Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/97 E. 2022/253 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/97
KARAR NO : 2022/253

DAVA : Markanın İptali/Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 10/03/2017
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin tescilli “…” ve “….” markalarının sahibi olduğunu ve müvekkili makalarının tanınmış marka statüsünde olduğunu, ancak hal böyle iken, … sayı ile tescilli “…”, … sayı ile tescilli “… ” ve …. sayı ile tescilli “… ” ibareli markaların TPMK nezdinde davalı adına tescilli olduğunu, söz konusu markalar ile müvekkiline ait markaların, halk arasında karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olduklarını, markaların görsel, işitsel ve kavramsal açıdan yoğun benzerlik taşıdığını, davalı markalarının kötü niyetli olarak tescil ettirildiğini beyanla, bu markaların hükümsüzlüğüne, ayrıca davalı adına …. sayılı “…” markasının tescil tarihi olan 08/02/2012 tarihinden bu yana ciddi bir kullanımının da bulunmadığını beyanla bu markanın öncelikle kullanmama nedeniyle iptaline, aksi halde davacı markaları ile iltibas yaratması sebebiyle hükümsüzlüğüne, davalı adına … ve …. sayı ile tescilli tasarımların da müvekkilinin markasını yetkisiz kullanımını içermesi sebebiyle hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkiline ait “…” ibaresi ile gerçekleştirilen ilk marka başvurusunun 20/10/2010 tarihinde olduğunu ve öncelikle davacının uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığını, müvekkili markaları ile davacı markaları arasında tüketici nezdinde iltibasa yol açacak bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili markası ile davacı yana ait markaların, barındırdığı ibareler, oluşturuluş biçimleri, görsel ve işitsel olarak tamamen farklı olduklarını, yazılış ve okunuşlarının da farklı olduklarını, davacının iddiasının aksine müvekkilinin söz konuyu markayı kesintisiz olarak kullanmakta olduğunu, davacının işbu dava bakımından hukuki yararının mevcut olmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin 19/03/2019 Tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile, “Davacının davasının reddine” dair verilen karar, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17/02/2022 Tarih, …Esas ve … Karar sayılı ilamı ile, “Dosyanın incelenmesinde, davacının dayandığı markalarının tescil kayıtlarının getirtilmediği, davalının hükümsüzlüğü istenen marka tescil dosyasındaki tüm evrakların getirtildiği, evrak kalabalığı içerisinde marka tescil sınıflarını gösterir kayıtlara ulaşılamadığı, yine davalı tarafın hükümsüzlüğü istenen tasarım tescil belgelerinin getirtilmediği, taraflarca sunulan tescil kayıt fotokopileri üzerinde inceleme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça “…” ve “….” slogan markalarının kullanımının çok eski tarihlere dayandığı, müvekkili ve müvekkilinin ürünü ile özdeşleştiği ve davalı tasarım tescil belgelerinin 6769 Sayılı SMK 77/1-a maddesi gereğince davacının markasının yetkisiz kullanımını içerdiğini ve kötüniyetli tescil olduğunun ileri sürülmesine rağmen, bu hususta sunulan delillerin bilirkişilerce incelenmediği gibi mahkeme kararının gerekçesinde de değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin, … sayılı … markasının kullanmama sebebiyle iptali talebi yönünden ve markaların hükümsüzlüğü talebiyle ilgili alınan bilirkişi raporu ve ek raporuna yönelik esaslı itirazları da değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmiştir. Esasen mahkeme kararının HMK 297/c Maddesinde düzenlendiği şekilde; “tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplere” ilişkin yeterli gerekçe de içermediği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından ve tarafların tescil kayıtları getirtilmeden eksik inceleme ile karar verildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın tescil kayıtları getirtildikten sonra, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda, tarafların delilleri değerlendirilerek denetime elverişli şekilde, yeni bir heyetten rapor alınarak karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılarak dosya mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda ilgili TPMK kayıtları getirtilerek , Bölge Adliye Mahkemesi kararında işaret edildiği şekilde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 29/09/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı tarafa ait …, … ve … sayılı “….” markaları
açısından, SMK m.6/1 kapsamında hükümsüzlüğüne ilişkin şartların mevcut olmadığı tespit
edilmiş olup, değerlendirme ve nihai takdirin mahkemeye ait olduğu,
SMK m.6/9 kapsamında, tescilde kötüniyetin bulunup bulunmadığı hususunun
ve buna bağlı olarak verilecek hükümsüzlük kararının takdirinin mahkemeye ait olduğu,
davalı tarafa ait … sayılı “…” markası açısından ;
SMK m.6/1 kapsamında hükümsüzlüğüne ilişkin şartların mevcut olmadığı tespit
edilmiş olup, değerlendirme ve nihai takdirin mahkemeye ait olduğu,
SMK m.6/9 kapsamında, tescilde kötüniyetin bulunup bulunmadığı hususunun
ve buna bağlı olarak verilecek hükümsüzlük kararının takdirinin mahkemeye ait olduğu,
davalı tarafa ait … sayılı “….” markasının kullanmama nedeniyle iptali
açısından ;
Dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık kullanım olup olmadığı ve kullanmama
nedeniyle iptal koşullarının oluşup oluşmadığı ile ilgili olarak yapılan inceleme
neticesinde;
Davalı şirketin 2011 yılında “….” markalı enerji içeceği ile ilgili tasarım
çalışmaları yaptırdığı, server değişikliği nedeniyle, reklam masraflarını gösteren
eski kayıtlara ulaşılamadığı, dizayn çalışmalarını yapan firmadan 15.01.2014
tarihinde 103474 adet “…” teneke kutu ambalaj
malzemesi satın aldığı, satış faturalarında 2014 yılından itibaren … markasını
kullandığı ve 09.02.2015 tarihinden itibaren ürün cinsi olarak “…” yazılı olduğu,
satış faturaları ile defter kayıtlarına göre, “…” markası belirtilerek enerji
içeceği satışlarının yapıldığı 09.02.2015 – 31.12.2016 tarihleri arasında davalının
diğer enerji içeceği satışlarına göre çok düşük tutar ve oranlarda satış yapılmış
olmasına rağmen, belirtilen tarihler arasında davalı tarafa ait 2010/67235 sayılı
“…” markasının, 32. Sınıfta “Enerji içecekleri(alkolsüz).” emtiasında
kesintisiz olarak kullanıldığı, yine, satış faturaları ile defter kayıtlarına göre, “…” markalı enerji içeceği
satışlarına 09.02.2015 tarihinde başlanmış olduğundan ve enerji içeceği
satışlarının başladığı 29.06.2013 tarihinden, 10.03.2017 dava tarihine kadar olan
dönemde marka adı belirtilmeden yapılan enerji içeceği satışları olması nedeniyle,
“…” markalı enerji içeceği satışlarını kapsayıp kapsamadığı tespit
edilemediğinden, davalı tarafa ait …. sayılı “…” markasının dava
tarihinden geriye doğru 5 yıllık kullanım olup olmadığına ve kullanmama nedeniyle
iptal koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin takdirin Mahkemeye ait olduğu,
davalı tarafa ait …. ve … sayılı tasarımlar açısından ;
Hükümsüzlüğü talep … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan
28.04.2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik
özelliklerine sahip olduğu,
hükümsüzlüğü talep …. numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan
16.05.2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik
özelliklerine sahip olduğu,
davalı tasarımlarının kötüniyetli tescil edildiklerine dair iddia söz konusu ise de
kötü niyet hususu mahkemenin hukuki nitelendirmesine konu olup takdirin
mahkemeye ait olduğu,
davacı, SMK. m.77/1 (a) kapsamında markasının yetkisiz kullanımı nedeniyle
hükümsüzlük talep etmekte ise de, taraf markalarının kapsamlı karşılaştırılması
neticesinde benzerlik ve iltibasa ilişkin şartların mevcut olmadığının tespit edilmiş
olması nedeniyle SMK m.77/1 (a) şartlarının somut olaya uygulanma imkanının
olmadığı değerlendirilmekle birlikte nihai hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Bu rapor dosya kapsamıyla uyumlu ve yeterli görüldüğünden itibar edilmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafa ait …, … ve … sayılı “… ” markalarının hükümsüzlüğüne ilişkin talep yönünden yapılan değerlendirmede, taraf markaları, “…” ibaresini ortak şekilde içermekte ise de, davacı
markasında yer alan diğer “…” ibarelerinin bir bütün halindeki
kompozisyonu ve davalı markalarının aldıkları figüratif unsurlarla birlikte
bütünsel ve farklı markalar haline geldikleri, farklı bir kompozisyon ve içerik
kazandıkları, her birinin bütünü itibariyle bıraktığı etkinin de farklı bulunması
sebebiyle karıştırılmaya sebebiyet verebilecek derecede aralarında yakınlık
bulunmadığı, dava konusu davalı markalarının bu nedenlerle farklı bir marka algısı
yarattıkları, taraf markalarının görsel olarak farklı oldukları ve ayrıştıkları,
dolayısıyla markalar arasında bir ilişkilendirme, idari veya ekonomik bir bağ kurma
ihtimalinin ve genel anlamda markalar arasında iltibasın oluşmayacağı, markalar
arasındaki farklılığın hizmetin yöneldiği tüketici kesimince fark edilip
algılanabilecek nitelikte olduğu, davalının markalarının kapsadığı emtiaya yönelik
kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil
karıştırılma ihtimali doğurmayacağı, genel anlamda markalar arasında iltibasın
oluşmayacağı ve böylece SMK m.6/1 kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Markalar arasında SMK 6/1 maddesi kapsamında benzerlik bulunmadığından ve davalının tescilleri yönünden başkaca kötü niyeti ispatlayacak delil bulunmadığından SMK 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli tescilden bahsedilmesi mümkün olmadığından, davacı vekilinin hükümsüzlük sebebi olarak ileri sürdüğü kötü niyetli tescil yönünden de hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır .Bu itibarla davacının bahsi geçen markaların hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden dava reddedilmiştir.
Davacının davalı adına tescilli …. sayılı “…” markasının tescil tarihi olan 08/02/2012 tarihinden bu yana ciddi bir kullanımının da bulunmadığını beyanla bu markanın öncelikle kullanmama nedeniyle iptaline, aksi halde davacı markaları ile iltibas yaratması sebebiyle hükümsüzlüğüne ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede; bilirkişi raporunda açıklandığı üzere bu markanın davalı tarafça tescilli olduğu emtia sınıflarında ciddi kullanımı olduğu gibi, esasen “…” esas unsurlu davalı markaları ile seri marka teşkil ettiğinden ve bu ibare yoğun şekilde kullanıldığından, kullanmama nedeniyle iptal yönünden dava reddedilmiştir. Yine, yukarıda değinildiği üzere bu marka davacı markaları ile iltibas teşkil etmediği gibi, kötü niyetli tescil de söz konusu olmadığından beş yıllık sessiz kalma da söz konusu olacağından davacının bu markanın hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden de dava reddedilmiştir.
Davacının davalı adına tescilli … (2) ve … sayı ile tescilli tasarımların da müvekkilinin markasını yetkisiz kullanımını içermesi sebebiyle hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; bilirkişi raporunda belirtildiği üzere bu tasarımlar tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici nitelikte oldukları gibi, yukarıda markalara ilişkin yapılan açıklamada belirtildiği üzere SMK 77/1-a bendi kapsamında benzerlik ve iltibasa ilişkin şartların mevcut olmadığı anlaşılmakla, bu talep yönünden de davanın reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 80,70 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 49,30 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraf vekillerine tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır