Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/46 E. 2019/568 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/46 Esas
KARAR NO : 2019/568

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2015
KARAR TARİHİ : 23/05/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde borca itiraz edildiğini, davalının borcun 692,70 TL’sini kabul ettiğini ve bu borcu icra dosyasına ödediğini, davalının haksız, kötü niyetli, her türlü hukuki dayanaktan yoksnu itirazlarının kabulünün mümkün olmadığını, zira taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu ve kayıtların tetkikinde davalıdan 29.673,00 TL alacaklı olduklarının ortaya çıkacağını beyan ederek, itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya ödenmemiş borcunun bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi üzerine cari hesaptan kaynaklanan 692,70 TL borcun icra dosyasına yatırıldığını, bakiye kısma ise itiraz edildiğini, davacının huzurdaki davayı haksız ve kötü niyetli olarak ikame ettiğini, müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının görüleceğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava;Taraflar arasındaki hukuki ilişki nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarına ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün…icra sayılı dosya aslı istenilmekle, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 29.673,00-TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, süresinde itiraz ile takibin durduğunu anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün… icra sayılı dosya aslı istenilmekle, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 10.000,00-TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, süresinde itiraz ile takibin durduğunu anlaşılmıştır.

Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, SMMM …. tarafından düzenlenen raporda, dava konusu uyuşmazlık kapsamında davacı şirket ve davalı şirket tarafından incelemeye ibraz olunan 2013-2014 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, Davacının TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle cari hesaptan dolayı davalıdan 29.673,00 TL alacaklı duruma olduğu, davalının TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde takip tarihi itibarile cari hesaptan dolayı davacıya 692,70 TL borçlu durumda olduğu, taraf defterlerinin 121.673,00 TL’lik davacı faturası ile 92.000,00 TL’lik davalı ödemesi yönünden mutabık olduğu ancak davalı defterlerinde kayıtlı olan 28.981,30 TL’lik ödemenin ise davacı defterlerinde kayıtlı olmadığıo, taraf defterleri arasındaki farkın da bu ödemelerden kaynaklandığı, rapor içerisinde açıklanan nedenlerle davalı defterlerinde kayıtlı olan ancak davacı defterelrinde kayıtlı ollmayan 28.981,30 TL’lik davalı ödemelerinin bu aşamada ispata muhtaç durumda olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları ile dayanak belgelere göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği alacak tutarının 29.673,00 TL olduğu, davalının kabul ettiği ve icra dosyasına ödediği 692,70 TL’lik ödeme nedeniyle itirazın iptali davasına konu edebileceği alacak tutarının ise 28.980,30 TL olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporu gerekçeli ve denetlemeye açık hazırlanmış olup, mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Mahkememize bilirkişi raporunda tek tek belirtilen tahsilat makbuzlarının içeriğinde çeklerin ve nakit ödemelerin davacı tarafından dava da tahsil edilip edilmediği tespiti için;
Mahkememizce davalı vekiline bilirkişi raporunda belirtilen ödeme belgelerinin asıllarını sunması için süre verilmiş, verilen sürede belge asılları sunulmuştur.
