Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/135 E. 2019/8 K. 03.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/135 Esas
KARAR NO : 2019/8

DAVA : Tapu İptal ve Tescil
DAVA TARİHİ : 11/02/2015
KARAR TARİHİ : 03/01/2019
İlk olarak mahkememiz, Bakırköy …. ATM iken, ….. esasta açılan, daha sonra Asliye Ticaret Mahkemelerin tek hakimli mahkemeye dönüşmesi nedeniyle Bakırköy …. ATM’in …. esasında devam eden, daha sonra Asliye Ticaret Mahkemelerinin tekrar heyetle çalışan mahkemeleri çevrilmesi nedeniyle Bakırköy …. ATM….. esasında devam eden ve nihayetinde …. esasa birlikte görülen İhraç Kararının İptali davasından tefrik edilerek iş bu …. esasa kaydedilerek devam eden Tapu İptal ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin ( eski Bakırköy …. ATM) ….. E sayılı dosyasında açılan ihraç kararının iptali davasında davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı kooperatif yönetim kurulunun Bakırköy ….. Noterliği aracılığı ile 21/05/2012 tarih ve ….. yevmiye sayısı ile ikametgahı olmayan bir adrese ihraç kararı gönderildiğini, ihraç kararının gönderildiği adresin müvekkilinin adresi olmadığını, müvekkilinin ihraç edildiğine ilişkin bilgiyi diğer kooperatif üyelerinden öğrendiğini, müvekkilinin Almanya München’de ikamet ettiğini, müvekkilinin davalı kooperatiften ihraç edilmesini gerektiren bir borcu bulunmadığı gibi yapılan ihraç işleminin de 1163 sayılı kooperatifler kanunu hükümlerine uygun yapılmadığını beyanla davalı kooperatif tarafından müvekkilinin ihracına ilişkin ihraç kararının iptalini karar verilmesini talep etmiş; Davacı vekilince 12.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile ihraç kararının iptali talebine ek olarak ihraç kararı kesinleşmeden müvekkiline tahsis edilen İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, … Mahallesi,….ada,… parselde bulunan …… Blok Zemin Kat ….. nolu bağımsız bölümün usul ve yasaya aykırı olarak …’e yapılan satışının iptali ve müvekkili adına tescili ile …’in tapu ve iptal davasının tarafı olarak dahili davalı yapılmasını talep ederek davasını ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Daha sonra 13/02/2014 tarihli 7. celsede, dava konusu taşınmazın tapu kaydının geldiği, taşınmazın yargılama sırasında dava dışı ….a satıldığı anlaşılmakla, davacı vekilinden HMK’nun 125. Maddesi uyarınca seçimlik haklardan hangisini kullanacağı sorulmuş, davacı vekilince, dava konusu taşınmazın dahili davalı …’e satılması üzerine …’i davaya dahil ederek tapu iptal tescil talebinde bulundukların, ihraç kararının iptali davasından ayrı olarak Tapu İptal ve Tescil davasını, taşınmazı yargılama sırasında devralan …’a yönelterek davamıza devam etmek istediklerini, …’ın dahili davalı yapılmasını ve taşınmaz üzerine tedbir konulmasını talep ettiklerini beyan etmiş, dava dilekçesi dahili dava diekçesi ve ekleri davanın yöneltildiği …’a tebliğ edilmiştir.
Davalı … ve … aşamalardaki beyanlarında, dava konusu taşınmazı iyi niyetle satın aldıklarını davacının haksız ihraç iddiasından haberdar olmadıklarını belirterek davanını reddini talep etmişlerdir.
Davalı …’i yargılama devam ederken vefatı üzerine dava mirasçılarına yöneltilmiştir.
Mahkememizce 17/06/2013 tarihli tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ….. HD’nin 20.11.2013 tarih …… E- …. K. sayılı kararı ile her ne kadar tapu iptali tescili davası ile ihraç kararının iptali davası birlikte görülmez ise de, tapu iptal ve tescil davasının harç yatırılarak açıldığından ayrı bir dava olarak kabul edilmesi gerektiği , bu nedenle dava konusu bağımsız .bölüm yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkememizin ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararın bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamında belirtilen gerekçe dikkate alınmak suretiyle tapu iptali ve tescili davasının ihraç kararı iptali davası ile birlikte görülemeyecek olması karşısında iş bu dosyadan tefrikine karar verilmiş, mahkememizin 2014/392 esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin ….. esas sayılı dosyası iş bu açısından bekletici mesele yapılmıştır.
Mahkememizin ……. E sayılı dosyasının 24.03.2015 tarihli duruşmasında davanın kabulüne, dava konusu ihraç kararının iptaline karar verilmiş söz konusu kararın temyizi üzerine karar Yargıtayca onanmış ve karar düzeltme talebi reddedilerek karar kesinleşmiştir.
Dava kooperatif üyeliğinden çıkarılma kararının iptali ve ihraç kararı kesinleşmeden davacı adına tahsis edilen edilen taşınmazın önce … adına daha sonra ise …’a devri nedeniyle taşınmazın davalı … adına olan tapusunun iptali ile davacı adını tescili istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz davalı … adına kayıtlı olduğuna ve davacının talebi tapu iptal ve tescile ilişkin olduğuna göre, davanın kabulü için davalı adına kayıtlı tapu tescilinin yolsuz tescil olması gerekmektedir. Davacının kooperatiften ihracının usulüne uygun olmadığından iptaline ilişkin mahkeme kararı kesinleşmiştir. Davacıya tahsis edilen dava konusu taşınmaz usulsüz ihraca dayanılarak kooperatifçe devredildiğinden devir işleminde kooperatifin sorumluluğu ve davacının talebinin ne olabileceği ayrı bir değerlendirme konusu olmakla beraber, dava konusu taşınmazı kooperatiften devralan … ile ondan devralan …’ın durumunun ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. … dava konusu taşınmazı kooperatifçe yapılan ihaleye katılarak tapu üzerinde herhangi bir tedbir kararı yokken devralmıştır. Davalı Beşira Karataş da tapu üzerinde herhangi bir tedbir kararı yokken dava konusu taşınmazı …ten satın almıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023 ve 1024. maddelerinde yer alan hükümler, yukarıda açıklanan genel ilkelere paralel özel düzenlemelerdir. Nitekim 1023. maddede “iyi niyetle tapu kütüğündeki tescile dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin” bu kazanımının korunacağından söz edilirken, 1024. maddede “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayanamayacağı” belirtilmiştir. Başka bir deyişle, tapuya güven ilkesi gereği taşınmazın mülkiyetini iyi niyetle edinen kişinin kazanımı korunurken, tapudaki tescilin yolsuz olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişinin iyi niyet iddiası dinlenmeyecektir.
Dava konusu taşınmaz davalının elinden haksız yere çıkmış olsa dahi, tapuya güven ilkesi gereğince dava konusu taşınmazı tapuda kayıtlı bilgilere göre satın alan … ile …’ın bu durumu bilerek, yani kötüniyetli olarak devraldıklarının davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Davacı tarafça bu yönlü bir delil sunulmamış, kooperatife yöneltilen haksız ihraç işlemine dayalı devir iddiası devralanlara karşı da ileri sürülmüş, kötü niyet iddiası ispatlanamamıştır. Bu itibarla davacın tapu iptal tescil talebine konu taşınmaz dava sırasında el değiştirip mevcut durumda davalı kooperatif ve … adına kayıtlı olmadığından bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Davalı …’a karşı açılan davanın ise tapuya güven ilkesi kapsamında davalının taşınmazı devralmada kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden,
1-Davalılar ….. mirasçıları ve Davalı Tasfiye Halinde ….hakkında açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı …’a karşı açılan davanın reddine,
3-Karar ve ilam harcı olan 44,40 TL ‘nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair tarafların yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
03/01/2019

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır