Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/22 E. 2023/48 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/22
KARAR NO : 2023/48

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Giderilmesi, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ : 21/01/2022

– BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN …. ESAS SAYILI DOSYASI –

DAVA : Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2023

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin markasının 1967 yılında yaratılmış olup, 2007 yılında 4.2 milyon dolara varan cirosu ile ABD’deki en büyük perakende satış mağazalarından biri olduğunu, müvekkilinin, kendisine ait “…..” markasını uzun yıllardır ABD başta olmak üzere Türkiye de dahil 100’den fazla ülkede yoğun bir şekilde kullandığını ve tescil kayıtları ile koruma altına aldığını, müvekkili ile marka arasında tüketici nezdinde çok güçlü bir bağ oluştuğunu, müvekkiline ait “…..” markasının Paris Sözleşmesi ile SMK m.6/4 ve 5 anlamında tanınmış marka olduğunu, bunun birçok yerel mahkeme ilamı ile de kabul edildiğini, hal böyle iken, davalının www…….com/, https://…..com/…., https://tr…..com/…. internet sitelerinde müvekkilinin TPMK nezdinde …, …, …, …, …, … sayılar ile kayıtlı markalarının aynısını/benzerini, müvekkili markalarının da tescilli olduğu sınıf ve emtialar arasında yer alan ürünlerden mobilya ürünleri üzerinde izinsiz ve hukuka aykırı bir biçimde kullandığını, müvekkiline ait “…..” markası ile davalının “….. ” ibareli … sayılı tescilli markasının benzer olup, markaların aynı emtiaları kapsadığını, davalı tarafın, müvekkiline ait tanınmış “…..” markasının ününden ve sektöründe edindiği yerden haksız ve hukuka aykırı biçimde istifade etmek maksadıyla hareket ettiğini ve müvekkilinin tanınmış markalarını satışını gerçekleştirdiği ürünler üzerinde kullandığını iddia ederek, davalı adına TPMK nezdinde tescilli … sayılı markanın hükümsüzlüğünü, müvekkili adına tescilli ve tanınmış “…..” ibareli markalarına tecavüzün durdurulması, men’i ve ref’i, haksız rekabetin giderilmesi, davalıların haksız eylemlerine son verilerek “…..” ve “…..” ibaresini/benzerini taşıyan tüm ürünlerin vs. tanıtım araçlarının toplatılması, bu ibarenin her türlü ürün ve tanıtım aracından çıkartılması, bunun imkansız olması halinde bunların imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin, yatak üretim/mobilya sektöründe faaliyet göstermekte olup, Türkiye genelinde satış yaptığını ve Avrupa, Asya ve Afrika’ya ihracat yapan mobilya sektöründe tanınmış aynı zamanda dünyada bir ilk olan radyasyondan koruyucu ve vücuttaki elektriği alan yatak ürünü ile de sektöründe ayırt edicilik seviyesine ulaşmış bir firma olduğunu, bu özelliğinden dolayı da tamamen anonim olan ve beynelmilellik taşıyan, dolayısıyla da sadece bir firmanın kullanım ve tekelinde olamayacak anlam ifade eden ve aynı zamanda benzeri daha önce hiç kullanılmamış olan “….” markasını tescil ettirerek mobilya sektöründe üretimini devam ettirdiğini, müvekkili şirket adına kayıtlı markanın ne davacı tarafça ne de bir başkasınca bu şekliyle ve yatak üretiminde kullanıldığını, müvekkilinin … sayı ile tescilli “…” ibareli markasının tescili başvurusuna davacının itirazlarının reddedildiğini, markanın tescil edildiğini, davacının yaptığı itirazın reddi gereğince markanın müvekkili tarafından kullanılıp yatırım yapıldığını, tekstil/giyim sektöründe faaliyet gösteren davacı ile tamamen farklı olan mobilya sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının Paris Sözleşmesi anlamında tanınırlığının yalnızca “…” yönünden olduğunu, ….. ibaresi yönünden olmadığını, ortada şekli bir benzerliğin bulunmadığını, sadece TPMK nezdinde tescilli 2625 adet ….. ibareli marka bulunduğunu, bu tescilli markaların dahi davacının ….. olarak tanınırlığının bulunmadığının göstergesi olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin marka kullanımında hukuka aykırılığın söz konusu olmadığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

BİRLEŞEN DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili markasının …. tarafından ilk olarak 1967 yılında yaratıldığını, 2009 yılı itibariyle … adı altında dünya çapında birçok satış noktasına sahip olduğunu, müvekkilinin kendisine ait “…..” markasını uzun yıllardır menşe ülke ABD başta olmak üzere düna genelinde ve Türkiye de dahil, yüzden fazla ülkede yoğun ve yaygın bir şekilde kullandığını, davalının müvekkilinin tescilli ve tanınmış markasını ticaret unvanında kullanarak, müvekkiline ait tanınmış “…..” markasının ününden ve sektöründe edindiği yerden haksız ve hukuka aykırı biçimde istifade etmek maksadıyla hareket ettiğini ve müvekkilinin tanınmış markalarını satışını gerçekleştirdiği ürünler üzerinde kullandığını, davalı şirketin müvekkili şirketin markasını yalnızca ticaret unvanında kullanmakla kalmayıp, bu markanın benzerlerini TPMK nezdinde tescil ettirme ve ürünleri üzerinde kullanma yoluna da gittiğini, davalının bu eylemlerine karşı mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasının ikame edildiğini belirterek, öncelikle huzurdaki davanın mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davanın esasına ilişkin ise davalının ticaret unvanından “…..” ibaresinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin UYAP üzerinden gönderdiği 06/03/2023 tarihli dilekçe ile tarafların aralarında sulh oldukları ve davadan feragat ettiklerine dair dilekçe gönderdiği anlaşılmıştır.

Davalı vekili de 07/03/2023 tarihli feragat dilekçesi kapsamında yokluklarında davanın reddine karar verilmesini ve kendilerinin de yargılama gideri ve avukatlık ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği anlaşılmıştır. Taraf vekillerinin vekaletnamesinden davadan feragate yetkili oldukları ve talebin davayı sonlandırır nitelikte olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin feragati nedeniyle, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Asıl ve Birleşen Dosya yönünden Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Her bir tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların feragatleri gözetilerek her iki taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır