Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/376 E. 2019/366 K. 29.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/376 Esas
KARAR NO : 2019/366

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 29/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin davalı …. Anonim Şirketi’nden alacaklı olduğunu, alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı takibe itiraz ettiğini ancak itirazın iptali ile takibin kesinleştiğini, yapılan takip neticesinde borçlu davalı üzerinde bulunan … İli, …. İlçesi, … Mevkii, …. parsel sayılı yerde bulunan 487,41 m2 miktarlı arsa ve üzerindeki bina aynı gurubun şirketi olan ….(Daha sona adı … A.Ş. olarak değişmiştir.) 02/01/2009 tarihinde 180.000-TL bedelle devretiği için tahsil edilemediğini, borca konu icra takip tarihi başlangıcı 22/03/2005 olduğunu, bu nedenlerle 02/01/2009 tarihinde gerçekleşen muvazaalı satışın iptalini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali davasının ön şartı olan aciz vesikasının davacı tarafça dosyanan ibraz edilmediği gibi icra dosya alacağının büyük oranda tahsil edildiğini, müvekkili şirketlerin faaliyet adreslerinin, faliyet konularının, ortak ve yetkililerinin birbirinden farklı olduğunu, satış değerinin düşük olduğunu yönündeki davacı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafça …. aleyhine açılmış icra takibine esas itirazın iptali davası tasarruf tarihinden sonra kesinleştiğini, taraflar arasındaki satışın, davacının iddiasının aksine gerçek bir satış olduğunu, davacının haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı işbu davanın reddine savunmuşlardır.
TARAF TEŞKİLİ
Davalı …A.Ş.’nin iflas ettiği bildirilmiş olmakla; Bakırköy İflas Müdürlüğüne müzekkere yazılarak ….E sayılı dosyada verilen iflas kararı uyarınca iflasın açılıp açılmadığı, açılmışsa iflas idare memurlarının isim ve adreslerinin ayrıca tasfiyenin hangi usule göre yapıldığının sorulmasına karar verilmiş, gelen yazı cevabında iflas dairesi tarafından basit tasfiye işlemi uygulandığı, işlemlerin resen yürütüldüğüne ilişkin cevap verilmekle, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasından verilen iflas kararı bozulmakla Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasına kaydı yapılmış, 24/10/2018 karar tarihinde …. Anonim Şirketi’nin iflasına karar verilmiş olup, Bakırköy …İcra-İflas Müdürlüğü’nün …. İflas sayılı dosyasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … şirketi cevap dilekçesi ve beyan dilekçeleri vererek davayı takip etmiş ise de dava devam ederken ticaret sicilden terkinine karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekiline ihya davası açmak, açtığına dair belgelerini sunmak üzere bir sonraki celseye kadar süre verilmesine karar verilmiş olup, İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ihya davası açıldığı bildirilmekle, müzekkere yazılarak … E sayılı dosyanın akibetinin sorulmasına verilmiş, dosyanın İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicilinde kayıtlı olup, tasfiye sonucu terkin olan , tasfiye halinde ….ı A.Ş.’nin Bakırköy … ATM nin …. esas sayılı dosyasının sonuçlanmasını teminen TTK. 547/2 maddesi gereğince yeniden ihyasına ve …’ın işlemleri ikmal etmek için tasfiye memuru olarak tayinine, tescil ve ilanına karar verildiği anlaşılmış, dava dilekçesi ve son duruşma zaptı tasfiye memuruna tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; dava konusu taşınmazın davalı …. Konfeksiyon tarafından diğer davalı …Şirketine tapuda satışının yapılması işleminin İİK nun 277 ve devamı maddeleri gereğince davacıdan mal kaçırmak amacı ile yapıldığı iddiasına dayanan Tasarrufun iptali davasıdır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası celbedilmiş olup, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı davalı takip borçlusu … Anonim Şirketi olduğu, toplam 195112,79-TL’nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Esas … Karar numaralı ilamıyla itirazının iptaline karar verildiği, mahkeme kararının Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin….Esas …. Karar sayılı ilamıyla 06/11/2009 tarihinde onandığı, böylece davacının alacağının varlığının ispatlandığı ve icra takibinin kesinleştiği anlaşılmıştır.
İcra Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen 28/03/2019 tarihli müzekkere cevabında; 26.450,67-TL tahsilat yapıldığının bildirildiği, davalı …. Konfeksiyon hakkında iflas kararının verilmiş olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, borçlunun aciz halinde olduğunu kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmekle bu yöndeki ön şartında gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmazın değer tespiti açısından mahallinde keşif günü belirlenerek keşfen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; bilirkişi heyeti kök raporunda özetle ve sonuç olarak dava konusu taşınmazın tam mülkiyetinin yıpranma durumu, arsa payı dahil keşif tarihinde durumuna göre üzerinde yapı dahil rayiç değerinin 30/12/2011 dava tarihi itibariyle değerinin 300.000,00-TL, 02/01/2009 satış tarihi itibariyle 195.000,00-TL, 22/03/2005 icra takip tarihi itibariyle değerinin 150.000,00-TL olarak hesap tespit edildiğini beyan etmişlerdir.
Bilirkişi heyetine tevdi ile davacı itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; ilk defa gidildiğinde heyete yanlış yer gösterildiğini, ancak yeniden kendi imkanlarıyla taşınmazın bulunduğu 80 km’lik Silivri’ye gidildiği ve piyasa araştırması yapıldığını, taşınmazın kıymeti, değerlendirme bölümünde değişiklik yapılacak bir husus olmadığını beyan etmişlerdir.
Bilirkişi raporunda belirtilen taşınmazın dava konusu taşınmaz olup olmadığı yönünde davacı tarafta oluşan şüphe ve dolayısıyla dosyada oluşan tereddüt nedeniyle mahkememizce yeniden yapılacak keşif yapılmasına karar verilmiş olup, 2. bilirkişi heyeti raporunda özetle; gayrimenkul değerlemesinde kullanılan 3 temel yöntemden Maliyet yöntemi, emsal karşılaştırma yöntemi ve gelir kapitilizasyon yöntemlerinden işbu bodrum kat, zemin kat ve çatı katlı villa’nın keşif tarihi, dava tarihi ve devir tarihleri itibariyle değer tespitinde emsal karşılaştırma ağırlıklı olarak bu üç yöntem kullanıldığını, emsal karşılaştırılabilir örneklerin, değer tespitine konu taşınmaz ile ortak temel özellikleri, binanın efektif yaşı, yıpranma durumu, onarım ihtiyacı, verilen fiyat düzeltilmesi yapılmasıyla değer tespiti yapıldığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu ilçe, semt mahallinde yapılan emsal satışların karşılaştırılması ve serbest piyasa pazar değeri araştırmasında, bölgedeki villa kiralarının 5.000-6.000 TL/dönem arasında olduğu, değer tespitine konu olan taşınmazın bulunduğu il, ilçe, semt, mevkii, imar durumu, konumu, yüzölçümü, ana arterlere mesafesi, her türlü ulaşım, belediye ve diğer altyapı hizmetlerinden yararlanma imkanları, döviz-TL, piyasa koşulları, emlak alım satımındaki serbest piyasa alım satım değerleri, endeskler, endekslerdeki artışın bu bölgede gayrimenkul fiyatlarına yansıma oranı, bölgenin ihtiyaçlarına göre satış kabiliyeti, üstün ve eksik özellikleri, günün ekonomik koşulları gibi taşınmadın değerine – veya + tesir edecek tüm faktörler, göz önüne alınarak dava konusu arsa nitelikli bahçe içerisindeki villa taşınmazın tam mülkiyetinin serbest piyasa pazar değerinin 13/11/2014 keşif tarihi itibariyle toplam değerinin 500.000,00-TL, 30/12/2011 dava tarihi itibariyle toplam değerinin 400.000,00-TL ve 02/01/2009 devir tarihi itibariyle toplam değerinin 300.000,00-TL olarak hesap edildiği beyan etmişlerdir.
Davacı vekilinin itirazları üzerine ikinci bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmekle, 2.bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davacı vekilinin itirazı üzerine davaya konu taşınmazın bulunduğu semt ve mahalle dikkate alınarak çevre satışa konu villaların piyasa rayiç satış bedelleri ile ilgili olarak verilen emsal satışların açıklandığı, davaya konu taşınmaz ile karşılaştırılmak ve irdelenmek suretiyle davaya konu taşınmazın keşif tarihi, dava tarihi ve devir tarihi itibariyle toplam bedelleri tekrar hesaplandığı, kök rapordan herhangi bir değişikliği gerektirmediği sonucuna varıldığını beyan etmişlerdir.
Tarafların ilk bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilerek, dava konusu taşınmazın nitelikleri tek tek değerlendirilerek ve emsal taşınmazlarla karşılaştırma yapılarak hazırlanan 2. bilirkişi kök ve ek raporuna itibar edilerek dava konusu taşınmazın satış tarihi itibariyle değerinin 300.000,00-TL olduğu değerlendirilmiş, bunun yanında dava dilekçesindeki iddialar ve ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, dava konusu alacağa ilişkin yapılan icra takibinin itirazın iptaline ilişkin verilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….esas sayılı dosyasında 29/12/2008 olan karar tarihinde 4 gün sonra 02/01/2009 tarihinde dava konusu taşınmaz satış işleminin gerçekleştirilmiş olması, satışın ….A.Ş.’ne yapılmasından sonra 31/07/2009 tarihinde söz konusu şirketin unvan değiştirerek …. A.Ş. (Davalı) ismini alması, davalı ….. A.Ş.(satıcı) ile davalı … …. A.Ş.(alıcı)’nin 2008 yılı öncesi ticaret sicil kayıtlarında adreslerinin aynı olması, 2005 yılı Ticaret Sicil Kayıtlarında her iki şirketin yönetim kurulu başkanı…. olması ve….’in her iki şirketin ortağı olması hususları yukarıda tespit edildiği üzere dava konusu taşınmazın satış halindeki değeri 300.000,00-TL civarı iken bu 180.000,00-TL’ye satılmış olması nazara alındığında dava konusu satışın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptale tabi olduğu kabul edilmiştir.
Dava devam ederken müdahil ….başvuru dilekçesinde özetle; … E. sayılı dosyası ile görülmekte olan tasarrufun iptali davasında, tasarrufa konu taşınmaz dava devam ederken, İstanbul …. İcra Müd.nün….E. sayılı dosyası ile başlatılan “ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip” neticesinde, dosyadan yazılan talimat gereği Silivri …. İcra Müdürlüğü’nün ….Tal, sayılı dosyası ile ihaleye çıkartılmış ve 200.000.-TL ihale bedeli ile müvekkil ….’a ihale ve adına tapuda tescil olunduğunu, huzurdaki davanın neticesi doğrudan müvekkilinin haklarını etkilemekte olup davaya, davalılar yanında müdahil olmak istediğini, davaya davalılar yanında müdahil olarak kabulüne, davanın bedele dönüştüğü kabul edilerek devamına, muvazaa iddiası ispat olunamadığından haksız ve mesnetsiz davanın reddine, taşınmazın kaydındaki ihtiyati haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce müdahale talebinde bulunan …’un tasarruf konusu taşınmazı devralması nazara alınarak davalı yanında feri müdahil olarak davaya kabulüne karar verilmiştir.
Müdahale talep eden vekilinin 02/11/2015 tarihli dilekçesi ve ekinde belgeler incelendiğinde; dava konusu taşınmaz kaydına İ.İ.K. md.281/2 gereğince ihtiyati haciz şerhi konulduğu, dava devam ederken, mezkur taşınmaz hakkında İstanbul …. İcra Müd.nün…. E. sayılı dosyası ile “ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip” başlatıldığı, söz konusu dosyadan yazılan talimat gereği Silivri … İcra Müdürlüğü’nün …. Tal, sayılı dosyası ile ihaleye çıkartıldığı ve 200.000.-TL ihale bedeli ile müvekkili …’a ihale olunduğu, ihalenin kesinleşmesi ile taşınmazın 27.03.2014 tarih ve 5766 y.nolu işlemle müdahil adına tapuda tescil olunduğu, İstanbul …. İcra Müdürlüğü tarafından… E. sayılı dosyaya giren satış bedeline ilişkin olarak 06.05.2014 tarihli sıra cetveli tanzim olunarak davacı ….Ltd. Şti. vekiline tebliğ olunduğu, sıra cetveline karşı iptal talebiyle yapılan şikayetin de İstanbul …. İcra H.M. nin…. E.,…. K. sayılı, 02.06.2014 tarihli kararıyla reddedildiği, İstanbul … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 06/05/2014 tarihli kararla satış bedelinden ipotek bedeli ve satış masrafları düşüldükten sonra kalan 57.341,26-TL’nin işbu dosyamızda (eski Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/118 esas sayılı) davanın davacı lehine sonuçlanması halinde dosyamıza gönderilmek üzere emanet hesabına alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf 26/03/2019 tarihli beyan dilekçesi ile ve diğer beyanları ile feri müdahilin dava konusu taşınmazdaki tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz şerhinden haberi olmasına rağmen kötü niyetli olarak taşınmazı devraldığını, davalı olan …. A.Ş. bu gayrimenkulü alacağı doğduktan sonra ve diğer davalı aldıktan sonra tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere …. A.Ş. lehine 13.01.2010 tarihinde ipotek tesis ettiğini, söz konusu ipotek alacağı kesinleştikten sonra tesis edilen bir ipotek olduğunu, ipotek alacaklısı …. A.Ş.’nin bu ipotek dolayısıyla satışa geçtiğini ve 3. kişi …. ihaleden gayrimenkulü 27.03.2014 tarihinde satın aldığını, işbu dosyada 19.01.2012 tarihinde gayrimenkulün tapu kaydına tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz şerhi konulmuş olup, ihaleden satın alan 3. kişinin işbu dosyada konulan ihtiyati haciz şerhinden haberi olduğu sabit olup iyiniyetli olmadığını, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 30.11.2000 Tarih E:….K….Nolu Kararı dilekçe ekinde ibraz edilmiş olup;”tasarrufun iptali davasına konu olan taşınmazın borçlu tarafından üçüncü bir kişiye satılmasından sonra, bu kişinin borcundan dolayı kurulan ipotek yada uygulanan hacizden dolayı alacaklı durumundaki kişilerin, iptal davasını kazanmış olan alacaklıya karşı bir önceliği bulunmadığı…İİK. 283. maddesine göre hacizde iptal davasını kazanan alacaklı, tasarruf konusu malın borçlununmuş gibi haciz ve satışını isteyebilir.satış sonucu elde edilen paradan alacağını alır. tasarruf, iptal davası açan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceğinden, sonradan lehine ipotek tesis edilen alacaklılar ile haciz uygulayan alacaklıların iptal edilmiş tasarruf oranında davaya kazanmış alacaklıya karşı önceliği bulunmamaktadır” şeklinde yargıtay karar verdiğini, dolayısıyla işbu dosyadan konulan ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin kaldırılmaması ve davanın bedele dönüştürülmemesi gerektiğini, müvekkili işbu davayı kazandığı takdirde ipotek alacaklısından öncelikli alacaklı olduğunu, icra satışından gayrimenkulü alan 3. kişinin de satışa girmeden işbu davadan haberdar olduğu gözönüne alındığında, borçlunun satışı sonrası kurulan bu tasarrufların hiçbiri müvekkiline karşı tasarrufun iptali davası nedeniyle hüküm ifade etmemekte olduğunu beyanla 3. kişinin talebinin reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Gelinen aşamada taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının alacağının tahsilini dava konusu taşınmazın satış bedelinin tümünden mi yoksa dava dışı ipotek lehtarı ….A.Ş.’ye ödenen ipotek bedelinden sonra kalan miktar üzerinden mi talep edebileceği hususundadır. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin…. Esas …. Karar sayılı ve 22/01/2013 tarihli ilamında da belirtildiği üzere İİK’nın 283/2. maddesine göre tasarrufun iptali davası 3. şahsın elinden çıkarmış olduğu maldan yerine geçen değere taalluk ediyorsa bu değerin nispetinde 3. şahıs nakden tazminata(davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Ayrıca iptali tabi taşınmazın bir başka alacaklının borçlu davalı aleyhine yaptığı takip nedeniyle cebri icra yoluyla satılması durumunda cebri satış sonucu 3. kişi konumundaki davalının mal varlığından kalan bir para bulunması halinde bu miktar üzerinden değerlendirme yapılması, para kalmaması halinde davanın konusuz kaldığı yönünde karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Somut olayımızda taşınmazı satış müdürlüğünce yapılan ihale sonucu satın alan müdahilin kötün niyetli olduğuna bahsedilemeyeceği değerlendirilmektedir. Bu durumda davacı vekilince her ne kadar ipotek alacaklısının alacağının müvekkilinin alacağından önce bahsedilmesi gereken alacak olmadığını, bu nedenle taşınmaz cebri icra yoluyla 3. kişiye geçmiş ise de taşınmaz üzerinde gayrimenkulun satılması suretiyle alacağının tahsilini talep etme hakkı bulunduğu iddiasında bulunulmuşsa da yukarıda açıklandığı üzere bu talebin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Buna göre dava konusu taşınmazın davalı 3. kişiye satışından sonra 3. kişi lehine taşınmaza konulan ipoteğin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında paraya çevrilmesi sonucu ipotek bedelinin ve satış masraflarının tenzilinden sonra 54.341,26-TL’nin dosyamız yönünden emanete alındığı anlaşılmakla, bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek, davacının fazlaya ilişkin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Dava konusu … ili … ilçesi, … köyü, … parsel sayılı taşınmazın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında yapılan cebri satışı sonucu ödenen ipotek bedeli ve icra masraflarından sonra kalan 57.341,26 TLsi’nin Davacının Bakırköy …. İcra müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyasındaki alacağına mahsuben davacıya ödenmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin talepleriyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 3.916,98-TL’nin peşin yatırılan 2.673,00-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 1.243,98-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Dava ilk açılış ve harç gideri olan 2.691,40-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 3.643,75-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davalı …. tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 6,657,54-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin ve müdahil vekilinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 29/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır