Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/113 E. 2018/168 K. 05.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/113
KARAR NO : 2018/168

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2015
KARAR TARİHİ : 05/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 14/03/2018

DAVA; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;-5.02.2005-31.07.2010 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak davacıdan haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen şimdilik 500-TL kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek TCMB en yüksek avans faizi ile birlikte davalı …’tan,31.07.2010-31.08.2013 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak davacı şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen şimdilik 500,00TL kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek TCMB en yüksek avans faizi ile birlikte davalı …. Enerji’den ,31.08.2013-31.12.2014 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak müvekkil şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen şimdilik 500-TL kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek TCMB en yüksek avans faizi ile birlikte davalı …. Elektrikten alınarak davacıya iadesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirketlerin sorumlu oldukları dönemler yönünden karar verilecek bedele oranlanmak suretiyle davalı şirketler üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar … Elektrik ve … Enerji vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacının tacir olduğunu, kayıp kaçak ve sair bedeller cümlesinden ne ödediğinin faturalardan hesaplanabileceğini, atura bedellerini ödediğine dair herhangi bir makbuz ve dekont da sunmadığını, müvekkillerinin elektrik satmaları nedeni ile elektrik bedeli ile birlikte elektrik tüketicisinden toplanması mevzuat gereği olan bir tutarın sadece tahsilâtçısı konumunda olduklarını bugüne değin kayıp kaçak bedeli olarak tahsil ettikleri tutarları kendi adlarına tahsil etmediklerinden ve Kurum’a intikal ettirdiklerinden iade etmelerinin mümkün olmadığını, Davacı taraf, sanki müvekkilim şirketlerce piyasada bir tekel oluşturulmuş intibaını uyandırarak akdettiği sözleşmenin eşitler arasında akdedilmediğini ve bu itibarla da kendisine zorla sözleşme şartlarının dayatıldığını iddia ettiğini,davacının kendi rızası ile fatura borcuna binaen ödediği ve geri ödenmesi konusunda bir ihtar ve ihbarda da bulunmadığı, üstelik bedeli sadece aracı olarak tahsil etmiş olan müvekkilim şirketlere karşı bu tutarlara ödediği tarihten itibaren faiz işletmesinin hukuken kabul edilemeyeceğinden bahisle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Bedaş vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarıın bulunduğunu,davanın EPDK’ya karşı açılması grektiğini,davalının EPDK nın yürürlükte bulunan yönetmelik ve kararlarına göre işlem yaptığını,davanın belirsiz alacak olarak açılmasını kabul etmediklerini davacının ödediği faturaların belli olduğunu, davacı şirketin defter tutma yükümlülüğünün bulunduğunu alacak kalemlerinin tespitinin mümkün olduğunu, davacının ödeme yaparken ihtirazi kayıt zöne sürmeden ödeme yaptığını serbest irade ile ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenemeyceğini mevzuat ve YArgıtay içtihatlarının da bu yönde olduğundan bahisle yapılan ödemelerin geri istenemeyeceğini bu sebeple açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki,17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Dosyamız arasında mevcut bilirkişi raporunda, davalı kurumca davacı şirkete yüklenen bedellerin EPDK tarafından belirlenen sınırları geçmediği, dava konusu hizmet bedellerinin EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, faturalarda fazladan tahakukkun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava açıldığı tarih itibari ile gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun gerekse Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin içtihatlarına göre dava açıldığı tarihte dava dinlenebilir durumdadır.Yasa değişikliği ile davanın reddi sözkonusu olmakla davacının iradesi dışında gelişen bu hukuki sonuç karşısında yargılama giderinden ve davalı yan yararına ücreti vekaletten sorumlu tutmak genel hukuk ilkelerine, hak arama hürriyetine ve vicdani kanaate uygun düşmeyeceğinden davacının bu giderlerden sorumlu tutulmaması yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan yazılı gerekçe ile;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 35,90TL harçtan davacı tarafından yatırılan 27,70TL nin mahsubu ile eksik kalan 8,70TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3- Taraf vekillerine vekalet ücreti tayin ve takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.18/12/2017

Katip ….

Hakim …