Davacı vekili 28/06/2016 tarihli beyan dilekçesi ile müvekkilinin tahsilat makbuzlarda imzası bulunan….’ya tahsilat yapma yetkisi vermediğini, bunun yanında makbuzlar üzerinde yer alan imzaları da kabul etmedikleri, 30/05/2015 tarihli ve 3.000,00-TL bedelli çekin davalıdan borca ilişkin alındığına dair evrak sunulmadığından kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili 18/04/2016 tarihli ve 05/09/2016 tarihli dilekçelerinde tahsilat makbuzlarındaki imzaların….’ya değil …’ya ait olduğunu, belirtilen çeklerin ve ödemelerin davacının pazarlamacısı olarak çalışan …’ya yapıldığını, …’nın aynı zamanda müvekkilinden sipariş alan siparişteki malların sevkiyatını yapan kişi olduğunu, daha öncede kendisine yapılan ve itiraza uğramayan tahsilatlar bulunduğunu ….bank … Şubesi’ne ait 31/01/2014 ve 31/10/2014 keşide tarihli 2 adet 10.000,00’er TL bedelli çeklerin yine …. numaralı makbuzla …’ya tahsilen verildiğini beyan etmiştir. Davalı vekilinin bahsettiği itiraza uğramayan 2 adet 10.000,00’er TL’lik çekler ile ilgili ….bank …. Şube Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen cevapta ve davacının sunduğu çek fotokopilerinde söz konusu çeklerin ciro yoluyla davacıya geçtiği ve davacı tarafından bankaya ibraz edilerek tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda belirtilen 31/09/2014 keşide tarihli 5.000,00-TL meblağlı çek, ,30/07/2014 keşide tarihli 6.700,00-TL meblağlı, 30/10/2014 keşide tarihli 6.850,00-TL meblağlı, 30/07/2014 keşide tarihli 3.000,00-TL meblağlı ve 30/05/2014 keşide tarihli 3.000,00-TL meblağlı çeklerin ibraz ve ödemelerine ilişkin kayıtlar ilgili bankalardan celbedilmiş, yapılan incelemede söz konusu çeklerin bizzat davacı tarafından bankaya ibraz edilerek bedellerinin tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak davacının 2014 yılı çalışanlarının sorulmasına karar verilmiş, gelen müzekkere cevabının incelenmesinde; …’nın 2014 yılında davacı çalışanı olduğu anlaşılmıştır.
… teslim alan sıfatıyla mahkememizce tanık olarak dinlenilmiş, 14. Celse alınan beyanında özetle; 2005 yılından beri davacı …’ın yanında pazarlama satış temsilcisi olarak çalıştığını, kendisine gösterilen 22.02.2014 tarihli 20.000 TL bedelli 03.01.2014 tarihli 5.000 TL bedelli , 14.02.2014 tarihli 9.850,00 TL bedelli , 17.02.2014 tarihli 6.700 TL bedelli, 14.03.2014 tarihli 1.000 USD bedelli ödeme belgeleri altındaki imzaların kendisine ait olduğunu, bu belgelerdeki ödemeleri kendisinin davacıya ait iş yeri adına yapıp davacıya teslim ettiğini beyan etmiş, bu kez davacı vekilinin sorusu üzerine; kendisinin davacı şirket adına başka şirketlerden de tahsilat yaptığının olduğunu, hangi şirketten hangi çeki tahsil ettiğini hatırlamadığı, fakat kendisine gösterilen belgelerdeki imzaların kendisine ait olduğu için söz konusu tahsilatları kendisinin yaptığını, kendisine gösterilen 30.05.2014 keşide tarihli 3.000 TL bedelli … nolu çekte davacı firmadan önce ….’nun cirosu olduğundan bu çeki….’dan tahsil edildiğini, çünkü…. ile…l’in ayrı firmalar olduğunu,….’nun davacı firmada ayrı bir hesabı olduğunu, ayrıca kendisine gösterilen 30.07.2014 tarihli 6.700 TL bedelli çek ile 31.09.2014 tarihli 5.000 TL bedelli çeklerin de ….’dan kendi hesabı kapsamında alınan çekler olduğunu beyan etmiş, bu kez davalı vekilinin sorusu üzerine; kendisine gösterilen makbuzların altındaki imzaların kendisine ait olduğunu söylediğini, bunun yanında kendisine gösterilen çeklerdeki cirolara bakarak çekte davacıdan önce kimin cirosu varsa ondan teslim aldığı yönünde beyanda bulunduğunu, zira geçmiş zaman olduğu için hangi çeki kimden alındığını tam olarak hatırlayamadığını, cirolara bakarak beyanda bulunduğu beyan etmiştir.
Davacı vekili tanık beyanına karşı beyanlarında, tanığın beyan ettiği üzere müvekkilinin…. ile arasında ticari ilişki bulunduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyalarında …. aleyhine icra takibi başlatıldığını, tanık beyanında bahsedilen 6.700,00-TL ve 5.000,00-TL’lik çeklerin …’in borcuna mahsuben değil ….’nun borcuna mahsuben alınmış çekler olduğunu beyan etmiştir.
Bu kez tanık beyanı ve davacı vekilinin … ile aralarında ticari ilişki bulunduğu ve bir kısım çeklerin ….’dan olan alacakları için ….’dan alındığına ilişkin beyanları üzerine bu kez bu hususta davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde önceki bilirkişi tarafından ek inceleme yapılması için bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulmuş, fakat davacı vekilince ara karar gereği bilirkişi ücreti yatırılmadığı gibi ticari defter ve belgelerde incelemeye sunulmamıştır.
Davacı vekili son celse duruşmaya katılmasa da davalı vekili davaya takip ettiğini beyan etmesi üzerine yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar davacı tarafça 29.673,00-TL cari hesap alacağı bulunduğundan bahisle davalı aleyhine icra takibi başlatılmışsa da yapılan bilirkişi incelemesinde her iki tarafın defterlerinde ve davacının davalıya düzenlediği fatura toplamının 121.673,00-TL olduğu, fakat davalının yaptığı ödemeler konusunda tarafların defterleri arasında ihtilaf bulunduğu, davalının sunduğu toplam 28.981,00-TL bedelli ödemelerin ispata muhtaç olduğu belirtilmiş, bilirkişi raporunda sonra tarafların beyanları, sunulan tahsilat makbuzu asılları, tahsilat makbuzlarında geçen çeklerin ibraz ve ödemelerine ilişkin kayıtlar ve tahsilat makbuzlarında ismi bulunan tanık …’nın beyanları bir arada değerlendirildiğinde davalının söz konusu ödemelere ilişkin iddiasını ispatladığı anlaşılmıştır. Şöyle ki tahsilat makbuzları altındaki imzalar davacı tarafça reddedilmiş olsa da tanık … beyanında imzaların kendisine ait olduğunu ve tahsilatların davacı adına yaptığını kabul etmiştir. Tahsilat makbuzlarında bahsedilen çekleri davacı tarafından tahsil edildiği gelen banka kayıtlarından anlaşılmıştır. Bunun yanında ihtilaf konusu olmayan tahsilat makbuzunda geçen 2 adet 10.000’er TL’lik çeklerin de …’ya tahsilat makbuzunda verildiği ve bu çeklerin davacı tarafından tahsil edildiği anlaşıldığından davacının tahsilatları reddetmesinin iyi niyetli olmadığı değerlendirilmiştir. Yine davacı her ne kadar 2 adet çekte cirosu bulunan ….’nun borcuna mahsuben alındığını iddia etmişse de verilen süre içerisinde bu yöndeki iddiaların incelenmesi için belirlenen bilirkişi ücretini yatırmadığı gibi ticari defter ve belgeleri bilirkişi incelemesine sunmamıştır. Böylece davalının ispatladığı bilirkişi raporunda belirtilen tahsilat makbuzlarındaki çekle ve nakit olarak yapılan ödemeler toplamı olan 28.981,30-TL ile icra dosyasına yaptığı 692,70-TL’lik ödeme nazara alındığında, davalının davacıya borçlu olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, yukarıda belirtildiği üzere icra davalının sunduğu tahsilat makbuzlarını kabul etmemesine rağmen toplanan delillerle tahsilatların davacı tarafından yapıldığı anlaşılmakla, buna rağmen yapılan icra takibinde davacının iyi niyetli olmadığı anlaşılmış olup, davalı lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere):
Davanın reddine,
1-28.980,30 TL’nin %20’sine denk gelen 5.796,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 346,41-TL mahsubu ile bakiye kalan 302,01-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3.477,60-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 100-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda , kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır