Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/684 E. 2020/631 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/684
KARAR NO : 2020/631

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Borçlu şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile 166.963,00 TL asıl alacak, 2.488,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 169.451,43 TL’lik borcu sebebiyle ilamsız takip yapıldığını, müvekkili şirketin borçlu şirketin talep etmiş olduğu toplam ağırlığı 727,296 KG olan ve yine toplam ağırlığı 460,856 KG olan pamuğu borçlu şirkete göndererek üzerine düşen edimleri tam zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna karşılık borçlu şirketin müvekkili şirketi tarafından tam, eksiksiz ve zamanında gönderilen ve toplam ağırlığı 1.188,152 KG olan pamuğun karşılığı olan ödemeleri eksiksiz şekilde yapmadığını, sadece kısmi ödemelerde bulunduğunu, borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında gerçekleştirilen edimler sonunda ödemeler düşüldükten sonra icra takibindeki asıl alacak kadar borcu bulunmasına rağmen borçlu şirketin, yapılan takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki anlaşma, sipariş, malın gönderilmesi, ödeme konusu, kalite vs tüm hususların telefon faks ve mail yolu ile gerçekleştirildiğini, davacının Yunanistan’dan partiler halinde gönderdiği pamuğun kalitesinin oldukça düşük çıkması ve istenilen özelliklerde olmaması sorunu ortaya çıktığını, bu durumu müvekkili şirketin, davacıya ve acentesine bildirdiğini, taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde ortaya çıkan kalite sorununun fiyatta iskonto ve ödemede indirim yolu ile çözüldüğünü, müvekkili şirketin 25.454 USD indirimi yeterli görmemesi üzerine yapılan görüşmeler neticesinde 84.800 USD daha indirime gidildiğini, müvekkili davalı şirketin indirimden geriye kalan borcunu davacıya ödedikten sonra, davacın şirketin sanki kalite sorunu ortaya çıkmamış ve indirime gidilmemiş gibi indirim yapılan miktarı geri istemeye başladığını beyanla, öncelikle davacı firmanın yabancı menşeili olması nedeniyle 2675 sayılı MÖHUK’un 32. maddesi ve HUMK’un 163. maddesi uyarınca mahkemenin belirleyeceği miktar ve mahiyette teminat depo etmelerine, davanın reddine, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Emekli Gümrük Başmüfettişi … tarafından sunulan 15/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; her iki Gümrük idaresinde işlem gören beyanname ve faturaların dökümünün yapıldığını, dökümün incelenmesinden de görüleceği üzere Yunanistan’dan yapılan tüm ihracatlarda FCA Yunanistan teslim şekli ile satış yapıldığını, tüm işlemlerde birim satış bedelinin 1.32 olarak yer aldığını, dolayısıyla tüm belgelerde bulunan tutarlılığın Türk Gümrük İdarelerine sunulan fatura ve kıymetlere yansımadığını ve Türkiye’de eksik vergi, resim ödenmek amaçlı faturaların yeniden tanzim edildiğini ve gerçeğe aykırı belge dizayn edilmiş olduğunun anlaşıldığını, dava konusu olan 667 ve 668 sayılı faturalarda Türk Gümrük İdaresine ibraz olunanlardaki referans numarasının gerçekte davacının iddia ettiği gibi 652 sayılı faturada kayıtlı bir referans numarası olduğunun görüldüğünü, her iki ülkedeki faturaların karşılaştırılmasında …-16.06.2009, …-17.06.2009, ..-19.06.2009, …-11.06.2009, ….-11.06.2009, …-12.06.2009, …-12.06.2009, …-09.06.2009, …-09.06.2009, …-11.06.2009, …-11.06.2009 faturaların birbirleriyle uyumlu olduğunu, dolayısıyla Türk Gümrük İdaresinde işlem görerek dosyada bulunan 26 gümrük beyannamesi eki faturaların sadece 11 tanesinin birbirlerine uyumlu olduğunu, 15 adet beyanname eki faturanın Yunanistan’dan ihraç edilen eşyalara yönelik faturalara uyumlu olmadığını, bu halleriyle eksik vergi, resim yatırmak suretiyle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele kapsamında incelenmesi gerektiğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle Yunanistan’dan yapılan tüm ihracatlarda birim kıymetin istisnasız 1.32 olması nedeniyle ihtilaf konusu …. ve … sayılı faturalardaki birim fiyatın dolayısıyla toplam kıymetin davacının iddia ettiği haliyle uygun olarak mütalaa edileceğini bildirmiştir.
Akademisyen Dr. Öğretim Üyesi …. ve Mali Müşavir Bağımsız Denetçi Prof. Dr. …tarafından hazırlanan 12/12/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacının, 12/02/2010 tarihli 110.047,04 ABD doları alacağı olduğu yönündeki iddiasını ispata yönelik olarak mali yönden incelenecek yasal defter vs. ibrazında bulunmadığının anlaşıldığını, teknik incelemede somut delillerle talep ettiği alacağının talep ettiği miktar kadar olduğu yönünde bir tespit yapılmadığını, heyetleri mali müşavir/bağımsız denetçi bilirkişi … tarafından dikkat çekildiği üzere dosya muhteviyatı belgelere göre yapılan incelemede talep edilen alacağın somut delillere dayalı fatura veya teyit eden yasal kayıtlara dayalı olarak ispatı gerçekleşmediğinden bahisle bir hesaplama yapılamayacağı sonucuna varıldığını, icra inkar tazminati talebinin mahkememize ait olduğu şeklinde sonuç ve kanaate varıldığını bildirilmiştir.
Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. …, Gümrük Mevzuatı Uzmanı …. ve SMMM … tarafından hazırlanan 22/07/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı yanın ..,…,…,…,…. no.lu faturalar kapsamında 192.415,19 USD tutarlı eşyaları 5 adet ihraç beyannamesi ile davalı yana gönderdiği eşyaları, davalı yan …. sayı tarihli Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi ile, 107.615,19 USD kısmını transfer ederek peşin ithalat, 84.800 kısmını mal mukabili beyanı ile 192.415,19 USD tutarla ithal ettiği anlaşıldığından, davalı … Tic. A.Ş. firmasının bu malları kg bakımından tam ve eksiksiz olarak teslim almış olduğunu, davalı tarafından davacının göndermiş olduğu malların ayıplı olduğuna, ayıbın niteliğine, ayıp bildiriminin zamanında yapıldığına ve yazışmaların yapıldığı iddia edilen …’nun davacının yetkili temsilcisi ve acentası olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığını, bu durumda davalının dava konusu bedelden sorumlu olması gerektiğini, davacı açısından icra inkar tazminatı talep etme şartlarının da oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir
Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. …., Gümrük Mevzuatı Uzmanı …. ve SMMM … tarafından hazırlanan 02/01/2020 tarihli ek bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı yanın ..,…,…,…,… no.lu faturalar kapsamındaki 192.415,19 USD tutarlı eşyaları, davalı yanın …. sayı tarihli Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi ile 84.800 kısmını mal mukabili beyanı ile ithal ettiğini, davalı yanın indirim yapıldığı iddiasındaki 84.800 USD’nin satıcı davacı kabulünde olduğunu gösterir belge ibrazının davalının ispat yükü altında olduğunu, davalı tarafından, davacının göndermiş olduğu malların ayıplı olduğuna, ayıbın niteliğine, ayıp bildiriminin zamanında yapıldığına ve yazışmaların yapıldığı iddia edilen …’nun davacının yetkili temsilcili ve acnentası olduğuna ilişkin herhangi bir somut delil sunulmamış olduğunu, ancak 20.06.2009 tarihli, 84.800 USD daha az ödeme yapınız içerikli “teklif nitelikli” yazı, 25.454 USD cezayı kabul eden ve bu miktarı 1041 nolu kontrata ait faturalardan indirim yaparak iskonto yapacağız içerikli yazıların oluşu ile davalının 667 ve 668 nolu faturalardaki imzanın …’na ait olduğu iddiası dikkate alınarak imza teyidinin yapılması ile …’nun belgelere imza atan olduğunun tespiti ve teyit edilmesi halinde indirime konu 84.800 USD ve kim tarafından düzenlendiği tespit edilemeyen … ve … nolu faturalardan kaynaklı 25.454 USD olmak üzere toplam 110.254,00 USD tutar hakkında davalı yanın haklı olabileceğini, belgelerdeki imzaların …’nun eli ürünü olmadığının tespiti halinde kök raporda varılan kanaatte olduğu gibi davalı yanın indirime konu ettiği tutarlara karşı ödeme yükümlüsü olması gerektiğini, tarafların tazmin, faiz ve sair taleplerinin mahkememiz takdirlerinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davalı tanıkları beyanlarında özetle taraflar arasındaki anlaşmanın … aracılığıyla yapıldığını, sonradan düşük kalitede pamuk gönderildiğini, bu hususun aracıya bildirildiğini, aracının fabrikada inceleme yapıp durumu kabul ettiğini, sonra da yurtdışındaki davacı ile kendisinin görüştüğünü ve davacının fiyattan indirim yapmayı kabul ettiğini aracının davalıya bildirdiğini, bu bildirim üzerine indirime ilişkin faks yazısının da aracı tarafından gönderildiğini belirttiği, buna karşılık davacı tanıkları ise beyanlarında özetle aracı olmadığını, …’nu tanımadıklarını, Türkiye’de Temsilci bulunmadığını, ayıp nedeniyle herhangi bir indirim görüşmesi olmadığını, dolayısıyla indirim de yapılmadığını, davacı tarafından buna ilişkin faks gönderilmediğini tanık Papaignatiou’nun belirtiği, diğer tanığın ise kendisinin gümrük müşaviri olduğunu gümrük belgelerini düzenleniğini ve tek belge olduğunu ancak Türkiye’deki gümrük beyannamelerindeki birim fiyatlarının farklı olduğunu, doğru fiyatın kendisinin gümrük beyanlarında gösterilen fiyat olduğunu, davacı faturaları ile beyannamelerdeki birim fiyatların aynı olduğunu belirttiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki somut uyuşmazlıkta davacı Yunanistan’dan Türkiye’ye ihraç yolu ile davalıya satıp teslim ettiği pamuk bedellerinden bakiye kalan miktarın tahsili için girişmiş olduğu icra takibinin itiraz ile durması üzerine itirazın kaldırılmasını talep etmiş olup davalı ise teslim edilen pamukların bir kısmının ayıplı olduğu, bu durumun taraflar arasında irtibatı sağlayan aracı …’na ve davacıya bildirildiği, acente aracılığıyla bu bildirimde pamuk kalitesinin oldukça düşük olduğunun belirtildiği, bunun üzerine davalı tarafın fiyattan iskonto yapacağını bildirdiği, yapılan iskonto nedeni ile bakiye borcu kalmadığını iddia etmektedir.
Davacı tarafından Yunanistan’dan 64.088,64 USD tutarlı ihraç edilen pamuk cinsi eşyaların, davalı tarafından Türkiye’de 25.247,04 USD daha düşük kıymetle 38.841,60 USD tutarla ithal edildiği, bunun dışında davalı tarafın, davacının gönderdiği pamuğun kalitesinin düşük ve istenilen özelliklerde olmaması sebebi ile davacı yana 84.800 USD tutarlı iade faturası kestiği, sonuç olarak gönderilen ürünlerin ayıplı olması sebebiyle toplamda 110,254 USD indirim yapıldığının davalı tarafça iddia edildiği, ayıp ile indirim hususunun davacı tarafça kabul edilmediği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında ihtilaflı olan hususlar yukarıda belirtildiği şekilde özetlendikten sonra ihtilaflı olmayan hususların ise taraflar arasında pamuk alım satımı konusunda bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafından, davalıya ihraç edilen pamuğun davalı tarafından tam ve eksiksiz olarak ithal edilmiş olduğu, dava konusu pamukların bedelinin bir kısmının ödendiği, davaya konu edilen bir kısmının ise ödenmediği olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraf, davacının gönderdiği pamuğun kalitesinin düşük ve istenilen özelliklerde olmaması dolayısıyla ayıplı olması iddiasında bulunmuş olsa da bu duruma ilişkin davalı tarafından sunulmuş dayanak bir belge ve kaydın bulunmadığı, pamukların ayıplı olduğuna ilişkin yaptırılmış bir tespit, inceleme, analiz ve bunun sonucunda alınmış bir raporun da mevcut olmadığı, bu haliyle davalı tarafın ayıp iddialarının somut delillerle desteklenmediği ve ispata muhtaç olduğu, bu anlamda üzerine düşen ispat külfetini yerine getiremeyen davalının cevap dilekçesinde yemin deliline de dayanmamış olması sebebiyle kendisine yemin teklif etme hakkının hatırlatılması yoluna gidilmesine gerek görülmediği, kaldı ki diğer taraftan hem davacı hem de davalının tacir olması ve aralarında pamuk alım satımına ilişkin bir ticari ilişkinin bulunduğu gözetildiğinde yapılacak ayıp ihbarının TTK.18/3 maddesi uyarınca noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerektiği, oysa davalı tarafça hem süresinde hem de TTK.18/3 maddesinde belirtilen usullere uygun olarak yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı, bu açıdan bakıldığında da davalı tarafın ileri sürmüş olduğu ayıp iddialarına Mahkememizce itibar edilmediği, böylelikle gönderilen pamukların ayıplı olmasına dayalı olarak davacı tarafından toplamda 110,254 USD indirim yapıldığı davalı tarafça iddia edilmiş olsa da hem ayıbı hem de bu sebeple yapıldığı iddia edilen indirimi kabul etmeyen davacı alacağından ayıba ilişkin iddiaların usulünce ispatlanamamış ve ileri sürülmemiş olmasından dolayı indirim yapılmasının davacı tarafından, davalıya ihraç edilen pamuğun davalı tarafından tam ve eksiksiz olarak ithal edilmiş olduğu da dikkate alındığında kabul edilemeyeceği, yapılan açıklamalar uyarınca davacının, davalıdan yapılan ihracat ve ithalat neticesinde alacağını talep etmeye hakkı olduğuna dair bir duraksamanın bulunmadığı, davalının yapılan ithalat-ihracat uyarınca bakiye kalan ve dava konusu edilen davacı alacağını ödemesi gerektiği sonucuna ulaşılarak Mahkememizce davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının teslim edilen pamukların bir kısmının ayıplı olduğunun taraflar arasında irtibatı sağlayan aracı …’na ve davacıya bildirildiği, acente olduğu davalı tarafça iddia edilen …’nun davacı ile yaptığı görüşme neticesinde fiyattan toplamda 110,254 USD indirim yapıldığının adı geçen tarafından kendilerine iletildiği iddiaları bakımından değerlendirilmesi gereken hususun adı geçen …’nun davalının iddia ettiği gibi davacının yetkili acentesi olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmakla buna göre Mahkememizce aşağıdaki sonuç ve kanaate varılmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde davacı firmadan pamuk alımı konusunda Türkiye’de ki acentesi ile anlaşmaya varıldığını, taraflar arasındaki anlama sipariş, malın gönderilmesi, ödeme konusu, kalite vs gibi tüm hususların telefon, faks ve mail yolu gerçekleştirildiğini, davacının gönderdiği pamuğun kalitesinin düşük ve istenilen özelliklerde olmaması dolayısıyla ayıplı olması hususunun acenteye bildirildiğini ve acentenin davacı taraf ile yapmış olduğu görüşmeler neticesinde ortaya çıkan kalite sorununun fiyatta iskonto ve ödemede indirim yolu ile çözüldüğünü iddia etmiş olup davacı taraf ise davalının, iddia ettiği gibi …’nun Türkiye’de ki yetkili acentesi olduğunu kabul etmemiştir. Buna göre ayıplı olduğu iddia edilen pamuklar ve bu sebeple yapıldığı iddia edilen indirim konularında davacı ve davalı arasında yapılmış birebir görüşme ve varılmış bir mutabakat bulunmamaktadır. Tüm bu hususların davalı tarafın iddiasına göre davacının Türkiye’de ki yetkili acentesi olduğu belirtilen ve davacı tarafça inkar edilen … tarafından yapıldığı iddia edilmektedir.
TTK 102/1 maddesinin “Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.”, TTK 106. maddesinin “Müvekkilinin özel ve yazılı izni veya vekâleti olmadan acente, bizzat teslim etmediği malların bedelini kabule ve bedelini bizzat ödemediği malları teslim almaya yetkili olmadığı gibi bu işlemlerden doğan alacağı yenileyemez veya miktarını indiremez.”, TTK 107/1,2 maddesinin “Özel ve yazılı bir yetki almadan acente, müvekkili adına sözleşme yapmaya yetkili değildir. Acentelere müvekkilleri adına sözleşme yapma yetkisi veren belgelerin, acente tarafından tescil ve ilan ettirilmesi zorunludur.”, TTK 108. maddesinin “Acente, yetkisi olmaksızın veya yetki sınırlarını aşarak, müvekkili adına bir sözleşme yaparsa müvekkili bunu haber alır almaz icazet verebilir; vermediği takdirde acente sözleşmeden kendisi sorumlu olur.” düzenlemelerini ihtiva ettiği, acentelik müessesesinin düzenlendiği TTK’nın ilgili maddelerinde belirtildiği şekilde davalının, adı geçen …’nun davacının Türkiye’de ki acentesi olduğunu dosya kapsamına sunulmuş somut bilgi ve belgelerle ortaya koyamadığı, basiretli bir tacir gibi davranması beklenen davalının, …’nun davacının Türkiye’de ki yetkili acentesi olup olmadığına dair yetki belgesi olup olmadığını sorgulaması, diğer yandan yetki belgesinin bulunması halinde ise acentenin gerçekten yetkili olup olmadığını teyit ettirmesi gerektiği, …’nun bir an için gerçekten davalının iddia ettiği gibi davacının Türkiye’de ki yetkili acentesi olduğunun kabulü halinde ayıplı olduğu iddia edilen pamuklar sebebiyle yapıldığı iddia edilen indirim konularında davacı ve davalı arasında yapılmış birebir görüşme ve varılmış bir mutabakat bulunmadığı, görüşme, yazışma ve mutabakatın … ile gerçekleştirildiği dikkate alındığında TTK 106. maddesi uyarınca acentenin, alacağın miktarını indirme konusunda müvekkilinin özel ve yazılı izni veya vekâleti olması gerektiği, davalı tarafından bu anlamda dosyaya sunmuş olduğu bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dolayısıyla … ile gerçekleştirilen ödemede indirim yapılmasına ilişkin görüşme ve varılan mutabakatın davacıyı bağlamasının söz konusu olmadığı, yine …’nun bir an için gerçekten davalının iddia ettiği gibi davacının Türkiye’de ki yetkili acentesi olduğu kabulünden hareketle davalının, davacı firmadan pamuk alımı konusunda Türkiye’de ki acentesi ile anlaşmaya varıldığı iddiaları dikkate alındığında TTK 107/1,2 maddesi uyarınca özel ve yazılı bir yetki almadan acentenin, müvekkili adına sözleşme yapmaya yetkili olmadığı, acentelere müvekkilleri adına sözleşme yapma yetkisi veren belgelerin, acente tarafından tescil ve ilan ettirilmesinin zorunlu olduğu düzenlemesine göre davalının, acentenin müvekkili adına anlaşma yapabilmesi için özel ve yazılı bir yetki belgesi olduğuna dair bir belgeyi dosyaya sunamadığı gibi ifade edilen maddenin 2. fıkrasında belirtildiği şekilde bu belgenin, acente tarafından tescil ve ilan ettirildiği hususunda da dosya kapsamına yansıyan bir delilin bulunmadığı, son olarak …’nun bir an için gerçekten davalının iddia ettiği gibi davacının Türkiye’de ki yetkili acentesi olduğunun ve yetki sınırlarını aştığının kabulü halinde TTK 108. maddesi uyarınca acentenin müvekkili yani davacı tarafından yapılan sözleşmeye icazet verildiğine ilişkin dosya kapsamında bir bilgi, belge ve kayıt bulunmadığı, buna göre yapılan sözleşmenin de davacıyı bağlamayacağı, bundan acentenin kendisinin sorumlu olacağı anlaşılmakla …’nun davalının iddia ettiği gibi davacının Türkiye’de ki yetkili acentesi olduğu hususunun yasal ve geçerli delillerle usulü dairesinde ispatlanamadığı Mahkememizce değerlendirilmiş olup ayrıca … ve .. numaralı faturalar ile indirime konu 84.800 USD miktarlı indirim yazısı üzerindeki imzaların …’na ait olup olmadığı yönünden yapılmasına karar verilen imza incelemesine ilişkin ara karardan hem buraya kadar yapılan açıklamalar hem de dosya kapsamı ve mevcut delil durumu dikkate alınarak dönülmesi gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca dosya kapsamında bulunan tüm bilgi ve belgelerin hep birlikte değerlendirilerek davacı tarafından açılan davanın kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacak olan 166.963,00 TL ve 2.488,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 169.451,43 TL üzerinden devamına, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına ilişkin talebin kabulüne dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
DAVACI TARAFINDAN AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile,
1-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin asıl alacak olan 166.963,00 TL ve 2.488,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 169.451,43 TL üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacak olan 166.963,00 TL’nin %40’ı üzerinden hesaplanan 66.785,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 11.575,22 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.669,20 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 9.906,02 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen 17,15 TL başvurma harcı, 1.669,20 TL peşin harç, 5.650,00 TL bilirkişi ücreti, 450,65 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 6.100,65 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 20.047,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır