Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/7 E. 2022/201 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/7
KARAR NO : 2022/201

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinden …. A.Ş.’nin …. tarafından 1953 yılında kurulduğunu, dokuma atölyesi ve daha sonra kurulan tekstil fabrikalarının 1990 yılında tek çatı altında birleştirilmesi ile oluşturulan günümüzde beyaz eşya, elektronik, enerji, gayrimenkul, madencilik ve tekstil alanlarında faaliyet gösteren elliden fazla grup şirketi bünyesinde barındıran holdinglerden biri olduğunu, diğer müvekkili …’nin ise …. çatısı altında faaliyet gösteren gayrimenkul grubuna bağlı şirketlerden biri olduğunu, müvekkili şirketlerin kurucuları aynı olduğunu, dava konusu “…..” markasının da her iki müvekkili tarafından, hem ticaret unvanı, hem marka, hem de internet alan adı olarak kullanıldığını, bu bağlamda müvekkilinin TPMK nezdinde …, ….., …, …, …, …., …., ….., ….., ….., ……, ….., ……, ……, ….., ….,….. ve … sayı ile tescilli “…..” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, ayrıca müvekkilinin www…….com.tr alan adını da kendi adına tahsis ettirdiğini, müvekkilleri tarafından yapılan araştırmalar neticesinde, davalı şirketin iştigal alanının müvekkili şirketlerin iştigal alanları ve marka emtiaları ile birebir aynı/benzer olduğunun tespit edildiğini, aynı zamanda davalının ticaret unvanında geçen “…..” ibaresinin, müvekkili şirketlerin ticaret unvanına iltibasa sebebiyet verdiğini, bu bilgilere ulaşılması akabinde müvekkili şirketler tarafından davalı şirkete ihtarname keşide edildiğini ve davalının bu eylemlerinin müvekkilinin ticaret unvanı ve markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı şirketin ticaret unvanından “…..” ibaresinin terkinini, tecavüz teşkil eden eylemlerin tespitini, engellenmesini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, tensip tutanağı ve ön inceleme duruşma gün ve saatinin davalıya tebliğine ilişkin çıkartılan davetiyenin yapılamadan iade edildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında da aynı adresin kayıtlı olması üzerine, Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine göre davalıya tebligat yapıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacı adına tescilli markalarından doğan haklarına tecavüzün tespiti ve engellenmesi, davalı şirket unvanından “…..” ibaresinin terkini ve hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …, ….., . … ve …… tescil numaralı “…..” esas unsurlu markaların davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebileceği belirtilmiştir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekilince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 08/09/2022 havale tarihli raporda sonç olarak, davacı tarafça tecavüze ilişkin sunulmuş herhangi bir belge ya da delilin dosyada bulunmadığı,
dolayısıyla marka hakkına tecavüzün oluştuğu noktasında somut bir değerlendirmede
bulunulamayacağı,
davacı şirketlerin “…..” ibaresini 1990 ve 2007 yılında, davalı şirketin ise 2018 yılında
tescil ettirdiğinin İTO kayıtlarından tespit edildiğini, her iki ticaret unvanında da yer alan
ve ayırt edici nitelik taşıyan/vurgu/kök/kılavuz unsur olan ek niteliğindeki “…..”
ibaresini, tescil tarihi itibariyle öncelikli kullanma hakkının kayıtlara göre davacı şirketlere
ait olduğu,
öncelik hakkına sahip olduğu anlaşılan davacılar yönünden, davalı şirketin ticaret siciline
tescil tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık sessiz kalma yoluyla hak kaybı süresinin
dolmamış olduğu,
davalının unvanındaki ek’in, gerek taraf markaları gerekse de unvanları arasında benzerlik
ve iltibas riski doğuracağı, dolayısıyla belirtilen bu sebeplerle davalıya ait ticaret unvanının
TTK.m.52/1 uyarınca terkin şartlarının mevcut olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları, taraf şirketlere ait ticaret sicil kayıtları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde ; Davacı şirketlerin “…..” ibaresini 1990 ve 2007 yılında, davalı şirketin ise 2018 yılında
tescil ettirdiği, her iki ticaret unvanında da yer alan
ve ayırt edici nitelik taşıyan/vurgu/kök/kılavuz unsur olan ek niteliğindeki “…..”
ibaresini, tescil tarihi itibariyle öncelikli kullanma hakkının kayıtlara göre davacı şirketlere
ait olduğu, ayrıca aynı ibarenin marka olarak da davacı adına tescilli olduğu,
öncelik hakkına sahip olduğu anlaşılan davacılar yönünden, davalı şirketin ticaret siciline
tescil tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık sessiz kalma yoluyla hak kaybı süresinin
dolmamış olduğu,
davalının unvanındaki ek’in, gerek taraf markaları gerekse de unvanları arasında benzerlik
ve iltibas riski doğuracağı, dolayısıyla belirtilen bu sebeplerle davalıya ait ticaret unvanının
TTK.m.52/1 uyarınca terkin şartlarının mevcut olduğu anlaşılmakla bu talep yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
Davacıların markadan doğan haklarına tecavüze ilişkin talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı tarafça tecavüze ilişkin herhangi bir delil ibraz etmemiştir. Bu durumda davalının eylemi sadece unvan tescillinden ibarettir. Yüksek Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2020 tarih ve ……. Esas -….. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3-e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir. Zira m.7/3’de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır. Diğer taraftan, SMK’nın 7/3-e maddesinin gerekçesinde söz konusu düzenleme ile 2015/2436 sayılı A.B. Marka Yönergesiyle uyum sağlandığından bahsedilmiş olup, Yönerge’nin 3. maddesinde yer alan hükmün, yine Yönerge’nin genel gerekçesi no 19’daki açıklamalara göre değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, ticaret unvanı ancak tescilli bir markaya tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olup, tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olması marka hakkına tecavüz teşkil etmez. Bu itibarla davacıların marka haklarına tecavüze ilişkin talepleri yönünden davanın reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacıların davasının KISMEN KABULÜNE, davalı şirketin unvanından “…..” ibaresinin terkinine,
2-Karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin Türkiye genelinde yayınlanan trajı en yüksek üç gazetenin birinde ilanına,
3-Davacıların marka haklarına tecavüze ilişkin talebi yönünden davanın REDDİNE,
4-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen unvan terkini davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 161,40 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan 329,00 TL tebligat – tezkere masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.829,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul-ret oranına göre 914,50 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
9-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır