Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/598 E. 2023/710 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/598
KARAR NO : 2023/710

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 10/06/2015
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri … ve …’nın, davalı şirkette 2.000’er adet hisse sahibi olup
davalı şirketin ortakları olduğunu, huzurda görülen işbu uyuşmazlığın, müvekkilleri ve davalı
şirket arasında görülmekte olan tek uyuşmazlık olmadığını, davalı şirket bünyesinde iken isim
hakkı, işletme ruhsatı, bütün malzeme-araç gerek ve ekipmanı hatta çalışanlarıyla birlikte
muvazaalı, hileli ve dolanlı işlemlerle şirket bünyesinden çıkarılmaya çalışılan ….
Hastanesi’nde uzun süre çalışan müvekkillerinin davalı şirket ve …. içinde yer alan,
hissedar oldukları diğer şirketler (…. San. ve Tic. A.Ş; …. Sanayi Sağlık ve Bilişim Teknoloji Hiz. Tic. Ltd. Şti.) hakkında bilgi edinmek için girişimde bulunup, hesaplar hakkında soru sorup ortaklık
haklarının peşine düşünce, gözdağı vermek için müvekkilleri üzerinde yoğun bir sindirme ve baskı ortamı oluşturulduğunu,
davalı şirketin, piyasada “….” olarak bilinen, hastaneden kozmetik-ilaç satışına,
inşaattan araç kiralamaya, diyaliz merkezinden kreş-anaokulu işletmeciliğine kadar geniş bir
yelpazede faaliyet gösteren şirketler topluluğu içinde yer aldığını, davaya konu yönetim
kurulu kararlarıyla içinin boşaltıldığı yakın zamana kadar, iş hacmi ve yarattığı değer
bakımından grubun en önemli hastanesi olarak bilinen “….” adlı
hastanenin sahibi ve işletmecisi olduğunu, davalı şirketin bütün varlığının hâkim hissedarlar
ve yönetim kurulu üyeleri tarafından kendi şirketlerine aktarılmak suretiyle içinin muvazaalı,
hileli ve dolanlı işlemlerle boşaltıldığını, davalı şirketin hâkim hissedarlarının ve
yöneticilerinin yukarıda bahsedilen kötü niyetli ve hukuka aykırı davranmayı alışkanlık haline getirdikleri tutumlarıyla sahte hazirun cetveli düzenleyip, yasal bildirim ve ilan dahi
yapılmadan, müvekkillerinin hissedar olarak bile gözükmediği, içerik itibariyle sahte hazurun cetveliyle 05.04.2014 günü genel kurul toplantısı yapıldığını,
davaya konu ettikleri yok hükmündeki kararlarla …Hastanesi’nin açılış ruhsatı ve
çalışma izni ile hastanenin içindeki araç-gereç ve malzemenin devredilmesi suretiyle şirket
malvarlığının kaçırıldığı dava dışı … San. Tic. AŞ’nin
dava konusu kararların alındığı tarihlerde davalı şirketin ve dava dışı …
AŞ’nin hakim hissedarları ve yöneticilerinin aynı kişiler olduğunu, davaya konu kararlarla
davalı şirketin yegâne malvarlığı durumundaki … Hastanesi’nin açılış ruhsatı ve
çalışma izni ile hastanenin içindeki araç-gereç ve malzemenin, davalı şirketin hâkim
hissedarlarının ortağı ve yöneticisi olduğu … San. Tic.
A.Ş.’ne devredildiğini, söz konusu kararlardan, davalı şirket Yönetim Kurulu üyelerinin
şüpheli olarak soruşturuldukları Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….
Sor. sayılı soruşturma dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile haberdar olduklarını, Savcılık
soruşturma dosyasına sunulan bilirkişi raporundan anlaşıldığı kadarıyla yok hükmünde ve
butlanla batıl olduğunun tespitini istedikleri Yönetim Kurulu kararlarının;
19.07.2013 günlü ve … sayılı, “Özel Hastane Açılış Ruhsatı” ve “İşletme
Hakkı”nın … San. Tic. A.Ş.’ye 3.500.000,00
TL + KDV bedelle devri, 21.11.2013 günlü ve … sayılı, hastanede mevcut araç, gereç, ekipman, tıbbi
malzeme ve sarf malzemesinin de aynı şirkete toptan devri,
21.11.2013 günlü ve …. sayılı, “Özel Hastane Açılış Ruhsatı” ve “İşletme Hakkı”nın … San. Tic. A.Ş.’ye fatura
edilmesi,
kararları olduğunu,
…Hastanesi’nin açılış ruhsatı ve çalışma izni ile hastanenin içindeki tüm araç-gereç ve malzemelerin kanunsuz ve usulsüz işlemlerle devredildiği … San. Tic. A.Ş.’nin hissedarları ve yönetim kurulu, davalının genel kuruldan önceki
hâkim hissedarlarından ve yönetim kurulu üyelerinden oluşmakta olduğunu, davaya konu
kararlar ve yapılan devirlerin söz konusu kişilerin şirket yönetiminde bulunduğu sırada
gerçekleştirildiğini,
genel kurul kararı alınmadan, sırf yönetim kurulu kararıyla şirketin bütün malvarlığının devredilmesinin açıkça emredici kanun hükümlerine aykırı olduğu gibi, şirket varlığının,
yöneticilerin başka şirketlerine toptan devredilmesi müvekkillerin ortaklık haklarını açıkça ortadan kaldırdığından yasaya, ana sözleşmeye, ahlaka ve iyiniyet kurallarında da aykırı
olduğunu, şirket malvarlığının müvekkillerden kaçırılmasını anlamına gelen bu olayda devir ve satış bedelinin piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığı, bedelin şirkete ödenip
ödenmediğinin de belirsiz olduğunu, davalı şirket Yönetim Kurulunun 19.07.2013 günlü
… sayılı kararı ile 21.11.2013 günlü …. ve …. sayılı kararları yok hükmünde ve butlanla batıl olduğunu, devir işlemleri sonrasında şirketin içinin tamamen boşaltılmış, şirkete ait malvarlığı kalmamış
ve şirket işlemez hale geldiğini, bu nedenle söz konusu işlemlerin, Türk Ticaret Kanunu’nun
408. maddesinde öngörülen önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı niteliğinde
olduğunu, TTK md. 408/2-f gereği, önemli miktarda şirket malvarlığının toptan satışının
genel kurulun devredilemez görev ve yetkilerinden olup, böyle bir konuda karar alma yetkisi sadece genel kurula verildiğinden, yönetim kurulunun bu konuda aldığı kararların batıl
olduğunu,
müvekkillerince açılan dava üzerine, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …
E. sayılı dosyasında verilen 12.11.2014 tarihli kararla, davaya konu yönetim kurulu
kararlarının altında imzası olan kişilerin yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri genel
kurulun ve genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğuna karar verildiğini, davaya konu kararı imzalayan yönetim kurulu üyelerinin 09.06.2010 tarihli genel kurulda 3 yıllık süre için seçildiklerini, görev süresi 09.06.2013 tarihinde dolan yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçildikleri 04.06.2013 tarihli genel kurul kararı yok hükmünde sayıldığına göre, söz konusu
kişilerin karar tarihleri olan 19.07.2013 ve 21.11.2013 tarihlerinde şirketi temsil etme hak ve
yetkilerinin bulunmadığı ve yönetim kurulu sıfatıyla karar alamayacakları, alınacak kararların yok hükmünde olduğunu,
davaya konu olayda Yönetim Kurulu kararı alınıp devir işlemleri gerçekleştirildikten sonra 05.04.2014 tarihli genel kurulda devir ve satış işlemlerinin kabul edildiği hususu karar altına alınmış ise de, batıl olan işlemler, sonradan yapılacak işlemlerle geçerli hale
getirilemeyeceğinden, kararların yok hükmünde veya butlanla batıl olduğu durumunu
değişmediğini, yukarıda belirttikleri, genel kurul toplantısı müvekkilleri şirket hissedarlarına yasal bildirim ve ilan yapılmaksızın sahte hazirun cetveli düzenlenerek gerçekleştirildiğinden,
genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti için Bakırköy ….
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, sahte hazirun
cetveli düzenleyen şirket yöneticileri hakkında da Küçükçekmece Cumhuriyet
Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş olup soruşturmanın … Sor. sayılı
dosya üzerinden sürdüğünü, bu nedenle davalı şirket Yönetim Kurulunun 19.07.2013 günlü … sayılı kararı ile
21.11.2013 günlü …. ve … sayılı kararların yok hükmünde olduğunun ve butlanla batıl olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa
yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacıların
gerek geçersizliğinin tespitini istedikleri sözleşmenin imzalanması tarihinde ve gerekse de
dava tarihi itibariyle müvekkil şirketin ortağı olmadığını, iş bu sebeple davanın aktif husumet
yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkil şirketin hisselerinin hamiline yazılı olduğunu, davacıların hamili oldukları hisse senetlerini geçersizliğinin tespiti istenilen satış sözleşmesinden önce devrettiklerini ve şirket
ortaklığından ayrıldıklarını, dava dosyasında bulunan ticaret sicil kayıtları ve özellikle de
…’ın müvekkil şirketin yönetim kurulu başkanlığına seçildiği 04.04.2014
tarihli genel kurulda hazirun cetveli incelendiğinde …’ın hisse senetlerinin
%100’ünü ibraz ederek yönetim kurulu başkanı olduğunu, bu genel kurulda davacıların şirkete
ortak olmadıklarının hazirun cetvelinden belli olduğunu, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dava dosyasına ibraz edilen
bilirkişi raporunda da davacıların şirkete ortak olmamaları sebebiyle iddialarının dinlenemeyeceğine ilişkin 30.11.2015bilirkişi raporu sunulduğunu, Bilirkişi raporuna binaen
rapora dayanak hisse senedi gecici ilmuhaberindeki imzalarını kötü niyetli şekilde inkar
ettiklerini, dava dosyasında Adli Tıp Kurumundan imza incelemesi istenildiğini ve dava dosyasına 10.01.2017 tarihinde giren rapora göre ilmuhaberdeki imzaların davacılara ait
olduğuna ilişkin rapor sunulduğunu, daha sonra adli tıp raporuna da itiraz eden davacıların dosyanın Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’ne gönderilmesini talep ettiğini ve 12.06.2017 tarihli raporda da ilmuhaberlerdeki imzaların davacılara ait olduğunun tespit edildiğini dosya incelendiğinde de davacıların müvekkili şirkette gerek dava konusu sözleşme
tarihinde ve gerekse dava tarihinde ortak olmadıklarının ispatlanacağını, dava dilekçesinde davacılar tarafından delil olarak sunulan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasının Yargıtay tarafından müvekkili lehine bozulduğunu, davacıların dava dilekçesinde yönetim kurulunun seçildiği genel kurulun iptal edildiğini ve bu sebeple yönetim kurulunun şirketi temsil edemeyeceğini iddia ederek huzurdaki davayı ikame ettiklerini, Ancak … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı kararı Yargıtay tarafından esastan bozulduğunu, kararın davacılar tarafında karar düzeltme talebi ile temyiz edildiğini, inceleme aşamasında olduğunu,
dava konusu hisse senetlerinin hamiline olduğunu, bu nedenle devirlerinin şekil şartına bağlı
olmadığını, İlmuhabirlerde de imzaları bulunduğunu, İlmuhabirlerin asılları müvekkili şirkette olduğundan hisse senetlerinin teslim edildiğini, davacıların şirkette ortaklık sıfatının
kalmadığını,
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında Müvekkili şirkete ait
ticaret sicil kayıtlarının bulunduğunu, dava dosyasındaki ticaret sicil kayıtlarından 05.04.2014 tarihli genel kurulda ve davanın açılış tarihinde davacıların müvekkil şirketin ortağı
olmadığının belli olduğunu, Bilirkişi heyetinin dosyada mübrez ticaret sicil kayıtlarını
yeterince incelemeden rapor hazırladığını, 05.04.2014 tarihli genel kurulda ….’ın şirket hisselerinin %100’ünü ibraz ederek genel kurulda yönetim kurulu başkanı
seçildiğini ve hazirun cetvelinde davacıların isimlerinin olmadığını, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dava dosyasında, Küçükçekmece
Cumhuriyet Savcılığının … soruşturma sayılı dosyası ve Bakırköy … . Asliye Ticaret
Mahkemesinin … E sayılı dosyası incelenmeden rapor hazırlandığını, bilirkişi
raporunda satış işlemini gerçekleştiren yönetim kurulunun seçildiği genel kurulunun Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası geçersiz sayılması sebebiyle
müvekkili şirkette temsil yetkisinin düşmesi sebebiyle satış işleminin usulsüz olduğunun
belirtildiğini, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E sayılı dosyasının
Yargıtay tarafından esastan bozulduğunu, Esas Mahkemesi genel kurulu hükümet temsilcisi
olmaması sebebiyle iptaline karar vermiş, karar müvekkil tarafından temyiz edilmiş Yargıtay %100 ortak katılımı olan genel kurullarda hükümet temsilcisinin olması gerekmediği
sebebiyle esas mahkemesinin iptal kararını esastan bozduğunu, Bilirkişilerin raporlarında;
şirket mallarının satışına ilişkin genel kurul kararı olmaması sebebiyle satışın geçersiz
olacağına ve genel kurul kararının sonradan alınmasının satış işlemini geçerli hale
getirmeyeceğine ilişkin rapor sunduklarını, açıkladıkları sebeplerden ötürü davacıların şirket
ortağı olmadıklarını, davanın bu sebeple reddi gerektiğini, bu nedenle Öncelikle davaya taraf ehliyeti bakımından davacıların müvekkilİ şirkete ortak
olduklarının ispatı yönünden hamiline hisse senetlerini sayın mahkemeye ibraz etmelerine karar verilmesini, ibraz edememeleri halinde aktif dava ehliyeti eksikliğinden davanın
usulden reddine karar verilmesini, esasa ilişkin cevapları doğrultusunda hukuki
dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin
davacı yana yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 19.07.2013 günlü … sayılı kararı ile 21.11.2013 günlü … ve … sayılı kararların yok hükmünde olduğunun ve butlanla batı olduğunun tespitine ilişkin tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
TK’nın 408. Maddesinde; Anonim Şirket Genel Kuruluna ait devredilemez görev ve yetkiler şu şekilde sayılmıştır:
a) Esas sözleşmenin değiştirilmesi.
b) Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları.
c) Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınması.
d) Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması.
e) Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshi.
f) Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı.
Anonim şirketlerde genel kurulun devredilemez görev ve yetkilerinin düzenlendiği TTK md. 408 f bendinde önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının yer aldığı görülmektedir.Genel kurulun devredilemeyen görev ve yetkilerini başka bir organa devretmesinin müeyyidesi butlandır. Dosyada alınan bilirkişi raporunda ; dava konusu olayda şirket genel kurulu tarafından malvarlığının toptan satışı konusunda bir
karar alınmadığı ve yönetim kuruluna böyle bir kararı uygulaması yönünde yetki verilmediği ,ayrıca davalı şirket organları arasındaki kısmi ayniyet de kararların alınması için gerekli nisap bakımından yeterli olmadığı, zira pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi olan ortakların toplam oyları 130 bin iken karara katılımı sağlanmayan ortakların oyları 80 bin olup, %75 çoğunluğu karşılamaya yeterli olmadığı, öte yandan davalı şirket genel kurulunun 2014 yılında toplanarak işlemlere onay vermesine ilişkin kararın geçersizliği kesinleşmiş olup, yönetim kurulu kararlarının icazet ile onandığı da söylenemeyeceği, davaya konu davalı şirketin 19/07/2013 tarih ve … karar nolu yönetim kurulunda, davalı şirketin 21/11/2013 tarih ve …. karar nolu yönetim kurulunda, davalı şirketin 21/11/2013 tarih …. karar nolu yönetim kurulunda alınan satış ve devir kararları davalı şirketin işletme konusu dikkate alındığında TTK md. 408 bağlamında önemli mal varlığı olduğu, bir hastanenin açılış ruhsatının ve işletme hakkının devri faaliyetlerinin büyük oranda kısıtlanması anlamına geleceği ve genel kurulda karara bağlanması gerektiği tespit edilmiş olup bu kapsamda davalı şirket yönetim
kurulunda alınan kararların genel kurulun devredilemez görev ve yetkilerinin ihlali niteliğinde olduğu, davalı şirketin 19/07/2013 tarih ve … karar nolu yönetim kurulunda, davalı şirketin 21/11/2013 tarih ve … karar nolu yönetim kurulunda, davalı şirketin 21/11/2013 tarih … karar nolu yönetim kurulunda alınan satış ve devir kararlarının yetkili organ tarafından alınmadığı ,bu sebeple TTK 408/ f maddesi uyarınca butlan olduğu takdir ve sonucuna varılarak açılan davanın kabulü ile; davalı şirketin 19/07/2013 tarih ve … nolu yönetim kurulunda, davalı şirketin 21/11/2013 tarih ve … nolu yönetim kurulunun, davalı şirketin 21/11/2013 tarih … nolu yönetim kurulunda alınan kararların butlan olduğunun tespitine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ ile; Davalı şirketin 19/07/2013 tarih ve … nolu yönetim kurulunda, davalı şirketin 21/11/2013 tarih ve … nolu yönetim kurulunun davalı şirketin 21/11/2013 tarih … nolu yönetim kurulunda alınan kararların BUTLAN OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 242,15-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 59,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri ile talimat, bilirkişi sarf gideri olmak üzere toplam 4.181,65-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin e-duruşma ortamında yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır