Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1244 E. 2019/299 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1244
KARAR NO : 2019/299

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2015
KARAR TARİHİ : 20/03/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 28/03/2019

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Davacı ile davalı …….. arasında alım satım sözleşmesinin imzalandığını bu sözleşme nedeni ile davalıya toplam değeri 427000USD olan 12 adet sente verildiğini davalı şahsın sözleşme gereklerini yerine getirmediğini sözleşme yükümlülüklerine aykırı davrandığını davacının davalıdan mal almadığı halde davaya konu olan senetlerin davalı şahıs tarafından …….. Ve Tic. Ltd. Şti. Ye ciro edilmesi ve akabinde de diğer davalılara ciro edildiğini, davalılardan ……..bank …….Şubesinin senetleri protesto ettirmiş olduğunu, 24/04/2015 Vadeli 35.000-USD 05/06/2015 Vadeli 38.000- USD ve 15/04/2015 Vadeli 34,000 USD tutarlı 3 adet bono toplamı olan 107.000USD yönünden …….. Bankası…… şubesince; İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’ nün …… E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, senetlerin nakden yazılmış bir senet olmadığını bu sebeple icraya konulmaması ve iptalinin gerektiğini, 15.04.2015 vade tarihli 30.000 USD bedelli senedin ……Bankası ……. Şubesi’ ne kullandırıldığını, bankadan kırdırılarak kendisine bedelinin verilmesi amacıyla düzenlendiğini, ancak senedin bankaya ibraz edilmediği gibi, kendisine de bir ödeme yapılmadığı iddiasıyla, bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş olduğunu, Davalı/alacaklı taraf ise, bonoda malen kaydı bulunmasına karşın borçlu ile aralarında mal alışverişi olmadığını,borcun nedeninin elden nakit olarak verilen para olduğunu,alıcı tarafından belirtilen ticari bir işyeri açılmaması nedeniyle alıcıdan herhangi bir ticari alışveriş yapılmadığını, hazırlanan 427.000 USD tutarındaki 12 adet senetler geçersiz sayılacak olup bedelsiz kalacağı için alacak hakkı satıcıya doğmayacağını” beyan ederek Taraflar arasındaki 01/06/2014 tarihli sözleşmesine bağlı 12 senetlerinin iptalini, sözleşme nedeniyle davalılar …….. ve ……. ve Tic Ltd Şti’ ne 427.000 USD,…. BANKASI …… ve ………Şubesine 290.000 USD, ……..BANK ……. şubesine 107.000-USD, ……Bankası …… şubesine 30.000 USD verilmiş 427 000 USD’ sı tutarındaki mal alım satım bonosundan ve senetlerden dolayı davalılara borçlu bulunmadığının tespitine ve bu bonolarının iptal edilerek geçersiz sayılmasını, başlatılan İstanbul …… İcra Müdürlüğü’ nün …… E. sayılı dosyasındaki takiplerinin iptaline karar verilmesini, borçluların haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle %40 tazminata mahkum edilmesini,borçlular tarafından başlatılan takiplerin durdurulmasını, İstanbul ……… İcra Müdürlüğü’ nün …… E. sayılı dosyalarındaki takibin iptaline karar verilmesini, dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı ile icranın durdurulmasına karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahmiline karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP; Davalı ……Bankası tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;bankanın alacağa konu bonoların tahsilini teminen, borçlular ……., …….. ve ……..ve Tic.Ltd.Şti. aleyhine ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul …… İcra Müdürlüğü’ nün…… E. sayılı dosyasıyla Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz yolu ile icra takibi yapıldığını,, davacının ihtiyati tedbir yoluyla icra takiplerinin durdurulması yönündeki talebinin, İİK 72/3 maddesi gereğince reddinin gerektiğini ve bu madde gereği takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini,Davacının tüm iddialarının usul ve yasaya aykırı olduğunu , bankanın …….. ve Tic. Ltd. Şti ile ……..’ na kullandırmış olduğu kredilerden dolayı alacaklı olup, iyiniyetli meşru hamil olduğunu ve senetlerin bankaya ciro yolu ile geçtiğini,, icra takibine konu edilen; 08,04.2015 vade,15.09.2014 tanzim tarihli 30.000 USD bedelli Bono, 10,04,2015 vade, 05.09.2014 tanzim tarihli 40.000 USD bedelli Bono, 14,04,2015 vade, 15.09,2014 tanzim tarihli 30,000 USD bedelli Bono, 21.04.2015 vade, 15.09.2014 tanzim tarihli 25.000 USD bedelli Bono,26.05.2015 vade, 25.11.2014 tanzim tarihli 35.000 USD bedelli Bono, 10,06.2015 vade 25.11.2014 tanzim tarihli 35.000 USD bedelli Bonolar nedeniyle ……., …….. ve ……..ve Tic. Ltd. Şti’ den alacaklı olduğundan bahisle davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddini ve İİK m.72 uyarınca takip konusu alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… bank A.Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalı ……. Ve Diş Ticaret Ltd. Şti.’ye birtakım krediler kullandırıldığını,sözleşmeyi davalı ve firma yetkilisi …….. Müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, 15/04/2015 vade tarihli 30.000 USD bedelli senet ……. tarafından tahsili halinde kredi borcundan mahsup edilmek üzere bankaya ciro ederek verildiğini,davaya konu senet emre yazılı olarak tanzim edilmiş olduğundan bahisle davacının yersiz ve mesnetsiz tedbir taleplerinin reddini davanın reddini talep etmiştir.

Diğer davalılara yapılan usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava İİK’nun 72. Md gereğince davacının davalılara borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davaya konu senetlerin davacı ile davalılardan …….. arasında imzalanan 01/06/2014 tarihli sözleşme gereğince davalıya aralarında yapılacak alım-satım nedeniyle teminat olarak verilip verilmediği, davacının sözleşmede belirtilen ticari ilişkiye girmemesi nedeniyle senetlerin bedelsiz kalıp kalmadığı, davalı …….. tarafından davalı …….. Ve Tic. Ltd. Şti’ne ciro edilmesi ve akabinde diğer davalılara ciro edilmesi nedeniyle …….. dışındaki davalıların senetleri kötü niyetle veya ağır kusurları ile elde edip etmedikleri, davacının senetler nedeniyle davalılara borçlu olup olmadığı, senetlerin iadesinin gerekip gerekmediği, hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyası 01/06/2014 tarihli sözleşme konusu mal alım-satımının yapılıp yapılmadığı hususunda davacı ve Davalı ……..’nun ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması için bilirkişi …….tevdii edilmiş bilirkişi tarafından sunulan 02/05/2018 tarihli rapor ile; Zeytinburnu vergi dairesinden 196.01.2018 tarihinde alınan belgeye göre davacının faal vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, Davacının potansiyel mükellef olduğu dikkate alındığında davacının VUK ve TTK kapsamında defter ve belge sunmasına yer olmadığından herhangi bir defter ve belge sunmasının mümkün olmadığı, ilgili dosya kapsamında ki belgelere göre davacının…….adlı işverenin yanında 07.03.2008 tarihinden itibaren çalıştığı, Aralık 2017 dönemine ait hizmet dökümüne göre davacının aynı işverenin yanında çalışmaya devam ettiği,davalı …….. tarafından inceleme günlerinde herhangi bir defter ve belge sunulmadığı, Bu itibarla dosya kapsamınd ki sözleşme içeriği ürünlerin davacı tarafa teslim edildiğine dair herhangi bir tespitin yapılamadığı,Davalı …… giyim ile ilgili ticaret sicil memurluğu nezdinde yapılan araştırmada;Davalı ……..’nun davalı şirketin (…….Giyim) tek sahibi ve yetkilisi olduğu,Davalı ……..’ na defter ve belge ibraz etmesi için inceleme gününe ilişkin tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir defter ve belge ibraz etmediği gibi herhangi bir mazeret de bildirmediği. Davalı ……..’ nun defter ve belge sunmamasına ilişkin değerlendirme ve davacının da inceleme gününde herhangi bir defter ve belge sunmadığı ancak vergi dairesinden aldığı yazı içeriğine göre davacının faal olarak hiçbir zaman vergi mükellefi olmadığı. davacının defter ve belge tutmam yükümlülüğü olmaması nedeniyle defter ve belge sunmasının da mümkün olmadığı, davacının davalı …….. ile yaptığı sözleşme içeirği ürünleri teslim ettiğinin ispat edilemediği,sözleşme içeriği ürünler karşılığında verilmiş olunan açık senetler nedeniyle davacının davalı ……..’ na borçlu olmadığı,Davalı şahsın davalı …….Giyim’in tek sahibi ve yetkilisi olduğu,diğer davalılar ……Bankası A.Ş.,……..bank …….bank A.Ş.’ nin 3. Kişiler olduğu hususunda rapor düzenlendiği görülmüştür.
Dava, kambiyo senetlerinde bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:……. K:…….; 12.10.2011 gün ve E:……, K:……. 04.12.2013 gün ve E:……., K:….; 14.05.2014 gün ve E:……, K:……sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.

Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)’nun 691/1.maddesi). Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir (YİBK’nun 12.4.1933 gün ve 1933/30-6 sayılı ilamı) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira, davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamları).
Somut olayda, davacı dava konusu bonoların davalı ……..’na 01/06/2014 tarihli sözleşmeye istinaden mal karşılığında verildiğini, taraflar arasında ticari ilişki kurulmaması nedeniyle malların teslim edilmediğini ve bonoların bedelsiz kaldığını iddia etmiştir. İbraz edilen 01/06/2014 tarihli sözleşmenin tetkikinde davacı ile davalı …….. arasında düzenlendiği, davacının kendisi adına açacağı işyerine mal tedariki için dava konusu 12 adet senedin keşide edilerek davalı ……..’na verildiği görülmüştür. Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir. Davacı taraf malların teslim edilmediğini iddia etmiş olup, ispat yükü davacıdadır. Davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olup davalı …….. adına yemin davetiyesi tebliğ edilmiş, …….. yemin için belirlenen günde mazeretsiz olarak hazır bulunmadığından yemine konu vakıaları ikrar ettiği kabul edilmiştir. Senetlerin ciro edildiği …….Deri Giyim Ltd.Şti’nin münferiden yetkilisi davalı …….. olup, bu sebeplerle davalı …….Deri Giyim ve ……..’na karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Bedelsizlik defi, şahsi defi niteliğinde olup TTK’nın 599/1. ve 737/2. maddeleri uyarınca ancak temel ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilecektir. Temel ilişkiye taraf olmayan hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin senedi iktisap ederken bilerek borçlunun zararına hareket etmesi gerekmekte olup, ciranta olan davalılar ……Bankası, ……..bank ve …….bank’a karşı bu yönde bir iddia ve ispat sözkonusu olmadığından bu davalılar yönünden davanın reddine, davalı ……Bankası’nın tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalılar ……Bankası, ……..bank ve…….. bank’a(……. A.Ş.) açılan davanın REDDİNE,
2-Davalılar …….. ve ……..ve Tic.Ltd.Şti’ye karşı açılan davanın KABULÜ ile;
İstanbul ……. İcra müdürlüğü’nün……. esas sayılı dosyasına konu; 08/04/2015 vade 15/09/2014 tanzim tarihli 30.000,00-USD bedelli bono,10/04/2015 vade 05/09/2014 tanzim tarihli 40.000,00-USD bedelli bono, 14/04/2015 vade 15/09/2014 tanzim tarihli 30.000,00-USD bedelli bono, 21/04/2015 vade 15/09/2014 tanzim tarihli 25.000,00-USD bedelli bono, 26/05/2015 vade 25/11/2014 tanzim tarihli 35.000,00-USD bedelli bono, 10/06/2015 vade 25/11/2014 tanzim tarihli 35.000,00-USD bedelli bono, İstanbul …… İcra müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasına konu; 24/04/2015 vadeli 35.000,00-USD tutarlı bono,05/06/2015 vadeli 38.000,00-USD bedelli bono,15/05/2014 vadeli 34.000,00-USD bedelli bono ile 13/03/2015 ödeme tarihli 10/07/2014 tanzim tarihli 55.000,00USD bedelli bono,05/09/2014 tanzim 20/03/2015 vade tarihli 40.000,00-USD bedelli bono ve 05/12/2014 tanzim 15/04/2015 ödeme tarihli 30.000,00-USD bedelli bonolar nedeniyle davacının davalılar …….. ve ……..Tic ve Ltd.Şti’ye borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davalı ……Bankası’nın tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
4-Alınması gereken 85116,32TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78TL ile 21108,30 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan 63837,24TL harcın davalılar …….. ve …….Deri Giyim Ltd.Şti’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 198,48TL ile 21108,30TL tamamlama harcının davalılar …….. ve …….Deri Giyim Ltd.Şti’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 61330,90 TL vekalet ücretinin davalılar …….. ve …….Deri Giyim’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılardan ……Bankası kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 35.742,42 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalılardan …….bank/temlik alan ……. AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 9.243,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davalılardan ……..bank kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 25.532,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri605,6TL ile bilirkişi sarf gideri 600,00TL olmak üzere toplam 1205,6 TL’nin davalılar …….. ve …….Deri Giyim’den alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı ……Bankası tarafından sarf edilen 50,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 20/03/2019

Başkan….
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır