Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/366 E. 2020/940 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/366
KARAR NO : 2020/940

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2011
KARAR TARİHİ : 16/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 11/01/2021

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardan beri ayakkabı sektöründe çalıştığını, büyük miktarlı icra takibi nedeniyle hesaplarına haciz konulduğu bankalarınca müvekkiline bildirildiğini, hacizlerin nedeni araştırıldığında davalı … isimli şahıs tarafından 9.850.000,00 USD bedelli bir adet bono dayanak yapılmak suretiyle müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müd.nün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu kambiyo senedinin 06/01/2010 tanzim, 21/03/2011 vade tarihli ve 9.850.000,00 USD bedelli olduğunu, senette lehtar ve ilk ciranta olarak davalı … , ikinci sırada davalı … ve hamil- takip alacaklısı olarak da davalı … … olduğunu, müvekkilinin kesinlikle böyle bir senet düzenlemediğini, takibe konu kambiyo senedinde yer alan lehtar, ciranta ve takip alacaklısını hiç tanımadığını ve hiçbir şekilde şahıslarla bugüne kadar herhangi bir ticari veya gayri ticari ilişki içinde de olmadığını, 1931 doğumlu olan müvekkilinin gerek yaşı gerekse gözlerinin iyi görmemesi nedeniyle başka belgeler arasında yanıltılarak söz konusu senedin imzalatılmış olduğunun muhtemel olduğunu, müvekkilinin banka kayıtları ve mali durumu incelendiğinde nakden verildiği iddia edilen 17 milyonu aşkın paranın girişine rastlanmadığını, müvekkilinin senette ve takipte gösterilen , aynı zamanda ödeme emrinin tebliğ edildiği adres ile hiçbir ilgisinin olmadığını, müvekkilinin ödeme emrinin tebliğ edildiği ve kendisini müvekkilinin ev arkadaşı olarak tanıtan …ı tanımadığını, diğer takip borçlusu cirantalarından davalı- borçlu …’e gönderilen ödeme emri “gösterilen adreste …bank olduğundan ” bahisle diğer davalı … ‘ya gönderilen ödeme emri ise ” tanınmadığından ” bahisle bila tebliğ iade edildiğini, bundan sonra alacaklı tarafından söz konusu borçlu cirantalar için herhangi bir işlem yapılmadığını, davalıların eylemleri aynı zamanda suç teşkil ettiğinden ve müvekkilinin büyük bir dolandırıcılık olayı ile karşı karşıya bulunduğundan davalılar suç teşkil eden eylemleri nedeniyle haklarında dava açılması ve cezalandırılması talebi ile savcılığa müracaat edildiğini beyanla karar kesinleşinceye kadar HUMK 317 maddesi ile ilgili hükümler gereğince takibin durdurulması yönünde teminatsız tedbir kararı verilmesini, eğer bir teminat takdir edilecek ise müvekkilinin aleyhine tatbik edilen hacizlerin, hacizli gayrimenkullerin teminat olarak kabulüne, Bakırköy …. İcra Müd.nün … E sayılı dosyası ile takibe konulan sahte kambiyo senedinin iptaline, icra takibi ve takibe konu senet bakımından müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, müvekkilinin aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, icra dosyasına konu borcun tahsil edilmesi halinde davanın İstirdat olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı davasını Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takibe konu edilen senedin, sahte olduğu iddiasına dayandığını, fakat senedin hangi nedenle sahte olduğunun açıkça belirtilmediğini, önce imzanın kendilerine ait olmadığı belirtilmiş, diğer yandan imzanın kendisine ait olması halinde ise yanıltılarak imzalanmış olabileceğinin iddia edildiğini, bu ihtimalde olmadığı takdirde tarafla böyle bir ticari ilişkilerinin olmadığını, yani bedelsizlik hukuki sebebi ileri sürülmeye çalışıldığını, davacının takip konusu senedin sahte olduğu iddiasının tamamen asılsız olduğunu, zira takip konusu edilen senet TTK Kambiyo Senetleri Faslında 688. Madde ve devamı maddelerde belirtilen şekil şartlarına uygun bir şekilde düzenlendiğini, davacı dava dilekçesinin bir bölümünde senetteki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını beyan ettiğini, davacının gerek dava dilekçesinde, gerekse de İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliğinde vermiş olduğu şikayet beyanlarında, imza inkarını tekrar etmiş ise de, sundukları 24/08/2011 tarihli İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğünün düzenlediği Ekspertiz Raporunda senet üzerindeki imzanın bizzat davacı …’in eli ürünü olduğunun tereddütsüz bir şekilde belirlendiğini ve davacının senedin sahte olduğuna ilişkin iddialarının maddi ve yasal bir dayanağı kalmadığını, davacı vekili müvekkilinin ayakkabıcılık sektöründe önde gelen bir olduğunu belirterek ticari yaşamındaki başarılarını anlattığını, davacı vekili müvekkilinin ticari hayatındaki başarılarını, ne kadar basiretli bir tacir olduğunu anlatırken basiretli bir tacirden hiç beklenmeyecek ve hukuk mevzuatında yer almayan bir iddia ile senedin sehven imzalanmış olabileceğini belirttiğini, davacının bu iddiasının hiçbir dayanağının olmadığını, davacı vekili dilekçesinde çok açık olmamakla birlikte yer olan bir diğer iddiasının bedelsizlik iddiası olduğunu, Yargıtay Hukuk Dairelerinin yerleşmiş içtihatları ve kambiyo hukukunun temel felsefesi gereğince, davacının 3. Şahıs konumunda bulunan müvekkiline kaşı bedelsizlik defini ileri süremeyeceğini, dava dilekçesinde yer alan yasal sebep ve gerekçeden ziyade sanki bir hak kaybına uğramışcasına, tartışmayı tebligatlarla ilgili şekillere götürmeye ve şekli esaslar üzerinden itirazlarla kavram kargaşası yaratmaya çalıştığını beyanla davanın reddine, icra dosyasındaki paranın taraflarına ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, ihtiyat tedbirin kaldırılmadığı takdirde, İİK 72. Maddesi doğrultusunda teminatın alacağın tamamı üzerinden alınmasına, alacakların ve hakların korunması için HMK 209/3 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesine, davacının % 40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bakırköy …Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında davalılar hakkında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılmaları istemiyle ceza davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde dava konusu senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bazı raporlarda imzanın taşıma suretiyle elde edildiği, bazı raporlarda ise bu husustaki tespitin mümkün olmadığının belirtildiği, bununla birlikte sanıkların atılı suçları işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle sanıkların beraatlerine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesi’nin … Esas, …. karar sayılı ilamında, davaya konu senetle ilgili polis ve jandarma kriminal laboratuvarlarından alınan raporlarda farklı bir amaçla düzenlenmiş bir belgeden senet haline getirildiğinin belirtildiği, … Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünün raporunda bu hususun büyük olasılık olduğunun, Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesinin raporunda mevcut bulgularla bu hususun tespit edilemeyeceğinin bildirildiği, yargılama aşamasında tespit edile tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanık …’nun mahkumiyeti yerine beraatine karar verildiğinden bahisle kararın kaldırıldığı anlaşılmıştır
Mahkememizce Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapıldığı, dosyanın istinaf incelemesinden dönmesi üzerine mahkememizin 14/10/2020 tarihli celsesinde “Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine ilişkin ara karardan rücu talebinin “ istinaf ilamının tetkikinden sonra değerlendirileceğinin” karar altına alındığı, dosyanın tetkikinde, yargılamada gelinen aşama, istinaf ilamında tespit edilen hususlar ve kaldırmaya esas gerekçe nazara alındığında kesinleşmesinin beklenmesinin dosyaya katkı sağlamayacağı, yargılamanın uzun yıllar sürüncemede kalmasına sebebiyet verileceği hususları birlikte değerlendirilerek kesinleşmesinin beklenmesine ilişkin ara karardan rücu edilmesine karar verilmiştir.
Davaya konu senede ilişkin olarak İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarı tarafından hazırlanan 16/08/2011 tarihli raporda, senetteki matbu ibarelerin renkli fotokopi/bilgisayar yazısı yoluyla husule getirilmiş oldukları, senedin sağ bölümünde perfore deliklerinin mevcut olmadığı, senedin üst kenar kısmının sağ ve sol bölümünde iki adet mürekkepli kalem izlerinin mevcut olduğu, bu kalem izleri ile aynı doğrultuda senedin üst bölümünün kesilmiş olduğu, belirlenen bulgulara atfen tetkik konusu senedin daha büyük ebattaki bir dosya kağıdından faydalanılarak sonradan oluşturulduğu kanaatine varıldığı, 24/08/2011 tarihli raporda ise senette atılı bulunan imzanın …’in eli ürünü olduğunun tespit edildiği,
10/10/2011 tarihli grafolog bilirkişi … tarafından tanzim olunan raporda, …’in kendi kabulünde olan bir yazının altına attığı orijinal imzasının bulunduğu kağıdın makas yardımı ile üzerindeki yazıdan ayrılarak imzalı kısmının bulunduğu parçasındaki mevcut boşluğa sonradan matbu bir senet metninin renkli fotokopi veya printer makine ile basılarak oluşturulduğu, inceleme konusu senedin “imza transfer metodu” olarak anılan metod ile icra dosyasındaki mevcut haline getirildiği neticesine varıldığı,
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından tanzim olunan 02/03/2012 tarihli bilirkişi raporunda, senetteki imzanın …’in eli ürünü olduğu, inceleme konusu senette üst kenarın matbaa kesim olmadığı, matbu yazıların matbaa yazı olmayıp bilgisayar ve ekipmanı vasıtasıyla yazılmış olduğu, senedin üst kenarında sol kenara 4 cm mesafede 0,3 cm’lik, sağ kenara 1 cm mesafede 0,2 cm’lik mavi tükenmez kaleme ait bakiyeler bulunduğu, mevcut bulgularla başka amaçla imzalanmış belgenin senet haline dönüştürülüp dönüştürülmediği hususunda tespite gidilemediği,
29/06/2012 tarihli 3 kişilik uzman mütalaa raporunda, inceleme konusu senedin üst kenarının forme kesim olmaması, üst kenar kısmında mürekkep lekelerinin görünmesi, kolaj tabakasının bulunmaması, senet üzerinde lazer yazıcıdan kalan toner kalıntılarının bulunması, senetlere özgü sol tarafta motif ve perforajın görülmemesi, piyasada satılan normal senetlerden olmaması dolayısıyla söz konusu senedin daha önce başka amaçla düzenlenmiş bir belge üzerinde var olan imzadan faydalanılarak üst tarafının senet izlenimi oluşturmak maksadıyla üç aşamada mevcut haline dönüştürülerek tahrifen oluşturulduğunun tespit edildiği,
… Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü tarafından tanzim olunan 17/01/2013 tarihli bilirkişi raporunda, senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu, mürekkep yaşına ilişkin tespit yapılmadığı, inceleme konusu senedin matbaa baskısı ve kesimi olmayıp daha büyük boyuttaki kağıttan kesilerek ve bilgisayar ile mürekkep püskürtmeli yazıcı ile yazılmış olması, kağıdın niteliği ve üst kısımda tükenmez kalem kalıntılarının bulunması dikkate alındığında orijinal senet niteliğinde olmadığı, başka amaçla imzalanmış bir belgenin senet haline dönüştürülmüş olmasının güçlü bir olasılık olduğu, mevcut verilerle kesin değerlendirmenin yapılması imkanının olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, Bakırköy …. İcra Müd.nün … E sayılı dosyası ile takibe konulan kambiyo senedinin iptaline, icra takibi ve takibe konu senet bakımından müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talepli olup, yargılama aşamasında ve ceza dosyası kapsamında alınan raporlarda senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğu tespit edilmiş ise de,İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarı tarafından hazırlanan 16/08/2011 tarihli raporda, senedin daha büyük ebattaki bir dosya kağıdından faydalanılarak sonradan oluşturulduğu kanaatine varıldığı, 10/10/2011 tarihli grafolog bilirkişi Şahin İplikçi tarafından tanzim olunan raporda, senedin matbu bir senet metninin renkli fotokopi veya printer makine ile basılarak oluşturulduğu, inceleme konusu senedin “imza transfer metodu” olarak anılan metod ile icra dosyasındaki mevcut haline getirildiği neticesine varıldığı, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından tanzim olunan 02/03/2012 tarihli bilirkişi raporunda, mevcut bulgularla başka amaçla imzalanmış belgenin senet haline dönüştürülüp dönüştürülmediği hususunda tespite gidilemediği, 29/06/2012 tarihli 3 kişilik uzman mütalaa raporunda, inceleme konusu senedin söz konusu senedin daha önce başka amaçla düzenlenmiş bir belge üzerinde var olan imzadan faydalanılarak üst tarafının senet izlenimi oluşturmak maksadıyla üç aşamada mevcut haline dönüştürülerek tahrifen oluşturulduğunun tespit edildiği, …. Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü tarafından tanzim olunan 17/01/2013 tarihli bilirkişi raporunda, inceleme konusu senedin orijinal senet niteliğinde olmadığı, başka amaçla imzalanmış bir belgenin senet haline dönüştürülmüş olmasının güçlü bir olasılık olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça senedin tanzim tarihi itibariyle taraflar arasında senet bedeli kadar borç doğuracak hukuki ilişkinin varlığı ispat edilememiştir. Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas , …. karar sayılı ilamında beraat kararı verilmiş ise de, senedin sahte olduğu tespit edilmekle birlikte sahtecilik işleminin davalılarca gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği konusunda her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği gerekçesine dayanılmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….Ceza Dairesi’nin … Esas, … karar sayılı ilamında davaya konu senetle ilgili polis ve jandarma kriminal laboratuvarlarından alınan raporlarda farklı bir amaçla düzenlenmiş bir belgeden senet haline getirildiğinin belirtildiği, … Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünün raporunda bu hususun büyük olasılık olduğunun, Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesinin raporunda mevcut bulgularla bu hususun tespit edilemeyeceğinin bildirildiğine işaret edilerek, yargılama aşamasında tespit edilen diğer bulgular birlikte değerlendirildiğinde sanık …’nun atılı suçları işlediği anlaşılmasına rağmen mahkumiyeti yerine beraat kararı verildiğinden ve diğer hususlar nedeniyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkememizce ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasının sebebi, dava konusu senedin sahte olarak oluşturulmuş oluşturulmadığının tespiti olup, yargılama sonucunda sanıkların mahkumiyet ya da beraatlerinin işbu dosyaya etkisi olmayacağı, gerek ilk derece mahkeme kararı ile gerekse istinaf ilamında tespit edilen veriler ile senet üzerindeki imza davacının eli ürünü ise de, transfer ya da başka metotlarla sahte olarak oluşturulmuş senet olduğunun tespit edildiği, davacının bu senede dayanarak borç altına sokulamayacağı anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile davacıların murisinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … (yenileme sonrası …) esas sayılı icra takibi ve icra takibine konu 06/10/2010 tanzim, 21/03/2011 vade tarihli, 9.850.000,00 Usd bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davacıların kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile 6.891.466,95 TL tazminatın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE
1-Davacıların murisi …’in Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … (yenileme sonrası ….) esas sayılı icra takibi ve icra takibine konu 06/10/2010 tanzim, 21/03/2011 vade tarihli, 9.850.000,00 Usd bedelli senet nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacıların kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile 6.891.466,95 TL tazminatın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 1.176.890,26 -TL karar harcından peşin alınan 255.845,75 TL’nin mahsubu ile eksik kalan bakiye 921.044,51 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 255.864,15 TL, tebligat, müzekkere ve ATK gideri 1.464,00 TL olmak üzere toplam 257.328,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 260.911,67 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekillerinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.16/12/2020

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI