Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/180 E. 2021/241 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2010/180
KARAR NO : 2021/241

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/07/2010
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 11/03/2021

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; arsa üzerine bina yapılması halinde, cins tashihi nedeniyle, yapının bitim tarihinde, beyanname verilmesi ve harç ödeme zorunluluğunun bulunduğu,Konuyla ilgili genelgede “Bir arsa üzerine yapılacak birden çok yapılarda, (yatay kat mülkiyeti) bağımsız bölümlerin %40 ‘inin tamamlanmış olması halinde, tamamlanan bağımsız bölümler kat mülkiyetine çevrilebilmektedir” hükmünün yer aldığı, ayrıca bir binadan ibaret yapının tamamı, çok bloklu yapıların 40’ı tamamlandığı halde beyanname verilmediği takdirde, (ödenmeyen vergi borcunun gecikme cezası hariç) ayrıca, %50 ceza tahakkuk ettirileceği, Sanayi Bölgesinde, işyerleri inşa eden, 38 Kooperatif mevcut olup, 15/04/2000 tarihinde yürürlüğe giren 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve 01/04/2002 tarihinde yürürlüğe giren Uygulama Yönetmeliğine göre 08/01/1996 tarihinde … Belediye Başkanlığınca onaylanan 1/5000 ölçekli … İmar Planına uygun olarak 1/1000 ölçekli Uygulama……. tarafından yapılmış ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 15/11/2002 tarihinde tasdik edilmiş, kooperatiflerin inşaat ruhsatları ve iskan izinleri (buna göre) verilmeye başladığı, web sitesindeki bilgilere göre, iskan izninin, 2 nolu harcın ödenmesi şartına bağlı tutulduğu, davalıların yöneticiliğini yaptığı kooperatife ait işyerlerinin çok büyük bir kısmi tamamlandığı ve (2 nolu harç için) beyanda bulunma zorunluluğu doğduğu halde, davalılar, Yeditepe Vergi Dairesi tarafından tahakkuk ettirilen 2 nolu harcı ödemek yerine, dava açtırdıkları için, ödenmeyen vergilerin cezalı duruma düştüğü, borcun sürekli arttığı, dava devam ederken vergi matrahının artması üzerine, davalıların, açtırdıkları davadan feragat edip, tahakkuk eden vergi borcunun çok üstünde ödeme yapmak suretiyle kooperatifi (691.650,94 TL – 261.933,75 TL =) 429.717,19 TL zarara uğrattıkları, ayrıca, Kooperatifin banka hesabındaki parasını (vergi borcuna karşılık el konulmaması için) başka hesaplara aktardıkları için, ödenmeyen vergi borcuna gecikme cezası işlemeye devam etmiş, bu paraya tekabül eden oranda gecikme cezası ödemek zorunda kalınarak kooperatifin zarara uğratıldığını, kooperatifi sevk ve idare eden davalıların, Yeditepe Vergi Dairesinin (2 nolu harçla ilgili) işlemine karşı dava açmaları yasal hakları ise de, eylem ve işlemlerinde, basiretli bir tacir gibi davranmak, vereceği kararların muhtemel sonuçlarını (gecikme cezası usulsüzlük cezası, vergi matrahının artması vs.) öngörmek zorunda olduklarını, tahakkuk eden vergi borcunu kısmen veya tamamen yatırdıktan sonra bu haklarını kullansalardı böyle bir zarara sebebiyet erilmeyip, idari işlemin hukuka aykırı olduğunun mahkemece kabulü halinde, yatırılan paraların geri alınabileceğini, esasen, davalı yönetim kurulu üyelerinin, vergileri zamanında yatırmasının görevlerinin bir gereği olup Genel Kurulun (2 nolu harç için) dava açılması yönünde bir kararının da bulunduğunu, davalıların, özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları için, ana para yerine fahiş miktarda ödeme yapmak suretiyle kooperatifi 429.717,19 TL zarara uğrattıklarını, Hesap Tetkik Komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucunda, kullanılmadığı tespit edilen ve mobilya imalatında kullanılan malzeme alımı faturası konulmak suretiyle, alımı yapılmayan malzeme için Kooperatif kasasından, 18.525,99 TL ödeme yapıldığını, yerinde yapılacak inceleme sonucunda, faturalarda belirtilen malzemelerin kullanılmadığı faturaların gerçeği yansıtmadığı, Kooperatifin zarara uğratıldığının ortaya çıkacağını, (Hesap Tetkik Komisyonu) Raporuna göre davalıların, teklif almadan çit yapımı, asfalt vs. yüksek fiyatla mal ve hizmet alımı yaptıklarının belirtildiğin, 13.06.2010 tarihli Genel Kurul toplantısında söz alan ortaklardan …….’ın (Davalı başkan) “…, blok sonlarına yaptırdıkları demir çitler için 225.000,00 TL ödemişlerdir, ben bu işi 25.000,00 TL’ye yapardım” şeklindeki beyanının, çitlerin yapım bedelinin bilançoda gösterilen değerin çok altında olduğunu, bu iş için böyle bir bedel ödenmiş olmasının imkansız olduğunu kanıtladığını, davalıların, çit yapımı, asfalt vs. nedeniyle Kooperatifi en az 250.000,00 TL zarara uğrattıklarını belirterek oluşan zararların tespitine ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Hesap Tetkik Komisyonunun eleştirdiği 2 nolu harç ödemelerinin 2004 yılında sonuçlandığını ve 05.06.2005 tarihli olağan genel kurul toplantısında genel kurula arz edilmiş ve genel kurul tarafından ibra olunmuş bir işlem olduğunu; müvekkillerinin, 29.08.2002 tarihinde, taşınmazların emlak vergisi beyan değeri 7.965.840.000.000.00 TL iken 261.933.75 TL iki nolu harç beyanında bulunduklarını, bütçede tahsisat olmadığından ödenemeyen 2 nolu harcın taksitle ödenmesi için yapılan başvurunun Yeditepe Veraset ve Harçlar Vergi Dairesinin açıklamalarına aykırı olarak taksitle ödemeyi kabul etmediğini, bunun üzerine, İmar Kanunun 30-31 maddelerine göre henüz inşat tamamlanmadığından 2 nolu harç beyanının hatalı olduğu, Vergi Usul Kanununun 116 ve devamı maddeleri uyarınca beyanın düzeltme yolu ile ortadan kaldırılmasının ayni daireden talep edilip, talebin reddedildiğini, bunun üzerine İstanbul …… Nolu Vergi Mahkemesinin …… E. Sayılı dosyası ile davalı Vergi Dairesinin Red kararının iptalinin talep ve dava edildiğini, dosyanın idari işlemle düzeltme yolunun tüketilmesi için Maliye Bakanlığı’na gönderildiğini, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün düzeltme talebini, İstanbul Defterdarlığı’na yazdığını, “Ancak, yasal nedenlerden dolayı bir binaya yapı kullanma izin belgesinin verilmemesi durumunda, inşa sebebiyle alınması gereken tapu harcından söz etmek mümkün bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini, gereğinin buna göre yapılmasını ve sonucundan mükellefe ve kooperatife bilgi verilmesini rica ederim” şeklinde talimatı ile kabul ettiğini, Gelir İdaresi Başkanlığının bu yazısına rağmen, Yeditepe Veraset ve Harçlar Vergi Dairesinin Kooperatife ve davalılardan … ile …’in şahısları hakkında cebri icra başlatıp, yurt dışı çıkış yasağı koydurduğunu, bu nedenle kooperatifin cari giderleri için banka hesabında bulunan 360.000,00 TL’nin kooperatifçe kullanılmak üzere, yönetim kurulu kararı ile başka hesaba aktarılarak hacizden korunduğunu; kısa süre içinde de kooperatif işlerine sarf edildiğini, kooperatifin hesabında para tutulup harcın ödenmemesinin söz konusu olmadığını, halen görevde olan ve Hesap Tetkik Komisyonunu da sevk ve idare eden Yönetim Kurulu Başkanı ……., bir taraftan, “niçin 2 nolu harcı ödemiyorsunuz” derken, diğer taraftan, müvekkillerin salt 2 nolu harcın ödemesinde kullanacağı açıklaması ile ortaklardan genel kurulun yönetim kurulunun ihtiyarına bıraktığı bütçe kararına istinaden talep ettiği ünite başına 500,00 TL lerin tahsilatını durdurmak için, İstanbul …… ATM. nin ……. Esas sayılı dosyası ile açtığı haksız davada, Mahkemeyi yanıltarak haksız olarak elde ettiği ihtiyati tedbir kararı ile bu paraların tahsilatını engellediğini, yeni kurulmakla Bakırköy ……. . Asliye Ticaret Mahkemesine devredilen ve aldığı yeni numara ile …… Esas sayılı dosyasından yapılan yargılamada …….’un davasının isabetle reddedildiği ve kooperatif lehine kesinleştiğini, başta hesaplanmamış olmakla birlikte, o tarihte 2 nolu harç, yasa gereği emlak vergisi beyan değeri üzerinden hesaplandığı ve alındığı, şayet müvekkiller 29.08.2002 tarihinde 7.965.840.000.000.00 TL emlak vergi beyan değeri üzerinden 261.933.75 TL iki nolu harç beyanında bulunmamış olsalardı, kooperatif 2004 yılındaki 39.728.510.640.000.00 TL üzerinden 1.063.891.489.400,00 TL 2 nolu harç beyanında bulunmak zorunda kalacağından dolayı, müvekkillerden oluşan Kooperatif yönetim kurulunun 30.08.2007 tarihli ……. sayılı kararında belirtildiği üzere, 1.063.891.489.400,00 TL yerine, ayrı bir bütçe alınmadığı ve kooperatifin toptan ödeyecek parası olmadığından zaman içinde gecikme cezası ile birlikte 685.694.757.700,00 TL olarak ödenen 2 nolu harç miktarının, beyanın 2004 yılında yapılması halinde ödenmesi gereken 1.063.891.489.400,00 TL den 378.196.731.700,00 TL daha az olduğu dikkate alındığında kooperatifin bir zararı söz konusu olmadığını, kaldı ki müvekkillerin, anılan dönemde Kooperatifin genel kurullarda 2 nolu harç ödemesi için aldığı bir bütçe kararı olmadığı, kooperatifin kasasında ödemeye yeter parası olmadığından zamanında yapılamadığı, Kooperatif genel kurulunun bütçe ayırmadığı bir durumda müvekkillerinin 2 nolu harç bedellerini ödemesi söz konusu olmadığını, bununla birlikte, müvekkillerin, salt 2 nolu harç ödemesinde kullanacağından bahisle ortaklardan toplamaya karar verdiği ünite başına 500,00 TL lik tahsilatına, yukarıda açıkladığımız üzere, ……., İstanbul …… ATM. nin …… Esas sayılı dosyası çatığı, dosyanın devredildiği Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyasından isabetle verilen ve kesinleşen red kararı ile haksız olduğu anlaşılan ihtiyati tedbir kararı ile engel olduğundan paranın toplanamadığını ve ödenemediğini, müvekkillerinin, kooperatif parasını kasada tutarak, 2 nolu harç bedelini ödememesi ve bu suretle gecikme cezası ödemesi söz konusu olmadığını, bir taraftan, diğer harcama kalemlerinden tasarruf ederek 2 nolu harcı ödemeyi, diğer taraftan kooperatifin sair iş ve işlemlerini aksatmadan yürütmek başarısını gösterdiklerinden, bu hususların incelenmesi Hesap Tetkik Komisyonunun görevi olmadığını; görevi olmuş olsa bile müvekkillere atfı kabil bir kusur olmadığını; tazmini gereken bir zararın olmadığını, uzlaşarak cezaları indirttik, ama 225.387,57 TL lik kısmını ödemek zorunda kaldık” diye uydurdukları yalanların, maalesef genel kurullarda karar haline geldiğini, bahse konu inşaat kerestesi olan faturalar muhteviyatı kooperatif alanında olan, kooperatifin başından itibaren orijinal projesi içinde yer alan …… İnşaatı için satın ve teslim alınarak kullanıldığını; hatta alınan bu keresteler ilk kullanımdan sonra, halen yönetim kurulu üyesi olan ve heyetin sair üyeleri tarafından da bilinen bir üye tarafından alınarak şahsi işlerinde kullanıldığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. Esas, …… karar sayılı dava dosyasında davacıların … ve … olup, 13/06/2010 tarihli 2016 yılı genel kurulda alınan kararların iptalini talep edildiği, davacı … tarafından açılan davanın HMK m.77 ve 150.maddeleri gereğince açılmamış sayılmasına, davacı … tarafından açılan kısmen kabul kısmen reddi ile davalı kooperatifin 13/06/2010 tarihinde yapılan 2006 yılı olağan genel kurul toplantısının 5.maddesindeki “yönetim ve denetim kurulu seçimine dair” maddesinin mutlak butlanla malul olduğunun tespitine, diğer maddelerin iptaline dair talebin reddine karar verildiği, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, …… Esas. ……. karar sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verildiği, 18/09/2019 tarih, ….. Esas, ….. karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği, kararın 18/09/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasında davacı kooperatif tarafından davalılar yönetici sorumluluğuna istinaden tazminat talepli dava açtıkları, yönetim kurulu üyelerinin 2003-2004-2005-2006-2007 yıllarına ilişkin vergi beyannamelerini zamanında vermediklerinden dolayı vergi borcu, vergi ziyaı ve usulsüzlüm cezası kesildiği belirtilerek zararın tahsilinin talep edildiği, yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 06/02/2019 tarih, …… Esas, …… karar sayılı ilamı ile yönetim kurulu üyelerinin kusurlarının davacı yan tarafından kesin olarak ispatının gerektiğinden bahisle bozulduğu, mahkemece yapılan yargılamada kusurlarının ispat edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Kooperatif uzmanı……, YMM Doç. Dr. ……., hukuk bilirkişisi Doç. Dr. …… tarafından düzenlenen raporda, yapılan işlemler sonucunda bir zararın oluşması halinde, bu zarar nedeniyle yönetici ve denetçilerin sorumluluğuna gidilebilmesi için işlemi yapan yönetici ve denetçilerin kusurlu olduklarının da ayrıca kanıtlanması gerektiği, bir başka deyişle, basiretli davranmakla yükümlü olan bir yöneticinin yapmaması gereken işlemlerin davalılar tarafından yapılmış olduğunun ve bunun sonucunda da bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanmış olması gerektiği, aksi takdirde enflasyon ve kur farkı da dahil olmak üzere şirketin uğramış olduğu her türlü işletme zararının yöneticilerden tahsili imkanı doğmuş olur ki, böyle bir sonucun, yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin hükümlerin düzenlenme amacıyla bağdaşmadığı gibi ticari işletmenin kar edebileceği gibi yapmış olduğu faaliyetin taşıdığı ticari riskler nedeniyle zarar etme ihtimalinin de bulunması, özelliğiyle de bağdaşmayacağı, Somut olayda, davacı şirketin basiretsiz yönetim sonucunda zarara uğratılmış olup olmadığı, şirketin içinin boşaltılıp boşaltılmadığı, yine zarara yol açan işlemlerin bulunması halinde bu işlemlerin hangi yöneticilerin döneminde oluştuğu, ortak veya yönetici sıfatı bulunmayan kimselerin bu işlemlerde bir rollerinin bulunup bulunmadığı gibi hususların tespitinin ancak şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda yapılabileceği, Kooperatife ait işyerlerinin çok büyük bir kısmi tamamlandığı ve dolayısıyla 2 nolu harç için beyanda bulunma zorunluluğu doğduğu halde, davalılar, Yeditepe Vergi Dairesi tarafından tahakkuk ettirilen 2 nolu harcı ödemeyip (dava açmışlardır) Kooperatifi cezalı duruma düşürdükleri ve 261.933,75 TL yerine 670.249,70 TL ödeme yapılmasına sebebiyet verdikleri, oluşan 408.315,95 TL’lik farkın zarar olarak nitelendirilmesi ve davalıların bu zarardan sorumlu olmaları gerektiği, diğer zarar taleplerinin ise ispata muhtaç olduğu belirtilmiştir.
Heyette yer alan hukuk bilirkişisi Doç. Dr. ……. in muhalefet şerhi ile yapılan mali inceleme neticesinde “kooperatife ait işyerlerinin çok büyük bir kısmi tamamlandığı ve dolayısıyla 2 nolu harç için beyanda bulunma zorunluluğu doğduğu halde, davalılar, Yeditepe Vergi Dairesi tarafından tahakkuk ettirilen 2 nolu harcı ödemeyip (dava açmışlardır) Kooperatifi cezalı duruma düşürdükleri ve 261.933,75 TL yerine 670.249,70 TL ödeme yapılmasına sebebiyet verdikleri, oluşan 408.315,95 TL’lik farkın zarar olarak nitelendirilmesi ve davalıların bu zarardan sorumlu olmaları gerektiği” sonucuna varılmış ise de, hukuki değerlendirme bölümünde de ifade etmiş olduğumuz üzere, zararın doğması tek başına yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektirmemektedir. Oluşan zarar nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin basiretsiz davranmış olduklarının da ayrıca kanıtlanması gerekmektedir. Somut olayda, davalıların kooperatif lehine yasal yollara başvurma haklarını kullanmış olmaları, bu hak kullanılmadan doğrudan ödeme yapılmasının, aksi yönde yargı kararlarının çıkması halinde, sorumluluklarının doğmasına sebebiyet verebilmesi, yasal yollara başvurulmadan doğrudan ödeme yapılması halinde kooperatifin daha karlı hale geçeceğine ilişkin bir delil bulunmaması, ödeme yapılması gereken dönemde davacı kooperatifin bu ödemeyi yapması halinde herhangi bir ekonomik sıkıntıya düşmeyeceğine ilişkin de herhangi bir somut delil bulunmaması, kooperatifin toplamayı düşündüğü aidatlara karşı dava açılarak tedbir kararı alınması ve bu kararla aidatların toplanmasının önlenmesi, bu durumun kooperatifi önemli bir gelir kaynağından mahrum etmesi, davacı kooperatifin tacir olması, ödemede bulunmayarak kasasında tuttuğu bedelle ticari iş yapması ve bu iş neticesinde daha karlı bir gelir elde etmesinin muhtemel olması, ve en önemlisi de mali inceleme bölümünde kooperatifin anılan harcı ödemesi gereken tarih ile ödediği tarih arasında geçen sürede fiilen ödediği bedelin enflasyon, kur farkı ve harç bedelinin ticari işlerde kullanılması sonucu elde edilen gelirin çok üstünde olması nedeniyle kooperatifin zarara uğradığına ilişkin somut bir belirlemede bulunulmaması, bir başka deyişle mali inceleme bölümündeki zarar hesabının, kur farkı, enflasyon farkı ve ticari işlerde kullanılan bedelden elde edilmesi muhtemel gelirler dikkate alınmadan, harcın ödenmesi gereken tarih ile fiilen ödendiği tarih arasında herhangi bir fark yokmuş gibi zarar hesabının yapılmış olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalıların harç bedelinden de sorumlu olmamaları gerektiği sonucunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dava, kooperatif yöneticilerinin sorumluluğu nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98. maddesinde, bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim Şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu kapsamda, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ile ilgili davalarda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun ilgili maddeleri ile TTK ‘nın ilgili düzenlemelerinin esas alınması gerekecektir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 59/3. maddesinde; “Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur” hükmüne yer verilmiş, 62/1. maddesinde ise yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim kurulunun, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortakların çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, anasözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmıştır. 62/3. fıkrada ise, “Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar“ hükmüne yer verilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim kurulunun kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortaklarının çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, ana sözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmış 1163 sayılı yasanın 98. maddesi yollamasıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK nun 336/1 ve 5. maddesine göre kanun ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği vazifeleri kasten veya ihmal neticesi olarak yapmayan yönetim kurulu üyelerinin müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir.
Mahkememizin 05/02/2020 tarihli celsesi ara kararında davacı vekiline dava dilekçesine konu zarar kalemlerinde belirtilen zararın oluşup oluşmadığına ilişkin somut delil ve beyanlarını içerir dilekçe ibraz etmesi için süre verilmiş olup, davacı vekili tarafından ibraz edilen 19/02/2020 tarihli dilekçesinde; Dava dilekçesi 1 no’lu paragrafında davalı yönetim kurulu üyelerinin …… isimli kooperatif üyesi aleyhine mahkemece verilen tedbir kararını tapuya bildirmeksizin devretmesi, ……’nin de taşınmazı 3.kişiye devretmesi nedeniyle kooperatifi zarara uğrattığı belirtilmiş ise de, ……’den alacaklı olan şahsın kooperatif aleyhine alacak/tazminat davası açmamış olması nedeniyle zarar gerçekleşmemiş olduğundan bu husustaki taleplerini atiye bıraktıklarını, 3 no’lu paragrafta davalı yönetim kurulu üyelerinin KDV mükellefiyetini geç tesis etmiş olmaları nedeniyle yapılan denetim sonucu 20.187 TL vergi ziyaı ve 85.546 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 105.733 TL zarara sebebiyet verdikleri belirtilmiş ise de bu hususun Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasının konusu olduğu ve işbu dava kapsamı dışında kaldığı, 4 no’lu paragrafta davalı yönetim kurulu üyelerinin kooperatife ait kiraya verilen bağımsız bölümlerin kiralarının tahsil edilmemesi nedeniyle kooperatifi zarara uğrattıkları belirtilmiş ise de, kiracının borçlarını ödemede acze düşmesi nedeniyle kira borcunu ödeyemediği anlaşıldığından bu davanın kapsamı dışında kaldığını, 6 no’lu paragrafta davalı yönetim kurulu üyelerinin kooperetif mali müşaviri ……’un vergi dairesine kendi hesabına mahsup dilekçesi vermek suretiyle kooperatifi zarara uğrattığı belirtilmiş ise de, bu hususun Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosya konusunu oluşturduğundan bu davanın kapsamı dışında kaldığını, 7 no’lu paragrafta davalı yönetim kurulu üyelerinin aldıkları hatalı kararlara istinaden kooperatif aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle avukatlık ücreti ödenmesine sebebiyet verdikleri belirtilmiş ise de, bu davalar sonuçlanmadığından bu davanın kapsamı dışında kaldığını belirtmiştir.
Dava dilekçesine konu zarar kalemleri yönünden mahkememizce ayrı ayrı yapılan değerlendirmede;
Kooperatif ortaklarından …… aleyhine dava dışı şirket tarafından açılan Küçükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası üzerinden kooperatife ait dükkan üzerine ihtiyati tedbir konmuş olmasına rağmen, ferdileşme sırasında tapunun üzerinde tedbir yüklü olmaksızın …… adına tescili, akabinde …… tarafından taşınmazın 3.kişiye devri nedeniyle kooperatife karşı alacak davası açılmasının muhtemel olduğu belirtilerek zararın tazmini talep edilmiştir. Davacı vekili tarafından ibraz edilen 19/02/2020 tarihli dilekçede kooperatif aleyhine zarar gerçekleşmemiş olduğundan bu yöndeki talebin atiye bırakılması talep edilmiş ise de, HMK’nun 123.maddesi gereğince davalının açık rızası ile davanın geri alınabileceğinin düzenlendiği ve davalının bu hususta açık muvafakatı bulunmadığı bulunmadığından davanın geri alınamayacağı, bununla birlikte dava tarihi itibariyle gerçekleşmiş bir zararın bulunmadığı, zararın gerçekleşme ihtimaline istinaden dava açılmasının mümkün olmadığı, 19/02/2020 tarihli dilekçede de zararın gerçekleşmemiş olduğunun belirtildiği anlaşılmakla bu zarar kalemine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 19/02/2020 tarihli beyan dilekçesinde, davalı yönetim kurulu üyelerinin KDV mükellefiyetini geç tesis etmiş olmaları nedeniyle yapılan denetim sonucu 20.187 TL vergi ziyaı ve 85.546 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 105.733 TL zarara sebebiyet verdikleri belirtilmiş ise de bu hususun Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasının konusu olduğu ve işbu dava kapsamı dışında kaldığı, davalı yönetim kurulu üyelerinin kooperatife ait kiraya verilen bağımsız bölümlerin kiralarının tahsil edilmemesi nedeniyle kooperatifi zarara uğrattıkları belirtilmiş ise de, kiracının borçlarını ödemede acze düşmesi nedeniyle kira borcunu ödeyemediği anlaşıldığından bu davanın kapsamı dışında kaldığını, davalı yönetim kurulu üyelerinin kooperetif mali müşaviri ……’un vergi dairesine kendi hesabına mahsup dilekçesi vermek suretiyle kooperatifi zarara uğrattığı belirtilmiş ise de, bu hususun Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosya konusunu oluşturduğundan bu davanın kapsamı dışında kaldığını, davalı yönetim kurulu üyelerinin aldıkları hatalı kararlara istinaden kooperatif aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle avukatlık ücreti ödenmesine sebebiyet verdikleri belirtilmiş ise de, bu davalar sonuçlanmadığından bu davanın kapsamı dışında kaldığını belirtmiş olup, belirtilen zarar kalemlerini bu davanın kapsamını oluşturmadığının ve gerçekleşmiş zararın bulunmadığının belirtildiği anlaşılmakla bu zarar kalemleri yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça, kooperatife ait arsa üzerine bina yapılması ve arsanın bina vasfına dönüşmesi sebebiyle 2 no’lu harç tahakkuk ettiğini, davalıların harç tahakkukuna rağmen vergi mahkemesi nezdinde dava açarak ve akabinde davadan feragat ederek 691.650 TL ödeme yapmaları nedeniyle kooperatifi 429.717 TL zarara uğrattıklarından bahisle zararın tazmini talebinde bulunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, vergi dairesine karşı yargı yoluna başvurmak yasal hak ise de, kooperatifin yönetiminden sorumlu olan kişilerin aldıkları kararların muhtemel sonuçlarını öngörerek hareket etmeleri gerektiğinden bahisle sorumlu olduğu yorumu yapılmış ise de, muhalefet şerhi ile ayrıca beyanda bulunan bilirkişi ……, davalıların kooperatif lehine yasal yollara başvuru hakkını kullanmış olmaları, bu hak kullanılmadan doğrudan ödeme yapılmasının aksi yönde yargı kararlarının çıkması halinde sorumluluklarının doğmasına sebebiyet verebilmesi, yasal yollara başvurulmadan doğrudan ödeme yapılması halinde kooperatifin daha karlı hale geçeceğine ilişkin bir delil bulunmaması, mali inceleme bölümünde kooperatifin anılan harcı ödemesi gereken tarih ile ödediği tarih arasında geçen sürede fiilen ödediği bedelin enflasyon, kur farkı ve harç bedelinin ticari işlerde kullanılması sonucu elde edilen gelirin çok üstünde olması nedeniyle kooperatifin zarara uğradığına ilişkin somut bir tespitin bulunmadığını belirtmiştir. Mahkememizce de muhalif görüşe itibar edilerek, davalıların tahakkuk eden vergi borcuna karşı mahkemeler nezdinde dava açması, itiraz etmesinin yasal hakkı olduğu, yasal hakkını kullanan yönetim kurulu üyelerinin bu sebeple kooperatifi zarara uğrattığından sözedilemeyeceği, bununla birlikte mali incelemelerde kooperatifin anılan harcı ödemesi gereken tarih ile ödediği tarih arasında geçen sürede fiilen ödediği bedelin enflasyon, kur farkı ve harç bedelinin ticari işlerde kullanılması sonucu elde edilen gelirin çok üstünde olması nedeniyle kooperatifin zarara uğradığı hususunda somut bir tespitin bulunmadığı nazara alınarak bu zarar kalemine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalıların alımı yapılmayan, kullanılmayan malzemeler/keresteler için kesilen faturalar nedeniyle zarara uğrattıklarından bahisle zararın tazmini talebine ilişkin olarak yapılan incelemede, kerestelerin cami inşaatında kullanıldığının belirtildiği, caminin site planı içerisinde yer alıp, 30/11/2017 tarihli işyerleri geçici ve kesin maliyet hesapları teknik heyet raporunda caminin de maliyetlerin dağılımında gider yerleri arasında belirtildiği, zararın somut olarak ispatlamadığı, blok çevresindeki çitlerin yapımı ve sair işlemler için rayiç değerinin üstünde bedel ödemek suretiyle kooperatifi zarara uğrattıkları iddia edilmiş ise de somut olarak zararın ve davalıların kusurlu oldukları iddiası ispatlanamadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.485,00 TL den mahsubu ile bakiye kalan 1.425,70 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar verilmesine,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 10/03/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı