Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/963 E. 2020/693 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/963 Esas
KARAR NO : 2020/693

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/10/2013
KARAR TARİHİ : 23/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın sürücüsü ve maliki olduğu ve davalı … şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araçla 20/07/2013 tarihinde davacılardan yaya olarak yürüyen … ve …’ya çarparak ağır yaralanmalarına sebebiyet verdiğini, davalı sürücü …’ın ehliyetsiz olarak araç kullanmak suretiyle kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, kaza sonucu …’nın beyin kanaması geçirdiğini, …’nında 26 gün yoğun bakımda tedavi altına alındığını, halen tedavisinin devam ettiğini beyanla müvekkili … için 500,00 TL iş göremezlik geliri ve 100.000 TL manevi tazminat, müvekkilleri …, …’nın her biri için 50.000 TL, … ve…’nın her biri için 30.000 TL manevi tazminatın (sigorta şirketine karşı manevi tazminat talebi olmadığı nazara alınarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete 04.05.2013-30.04.2014 tarihleri arasında, … numaralı trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, 66034694 numaralı poliçeden doğan sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmamakla birlikte, yapılacak inceleme sonucunda şirketlerinin sorumluluğuna hükmedilmesi durumunda poliçede belirtilen limitin esas alınması gerektiğini, müvekkili şirketin yerleşim yeri itibariyle söz konusu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının talebine konu geçici iş göremezlik tazminatından tedavi gideri kapsamında olması sebebiyle 6111 sayılı yasanın 59.maddesi ile değiştirilen KTK 98 düzenlemesi gereği müvekkili sigorta şirketinin değil Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluğu olduğunu beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememize tevzi edilerek işbu esası aldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun davalı …’ın, davacı …’ya çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davalı …’ın kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise kusur durumu, oluşan trafik kazası sonucunda davacı …’nın maddi ve manevi tazminat gerektirir nitelikte yaralanıp yaralanmadığı, kazanın oluşumunda davalı …’ın kusurlu olması halinde davacı tarafın talep ettiği maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, davalı … AŞ’nin davalı …’ın kusurundan sorumlu tutulup tutulmayacağı, sorumlu tutulması halinde sorumlu olduğu tazminat miktarlarının ne olduğu hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup 28/01/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; …’nın 20.07.2013 tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazasına bağlı gelişen nörolojik arızasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğunu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme süresinin 20.07.2016 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğini, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceğini bildirmiştir.
Davacı vekilinin Adli Tıp Kurumunun raporuna yönelik itirazları nedeniyle davacı …’nın dava konusu olaydan kaynaklı yaralanması nedeniyle sürekli maluliyete maruz kalıp kalmadığı, kalmış ise maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş olup bunun üzerine dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup 23/02/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporunda özetle; … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen verilerin Genel Kurulca tekrar değerlendirilmesi neticesinde … oğlu 1986 doğumlu …’nın 20.07.2013 tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazası sonucunda meydana geldiği bildirilen hafif düzeyde solunum fonksiyon bozukluğu arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanmak suretiyle ve meslek grup numarası Gr 1 kabul olunarak; Gr1 VI(1A———6)A%10 E Cetveline göre %8,1 (yüzde sekiz nokta bir oranında) meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Dosya meydana gelen trafik kazasında tarafların oransal olarak kusur oranlarının tespiti için Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup 19/02/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda özetle; davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracıyla dikkatsiz seyir sonucu olay mahalline geldiğinde görüş alanını yeterince iyi kontrol etmediği, sol tarafında karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya karşı tedbirsiz seyri sonucu çarptığı anlaşılmakla gerçekleşen kazada asli derecede kusurlu olduğunu, davacı yaya …’nın olay mahallinde karşıdan karşıya geçmek istediği sırada seyir halindeki trafiği yeterince kontrol etmediği, dönüş yapan araca karşı korunma tedbirinde bulunmadığı anlaşılmakla gerçekleşen kazada tali derecede kusurlu olduğunu, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunun olayın oluş şekli ve mahal şartları dikkate alındığında isabetsiz bulunduğunu, gelmekte olan aracı gören yayanın bu araca karşı kendi can güvenliği açısından yeterince korunma tedbirinde bulunmadığı anlaşılmış olup meydana gelen kazada davacı yayanın az da olsa kusurlu olduğunun kanaatine varıldığını, davalı sürücü …’ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğunu, davacı yaya …’nın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Ceza dosyasında alınan rapor içeriği ve ceza dosyasındaki beyanlar ve cd kaydı dikkate alınarak tarafların kusur oranları bakımından yeniden değerlendirme yapılmak üzere ATK Genel Kurulundan rapor alınmasına karar verilmesi üzerine dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup 28/06/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda özetle; davalı sürücü … idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri içerisindeki üç yönlü kavşaktan dönüş yapmadan evvel hızını azaltması, dönüşünü görüş alanını kontrol altında bulundurur vaziyette dar bir açı ile gerçekleştirmesi ve manevra yaptığı sırada geçiş yapmakta olan yayaya ilk geçiş hakkını bırakması gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmeyip, geniş bir açı ile dönüşünü gerçekleştirerek geçiş yapmakta olan davacı yayaya önlemsizce çarptığı anlaşılmakla olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı yaya …’nın olay mahallinden geçişi sırasında olay mahalline sağa dönüşle gelerek kendisine mevcut hızı ile çarpan davalı idaresindeki araca karşı alacağı herhangi bir önlem bulunmadığı anlaşıldığından olayda atfı kabil kusuru olmadığını, davalı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, davacı yaya …’nın kusursuz olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizin 27/11/2019 tarihli celse arası ara kararı ile dosyanın İTÜ Karayolları Trafik Kürsüsünden seçilecek üçlü bilirkişi heyetine tevdi ile dosyada alınmış ATK … Trafik İhtisas Dairesinin 19/02/2018 tarihli raporunda davalı …’ın %80 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nın %20 oranında kusurlu olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 28/06/2019 tarihli raporunda ise davalı …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nın ise kusursuz olduğu bildirilmekle çelişkinin giderilmesi için rapor alınmasına karar verilmesi üzerine dosya İTÜ Karayolları Trafik Kürsüsü Başkanlığı’na gönderilmiş olup bilirkişi heyeti 27/01/2020 tarihli raporunda özetle; sürücü …’ın yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile …’daki …. Caddesi Yan Yolu üzerinde … yönüne doğru ilerlemekteyken yolun … Sitesi 7. Yol platformunu geçmekte olan yaya …’ya çarpması sonucu kazanın meydana geldiğinin anlaşıldığını, dosyaya eklenmiş cd/dvd’lerde bulunan ve söz konusu kaza sürecini gösterir kamera görüntüleri incelendiğinde, otomobil sürücüsünün aracının hızını, kavşağa yaklaşırken yeterince azaltmadığını, kavşağa neredeyse yoldaki mevcut hızıyla sağ dönüş yaparak girdiğinin görüldüğünü, bu bağlamda denetimsiz, üstelik kavşak alanı içerisinde dönerek gireceği yol platformu üzerinde yaya bulunan kavşağa yaklaşırken aracının hızını olay sürecinde var olan koşullara göre uyarlamadığı anlaşılan sürücü …’ın kazada birinci derecede kusurlu sayılmasının uygun olduğunu, kavşakta platformu geçmekteyken hızla yola giren araca karşı, olayın gerçekleştiği koşullarda alabileceği herhangi önlem olmadığı kanısı oluşan yaya …’ya ise dolayısıyla herhangi kusur atfedilmemesinin uygun olduğunu, olayda … plaka sayılı araç kullanıcısı …’ın asli ve %100 oranında kusuru bulunduğunu, yaya …’nın ise kusursuz bulunduğu kanısına varıldığını bildirmiştir.
Dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş olup bilirkişi 27/05/2020 tarihli raporunda özetle; … plakalı aracın 04.05.2013-30.04.2014 vadeli ZMSS poliçesi ile davalı … tarafından sigortalandığını, kaza tarihi itibari ile hazine müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçe limitleriniin sakatlık yönünden 250.000,00 TL olduğunu, davacının sürekli iş göremezlik maddi zararının 82.615,75 TL olduğunu, 250.000,00 TL tutarındaki ZMSS bakiye sakatlık teminat limitinin altında kaldığını, dava öncesinde davalı … şirketine ihtar edildiğine ve ihtarın tebliğ edildiğine ilişkin belge bulunmadığını, buna göre davalı … yönünden Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın dava tarihi olan 03.10.2013 tarihinin temerrüt başlangıcını teşkil edeceği kanaatine varıldığını, davalı sürücü … yönünden ise temerrüt başlangıcının haksız fiilin başlangıcı olan 20.07.2013 kaza tarihi olduğunu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 82.615,75 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının davalı … yönünden görevsizlik kararı verilen davanın dava tarihi olan 03.10.2013 tarihi, davalı sürücü … yönünden ise 20.07.2013 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunu bildirmiştir.
Dosya ek rapor alınmak üzere aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş olup bilirkişi 07/09/2020 tarihli raporunda özetle; … plakalı aracın 04.05.2013-30.04.2014 vadeli ZMSS poliçesi ile davalı … tarafından sigortalandığını, kaza tarihi itibari ile hazine müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçe limitleriniin sakatlık yönünden 250.000,00 TL olduğunu, davacının sürekli iş göremezlik maddi zararının 131.308,65 TL olduğunu, 250.000,00 TL tutarındaki ZMSS bakiye sakatlık teminat limitinin altında kaldığını, dava öncesinde davalı … şirketine ihtar edildiğine ve ihtarın tebliğ edildiğine ilişkin belge bulunmadığını, buna göre davalı … yönünden Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın dava tarihi olan 03.10.2013 tarihinin temerrüt başlangıcını teşkil edeceği kanaatine varıldığını, davalı sürücü … yönünden ise temerrüt başlangıcının haksız fiilin başlangıcı olan 20.07.2013 kaza tarihi olduğunu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 131.308,65 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının davalı … yönünden görevsizlik kararı verilen davanın dava tarihi olan 03.10.2013 tarihi, davalı sürücü … yönünden ise 20.07.2013 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunu bildirmiştir.
Davacılar vekili 22/09/2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin talep ve haklarını saklı tutarak davacı … için 131.308,65 TL tazminatın davalı … şirketinden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup ıslah harcını yatırmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde aşağıdaki sonuç ve kanaate varılmıştır.
20/07/2013 tarihinde davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile …’daki … Caddesi Yan Yolu üzerinde … yönüne doğru ilerlemekteyken yolun … Sitesi 7. Yol platformunu geçmekte olan davacı yaya …’ya çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, kaza sonucunda davacı …’nın yaralandığı ve maluliyetinin oluştuğu, İTÜ Karayolları Trafik Kürsüsünden alınan üçlü bilirkişi heyeti raporuna göre olayda … plaka sayılı araç kullanıcısı davalı …’ın asli ve %100 oranında kusuru bulunduğu, davacı yaya …’nın ise kusursuz olduğu, 23/02/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporuna göre davacı …’nın %8,1 (yüzde sekiz nokta bir oranında) meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, aktüerya bilirkişisi tarafından sunulan 27/05/2020 tarihli raporda bekar çalışanlar için uygulanan asgari ücrete göre değerlendirme yapıldığı, aktüerya bilirkişisinin 07/09/2020 tarihli raporunun ise dosya kapsamında bulunan bilgi, belge ve delillere daha uygun düşmesi sebebiyle Mahkememizce hükme esas alındığı, buna göre davacının sürekli iş göremezlik maddi zararının 131.308,65 TL olduğu anlaşılmakla dava ve ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davacı … için 131.308,65 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … AŞ’den dava tarihi olan 03/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’ya verilmesine, davalı …’a karşı açılan davacı … yönünden maddi ve manevi tazminat, diğer davacılar …, …, … ve … yönünden manevi tazminat davasının adı geçen davalı yönünden davanın takip edilmeyeceğinin belirtilmesi sebebiyle davalı … yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına dair karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı … AŞ’ye karşı açılan maddi tazminat davası bakımından;
1-Davacı … için 131.308,65 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … AŞ’den dava tarihi olan 03/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
Davalı …’a karşı açılan maddi ve manevi tazminat davası bakımından;
1-Davalı …’a karşı açılan davacı … yönünden maddi ve manevi tazminat, diğer davacılar …, …, … ve … yönünden manevi tazminat davasının adı geçen davalı yönünden davanın takip edilmeyeceğinin belirtilmesi sebebiyle davalı … yönünden AÇILAN DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 8.969,69 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 889,75 TL peşin harç ve 450,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.339,75 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 7.629,94 TL’nin davalı … AŞ’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen 889,75 TL peşin harç, 24,30 TL başvurma harcı, 450,00 TL ıslah harcı, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti, 685,10 TL tebligat ve müzekkere gideri adli tıp fatura ücreti 160,00 TL, 30,00 TL, 1.263,00 TL, 714,50 TL olmak üzere toplam 6.816,65 TL’nin davalı … AŞ’den alınarak davacı …’ya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 16.424,32 TL vekalet ücretinin davalı … AŞ’den alınarak alınarak davacı …’ya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 7/1 maddesi gereğince takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır