Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/305 E. 2019/197 K. 04.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/305 Esas
KARAR NO : 2019/197

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/03/2015
KARAR TARİHİ : 04/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının 17/03/2014 tarihinde İstanbul İli…… İlçesi …….Mah. ……Sokakta saat 17:00-18:00 sıralarında evine gitmek için kullandığı yolda karşıdan karşıya geçmek için hareket ettiğinde davalılardan …’ın yönetimindeki ……. plaka sayılı araç ile geri manevra yaparak müvekkiline çarpmış olduğunu ve çarpma sonucunda müvekkilinin yaralanmasına neden olmuş olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeni ile hayati tehlike geçirdiğini ve boyundan aşağısının felç olduğunu ve halen tedavi görmekte olduğunu, bu kaza ile ilgili Bakırköy ……. ASCM’nde dava açıldığını ve davanın halen devam ettiğini, müvekkilinin kazanın oluş tarihinden beri hiçbir işle uğraşamadığını, eşinin sürekli olarak onunla ilgilenmek zorunda kaldığını bu nedenle başka bir işte çalışamadığını ve çalışamayacak konuma geldiğini, Yargıtay …….HD. 12.02.2004 gün E……. Tb 2…… sayılı kararına göre “Bakıcı giderlerinin, tedavi giderleri kapsamında olduğunu, bundan ötürü limitler çerçevesinde, sigortacı, bakıcı giderlerinden de sorumludur.” Kaza neticesinde müvekkilinin bakıcılığını üstlenen eşi …….’a ödenmesi gereken bakıcı ücretinin tedavi giderleri kapsamından şimdilik 5.000,00 TL olarak davalılardan alınarak davacıya verilmesine, müvekkilinin ciddi rahatsızlığı nedeni ile hastanelerde çeşitli sağlık harcamaları yapıldığını halen de tedavisi devam etmekte olduğundan yapılacak muhtemel tedavi giderlerinin de dikkate alınması gerektiğini, bu haracamaların karşılığı ve bakıcı ücreti olarak şimdilik 5.000,00 TL tedavi giderinin davalı yanca karşılanmasına, müvekkilinin ev hanımı olduğundan dolayı uğramış olduğu kaza sonucu ev işlerini göremez olduğundan ailesine katkıda bulunamadığını, bu nedenle dava tarihine kadar ev işlerini görememesinden kaynaklanan zarar ve ev işlerini göremeyeceği muhtemel sürede doğacak zararları dikkate alınarak 3.000,00 TL ev işlerini görememeden doğan zararın tazminini talep ettiklerini, müvekkilinin kaza nedeniyle acı, elem ve ıstırap duymuş hayat düzeni alt üst olmuş olduğunu, fiziksel fonksiyonlarını kaybetmiş ve boyundan aşağısının tutamaz hale gelmiş olduğunu, tedavisinin halen evde devam ettiğini, kazanın müvekkilinin hayatı üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiler dikkate alınarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini belirterek, bakıcı ücreti olarak 5.000,00 TL’nin tedavi giderleri için 5.000,00 TL’nin ev işlerini görememesinden dolayı uğradığı ve uğrayacağı muhtemel zararlar için 3.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranı ile tahsiline, davaya konu teşkil eden kazanın müvekkili üzerinde oluşturduğu etkileri dikkate alarak 50.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline, vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine, kazaya karışan …… plakalı aracın trafik kaydına tensiple ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kendisinin kaza tarihinde Bağcılar …….Sok.’tan …… caddesine çıkış yapmakta olduğunu, o esnada ……. ters yönden giriş yapan bir araç bulunduğunu, söz konusu araç ile kafa kafaya geldiklerinde ters yoldan giren araca trafik sıkışmasın diye mecburen yol vermek zorunda kalmış olduğunu, bu sebeple çok hafif geri geri giderken davacının bir anda arkasında bittiğini bu olayın saniyeler sürdüğünü ve çok hafif bir şekilde söz konusu davacıya değdiğini bu durum üzerine söz konusu davacının yere düştüğünü ve kendisinin hemen araçtan indiğini, davacı her ne kadar kalkıp gideceğini söylese de kendisinin müsaade etmediğini davacı için ambulans çağırdığını ve onu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Devlet Hastanesine götürdüğünü, ilk başta filmler çekildiğini ve davacının hiçbir sıkıntısı yok denildiğini, 1-2 saate bırakırız dediklerini, sonrasında başka bir doktor geldiğini ve davacının boynu kaydığı için ameliyata almaları gerektiğini belirttiklerini ameliyata alınmış davacının sonra bir iki gün yogun bakımda kalmış olduğunu daha sonrasında davacının ciğerlerinin enfeksiyon kaptığının söylendiğini, bu enfeksiyonda hastanenin ihmalkarlığı olduğunu, sonrasında hastanenin davacıyı …….. hastanesine sevk ettiğini, orda da bir süre yoğun bakımda kaldığını, yoğun bakımda kaldıktan sonra tekrar Bağcılar hastanesine gönderildiğini ve ordan da ….. Hastanesine gittiğini, daha sonra fiziki tedavi gerektiğini kendisinin bir hastaneyle anlaşmış olmasına rağmen davacının kendi bildikleri hastaneye gittiklerini bu süre zarfında kendisinin elinden gelen tüm desteği sunmaya çalıştığını, koşturduğunu ancak maddi durumunun çok kötü olduğu için maddi bir destek sunamadığını, bu olayların olmasında asıl kusurlu tarafın tersten giren araç olduğunu, üstelik oraya kapan kurmayan belediyenin de kusurlu olduğunu bu kusura onlarında dahil edilmesi gerektiğini, bu olayda kusuru oluşmuşsa da bu kusurun dış etkenler nedeniyle meydana geldiğini bu sebeplerle söz konusu davacının talep ettiği tutarlar bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki ……plaka sayılı aracın müvekkili şirketçe 10/02/2014-10/02/2015 tarihleri arasında …. nolu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi düzenlendiğini poliçe üzerinde ölüm/sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti azami 268.000,00 TL ile sınırlandırıldığını, bu miktarın maksimum talep edilebilecek miktar olduğunu, müvekkil şirketin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirlenmesini, kusur oranının bilirkişi tarafından yeniden tespit edilmesini kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti, yasal faiz oranın dava tarihinden işletilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, Trafik kazasından kaynaklı Tazminat davasıdır.
Dosyanın Adli Tıp Kurumu ……. İhtisas Dairesi’ne gönderilerek maluliyet raporunun aldırılmasına karar verilmiş olup, Adli Tıp Kurumu ……. Adli Tıp İhtisas Kurulu 29/09/2017 tarihli raporda özetle; davacının 17.03.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında meydana gelen …… servikal vertebra kırığı nedeniyle yapılan ameliyat sonrası oluşan vokal kord paralizisi, paraparezisi ve idrar inkontinansı arızaları, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak; Gr1 X(3b…..65)A %100×2/5 = %40, Gr1 V(2a….10)A %14 Balthazard formülüne göre %48.4 E cetveline göre %53.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Dosyanın 1 aktüerya uzmanı, 1 doktor bilirkişi ve 1 kusur uzmanı bilirkişiye tevdii ile tarafların kusur durumlarının tespiti, ATK raporu, dosya kapsamı, tedavi belgeleri incelenmek ve sunulan belgelerdeki giderlerin davadan önce SGK ve davalı trafik sigortacısı tarafından ödenen bedeller olup olmadığı da irdelenmek suretiyle, belgelerdeki tedavi giderlerinin kazayla ilgili olup olmadığının denetlenmesi, 6111 sayılı Kanun’un 59. ve geçici 1. maddesi gereği SGK’nın sorumluluğunda olanların bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, davacı tarafından talep edilebilecek tedavi gideri olup olmadığının ayrıca davacı ……. ’ın kalıcı ve geçici işgöremezlik oranı nedeniyle talep edebileceği tazminat ve bakıcı giderinin tespiti ile rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi ….. ve …… 23.05.2018 tarihli raporlarında özetle; davacının geçirmiş olduğu trafik kazasında meydana gelen ….. servikal vertebra kırığı nedeniyle yapılan ameliyat sonrası oluşan vokal kord paralizisi, paraparezisi ve idrar inkontinansı arızaların, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak; Gri X (3b….65) A %100 x 2/5 = %40, Gri V(2a…..10) A %14, Balthazard formülüne göre %48.4, E cetveline göre %53.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceğini, Adli Tıp Kurumu ……… İhtisas Kurulunun raporu ile diğer tedavi belgelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu davacının 18 aylık iyileşme ve geçici işgöremezlik döneminde sürekli olarak başka birinin yardım ve bakımına ihtiyacı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki ……. plaka sayılı otomobili ile …… Sokak üzerinde seyir halinde iken sokağa ters yönden girmek için araca yol vermek için durup aniden geri geri manevraya başlayıp kendi beyanına göre 1m. geri geri manevra yaptığı esnada aracının arka kısmı ile davacı …’a çarpma olayında 2918 sayılı K.Y.T. kanunun araç manevralarını düzenleyen 67. maddesi ile aynı kanun yönetmeliğin 137/b-1 “sürücüler tek yönlü yollarda duraklama veya park manevrası dışında geri gitmeleri yasaktır” kuralını ihlal ederek bu bağlamda sürücü asli kusurlarını belirleyen 84/j maddesinde belirtilen “manevraları düzenleyen genel şartlara uymama” kuralını da ihlal ederek trafik akışının tek yönlü olduğu 5.5m. genişlikteki sokak çıkışından başka bir aracın dönüşe başlaması nedeni ile kendi beyanına göre geçiş kolaylığı sağlamak için geri geri dönüşe başlaması nedeni ile kendi beyanına göre geçiş kolaylığı sağlamak için geri geri manevraya başlamadan önce aracının sağ, sol ve iç aynalardan aracının çevresini geriye doğru kontrol ederek veya gerekirse başını arka tarafa çevirerek tehlikeli bir durumun olmadığını kontrol etmesi gerekirken bu davranışlarda bulunmadığı hareketi boyunca uyanık ve dikkatli olması gerekirken gerekli dikkat ve özeni göstermediği kendi geçişinden sonra kaplamaya girerek yolun karşısına geçmek isteyen davacıya aracının arka kısmı ile çarpıp yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda bu davranışları ile özen ve dikat yükümlülüğüne aykırı hakeretleri ile %100 kusurlu olduğunu, davacı yaya … tek yönlü olan yol üzerinde davalının aracı ile ……. Sok. içerisinde sokağı …… kesişim noktasına ulaştığında kaldırım üzerinde bekleyerek davalının önünden geçişini gördükten sonra yolu kontrol ederek yolun boş olduğunu ve geçişine herhangi bir engel olmadığını anlayan davacı kaplamaya girerek yolun karşı yönüne geçmek isterken davalı sürücünün tek yönlü yolda geri geri manevra yapıp kendine çarpma olayında kazayı önlemek bakımından alacağı herhangi bir tedbiri bulunmadığından dava konusu somut olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığını, davacı …’ın kazadan sonra Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniğine götürülmüş, burada yapılan tetkiklerde …… seviyelerinde vertebra kırığı saptanması üzerine Beyin Cerrahisi Kliniği tarafından vertebra stabilizasyon operasyonu yapılmış, yapılan konsültasyonlarda Yoğun-Bakım ünitesinde takibi gerektiğinden ……. Hastanesine gönderildiği ve tüm bu süreç ile ilgili tedavi bedellerinin ilgili hastaneler tarafından SGK’ya fatura edilerek toplamda 11.174,94 TL tahsil edildiğini, memleketimizin örf ve adetleri de dikkate alınarak Ev hanımı olan davacının iş bu olay sebebiyle uğradığı maluliyete rağmen kaza tarihi itibariyle 53 yaşından itibaren 20 yıllık muhtemel bakiye ömür süresi sonuna ve 73 yaşına kadar kendi evi hizmetlerinde aktif çalışmasını devam ettireceği kabul edilerek kaza tarihi itibariyle 53 yaşından itibaren 73 yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif hayat süresinin 20 yıl olduğunu, dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu …… İhtisas Kurulunun 29/09/2017 tarihli raporunda kazalı davacının geçirmiş olduğu Trafik kazasına bağlı %53 oranında Meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (geçici işgöremezlik) süresinin (18) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiğini, bu duruma göre; 17.03.2014-17.09.2015 tarihleri arası geçen 18 aylık süre davacının mesleğini icra edemediği ve çalışamadığı Geçici İşgöremezik dönemi olarak kabul ve anılan 18 aylık geçici işgöremezlik dönemi için %100 kazanç kaybı ve Maddi zararı tespit ve hesaplanacak olduğunu, bu duruma göre davacının sürekli işgöremezlik dönemi geçici işgöremezlik döneminin sona erdiği 17.09.2015 tarihinden itibaren %53 oranındaki Maluliyete göre davacının maddi zararı tespit ve hesaplanacak olduğunu, davacının 17.03.2014-17.09.2015 tarihleri arası 18 aylık geçici iş göremezlik dönemi kazancının toplam net 14.972,07 TL olduğunu, davacının 17.09.2015-17.03.2018 tarihleri arası 2yıl 6 aylık işlemiş aktif dönem kazancının toplam net 36.192,30 TL olduğunu, davacının 17.03.2014 – 17.03.2018 tarihleri arası geçen 4 yıllık işlemiş Aktif Devredeki Net kazançları değişkenlik gösteren Yasal asgari ücretlere göre belirlenmiş ve başkaca bir artışa tabi tutulmaksızın aynen esas alındığını, davacının işleyecek aktif devre başındaki net aylık ücreti 1.450,91 TL olduğuna göre; 1 yıllık net kazancı 1.450,91 TL x 12 Ay = 17.410,92 TL net olup, buna göre değerlendirme yapılacağını, davacının 16 yıllık işleyecek aktif devrede peşin değerli kazanç tutarı toplamının 278.574,72 TL olduğunu, davacının 18 aylık geçici iş göremezlik dönemi işlemiş ve iskontosuz maddi zararı toplamının 14.972,07 TL olduğunu, 2 yıl 6 aylık işlemiş aktif devrede iskontosuz maddi zararı toplamının 20.771,92 TL olduğunu, 16 yıllık işleyecek aktif devrede %10 artış ve %10 iskontolu maddi zararı toplamının 147.644,60 TL olduğunu, davacı …’ın 20 yıllık maddi zararı tutarının toplam 183.388,56 TL olduğunu, davacının 17.03.2014-17.09.2015 tarihleri arası 18 aylık bakıcı gideri toplamının brüt 20.945,00 TL olduğunu, olayın meydana gelmesinde davacının kusuru söz konusu olmayıp, davalı ….’ye sigortalı ……plakalı araç sürücüsü davalı …’ın tamamen ve %100 kusurlu olması sebebiyle davacının hesaplanan maddi tazminat miktarından bu hususta bir indirim yapılmayacağını, diğer yandan; davalı … şirketi tarafından Trafik Sigortasından davacıya ödeme yapıldığına dair bilgi ve belge mevcut olmadığından davacının hesaplanan Maddi Tazminat miktarından bu hususta bir indirim yapılmayacağını, öte yandan; SGK tarafından rücuya tabi davacıya ödeme yapıldığına dair bilgi ve belge mevcut olmadığından davacının hesaplanan Maddi Tazminat miktarından bu hususta bir indirim yapılmayacağını, bu duruma göre; davacının maluliyet nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 183.388,56 TL’den ibaret bulunduğunu, bakıcı giderinden nihai ve gerçek maddi zararının 20.945,00 TL’den ibaret bulunduğunu, davacının maluliyet nedeniyle tespit ve hesaplanan Nihai ve Gerçek maddi zararı 183.388,56 TL tedavi gideri kapsamında Bakıcı giderinden Nihai ve Gerçek Maddi Zararı 20.945,00 TL olduğunu, poliçede belirlenen 268.000,00 TL tutarındaki Teminat Limitinin altında kaldığını, dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren faiz talep edildiğini, ancak davacı tarafça ödeme hususunda davalı … şirketine başvuruda bulunduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanmadığına bu duruma göre; bu husustaki hukuki durumun takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalı … şirketi yönünden temerrüt ve faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak diğer davalı yönünden kaza tarihi olarak kabulü gerektiğini bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin 28/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi zararların tazmini için toplam 204.333,56 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranı ile birlikte müvekkil lehine hükmedilmesine, davalı … yönünden müvekkil lehine 50.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranı ile birlikte müvekkil lehine hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
Davalıların bilirkişi raporuna itiraz süresi dolduğunda dosyanın tetkiki ile varsa taraf itirazlarının değerlendirilmesi, ayrıca Yargıtay ……H.D’sinin 23/11/2017 tarih …. E- …. Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacının bakıcı gideri hesaplaması yapılan döneminde maluliyet durumu değerlendirildiğinde bakım ihtiyacı olup olmadığı bakıcıya ihtiyaç olması halinde süresinin ne kadar olacağı konusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 28/08/2018 tarihli ek raporlarında özetle; dava konusu somut olayda dosyanın yeniden tetkik edilmesi neticesinde kök raporda yer alan bakıcı giderini değiştirimeyi gerektiren yeni bir bulguya rastlanmadığını, davacı yaya …’ın maruz kaldığı trafik kazası neticesinde katlanmak zorunda kaldığı 18 aylık bakıcı giderinin brüt tutarının 20.945,00 TL olarak hesaplandığını bildirmişlerdir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, ATK kusur raporunda tespit edildiği üzere;
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede, Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.(HMK.307/1) Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (HMK.309/1) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK.309/2) Davacı taraf 30/10/2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini belirtmiş olmakla, davacı vekilinin feragat yetkisinin bulunduğu, feragatın 6100 Sayılı HMK 307-309 devamı maddeleri gereğince davayı sona erdiren taraf işlemi olarak düzenlediği, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı ve şekli anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan, HMK’nun 307. maddesi de göz önüne alınarak davacı tarafın vaki feragatı nedeniyle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, Davacının kaza nedeniyle %53,0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,maluliyet dolayısıyla davacının meydana gelen kaza neticesinde bedensel ve ruhsal sağlığının zarar gördüğü vicdani kanaatine varılmıştır. B.K’nun 56.. maddesine göre hâkim; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil, kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade ettiği, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58) maddesine göre, “şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir” hükmünün yer aldığı, şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerektiği, bu şartların ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması olduğu, hakimin manevi zarar adı ile karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, bu tazminatın sınırının bu amacına göre belirlenmesi gerektiği, 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterildiği, manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de, hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerektiği, hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerektiği (HGK 23.6.2004, 13/291-370) dolayısıyla manevi tazminatın zenginleştirici olmayan özelliği ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ( davalının 1400 TL gelirinin olduğu, 500 TL kira ödediği ve 2 çocuğunun olduğu) ile kusur oranları, olayın oluş şekli, yaralanmanın derecesi( davacının yatağa bağımlı kaldığı), nazara alınarak, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Maddi Tazminat nedeniyle açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
1-1-Feragat nedeniyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 215,18 TL’ den MAHSUBU İLE, Hazineye irat kaydına, kalan harcın talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
1-2-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
1-3-Maddi tazminat talebi yönünden; davalı … vekilinin vekalet ücreti talebi bulunmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
1-4-Davalı … vekilinin yargılama gideri talebi bulunmadığından, davalı … tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
1-5-Maddi tazminat talebi yönünden …’ın kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve yargılama giderine ilişkin ayrı bir beyanı bulunmadığından 2725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
2-Manevi Tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABÜL KISMEN REDDİ İLE, 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-1-Alınması gereken 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 215,18 TL harç ile ıslah harcı 670,58 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.163,54 TL eksik harcın davalı …’dan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
2-2- Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 242,88 TL ile ıslah harcı olan 670,58 TL harcın davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-3- Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi sarf gideri, adli tıp kurumu gideri, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2809,30 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 309,20 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
2-4-Manevi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden davacı yararına takdir edilen 3600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-5-Manevi tazminat yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalı yararına takdir edilen 2725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2019
Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır