Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/96 E. 2022/260 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/96
KARAR NO : 2022/260

DAVA : FSEK-Maddi, Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/06/2017
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/12/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “……” adlı iki ciltlik eserin sahibi olduğunu, söz konusu eserin ….. Yayınları Tic.ve San.A.Ş.’nin basımını üstlenmesiyle 06/02/1985 yılında telif mukavelesi imzalanarak basıldığını, bu şirketin unvan değişikliği nedeniyle 02/08/1996 yılında hak ve yetkilerin, davalı …… BAsım YayınTic.San.A.Ş.’ye devredildiğini, davacının davalıya hak ve yetkileri devrolunduktan sonraki dönemde, eserde değişiklikler yaptığını ve davalı şirkete sözleşmenin yeni koşullara göre uyarlanması teklifini sunduğunu, ancak davalının sözleşmenin ….. Yayınları Tic.ve San.A.Ş ile yapılan sözleşme olduğnu belirterek, yeni bir sözleşme gerçekleştirmeye yanaşmadığını ve eseri eski içeriğiyle basmaya devam ettiğini, buna rağmen davalının müvekkilinin izni olmadan ve aralarında bir sözleşme bulunmamasına rağmen, müvekkilinin maliki olduğu söz konusu orijinal eseri, farklı yıllarda basımını gerçekleştirerek kamuya arz ettiğini ve bu durumun müvekkilinin mali ve manevi haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, FSEK’in 68. Maddesi uyarınca, üç katı tazminat talebine karşılık şimdilik 5.000,00 TL’nin ve FSEK 70/1 maddesi uyarınca ihlal edilen manevi haklara karşılık 20.000,00 TL’nin, haksız fiil tarihinden, tahsil tarihine kadarki dönem için işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili firmanın unvan değişikliğinden önce taraflar arasında 06.02.1985 tarihinde davacının yazarı olduğu …. I. ve II. cilt eserleriyle ilgili telif sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafından kaleme alınan …. adlı iki ciltlik eserin tüm telif hakları, hiçbir duraksama ve tereddüde yer vermeyecek şekilde müvekkili firmaya ait olduğunu, bu hususun, eserin yazarı davacının imzasını taşıyan 15.09.1996 Tarihli Telif Hakkı Devir sözleşmesi ile sabit olduğunu, bu sözleşmenin aynı zamanda bir ibraname niteliği de taşıdığını, davacının eserin ismini de tam ve açık olarak zikrederek, bu eserle ilgili, o tarihe kadar da yapılanlar dahil olmak üzere bütün baskı ve yayım haklarını müvekkili firmaya devretmiş olduğunu ve bütün telif haklarını da almış olduğunu beyan ve ikrar ettiğini ve dolasıyla müvekkili nezdinde davacıya ait hiçbir hak ve alacağın bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Taraf vekilleri UYAP üzerinden sunmuş oldukları dilekçeleri ile, tarafların haricen sulh olduklarını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını ve sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizin 13/12/2022 tarihli duruşmasında davacı vekili beyanları ile, tarafların haricen sulh olduklarını, sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesini, karşılıklı olarak yargılama gideri ve avukatlık ücreti taleplerinin bulunmadığı beyan etmiş, bu beyanı imzası ile tasdik edilmiştir.
Duruşmaya katılan davalı vekili de beyanları ile, meslektaşının beyanlarına katıldığını, tarafların haricen sulh olduklarını, sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, karşılıklı olarak yargılama gideri ve avukatlık ücreti taleplerinin de bulunmadığını beyan etmiş olup, bu beyanı imzası ile tasdik edilmiştir. Vekaletnamelerden taraf vekillerinin sulhe yetkilerinin bulunduğu ve talebin davayı sonlandırır nitelikte olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin talepleri gözetilerek HMK 315/1 maddesi uyarınca dava konusuz kaldığından ayrıca esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraflar haricen sulh olmakla dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Her bir tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-Her iki taraf yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Peşin alınan 426,94 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubuna, fazla alınan 346,24 TL harcın, karar kesinleşiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Harcanmayan avansın yatırana iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır