Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/6 E. 2022/206 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/6
KARAR NO : 2022/206

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i,
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin çiğ köfte imalatı ve ticaretini yaptığını, uluslararası standartlara uygun olarak sağlıklı ve hijyenik ortamlarda ürettiği çiğ köftelerini Türkiye çapında yaygın bayileri aracılığıyla müşterilerine sunduğunu, müvekkilinin uzun yıllardan beri “……” ve “…… ….” markaları ve ticari unvanı ile çiğ köfte restoranları işlettiğini ve franchise verdiğini, Türkiye sınırları içerisinde bu unvan ile tanındığını, yıllarca bu markayı ve ticari unvanını piyasaya tanıttığını ve belli bir pazar oluşturduğunu, müvekkili şirketin kendisine has birçok markası olduğunu, müvekkilinin tescilli “……” esas unsurlu markalarının mevcut olduğunu, bu markaların ….,….. ve….. sınıflarda tescilli olduğunu, davalı markasının ise “…… ……” şeklinde olduğunu ve müvekkilinin markası ile aynı sınıfta tescilsiz olarak kullanıldığını, davalının tescilsiz olarak kullandığı “…… ……” markasının esas unsurunun ise “……” ibaresi ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, bu benzerliğin iltibas boyutunda olduğunu, müvekkili markası ile davalı markasının görsel, işitsel ve anlamsal olarak da birbirlerine benzediğini ve davalının mevcut eylemlerinin müvekkilinin markasından doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini, ref’ini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin geçmişinin oldukça eskiye dayandığını, köklü bir kuruluş olduğunu, müvekkilinin her alanda tanınmış markalarının mevcut olduğunu, davacı şirket tarafından davaya konu edilen, iltibas ve tecavüz iddiasında bulunulan müvekkili şirkete ait markanın, davacı markasının kopyası veya taklidi olmadığı gibi, markalar arasında benzerlik, iltibas ve karıştırılma ihtimali de bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin markasını, davacı ile aynı mal ve hizmet sınıfında dahi kullanılmadığını, müvekkili markasında baskın unsurun “……” ibaresi olduğunu, müvekkili markasında bulunan “……” ibaresinin başlı başına markayı farklılaştırdığını ve ayırt edici hale getirdiğini, davacının iddialarının soyut ve dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ve ref’i taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, Davacı dayanak markalarının:
“…….”, “… …… çiğköfte”, ” ……+şekil”, ” …… “, ” …… çiğköfte …… çiğköfte”, ”
…… çiğköfte …… çiğköfte”, ” …… çiğköfte …… çiğköfte”, ”
…… çiğköfte …… çiğköfte”, ” …… çiğköfte …… çiğköfte”, ” i …… çiğköfte-…… çiğköfte”, ” …… çiğköfte-…… çiğköfte”, ”
köy …… çiğköfte- …… çiğköfte”, ” …… çiğköfte- …… çiğköfte”, ”
…… çiğköfte- …… çiğköfte”, “……”, “……”, “……”, “……
çiğköfte……”, ” ……-…… “, ” ……”, ” …… “,
” …. çiğköfte”, “……” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında ….., ……, …….sınıflardaki
mal ve hizmetlerin yer aldığı görülmüştür. …… tescil numaralı “…… ……” ibareli markanın ise, ……. sınıfta 19/03/2019 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Taraf delilleri toplanarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporunu ibraz etmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacının dayandığı “……” ibaresinin SMK m.5/f.1/(c) bendi uyarınca “gıda ürünleri ve hizmetleri” bakımından tanımlayıcı/tasvir edici nitelikte olması nedeniyle herkesin kullanımına açık olduğu, bu bağlamda gıda ürünleri ve hizmetleri bakamından zayıf marka olduğu, davalı kullanımının ise “…… ……” şeklinde olup, ayırt edici unsurun “……” ibaresi olduğu, bu nedenle
kullanımdaki sınırın ilgili ibarenin aynı ibareyi taşıyan başkaca markalara yanaşma iradesi
gösterip göstermediğine ve taraf markalarının birbirinden ne kadar ayrıştığına bakılarak
tespit edilebileceği, davalı kullanımının davacı markasıyla ayniyet teşkil eder şekilde olmadığı, markanın tescil
edildiği şekilde kullanıldığı, tescilli olduğundan farklı şekilde ve özellikle davacı markaları
ile iltibas yaratacak ve yanaşma iradesi gösterecek biçimde kullanılmadığı, taraf
markalarının görsel olarak farklı oldukları ve ayrıştıkları, bu açılardan SMK
m.7 ve m.29 kapsamında davacının marka haklarına bir tecavüzün ve bağlantılı olarak
haksız rekabetin söz konusu olmayacağı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır