Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/531 E. 2019/622 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/531 Esas
KARAR NO : 2019/622

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/05/2015
KARAR TARİHİ : 13/06/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının davalıya vermiş olduğu nakliye hizmetine karşılık toplam 7 adet 59.950 USD bedelli fatura düzenlediğini, davalının söz konusu borcu ödememesi üzerine davalı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline , davalının % 40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 16.09.2010 tarihli cevap süresinin uzatılması talepli dilekçesinde davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını beyanla davanın öncelikle süre yönünden reddine; 22.11.2010 cevap dilekçesinde ise davacının vermiş olduğu nakliye hizmetlerine karşılık tüm bedellerin davalı tarafından davacıya ödendiğini beyanla davanın reddine, davacının %40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İİK’nun 67. Maddesine istinaden açılmış İtirazın İptali davasıdır.
Bakırköy … İcra müdürlüğünün …E sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı hakkında 08.11.2007 tarihli 4.000 USD bedelli, 08.11.2007 tarihli 4.700 USD bedelli, 08.11.2007 tarihli 22.800 USD bedelli, 05.12.2007 tarihli 1.350 USD bedelli, 17.12.2007 tarihli 22.000 USD bedelli, 19.12.2007 tarihli 700,00 USD bedelli, 27.12.2007 tarihli 4.400 USD bedelli faturalara istinaden toplam 59.950 USD karşılığı 92.323,00 YTL asıl alacak ile 12.383,06 YTL işlemiş faiz olmak üzere toplam 104.706,06 YTL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay bozması öncesinde; Mahkememizin(Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi)… Esas ….Karar ve 24/01/2013 karar tarihli ilamı ile; iddia, savunma ve tüm kanıtlara göre davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacının alacağını ispatlamakla yükümlü olduğu, bu anlamda bilirkişi incelemesi yapılabilmesi için gerekli olan ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, verilen kesin süre içerisinde davalının ticari defterlerini inceletmek istediklerine dair beyanda da bulunmadığı, taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamadığından, davacının takip konusu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı, davacının yemin deliline de dayanmaması karşısında davanın ispatlanamadığı, her ne kadar davalı tarafça bir takım ödeme belgeleri sunulmuş ve bunlardan bir kısmı davacı tarafça kabul edilmiş ise de; toplam 18.600 USD’lik ödemelerin takibe konu faturalara ilişkin olup olmadığı tespit edilemediğinden bu ödemelerin takip konusu faturalara ilişkin olması ihtimali halinde dahi 18.600 USD’lik kısımla ilgili davanın, hukuki yararın bulunmaması nedeni ile reddi gerekeceği, bununla beraber davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin de koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 30/04/2014 tarih …. Esas ve…. Karar sayılı ilamıyla;
“… Dava, taşıma ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, taşıma hizmetine ilişkin tüm bedellerin ödendiğini savunmuş olup buna ilişkin ödeme belgeleri sunmuştur. Davacı ise davalı tarafından yapıldığı savunulan 18.600 USD ‘lik ödemeyi kabul etmiş, bunun dışındaki ödemeleri kabul etmediğini beyan etmiştir. Mahkemece, ispat yükünün davacıda olduğu benimsenerek davacının defter ve kayıtlarının ibrazı ve davacı tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği üzerinde durularak davacının defterleri ibrazdan kaçındığının kabulü ile yemin teklifi de hatırlatılarak davacının yemin deliline dayanmaması karşısında da davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Oysa, dava konusu nakliye bedelinin ödendiği davalı tarafından savunulmuş olup, bağlantılı bileşik ikrar niteliğindeki bu savunmanın davalı tarafından ispatı gerekir. Bu durumda mahkemece, ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilerek davalı delillerinin toplanması, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat yükü yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı dikkate alınmak suretiyle ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek davalının dava konusu nakliye bedelinin ödendiği yönündeki savunması ve sunduğu deliller de irdelenmek suretiyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti için davalının ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek bilirkişi raporu tanzim edilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından ibraz olunan 01/03/2016 tarihli raporda özetle; davalı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2007 ve 2008 yıllarına ait ticari defterlerin TTK. Hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulmadığını, davacının takibe konu ettiği faturaların tamamının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğnu ancak davalı kayıtlarında bu faturaların karşılığında gözüken ödeme ve virman kayıtları nedeniyle davalınn defterlerinde davacıdan 4.102,44-TL alacaklı durumda gözüktüğünü, mevcut dosya kapsamına göre davalının dosyaya sunduğu ödeme belgeleri incelendiğinde, 16.800,00-USD’lik ödemelerin davacının kabulünde olduğunun 01/04/2011 tarihli dilekçeden anlaşıldığı, bunun dışında toplam 7 tediye makbuzuna konu olan 24.875,00-USD’lik ödemelerin davacı tarafından kabul edilmediği, bu ödeme makbuzlarının bir kısmında davacı şirket çalışanlarının imzasının bulunduğunun görüldüğü, makbuz üzerindeki imzaların şirket yetkililerine veya çalışanlarına ait olup olmadığının tespit edilemediğini, bu aşamada ispata muhtaç olduğu, yine 2.998,00-USD’lik toplam 3 adet ödeme makbuzunun da aynı şekilde ispata muhtaç olduğu, yine 7.948,00-USD bedelli 3 adet ödeme makbuzunun da aynı şekilde ispata muhtaç olduğu, yine ….A.Ş. tarafından davacı şirkete düzenlenen 2 adet fatura ile dava dışı … … Ltd. Şti. adına düzenlenen 1 adet faturanın RO-RO gemi ücreti için düzenlendiği, söz konusu fatura bedellerinin davacı adına ödendiğine ilişkin virman kayıtlarının ispata muhtaç olduğu ve yine 800,00-USD’lik kasa fişine konu ödemenin davacı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle ispata muhtaç olduğu, buna göre davalının ispatlayabildiği, buna göre davalının ispatlayabildiği ödeme tutarının 18.800-USD olduğunu, davalının dosyaya sunduğu diğer ödemelere ait belgelerin ise bu aşamada ispata muhtaç durumda bulunduğunu, davalının ispatlayabildiği ödeme toplamı davacının takibe konu ettiği ve taraflar arasındaki çekişme bulunmayan 59.950,00-USD’lik fatura toplamında düşüldüğünde davacının davalıdan 41.150,00-USD alacaklı kaldığını, bu tutarın takip tarihi itibariyle TL karşılığının (41.150-USD x 1,54TL) 63.371,00-TL olduğunu, dosyada usulüne uygun bir temerrüt ihtarı bulunmadığından takip öncesi döneme ilişkin işlemiş faiz talebinin mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Bilirkişi raporuna tarafların itiraz ve beyanları üzerine ödeme makbuzlarında ismi geçen şahısların şirket çalışanı ve ortakları veya yetkilileri olup olmadığının tespiti için davacı şirketin çalışanlarını gösterir belgeler ile Ticaret Sicil kayıtları dosyamız arasına alınmış, tanık olarak dinlenen … ve …’nın davacı şirkette bir dönem şoför olarak çalıştıkları, … ve …’in ise davacı şirket ortak yöneticisi oldukları ve davalının sunduğu belgeler altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu ve ödemeleri davacı şirket adına aldıklarını kabul ettiklerini beyan ettikleri görülmüş, ödeme belgeleri tanık beyanları ve tarafların itirazları değerlendirilmesi için önceki bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından ibraz olunan 03/05/2018 tarihli ek raporunda özetle; kök rapordan sonra dosyaya celp edilen kayıt ve belgeler ile dinlenen tanık/tutanak mümyizlerinin beyanlarına göre davalı tarafından ispatlanan ilave ödemelerin (7 adet ödeme belgesi toplamı olarak) 24.644,00-USD olduğunu, işbu ödemelerin kök raporda hesaplanmış bulunan 18.800,00-USD’lik ispatlanan davalı ödemlerine ilavesi ile tüm dosya kapsamına göre ispatlanan bütün davalı ödemleri toplamanın 43.444,00-USD olduğunu, ispatlanan davalı ödemelerin davacının takibe konu ettiği ve taraflar düşüldüğünde davacının davalıdan 16.506,00-USD alacaklı kaldığını, bu tutarın takip tarihi itibariyle TL karşılığının ( 16.506,00-USD x 1,54-TL) 25.419,24-TL olduğunu, kök raporda da belirtildiği üzere dosyayda usulüne uygun bir temerrüt ihtarı bulunmadığndan davacının takip öncesi döneme ilişkin işlemiş faiz talebinin mümkün bulunmadığnı beyan etmiştir.
Ek rapordan sonra davacının davalı vekilinin itirazları üzerine davacı çalışanı olduğu anlaşılan …’ın isim ve imzasının bulunduğu belgeler altında imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda tanık olarak talimatla beyanı alınmış; tanığın beyanında 1.775,00-USD bedelli ödeme belgesi altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, yalnız 200,00-USD bedelli belgenin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, bu ödemenin yol harcırahı olarak alındığı, yine…. A.Ş.’ye yazılan müzekkereye verilen cevap ekinde gönderilen faturaların incelenmesinde ve müzekkere cevabının değerlendirilmesinde 30/01/2008 tarihli fatura ile 650,00-USD, 02/12/2007 tarihli fatura ile 1.300,00-USD olmak üzere toplam 1950,00-USD’nin davacıya ait …. plakalı araç için yapılan Ro-Ro ödemesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle 200,06-USD+1950,00-USD yönünden de davalının ödeme iddiasını ispatladığı kabul edilmiş, ek bilirkişi raporunda tespit edilen 16.506,00-USD’den bu miktar tenzil edilerek davacının kalan alacağının 14.356,00-USD olduğu anlaşılmış, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, alacağın tespiti davalı tarafça sunulan ödeme belgelerinin değerlendirilmesi, tanık dinlenmesi ve bilirkişi incelemesi ile yapıldığında alacağın likit olmadığı beyan edilmekle icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE;
1-Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının kısmi olarak 14.356,00 USD asıl alacak yönünden iptaline, bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince bu döviz cinsinden kamu bankalarının açmış olduğu mevduat hesaplarına verilen en yüksek mevduat faizi oranında faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talep ile işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
2-Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 1.510,21-TL’nin peşin yatırılan 1.371,00-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 139,20-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Dava ilk açılış ve harç gideri olan 1388,15-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.444,55-TL’den kabul-red oranına göre 305,09-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 712-TL’den kabul-red oranına göre 561,70-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.652,99-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.357,82-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 ve 1086 sayılı kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5230 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 427-454 madde hükümleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır