Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1218 E. 2019/1052 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1218
KARAR NO : 2019/1052

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 23/12/2015
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :11/10/2019
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2005 yılında davalı kooperatife üye olduğunu, davalı kooperatife tahsis edilen ve 20 nolu adada İnşaata başlanan … Blok … nolu dairenin plan ve projede belirtildiği üzere müvekkilinin üyeliği gereği tahsis edilerek kooperatif ortaklık senedinin kendisine verildiğini, müvekkilinin daha sonra malik sıfatıyla söz konusu daireyi kiraya verdiğini, ancak yurt dışında yaşaması nedeniyle Türkiye’ye geldiğinde söz konusu dairenin başkasına satıldığını sonradan öğrendiğini, davalı kooperatif tarafından üyeliğinden ihraç edilmiş ise bu durumun yasalara aykırı olarak gerçekleştiğini beyanla hukuka aykırı yapılan ihracın iptaline, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun ve borçlu olmadığının tespitine, davalı kooperatif tarafından adına tahsis yapılan dairenin öncelikle adına tesciline bunun mümkün olmaması halinde ise daire rayiç bedeli karşılığı olan tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatife üye olan … ile aynı kişi olup olmadığının bilinmemesi nedeniyle husumet itirazında bulunulduğunu, zira kooperatif üyesi olan …’in kooperatife üye olurken verdiği nüfus cüzdan fotokopisinde TC kimlik numarasının bulunmadığını, nüfus cüzdan bilgileri ile sorgulama yapıldığında ise …’in TC kimlik numarasının ….. olduğunun tespit edildiğini, huzurdaki davanın süresinde açılmadığını, davacının üyelik kaydının dava dilekçesinde belirtildiği gibi 2005 yılında değil 1998 yılından önce 08.09-1997 tarihinde üye kaydedildiğini, kooperatife üye olduktan sonra herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle her genel kurul toplantısında üyelikten çıkarılmaya ilişkin karar alındığı ancak davacının adresinin ve kendisinin bulunamaması nedeniyle ihraç işlemlerinin sağlıklı şekilde yapılamadığını, davalı kooperatifin 08.08.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulunun seçildiğini, eski yönetim kurulu üyelerinin seçilen yeni yönetim kuruluna kooperatif belge ve evraklarım teslim etmediği bu nedenle yapılan suç duyurusu neticesinde Küçükçekmece ….. Asliye Ceza Mah ….. E, …. K sayılı kararı ile eski yönetim kurulu üyeleri hakkında güveni kötüye kullanma suçundan ceza verildiğini, 05.08.2010 tarihinde yapılan genel kurulda seçilen yeni yönetim kurulunun kendisine teslim edilen makbuzlar üzerinde yaptığı incelemede, davacının herhangi bir ödemede bulunmadığını tespit ettiğini, kesin olmamakta birlikte genel kurulda alınan ödeme kararları gereği davacıya yönelik borç hesabının çıkarıldığını, bu hesaba istinaden fazlaya ilişkin hakların saklı kalması şartıyla 2004 yılından başlayarak genel kurularda oluşturulan bütçeye göre hesaplamanın yapıldığı ve davacının kooperatiften çıkarılma işlemlerine başlandığını, davacının üye olurken bildirdiği ….. Almanya adresine iadeli taahhütlü ve Aps olarak ihtarların gönderildiğini, davacının bu adreste bulunmaması nedeniyle gönderilen evrakların geri geldiğini, davacının Türkiye’deki adresinin tespiti için Esenyurt Kaymakamlığına ve İlçe Nüfus Müdürlüğüne yapılan başvurularda ise kooperatife davacının adresine yönelik hiçbir bilginin verilmediğini, Beyoğlu ….. Noterliği 07.10.2011 tarih ve …. yevmiye numarası ile davacının kooperatife verdiği adrese ilk ihtar tebliğe çıkarıldığı ancak ilgilinin adreste tanınmaması nedeniyle tebligatın iade döndüğünü, davacının kooperatife üye olduktan sonra ödemeleri yapmadığı ve doğru adres kayıtlarını kooperatife bildirmediği gibi kooperatife de uğramadığını, kooperatif nezdindeki ilgili dairelerin ise diğer üyelerin ödemeleri ile yapıldığı ve davacının hiçbir katkısının olmadığını beyanla dayanaksız davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalı kooperatife …. blok ….. nolu bağımsız bölüme davacıya tahsil edildiğini davacının söz konusu daireyi kiraya verdiğini müvekkilinin almanyada yaşayıp orada ikamet ettiğini istanbula geldiğinde söz konusu bağımsız bölümün başkasın satıldığını öğrendiğini belirterek kendisinin kooperatife üye olduğunun tesiptine, borçlu olmadığının tespitine, anılan bağımsız bölümün kendi adına tescil ve teslimine bu mümkün değilse teslim edilmesi gereken tarih göz önüne alınarak yasal faizi ile birlikte piyasa değerinin ödenmesinin talep edildiğini davalı kooperatif yetkililerenin cevabında süresinde açılan bir davanın olmadığı davacının 1997 yılında üye olduğu üye olduktan sonra herhangi bir ödemede bulunmadığı her genel kurulda üyelikten çıkarılması işleminin yapılmasına karar verildiği ancak adresinin ve kendisinin bulunamaması nedeniyle sağlıklı işlem yapamadığını davacının genel kurul kararı ile ihraç edildiğini bu nedenlerle istemin reddini talep ettiğini, taraflar arasında ki uyuşmazlığın davacının kooperatife üye olup olmadığı, üye ise ne kadar ödeme yaptığı bağımsız bölümün adına tahsis edilip edilmediği ve davacının kooperatife bir borcunun olup olmadığı noktasında toplandığı hususlarındadır.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla keşfen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, SMMM bilirkişi …, kooperatif uzmanı …. ve İnşaat Mühendisi ….. tarafından ibraz edilen kök raporda, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, üyeliği gereğince kendisine ….. Ada parsel …. deki ….. Blok ….. nolu dubleks dairenin kendisine tahsis ve tesliminin yapıldığı, dairenin bir fiil kiralanmak suretiyle davacı yanca kullanıldığı, davacının üyeliğinin başlangıcından beri akçeli yükümlülüklerinin tamamını yerine getirdiğine dair ödeme makbuzlarının tümünü dosya sunmadığı, 1163 sayılı kanunun 23. Mad sinde düzenlenen eşitlik prensibi gereğince davacının,davalı kooperatife karşı diğer ortaklar gibi tüm akçeli yükümlülüklerini yerine getirdiğinin tespit ve kabul edilmesi halinde tapu İptal ve tescil isteminde haklı bulunduğunun kabulü 1le davaya konu taşınmazın kooperatif adına kaydının İptali ele adına tescilini talep edebileceği, davacının akçeli yükümlülüklerini diğer üyelerle birlikte yerine getirmiş olduğunun ispatlanamaması halinde ise tapu iptal ve tescil isteminde haklı bulunmayacağı, davacının üyeliği gereğince kaç m2 lik bağımsız bölümün kendisine tahsis edildiğini beyan etmesi gerekeceği ancak bu beyandan sonra genel kurulca ödenmesi kararlaştırılan aidat tutarlarının kendisine isabet eden tutarın ne miktarda olabileceği yönünde (genel kurul kararları dikkate alınarak) mali bir hesaplamanın yapılabileceği, davaya konu taşınmazın tapu kaydı ve satışa dair akit tablosu Tapu Müdürlüğünce dosyaya gönderilmediğinden söz konusu taşınmazın kime, hangi tarihte, ne miktar bedelle satışının yapılmış ofduğu hususunda bilirkişi kurulumuzca sağlıklı irdeleme ve denetlemenin yapılamamış olduğu, davalı kooperatifin muhasebe defter ve kayıtlarını, diğer defter ve belgelerini bilirkişi kuruluna teslim etmemiş olması nedeniyle, davacı dışında diğer üyelerin kooperatife yapmış olduğu ortalama ödemeler İle davacının yapmış olduğu ödemelerin ortalama bir üyenin yapmış olduğu ödemeye oram konusunda dosya kapsamı çerçevesinde tespit ve değerlendirme yapılamadığı, mahallinde yapılan keşif sonucu davaya konu taşınmazın dava tarihîne (23,12.2015) göre değerinin, 350,000,00 TL { Üç Yüz Elli Bîn Türk Lirası) değerinde olabileceği belirtilmiştir.
Davalı kooperatifin defterleri ve dosya kapsamı yeniden incelenerek davalı tarafın yapmış olduğu ödemeler ve diğer ortakların ortalama yapmış olduğu ödemeler dikkate alınarak kooperatiflerde eşitlik ilkesinin de geçerliliği göz önünde bulundurularak aynı durumda bulunan ortaklara tapu tahsisi yapılıp yapılmadığı, davacının yapmış olduğu ödemelerin diğer ortaklarla kıyaslandığında eşitlik ilkesi gereğince tahsis gerekip gerekmeyeceği, diğer ortakların yaptığı ödemeler ve alınan genel kurul kararları dikkate alındığında davacının kooperatife ne kadar borcunun bulunduğu hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ek raporda, davacı ile aynı konumda olup eksik ödemesi bulunan diğer ortaklara tapu tahsisinin yapılmış olduğu genel kurul kararıyla tevsik edildiğinden eşitlik ilkesi gereği göz önünde bulundurularak davacıya da tapu tahsisinin yapılması gerekeceği, diğer ortakların yaptığı ödemeler ve alınan genel kurul kararları dikkate alındığında davacının kooperatife ne kadar borcunun bulunduğu: davacının davalı kooperatife yapmış olduğu tüm ödeme makbuzlarını dosyaya ibraz etmemiş olması, davalı kooperatifin ise banka kayıtları ile muhasebe defter ve belgelerinin bilirkişi incelemesine ibraz edilememiş olması karşında, davacının davalı kooperatife ne kadar borcu olduğu yönünde bilirkişi kurulunca bir hesaplamaya gidilemediği, kurulumuzca bir hesaplamaya gidilememiştir. tazminat talebi yönünden; davacıya üyeliği gereği tahsis edilen söz konusu taşınmazın, davalı kooperatifin 15.02.2015 tarihinde yapılan 2014 hesap yılı genel kurul kararlarından ve davacının 25.04.2018 tarihli dilekçesi ile …..’e satılmış olduğunun anlaşılması ve davalı kooperatifin mevcut dosya kapsamıyla uhdesinde davacıya verecek başkaca bir konut olmadığının anlaşılması nedeniyle davacının terditli ikinci talebi olan tazminat talebi gereği davalı kooperatiften tazminat bedelinin tahsilini isteyebileceği yönünde sonuç ve kanaate ulaşıldığı Ancak davacının ,tahsilini talep edebileceği tazminat bedelinin sağlıklı tespit edilebilmesi için öncelikle davalı kooperatife yapmış olduğu tüm ödemelerin(tarih ve ödeme miktarını gösterir şekilde) ispat edilmesi gerekeceği, davacı ödemelerinin dosya kapsamında tespiti yapılamamış olması karşısında, davalı kooperatiften talep edebileceği tazminat tutarının Yargıtayın yerleşik formülüne göre dosya kapsamı ile hesaplanamayacağı belirtilmiştir.
Davalı kooperatife davaya konu döneme ilişkin tüm muhasebe defter ve kayıtları, defter ve belgeleri, davacı dışında kendisine konut tahsisi yapılan üyeler tarafından yapılan ödeme ve tarihleri gösterir belge ve kararların eksiksiz olarak mahkememize ibrazı hususunda 1 aylık kesin süre verilmiş; davalı tarafça dosyaya ibraz edilen belgeler ve davacı dışında kendisine konut tahsisi yapılan üyelere ilişkin ödemeler nazara alınarak ek rapor alınmasına ayrıca bilirkişi heyetine kooperatif defter ve belgelerinin K.Çekmece ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas ve K.Çekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyaları içerisinde inceleme konusunda yerinde inceleme yetkisi verilmesine karar verilmiştir.
Aynı heyetten alınan ikinci ek raporda, 26.11.2018 havale tarihli ek raporumuzda belirtilen sonuç ve kanaatlerde değişiklik yapılmasına gerek görülmediği, davacı ile aynı konumda olup eksik ödemesi bulunan diğer ortaklara tapu tahsisinin yapılmış olduğu genel kurul kararıyla tevsik edildiğinden eşitlik ilkesi gereği göz önünde bulundurularak davacıya da tapu tahsisinin yapılması gerekeceği, davacının davalı kooperatife yapmış olduğu tüm ödeme makbuzlarını dosyaya ibraz etmemiş olması, davalı kooperatifin ise banka kayıtları ile muhasebe defter ve belgelerinin bilirkişi incelemesine ibraz edilememiş olması karşında, davacının davalı kooperatife ne kadar borcu olduğu yönünde bilirkişi kurulumuzca bir hesaplamaya gidilemediği, davacıya üyeliği gereği tahsis edilen söz konusu taşınmazın, davalı kooperatifin 15.02.2015 tarihinde yapılan 2014 hesap yılı genel kurul kararlarından ve davacının 25.04.2018 tarihli dilekçesi ile …..’e satılmış olduğunun anlaşılması ve davalı kooperatifin mevcut dosya kapsamıyla uhdesinde davacıya verecek başkaca bir konut olmadığının anlaşılması nedeniyle davacının terditli ikinci talebi olan tazminat talebi gereği davalı kooperatiften tazminat bedelinin tahsilini isteyebileceği, ancak davacının, tahsilini talep edebileceği tazminat bedelinin sağlıklı tespit edilebilmesi için öncelikle davalı kooperatife yapmış olduğu tüm ödemelerin (tarih ve ödeme miktarını gösterir şekilde) ispat edilmesi gerekeceği, davacı ödemelerinin dosya kapsamında tespiti yapılamamış olması karşısında, davalı kooperatiften talep edebileceği tazminat tutarının Yargıtay’ın yerleşik formülüne göre dosya kapsamı ile hesaplanamayacağı belirtilmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti, tapu iptal tescil, olmadığı taktirde dairenin güncel bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. Maddesi “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını ana sözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, ana sözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hükümle, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Ortağa gönderilecek her iki ihtarda da ortağın ödemesi gereken anaparanın ve varsa işlemiş faizinin açıkça gösterilmesi, diğer anlatımla borcun ne kadarının anapara toplamı, ne kadarının işlemiş temerrüt faizi toplamı olduğunun anlaşılabilmesi gerekli ve yeterlidir. Davacının, kooperatifin ortağı olarak, kooperatifin en yetkili organı olan genel kurulca kararlaştırılan ve kesinleşen aidat ve temerrüt faizi oranını genel kurula katılsın ya da katılmasın bilmesi gerektiğine, tüm ortakları ilgilendiren bu tür genel kurul kararının tebliği gerekmediğine, aidat borcu toplamı ile bunun faizi toplamı ortak tarafından hesap edilebilir ve belirlenebilir olduğuna göre bu toplamların hangi aylara ilişkin aidat ve işlemiş temerrüt faizi borcu olduğunun ayrıca belirtilmesi zorunlu değildir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir (Yargıtay 23.HD’nin 2014/3560 esas 2014/7852 karar 04/12/2014 tarihli karar, Yargıtay 23.HD’nin 2016/6548 esas 2019/226 karar).
Mahkememizce alınan ve itibar olunan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davacının ibraz edilen hazirun cetveli ve genel kurul tutanaklarına göre kooperatif üyesi olduğu, davacı hakkında ihraç kararı alınmış ise de, ihraç kararının usulüne uygun şekilde davacıya tebliğ edilmediği, bu hususun esasen cevap dilekçesiyle de kabul edildiği, bu haliyle usulüne uygun ihraç işleminden bahsedilemeyeceğinden davacının kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davacı tarafça tapu iptal tescil, olmadığı taktirde değerinin tahsili talep edilmiş olup ;bütün yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarını işyeri veya konut sahibi yapmaktır. Başka bir anlatımla kişiler yapı kooperatifine kooperatifin türüne göre işyeri, ya da konut edinmek amacıyla ortak olurlar. Bu nedenle ortaklık hakkı belirli bir süre sonra mülkiyet hakkını doğurmaktadır. Genel hükümlere göre taşınmazlarda mülkiyet resmî şekilde yapılacak bir işlemle sağlandığı halde, yapı kooperatiflerinde bu kural istisna teşkil etmektedir. Yani kişiler taşınmaz mal alımında işlemini tapudan veya noterden yaptırmak zorunda oldukları halde, yapı kooperatiflerinde resmî şekil şartı aranmamaktadır.Kooperatife ortak olmakla kooperatif bu ortağı KK’nun 2. maddesine göre kooperatifin kuruluş amacı olan taşınmazı anasözleşme hükümleri çerçevesinde vermeyi taahhüt etmektedir. Yapı kooperatiflerinde ortaklık ilişkisi belirli bir süreden sonra mülkiyet ilişkisini doğurmaktadır. Şöyle ki, kooperatifin kuruluşunda ortakların her ne kadar bir taşınmaz edinme amacıyla ortak olması söz konusu ise de, bu taşınmazın tapuda ortak adına ferdileşmesine kadar geçen süreçte ortaklık hakkı aynı zamanda mülkiyet hakkını içermiş olmakla birlikte bu ortaklık herhangi bir taşınmazı ifade etmediğinden sadece ortaklık ilişkisi olarak işlem görmekte ve kayıtları kooperatifçe yürütülmektedir. Ancak, kooperatifin amacı olan konutların ferdileştirilmesinden sonra ortaklık hakkı ve mülkiyet hakkı birbirinden ayrılmaktadır. Kooperatifte ferdi ilişkiye geçilmiş ve ortaklar da tapunun verilmesini istemiş ise, borcun tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Kooperatif üyelerinin konutun veya işyerinin maliyet bedelini genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük, kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Kooperatif tarafından yapılan konutların ortaklar adına tapuya tesciline karar verilebilmesi için, kooperatifte ferdileşmeye geçilmesi ve kooperatifin ferdileştirmeyi sağlamaması, ayrıca ortağın kooperatife bir borcunun bulunmaması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının üyeliği gereğince kendisine dairenin tahsil ve teslimi yapılmış, daire kiralanmak suretiyle davacı tarafından fiilen kullanılmaya başlanmış, akabinde davalı kooperatif tarafından dava dışı ….. isimli şahsa satılmıştır. Davacı taraf, yargılama aşamasında yaptığını iddia ettiği ödeme makbuzlarının tamamını sunamamış, akçeli yükümlüklerini yerine getirdiğini ispatlayamamıştır. Bununla birlikte ticari defterleri ve kayıtları tutmakla, ortaklara ait bilgileri bulundurmakla ve saklamakla yükümlü kooperatifin bu sorumluluğu yerine getirmemiş olmasının üyeler aleyhine değerlendirilmemesi gerekir. Zira uzun yıllara yayılan üyelik ve ortaklık ilişkisinin gerektirdiği tüm resmi işlemlere ilişki kayıtların tutulmasının ve saklanmasının üyelerden beklenemeyeceği açıktır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 17.Hukuk Dairesi, 24/01/2018 tarih, 2017/1397 Esas, 2018/109 karar sayılı ilamı) Mahkememizce 11/04/2018 ve 13/02/2019 tarihli celselerde, kooperatif kayıtları ile davacı dışında kendisine konut tahsisi yapılan diğer üyeler tarafından yapılan ödeme belgelerini ibraz etmek üzere kesin süre verilmiş, sunulan belgelerin bilirkişi tarafından incelenmesinde diğer ortakların ödemelerine ait makbuzların bulunmadığı veya bu üyelerin de ödemelerini zamanında ve tam olarak yapmadıklarının, yine davacı ile aynı konumda olup eksik ödemesi bulunan diğer ortaklara tapu tahsisinin yapılmış olduğunun genel kurul kararıyla tevsik edildiği tespit edilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi gereğince, kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorundadır. Bu sebeplerle dava konusu dairenin davacı adına tahsisli olduğu ve akçeli yükümlülüklerini yerine getirdiği kabul edilmiştir. Zira davalı tarafça sadece davacıya ait ödeme belgeleri değil, kendilerine tapu tahsis edilmiş diğer ortaklar tarafından yapıldığı iddia edilen ödeme belgeleri de sunulamamıştır. Dava konusu bağımsız bölüm dava dışı 3.kişiye satılmış olup, bu kişiye karşı açılmış bir dava bulunmadığından tapu iptal tescil talebi yerine terditli tazminat talebi incelenmiştir. Daire tahsisinin mümkün olmaması halinde daire tahsisi mümkün olmayan ortağa verilen tazminatın hesabına ilişkin yerleşik uygulamada ( 20.10.2011 tarih 2011/965 E. 2011/1185 K.sayılı ilamı) benimsenen altı aşamalı formüle göre hesaplama yapılarak karar verilmesi gerekmektedir( Yargıtay 23.HD. 2012/2229 E- 2012/3934 K 05.06.2012 T.) Ancak davacı tarafından yapılan ödeme miktarının tespit edilemediği, davalı tarafça kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren üyelere ilişkin ödeme belgeleri de sunulmadığından tazminat hesabı yapılamamış olup, bağımsız bölümün tespit edilen rayiç değeri olan 350.000 TL üzerinden takdiren yapılan % 20 oranındaki hakkaniyet indirimi ile neticeten davacının 280.000 TL talep edebileceği sonucuna varılmış, davacı tarafça fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 100.000 TL talep edilmiş olmakla taleple bağlı kalınarak 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlayla ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE
1-Davacının davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine,
2-Davacıya tahsisi mümkün daire bulunmadığı tespit edilmiş olmakla ve taleple bağlı kalınarak 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlayla ilişkin hakkın saklı tutulmasına,
3- Alınması gereken 8.831,00 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 5.123,25 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Dava ilk açılış harç gideri 1.735,45 TL ve davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri 3.686,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 10.750,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 09/10/2019

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı