Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/211 E. 2019/1307 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/211
KARAR NO : 2019/1307

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/06/2014

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2014/921 ESAS 2015/298 KARAR SAYILI DOSYADA

DAVA :Yönetim Kurulu Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/09/2014
KARAR TARİHİ : 04/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 16/12/2019
ASIL DAVADA;
DAVA; Davacılar vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle, davacıların toplamda 39,11’lik payla ortağı olduğu davalı şirketin 2012 yılı olağan genel kurul toplantısının TTK 409 hükmüne aykırı olarak 2 yıl gecikmeli şekilde 03/04/2014 tarihinde yapıldığını, TTK m.437 gereğince bilgi alma haklarına riayet edilmeksizin görüşmeye geçildiğini, alınan kararların iyiniyet kurallarına ve yasaya aykırı olduğunu, 2012 yılına ait genel kurul toplantısının 7 numaralı maddesi ile şirket karı dağıtılmayarak sermaye artışında iç kaynak olarak kullanılmasına karar verildiğini, davalı şirketin kar payı dağıtmayarak sürekli sermaye arttırımı ve/veya karı iç kaynağa dahil etme yolunu tercih ettiğini, müvekkillerinin şirketin iç işleyişi ve faaliyetleri muhasebesi hakkında daha fazla bilgi edinmek istemeleri nedeniyle özel denetçi atanmasını istediklerini, davalı şirketin elde etmesi gereken karın davalı şirketin yönetim kurulu başkanının şahsi şirketlerine aktarılıp aktarılmadığının tespiti için özel denetçi atanmasının gerektiğini, TTK m.395 ve 396’da mezkur izinler hakkında alınan 11 no’lu kararın açık kanun hükmünü ihlal eder mahiyette olduğunu, davaya konu olağan genel kurul toplantısında her ne kadar pay sahibi yönetim kurulu üyeleri kendilerine TTK .395 ve TTK 396 uyarınca izin verilmesine ilişkin oylamada oy kullanmadılar ise de, oylamada oy kullanan davalı şirket ortağı …. şirketinin de oy kullanamamasının gerektiğini, … şirketinin kullandığı oy ile Yönetim Kurulu üyesi ….’ın izin alarak kanunu haksız olarak dolandığını, pay sahibi yönetim kurulu üyesinin oy kullanmasının yasak olduğu bir mevzuda söz konusu pay sahibi yönetim kurulu üyesinin hem temsil ve hem ilzam yetkisine sahip olduğu hem da hakim ortak olarak pay sahibi bulunduğu bir şirketin oy kullanmasının kanun metninin dolanılması anlamına geldiğini, davalı şirketin 03/04/2014 tarihinde hem 2012 yılına ait olağan genel kurul toplantısını hem de kayıtlı sermaye sistemine geçiş hakkında olağanüstü genel kurul toplantısını yaptığını, davalı şirketin dürüstlük kuralına aykırı şekilde kayıtlı sermaye sistemine geçtiğini, böylelikle sermaye arttırımı yapacağı zaman davacı müvekkillerin haberi dahi olmadan kendisine rahat hareket alanı sağladığını, …. üyesi olmasının tüm külfetinin pay sahiplerine yüklendiğini belirterek 2012 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5,6,7,8 ve 11 no’lu kararların ana sözleşme, yasa ve iyiniyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptallerine, 03/04/2014 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 no’lu kararın ana sözleşme, yasa ve iyiniyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini, şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde, genel kurul toplantısında alınan kararların iptali ve özel denetçi atanmasının aynı davada ileri sürülmeyeceğini, davacıların teminat yatırmasının gerektiğini, genel kurulda alınan kararlara red oyu kullanmalarına rağmen muhalefet şerhinin toplantı tutanağına açıkça yazılmadığını, muhalefet şerhinin ekte olduğunun belirtilmiş olmasına rağmen hangi kararlara ne şekilde muhalefet ettiklerinin belirli olmadığını, iki ayrı genel kurul toplantısında alınan kararların iptalinin talep edilemeyeceğini, genel kurul toplantısının süresinde yapılmamasının, toplantı tutanağının usulüne uygun tutulmadığı iddiasının iptaline gerekçe oluşturmayacağını, 3 no’lu kararın iptal gerekçesinin açıklanmadığını, 4 no’lu kararın finansal tabloların genel kurulun onayına sunulmasına ilişkin olup çoğunluk tarafından onaylandığını, iptalinin mümkün olmadığını, 5 no’lu kararın yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olup yönetim kurulu üyelerinin ibrada oy kullanmadıklarını, 6 no’lu kararın denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olup bu kararın da iptalinin mümkün olmadığının 7 no’lu kararın kar payı dağıtılmamasına ilişkin olup, kar payı dağıtılmasına karar verme yetkisinin genel kurula ait olduğunu, müvekkil şirketin kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararlarının iptal davalarına konu olduğunu, talebin mahkemelerce reddedildiğini, kararların Yargıtay tarafından da onanarak kesinleştiğini, kar payı dağıtılmayarak sermayeye eklenmesinin de fiilen dağıtılması anlamına geleceğini, iptal edilemeyeceğini, müvekkilinin …. üyeliğinin devamı için belirlenen en az sermayayeye sahip olmasının zorunlu olduğunu, 8 no’lu kararın bağımsız denetim şirketi seçimine ilişkin olup TTK 399/4-5 gereğince yasal süresinden sonra talep edildiğinden iptal edilemeyeceğini, olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 no’lu kararın da kanuna ve iyiniyet kurallarına aykırı olmaması nedeniyle iptal edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA;
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davalı şirketin yönetim kurulunun almış olduğu, 08.08.2014 tarihli …sayılı kararın sicil gazetesinde ilan edilmek suretiyle 21.08.2014 tarihinde yayınlandığını, iş bu kararla davalı şirket sermayesinin 45.000.000.-TL den 60.000.000.-TL’ye çıkarıldığını, ancak kararın gerekçesinin belli olmadığını, müvekkillerinin 2002 yılından bu yana tek kuruş kar almadığı şirketteki paylarının bu şekilde yapılan sermaye artışları ile kötü niyetli olarak günden güne eritildiğini, huzurdaki davaya konu yönetim kurulu kararına mesnet olan 03.04.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan kararın iptali için Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı dava açıldığını, davalı şirket yönetim kurulu başkanı …. hakkında şikayette bulunulduğunu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma dosyasının mevcut olduğunu, davalı şirketin vekili Av. …. hakkında Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin ….Esas sayılı dosyasıyla görevi kötüye kullanma suçundan açılan davada mahkumiyet kararı verildiğini, taraflar arasında daha bir çok mahkemede davaların bulunduğunu, davaya konu yönetim kurulu kararının objektif iyi niyet kurallarına açıkça aykırı olduğunu, davalı şirketin bedelli sermaye arttırımı için 15 gün gibi kısa bir süre belirleyerek müvekkillerinin rüçhan hakkını kullanılabilmesini fiilen kısıtladığını, söz konusu kararın pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal ettiğinden batıl olduğunu, davalının sermaye artışına gerekçe olarak sunduğu ….’nın gönderdiği yazının gerçekliği ve gerekliliğinin inandırıcı olmadığını, yine yönetim kurulu kararının usule aykırı alındığını 6102 sayılı TTK nun 460/5 maddesinde yönetim kurulu kararları aleyhine pay sahiplerinin iptal davası açabileceğinin düzenlendiğini belirterek öncelikle iptali talep olunan 08.08.2014 tarihli… sayılı Yönetim Kurulu Karanının icrasının davalı şirketin kayıtlı sermaye sistemine geçisine izin veren 03.04.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Kararının iptaline ilişkin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, tedbir kararının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ilan için bildirilmesine, davalı şirketin internet sitesinin ana sayfasında yayınlanmasına,yönetim kurulu kararının butlanına, bu talep kabul edilmez ise anılan kararın kanun, esas sözleşme ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olması sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı … ın eşinin ölümünden sonra davalı şirket yönetim kurulu başkanından ve babasından haksız bir takım taleplerde bulunduğunu, bu taleplerin bazılarının karşılanmaması üzerine müvekkili şirketi çalışamaz hale getirebilmek için elinden gelen herşeyi yaptığını, şirket tarafından alınan her genel kurul kararına mualefet ederek bu kararlar aleyhinde davalar açtığını, açılan davaların pek çoğunun reddedildiğini, davacının özellikle velayeti altındaki çocukların hisselerini kullanarak müvekkili şirketi bu şekilde baskı altına almaya çalışması üzerine, müvekkili tarafından MK’nun 426.maddesine dayanılarak davacı anne ile velayeti çocuklar arasında açık ve somut menfaat çatışması olduğundan çocukların şirket nezdindeki hisselerini idare etmekmel sınırlı olmak üzere kayyım atanması için Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davacının velayeti altındaki çocukların müvekkili şirkette bulunan hisselerinin temsili ve idaresi için temsil kayyımı atanmasına karar verildiğini, vesayet makamının izni ve kayyımın görüşü alınmadan huzurdaki davaya devam olunamayacağını, davacının Bakırköy …. ATM nin … Esas sayılı dosyası ile açtığı davanın reddine karar verildiğini, bu sefer Bakırköy …. ATM nin ….Esas Sayılı dosyası ile şirketin feshi talepli dava açtığını, ayrıca Bakırköy … ATM nin …. Esas, Bakırköy ….ATM nin … Esas, Bakırköy … ATM nin … Esas sayılı dosyalarıyla davalar açtığını, davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kayyım atanmasına dair dava dosyasının celp edilmesi gerektiğini, davacıların TTK 460/5 maddesi atfıyla 448/3 maddesi uyarınca teminat yatırmalarını talep ettiklerini sermaye artışına dair alınan yönetim kurulu kararının tamamen yasal mevzuat gereği zorunluluktan kaynaklandığını, sermaye artışında pay sahiplerinin zarara uğratılmasının söz konusu olmadığını, sermaye artışının büyük bir kısmının şirket kaynakları sonuna kadar kullanılarak bedelsiz gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin son yıllarda önemli ölçüde büyüme ve gelişme kaydettiğini, yapılan sermaye artışının bu büyüme ve karlılığın sürdürülebilir olması için şart olduğunu, şirketin 03.04.2014 günü yapılan Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan 2 nolu karar ile 6102 Sayılı TTK gereğince kayıtlı sermaye sistemine geçilmesine genel kurula katılan paydaşların oy çokluğu ile karar verildiği , kayıtlı sermaye sistemine geçilmesine ve yönetim kuruluna sermaye arttırımı yapmak üzere yetki verilmesine dair genel kurul kararının geçerli olduğunu, yönetim kurulunun genel kurul kararına uygun olarak aldığı sermaye arttırımına ilişkin kararın iptal edilemeyeceğini, ihtiyati tedbir talebinin haksız ve yersiz olduğunu, yönetim kurulu kararının icrasının geri bırakılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DAVA; Davalı şirketin 03.04.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan (2) nolu karara istinaden şirket yönetim kurulunun 08.08.2014 tarihli …. sayılı sermaye arttırımına ilişkin kararının butlanı, olmadığı takdirde iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/03/2015 tarih … ESAS … karar sayılı kararı ile “Mahkememiz dosyası ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan mahkememiz dosyasının daha önce açıldığı anlaşılan Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile HMK 166/1 maddesi uyarınca birleştirilmesine,” karar verilerek dosyanın mahkememiz dosyasına gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizin 18/02/2015 tarihli ara kararı ile davacı tarafın asıl davada özel denetçi atanmasına ilişkin talebi işbu dosyadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce ticaret sicil müdürlüğüne müzekkereler yazıldığı ve davalı şirket ile dava dışı şirketler olan …. şirketi … şirketi ve …. şirketinin sicil dosyalarını onaylı örneklerinin mahkememiz dosyası içerisine alındığı, sicil dosyası örneklerinden ….AŞ nin 2009 yılında …Şirketi ünvanı ile kurulduğu, bilhare bu ünvanın … AŞ olarak değiştirildiği, bu şirketin hakim ortağının …. olduğu, … ŞTi nin de 2011 yılında kurulduğu, bu şirketin hakim ortağının ise …. Şirketi olduğu, diğer …Şirketinin ise 2011 de kurulduğu bu şirketin hakim ortağının da …Şirketi olduğu …. Şirketinin yönetim kurulu üyelerinin …. … oğlu ve … oldukları, … şirketi nin yönelik kurulu üyelerinin … … Ve … şirketi olduğu, davalı şirket yönetim kurulu üyelernin ise …. …. ve … oldukları daha sonra davalı şirketin hisselerinin % 45 inin …. şirketinin malik olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy … SHM sinin … esas …. karar sayılı dosyası mahkememiz dosyası içerisine celp edilmiş;bu dosya ile görülen davanın, davalı şirket tarafından davacılardan …. aleyhine açılan ve diğer davacı küçüklerin şirketteki hisselerinin idaresi için temsilci kayyım tayini davası olduğu, mahkemenin ise, davacı küçükler …. ve … ın davalı şirketteki hisselerinin idaresi yönünden dava dışı … ün temsilci kayyım atanmasına karar verildiği bu kararın taraflara ve kayyıma tebliğ olduğu, davalı gösterilen annenin ise temyiz dilekçesi verdiği, mahkememizce iş bu davanın temyiz aşamasının takip edildiği ve sonucunun beklenildiği,hükmün YArgıtay …. Hukuk Dairesinin … Esas …. Karar sayılı ilam ile 15.06.2017 tarihinde onandığı onama üzerine hükmün kesinleştiği görülmüştür.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi …. Esas …. karar sayılı 23/03/2015 tarihli kararı ile”Mahkememiz dosyası ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan mahkememiz dosyasının daha önce açıldığı anlaşılan Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile HMK 166/1 maddesi uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE” karar verildiği dosyanın mahkememiz esası içerisine girdiği görülmüştür.
Dosya iptali talep edilen 2012 Olağan Genel Kurul Toplantılarında alınan gündem 3,4,5,6,7,8,11.maddeleri ile 03/04/2014 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan gündem 2 nolu maddesininin ileri sürülen iddialar ile ilgili teknik yönden değerlendirilmesi, şirketin mevcut durumu dikkate alındığında bu kararların alınmasında gereklilik bulunup bulunmadığı, alınan kararların yasaya uygun olup olmadığı hususlarında ve birleşen Bakırköy ….ATM’nin … Esas sayılı dosyasında yönetim kurulu kararının teknik yönden yerinde olup olmadığı, yasaya uygun olup olmadığı, genel kurul kararına dayanıp dayanmadığı ve bu kapsamda yönetim kurulunun yetkisini aşıp aşmadığı, hususlarında rapor düzenlenmesi için bilirkişi heyetine tevdii edilmiş bilirkişiler ….,…. ve …. tarafından sunulan 19/11/2018 tarihli rapor ile; mevcut ticaret sicili dosyası ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetelerinde yer alan bilgilere göre; Davacıların 27/07/2015 tarihine kadar yapılan yönetim kurulu başkan ve üyeliklerinde hiç yer almadığı, …. AŞ.’nin 03.04.2014 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul ve Olağanüstü Genel Kurul Toplantılarında alınan kararların kanun hükümlerine,sözleşme hükümlerine ve Dürüstlük-lyiniyet ilkelerine uygun olmasına bağlı olarak Mevcut olduğu,tebligatların usulüne uygun yapılarak Genel Kurul Gündemlerinin oluşturulduğu, toplantı ve karar nisaplarına uyulduğunun Ticaret Sicilinde tescil ve ilan edildiği,etik ilkesine aykırılık olduğu ve Genel Kurul Toplantı tutanaklarında Davacıların sorularının açıkça yanıtlanmadığı ve tutanaklara kaydedilmediği iddialarının yeterince açıklanmadığı,davacı tarafından …. AŞ.’nin 2012 yılına ait Denetim raporlarının dosyada mevcut olmaması nedeniyle mali tablolarının ibra edilmiş olmayacağının anlaşıldığı, dosyada 31/12/2012 tarihli Gelir Tablosu ve Bilanço mevcut olduğu halde bu mali tablolar defteri kebir bazında düzenlenmiş olması nedeniyle ayrıntılı bilgilere sahip olmadığından detaylı bir inceleme yapılamadığı,şirket hakkında finansal ve ekonomik açılardan doğru bir değerlendirme yapılabilmesi için ayrıntılı mali tabloların beraberinde davacının talep ettiği hesaplara ait muavin-yardımcı defter kayıtlarının da ibraz edilmesinin gerektiği,maddeler üzerinde yapılan ve dosyada mübrez bulunan tüm bilgi belgeler yazı cevapları vb.ışığında 03.04.2012 tarihinde yapılan Olağan GeneI Kurul ve Olağanüstü Genel Kurul Kararlarının; Usul yönünden-usule ilişkin kararlar açısından; kanunlara sözleşmelere ve dürüstlük-iyi niyet kurallarına aykırılık bulunmadığı ve hemen uygulanıp önemlerini yitirmeleri nedeniyle dava konusu edilemeyeceği,genel kurul toplantısına katılan ve pay sahiplerinin genel kurul kararma karşı iptal davası açan Davacılar vekilinin 03/04/2012 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulu Gündem 3, 4, 5, 6, 7, 8,11.maddeleri ile, 03/04/2014 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında Gündem 2.maddesi kararlarına olumsuz oy vererek bu muhalefet şerhlerini tutanağa geçirttikleri, muhalefet şerhinin tutanak dışında ayrı bir kâğıda yazılarak verdikleri ve bu pay sahibinin genel kurulda oy kullanmasının engellenmediği, şirketin sermaye artırımında Dürüstlük- İyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı yeterli ekonomik gücü bulunmayan pay sahiplerinin şirketteki pay oranlarını düşürmek amacıyla alınan sermaye artırımı kararı verilmediği ve sırf azınlık pay sahiplerine zarar kastı taşımadığı, bir diğer ifadeyle “hakların başkalarına zarar vermeden ya da en az zararı vererek kullanılması ilkesine uyulduğu, davacıların şirket sermayesi içinde ki paylarının % 37.7 olduğu ve azınlığa düşmedikleri,ortakların bilgi alma ve inceleme haklarının gerek genel kurul toplantılarından önce gerekse genel kurul toplantıları esnasında (veya daha sonrasında)gerektiği şekilde kullandırılmadığı,finansal tablolar, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporları, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisinin şirket merkez ve şubelerinde davacıların incelemesine hazır bulundurulmadığı,pay sahiplerinni bilgi alma ve inceleme haklarını Genel Kurul toplantılarında Başkana soru yönelterek kullanmış olmalarına rağmen, sorularına ilişkin tatminkâr bir cevap alamadıkları ve bu durumu ayrı bir kağıt üzerinde Genel Kurul toplantı zabıtlarına geçirdikleri,davalı tarafından şirket mali tablolarının, denetim raporlarının, yönetim kurulu faaliyet raporunun ve Davacının inceleme talebinde bulunduğu hesaplara ait ayrıntılı muavin hesap dökümlerinin ibraz edilmesi ve ticari defter kayıtlarının detaylı bir biçimde incelenmesi ve 2008-2012 dönemi mali tabloların ayrıntılı ve karşılaştırılmalı olarak sunulmasının gerektiği şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür.
Kök raporda belirtilen eksikliklerin davalı tarafçatamamlanması üzerine dosya taraf itirazları ve sunulan belgeler üzerinde tekrar inceleme yapılarak ek rapor alınması için tekrar bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyetince sunulan 04/10/2019 tarihli ek rapor ile; davalı şirket tarafından 2008-2009-2010~2011-2012 yılı ticari defter ve belgelerin tetkiki neticesinde 5 yıllık sürecin her bir yılında şirketin sermayesinin öz varlıkları içinde korunduğu; 2008-2012 yılları dahil olmak üzere 5 yıllık Gelir Tablosu verilerine bakıldığında sat»ların maliyetinin net satışlara oranlanması neticesinde maliyetlerin yüksek, brüt karlılık oranlarının ise düşük olduğunun görüldüğü; bu durumda şirketin karı dağıtmama karan ile birlikte sermaye artırım kararı vermesinin uygun olduğu;hesaben şirketin düşük kar marjı ile çalıştığının göstergesi olan bu durumun davalı şirketin içinde bulunduğu sektörde 2008-2009 2010-2011-2012 yıllarında gerçekten sektör ortalamalarının altında raporlanıp raporlanmadığı hususunun sektör uzmanlarınca tespit edilmesinin uygun olacağı, işbu ek rapora esas davalı şirket tarafından sunulu 2008-2009-2010-2011-2012 ticari defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu görülen anılan yıllara ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannameleri içeriğinde yer alan Bilanço ve Gelir Tabloları ana hesap kalemlerinin mahkemece sınırlandırıldığı bu hususta dava dilekçesinde yer alan İddialar kapsamında davalı şirkete Özel Denetçi atanmak suretiyle denetlenmesi yönündeki taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu,03/04/2012 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul ve 03.04.2014 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Kararlarına ilişkin olarak ise kök raporum sonuç bölümünde ulaşılan görüş ve kanaatlerde bir değişiklik olmadığı şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür.
Dava 03/04/2014 tarihinde yapılan genel kurulda alınan 2-3-4-5-6-7-8-11 no’lu kararların iptali, 03/04/2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 no’lu kararın iptali, birleşen dava, davalı şirketin 03.04.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan (2) nolu karara istinaden şirket yönetim kurulunun 08.08.2014 tarihli … sayılı sermaye arttırımına ilişkin kararının butlanı, olmadığı takdirde iptali istemine ilişkindir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 418. maddesinde; genel kurulların, bu kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanacağı, bu nisabın toplantı süresince korunmasının şart olduğu, ilk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmayacağı, kararların toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verileceği,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesinde; şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağı,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 445. maddesinde; 446’ncı maddede belirtilen kişilerin, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilecekleri, aynı yasanın 446. maddesinde; toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu, kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 447. maddesinde; genel kurulun, özellikle; pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararlarının batıl olduğu, düzenlenmiştir.
Genel Kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için, iptali istenen karara olumsuz oy vermenin dışında, 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi gereğince, muhalefet şerhinin de tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi genel kurul kararlarının iptalinin şartlarını ve usulünü düzenlemiş olup, anılan maddede toplantıda hazır bulunup karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
Davacı tarafça 3 no’lu maddenin iptali talep edilmiş olup, 3 no’lu maddede davacıların defter kapanışları hakkında bilgi istendiği, denetçi tarafından defter kapanışlarının zamanında yapıldığı bilgisinin verildiği, bu husus dışında alınmış bir karar bulunmadığı, davacı tarafın 3 no’lu gündem maddesine ilişkin usulüne uygun muhalefet şerhi bulunmadığı gibi, iptali talep edilebilecek bir karar bulunmadığı, kanun, ana sözleşme, iyiniyet kurallarına aykırı bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla bu madde yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça 4 no’lu maddenin iptali talep edilmiş olup, anılan madde finansal tabloların genel kurulun onayına sunulmasına ilişkindir. TTK 437/1 maddede , finansal tablolar, …yıllık faaliyet raporunun toplantıdan en az 15 gün önce şirket merkezinde hazır bulundurulacağı düzenlenmiştir. Maddede düzenlenen husus yazılı belgelerin pay sahiplerine verilmesi-ortaklarca imzalanması değil, istendiğinde incelenmek üzere şirket merkezinde ve varsa şubelerinde hazır bulundurulmasıdır. Başka bir deyişle, şirketin TTK 437/1’de sayılan belgeleri toplantıdan önce pay sahiplerine vermesi, teslim etmesi gerekli değildir. Belgelerin hazırlanarak toplantı tarihinden en az 15 gün önce incelemeye hazır tutulması, bu yükümlülüğün yerine getirilmiş sayılması bakımından gereklidir. Sözkonusu belgelerin davacıya verilmemiş olması, bilançonun tasdiki kararının iptalini gerektiren bir sebep değildir. Davacının toplantıdan evvel belgeleri incelemek üzere şirket merkezine gittiğini ,ancak hazır edilmediğine ilişkin bir iddiası da bulunmamakta olup, kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık görülmeyen kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın iptalini talep ettiği 5.madde yönetim kurulunun, 6.madde ise denetim kurulunun ibrasına ilişkin olup;6102 sayılı TTK’nın 436/(2).maddesinde, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağı belirtilmiştir. TTK’nın 436. maddesi hükmü emredici olup bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olacağından alınan genel kurul kararı da yok hükmünde olacaktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.İbraya ilişkin genel kurul tutanağından anlaşıldığı üzere, haklarında ibra kararı bulunan yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasına katılmamıştır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında oy kullanamayacak olmasına rağmen, yönetim kurulu üyesi olmayan şirketin temsilcisi kendisi yönetim kurulu üyesi olsa dahi yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen ibrada oy kullanması mümkündür. Yargıtay 11. H.D.’nin 12/12/2016 tarih ve 2016/2098 E-9484 K sayılı kararında yönetim kurulu üyesi olmayan şirketin temsilcisinin kendisi yönetim kurulu üyesi olsa dahi yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen ibrada oy kullanmasının mümkün olduğu ifade edilmiştir. Davalı şirketin yönetim kurulu üyesinin ortağı olduğu şirket nedeniyle edindiği oy hakkı TTK 436. maddesi kapsamında oydan yoksunluk olarak değerlendirilemez. Bu sebeple yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin genel kurul kararının kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olmadığı, denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararda kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla bu kararlar yönünden iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın iptalini talep ettiği 7 no’lu karar, şirket karının iç kaynak olarak kullanılmasına ilişkindir. Davalı şirket, …. üyesi olduklarını, bu kuruluşa üye olabilmek, verdiği sertifikaları kullanabilmek, bu kuruluşun yayınladığı en iyi rafineriler listesi olarak bilinen “….” te yer alabilmek için bir rafinerinin minimum sermayesinin 15.000.000 ingiliz poundu olmasının gerektiğini, aksi halde kuruluşun rafineriyi üyelikten çıkaracağını, sertifikaları kullanmaktan menedeceğini, şirketin asgari sermaye şartını sağladığını ancak gerek döviz kurlarındaki değişiklikleri, gerekse nakit sermaye artışının 6102 Sayılı Yasa tarafından sınırlandırılmış olması karşısında bu kuruluş tarafından aranan en az sermaye şartının karşılanması için karın dağıtılmayarak sermaye artışında kullanılmak üzere iç kaynak olarak ayrılmasını zorunlu kıldığını, şirket karının dağıtılmayarak sermayeye eklenmesine dair alınan kararın yasal ve ekonomik zorunluluktan kaynaklandığını belirtmiştir. Kar payı dağıtmama kararı genel kurulun münhasır yetkisinde olup, davacı tarafın iptal talebine konu kar payı dağıtmama kararının bu yönüyle finansal zorunluluk teşkil edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Açılımı – Londra Külçe Piyasası Birliği olan …. Market 1987 yılında kurulmuştur. Esas olarak 1919 yılında kurulmuş ve işleyen Londra Altın Piyasası’nın onay verme görevini üstlenmiş olup, görevi, görevi altın ve gümüş için olmak üzere rafinaj standartlarını belirlemektir. Yanı sıra ….’in piyasaların koordinasyonu, takas ve teslimat, kıymetli maden saklama ile ilgili standartları belirleme ve bilgi dokümanları hazırlama gibi farklı görevleri de vardır. Londra Külçe Piyasaları Birliği’ne dünyadaki bankalar, ticari kuruluşlar, altın üretimi yapan şirketler, üretim yapan kuyumcular ve borsalar üye olmak için başvurabilirler. Londra’da yerleşik olan firmalar için tam üyelik verilir. Londra piyasasına direkt işlem yapmayan ancak piyasa ile bağlantı halinde olan kuruluşlar için geçerli olan uluslar arası ortak üyelik sistemi vardır.Listeye girebilmek kadar listeden çıkartılma riskini gözönünde bulundurarak davalı şirketin asgari sermaye kriterini yerine getirmesi beklenen davranıştır.Yukarıda açıklandığı üzere …. nın altın piyasasının yöneticisi pozisyonunda olduğu, isteye girebilmenin altın ticaretinde var olmanın bir koşulu olduğu anlaşılmaktadır. Şirketin sermayesinde devamlı olarak kur baskısının etkisi gözönünde bulundurulduğunda davacı ortakların kar dağıtımı yapılmamasından muzdarip oldukları anlaşılmakla birlikte listedeki yeri korumanın sermaye kriterinin koşulsuz sağlanması olduğu gözetildiğinde sermaye artırımının gerekçesinin açıklanmadığı bilgilendirilmediklerine ilişkin sebeplerin de kararın iptaline gerekçe olamayacağı, …. nın listesindeki rafinelerin ve üyelik koşullarının da kamuya arzedildiği , davalı şirketin işlem yaptığı veya yapacağı İstanbul Altın Borsası da dahil olmak üzere listedeki rafinelerin ürünlerinin tüm dünyada kabul gördüğü gerçeği gözönüne alındığında davacılar vekilinin iddiasına itibar edilmemiştir. (Bakırköy Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi, 22/11/2018 tarih, 2018/41 Esas, 2018/1447 karar sayılı ilamı) Bu sebeple kar dağıtmama kararının yerinde olduğu, iptali gerektirir bir hususun bulunmadığı anlaşılmakla bu maddeye yönelik iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf 8 no’lu kararın iptalini talep etmiştir. Olağan genel kurul 8 no’lu kararın 6102 Sayılı TTK gereğince bağımsız denetçi şirketi seçimine ilişkin olup, şirket genel kurulunda oy çokluğu ile bağımsız denetim şirketinin seçildiği, TTK’nun 399/4-5 gereğince belirtilen yasal süresi içerisinde davacı tarafça bağımsız denetçi atanmasının mahkemeden talep edilmediği, alınan kararda kanun ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığından bu maddeye yönelik iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın 11.maddenin iptaline yönelik talebi yönünden yapılan değerlendirmede anılan maddede TTK m.395 ve 396 gereğince alınan izinlerin alınmasına yönelik kararın iptali talep edilmiştir. TTK nın 436. Maddesi gereğince pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikteki bir iş veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakem heyeti davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Madde içeriği dikkate alındığında yönetim kurulu üyelerinin bu nitelikteki oylamalarda oylamaya katılmamaları gerekmektedir. Oylamaya katılmış olanların başlı başına karar iptalini gerektirmemektedir. Bu kişinin oyunun kararın alınmasında neticeye etkili olması gerekmektedir. Yönetim kurulu üyeleri oylamaya katılmamış ise de, % 99 hissedarı …. olan …. AŞ’nin oylamaya katıldığı, her bir yönetim kurulu üyesi yönünden yapılan değerlendirmede bu kararın …. yönünden iptalinin gerektiği, maddenin diğer yönetim kurulu üyeleri bakımından verilen kararda iptalinin gerekmediği anlaşılmakla bu madde yönünden kısmen kabul ile gündem 11 nolu maddesinin …. yönünden iptaline, aynı maddenin diğer yönetim kurulu üyelerine ilişkin kısmı ile genel kurulda alınan diğer maddelerin iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf aynı tarihte yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 no’lu kararın iptalini talep etmiş olup, karar kayıtlı sermaye sistemine geçilmesine ilişkin olup, davacı tarafça kayıtlı sermaye sistemine geçiş için zorunluluk bulunmadığı, risklerin değerlendirilmediği, sermaye arttırımı kararı alınırken müvekkillerinin haberinin olmayacağı ve sermaye eritme çabasından ibaret olduğundan bahisle iptal talep edilmiştir. 6102 Sayılı TTK’da anonim şirketler için kayıtlı sermaye sistemi ve esas sermaye sistemi olmak üzere iki tür sermaye sistemi benimsenmiş olup, anonim şirketlerde kayıtlı sermaye sistemine geçiş usulü, TTK’nun 460.maddesi ile 6103 Sayılı Yasanın 20.maddesine istinaden Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkartılan Halka Açık olmayan Şirketlerde Kayıtlı Sermaye sistemine İlişkin Esaslar Hakkında tebliğde düzenlenmiştir. Kayıtlı sermaye sisteminde sermaye arttırımı genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile gerçekleştirilir. Bununla birlikte TTK’nun 460.maddesinde kayıtlı sermaye sistemini benimseyen anonim şirketlerde yönetim kurulu tarafından alınacak sermaye arttırımı kararının iptali bakımından TTK’nun 448 ve 451.maddeleri uygulanacak olup, TTK’nun 460/5 maddesine göre yönetim kurulu kararları aleyhine pay sahipleri ve yönetim kurulu üyeleri TTK’nun 445 .maddesinde öngörülen sebeplerin varlığı halinde kararın ilanı tarihinden itibaren 1 ay içinde iptal davası açabilecektir. İptali talep edilen maddenin kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı nitelikte olmadığı gibi kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kurulu tarafından alınan sermaye arttırım kararına karşı da iptal davası açma imkanının bulunduğu anlaşılmakla bu madde yönünden de iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen dosyada davalı şirket tarafından 08/08/2014 tarihli yönetim kurulu kararının TTK 391/f-1.f butlanını, olmadığı taktirde TTK 460/5 maddesi gereğince iptalini talep etmiş olup, anılan kararda butlan hallerinin bulunmadığı, kayıtlı sermaye sisteminde sermaye arttırımı genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile gerçekleştirileceği, bununla birlikte TTK’nun 460.maddesinde kayıtlı sermaye sistemini benimseyen anonim şirketlerde yönetim kurulu tarafından alınacak sermaye arttırımı kararının iptali bakımından TTK’nun 448 ve 451.maddeleri uygulanacak olup, TTK’nun 460/5 maddesine göre yönetim kurulu kararları aleyhine pay sahipleri ve yönetim kurulu üyeleri TTK’nun 445 .maddesinde öngörülen sebeplerin varlığı halinde kararın ilanı tarihinden itibaren 1 ay içinde iptal davası açılabileceği, kararın ilan edildiği tarihin 21/08/2014, davanın açılış tarihinin ise 22/09/2014 olduğu, iptal talebinin yasal süresinden sonra ileri sürüldüğü anlaşılmakla bu talep yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça özel denetçi tayini talep edilmiş ise de, bu talep yönünden 28/02/2018 tarihinde tefrik kararı verildiğinden bu talep yönünden karar verilmemiştir.

Davacı İlker Halaç yargılama sırasında 18 yaşını ikmal ederek davadan feragat etmiş olup bu davacı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacı … tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davalı şirketin 03/04/2014 tarihinde yapılan 2012 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan gündem 11 nolu maddesinin …. yönünden iptaline, aynı maddenin diğer yönetim kurulu üyelerine ilişkin kısmı ile Olağan Genel Kurulda alınan diğer maddelerin ve aynı tarihli Olağanüstü Genel Kurulda alınan 2 nolu kararın iptaline ilişkin talebin reddine,
3-Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı davasının reddine,
4-Alınması gerekli 44,40-TL karar harçtan peşin alınan 25,20-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 19,2-TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
5-Davacılar tarafından yapılan 54,20-TL ilk dava gideri, 4500,00TL bilirkişi ücreti ve tebligat müzekkere gideri 295,1TL olmak üzere toplam 4849,3-TL yargılama giderinden kabul(%50) ve red oranı(%50) olmak üzere hesaplanan 2424,65TL’nin davalıdan tahsili ile … haricinde kalan diğer davacılara verilmesine,bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davacılar yararına takdir edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak …. haricinde kalan diğer davacılara verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
8-Birleşen davada alınması gereken 44,40TL harçtan peşin alınan 25,20-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 19,2-TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
9-Birleşen davada Davacılar tarafından yapılan 54,20-TL ilk dava gideri ve tebligat müzekkere gideri 123,4TL olmak üzere toplam 177,6-TL yargılama giderinden kabul(%50) ve red oranı(%50) olmak üzere hesaplanan 88,8 TL’nin davalıdan tahsili ile … haricinde kalan diğer davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-Birleşen davada davalı tarafından yapılan 18TL yargılama giderinden kabul(%50) ve red oranı(%50) olmak üzere hesaplanan 9 TL’nin davacılardan tahsili ile davalıyra verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Birleşen davada Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davacılar yararına takdir edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak …. haricinde kalan diğer davacılara verilmesine,
12-Birleşen davada Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
13-Birleşen davada Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,anlatıldı.04/12/2019
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır