Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/745 E. 2018/157 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/745 Esas
KARAR NO : 2018/157

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
G. KARARIN YAZIM TARİHİ : 02/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 09/04/1996 tarihinde kurulduğunu, turizm, nakliye ve emlak işleri ile iştigal ettiğini, çalışma alanı olarak genellikle belediyelere hizmet verdiğini, 1 yılı aşkın süredir düzenli ödeme alamadığını, bunun neticesinde bankalardan kredi kullanıp faiz ödemek zorunda kaldığını, belediyelerden yüklü miktarda alacağı olduğunu ve belediyelere karşı icra takibi yapmak zorunda kalındığını, tüm mal varlıklarını ise bankalara teminat olarak verdiğini, müvekkilinin borca batık olduğunu, TTK’nun 376-377 maddelerinde öz sermayesini tamamen yitirdiğini, borca batık olduğunu müvekkili şirket hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, iflasının karar tarihinden itibaren 1 yıl süre ile ertelenmesine, kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davacı şirketten alacaklı olduğunu bildiren müdahele taleplerinin kabulüne karar verilmiş, müdahiller vermiş oldukları beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, TTK’nun 377 ve İİK’nun 179 ve devamı maddeleri gereğince borca batık olduğu bildirilen şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesi talebine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesi ile birlikte delillerini ve iyileştirme projesini sunmuştur.
İflas erteleme talebi ile ilgili gerekli yasal ilanlar yaptırılmıştır.
İİK’nun 179/A-2. Maddesi gereğince şirkete denetim kayyım heyeti atanmış ve şirketin mevcut durum ve gidişatı ile ilgili her dönem rapor ibrazı sağlanmıştır.
İflas erteleme talebinin ilk şartlarından olan şirketin borca batık durumda olup olmadığının tespiti için tensiple birlikte bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 29/01/2013 tarihli raporunda özetle; 22/11/2012 başvuru tarihi itibariyle davacı şirketin kaydi değerlere göre öz kaynaklarının -1.756.136,61-TL olduğunu, rahiç değerlere göre hesaplama yapıldığından da -2.520.428,77-TL olduğunu beyan etmişlerdir.
Borca batık durumda olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilen şirketin sunmuş olduğu iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti açısında bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, tensip ara kararı gereğince oluşturulan bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 04/03/2013 tarihli raporunda özetle; sunulan iyileştirme projesinin gerçekçi olmadığını, mevcut sermaye yapısı ve finansal durumuyla projedeki hedeflerin ulaşmasının mümkün olmadığını, şirketin dış finansal kaynağa ihtiyaç duyduğunu, projenin uygulanabilmesi için en az 750.000-TL kaynak ihtiyacı olduğunu, mevcut hali ile bu projenin uygulanmasının ve borca batık durumdan çıkarılmasının mümkün olmadığını ve bu durumun alacaklıların aleyhine olduğunu beyan etmişlerdir.
Sunulan rapora karşı itirazlar üzerine aynı heyetten ek rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 16/04/2013 tarihli ek raporunda özetle; şirketin revize projesinde öngörülen 800.000-TL sermaye artışının 2.567.735,44-TL borca batık durumda olan şirketin borca batıklıktan çıkması için yeterli olmayacağının bu haliyle iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığını beyan etmişlerdir.
Davacı tarafın sunmuş olduğu 05/06/2013 tarihli iyileştirme projesinden sonra yeniden ek rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu ek raporunda özetle; sunulan iyileştirme projesinde mevcut durumu değiştirmediğini, bu proje ile de şirketin borca batıklıktan çıkmasının olası görülmediğini beyan etmişlerdir.
Sunulan bilirkişi raporu sonrasında davacı şirket revize iyileştirme projesi sunmuş, sunulan proje sonrasında gelinen aşamanın da değerlendirilmesi icap ettiğinden yapılan itirazlarda dikkate alınarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 17/07/2014 tarihli raporunda özetle; ilk borca batıklık durumunun tespit edildiği 22/11/2012 tarihinden sonraki finansal verilere göre şirketin finansal yapısı ve faaliyet sonuçları itibariyle olumlu gelişmeler bulunduğunu, iyileştirme projesinde belirlenen hedeflerin 31/12/2013 tarihli yıl sonu hedefiyle uyumlu olmadığını, bu hedeflere ulaşmasa da iyileşme ümidinin güçlenmiş durumda olduğunu, ancak 2014 yılı başından itibaren herhangi bir finansal hedefi içermeyen revize projenin yeterli olarak değerlendirilemeyeceği, borca batıklıktan çıkma yönünden projenin ciddi ve inandırıcı olmadığını beyan etmişlerdir.
01/09/2015 tarihinde sunulan kayyım raporunda davacı şirketin kaydi değerlere göre borca batıklıktan çıktığı bildirildiğinden yeniden bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 10/03/2016 tarihli raporunda özetle; 31/08/2015 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre şirketin öz kaynaklarının +1.249.687,99-TL olduğunu, rahiç değerlere göre de şirketin bilançosunun +1.087.298,47-TL olduğunu, mevcut durum dikkate alındığında şirketin borca batık durumda olmadığını beyan etmişlerdir.
Rapora yapılan itirazlar üzerine ek rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 01/11/2017tarihli ek raporunda özetle; 30/06/2017 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre şirketin öz kaynaklarının +387.872,50-TL olduğunu, rahiç değerlere göre de öz varlığının +317.289,53-TL olduğunu ve şirketin borca batıklıktan çıkmış durumda olduğunu beyan etmişlerdir.
Dosyaya sunulan son kayyım raporunda da; şirketin borca batık durumda olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı şirket açmış olduğu dava ile borca batık durumda olduğunu belirterek sunmuş olduğu projeye göre borca batıklıktan çıkacağını taahhüt ederek iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. TTK’nun 377. Maddesi gereğince yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı yeni nakit sermaye konulması dahil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Bu halde İİK’nun 179 ila 179/B maddeleri uygulanır hükmünü içermektedir. İİK’nun 179. Maddesi gereğince de şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir.
Yukarıda belirtilen hükümlerin içerikleri dikkate alındığında, iflasın ertelenmesine karar verilmek için 2 temel koşul bulunmaktadır. Bunlardan birisi talep eden şirketin borca batık durumda olması, diğer şart ise borca batıklıktan çıkmasını sağlayacak ciddi ve inandırıcı bir projenin sunulmuş olması gerekmektedir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için öncelikle şirketin batık durumda olmasının değerlendirilmesi gerekir. Dava konusu uyuşmazlıkta borca batıklığın tespiti açısından davanın açılmasından sonra 3 ayrı heyet oluşturularak borca batıklığın tespiti açısından ayrı ayrı raporlar ve ek raporlar alınmıştır. Alınan raporlarda şirketin dava açıldığında borca batık durumda olmasına karşın şirketin denetime atanan kayyım heyetinin sunmuş olduğu 01/09/2015 tarihli kayyım raporunda borca batıklıktan çıktığı belirtilmesinin üzerine oluşturulan yeni heyet sunmuş olduğu 10/03/2016 tarihli rapor ve itiraz üzerine alınan 02/11/2017 tarihli ek raporunda şirketin borca batıklıktan çıktığını beyan etmiştir. Son alınan kayyım raporunda da hüküm öncesinde şirketin borca batık durumda olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda borca batıklığın çıkmasında ortaklarının şirketten alacaklarının sermaye artışında kullanılmasının neticeye etkili olduğu belirtilmiş ise de, neticede sermaye arttırımının usulüne uygun olduğu, ortakların şirketten alacağının şirket sermayesine dahil edildiği, dolayısıyla şirketin aktifinde değerlendirilmesinde bir usulsüzlüğün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Netice itibariyle yargılama devam ederken hem kaydi değerlere göre hem de rahiç değerlere göre şirketin borca batıklıktan çıktığı, bu haliyle iflasın ertelenmesinin ilk koşulu olan borca batık durumda olma şartının bulunmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacı şirketin borca batıklıktan çıkmış olduğu dikkate alınarak davanın REDDİNE,
2-İİK’nın 179 ve devamı maddeleri gereğince davacı şirket hakkında verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına,
3-Alınması gerekli 35,90-TL red harcının peşin yatırılan 21,15-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14,75-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Müdahil … Bankası tarafından sarf edilen 73,75-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak müdahil … Bankası’na verilmesine,
6-Müdahiller kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden müdahiller yararına takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak müdahillere verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve bir kısım müdahil vekilinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 28/02/2018

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