun 307. maddesi de göz önüne alınarak davacı tarafın vaki feragatı nedeniyle davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki hüküm fıkrasının tesisi uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Madde 22 gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,70 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.16/07/2020

Katip ….
¸

Hakim ….
¸