Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/18 E. 2022/41 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/18
KARAR NO : 2022/41

DAVA : Markanın İptali
DAVA TARİHİ : 23/12/2013
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2022

DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin kurulduğu 1989 tarihinden itibaren acentelik sözleşmesi gereğince sigorta acenteliği faaliyetini yürüttüğünü, TPMK nezdinde “……… Sigorta” adını marka olarak tescili için başvuruda bulunduğunu, ancak müvekkilinin marka başvurusunun, davalının ……… markasının tescilli olması sebebiyle TPMK tarafından reddedildiğini, ancak davalının ……… ismiyle ilgili kullanımının bulunmadığını ve davalı şirketin iştigal alanının sirgortacılık da olmadığını iddia ederek, 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi gereğince markanın 5 yıl süre ile kullanılmaması nedeniyle sigortacılık sınıfına ilişkin 36. sınıftaki hizmetler yönünden iptaline, masrafı davalı tarafa ait olmak üzere hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili markasının tanınmış marka olması sebebiyle davacının markanın hükümsüzlüğünü talep etmekte hukuki yararının bulunmadığını, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, ayrıca davacının tescil tarihinden itibaren uzunca süre sessiz kaldığını ve bu nedenle davacının hak kaybına uğradığını, ayrıca müvekkilinin “………” markasını kullandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Kapatılan Bakırköy ……. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama neticesinde 10/06/2015 Tarih ve …… Esas -……. Karar sayılı kararla davanın kısmen kabulüne, markanın 36.sınıftaki emtialar yönünden kullanmama nedeniyle iptaline, diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu kararın davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay ……… Hukuk Dairesi’nin 04/05/2016 Tarih ve …… Esas -……. Karar sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verilmiş, bu kez davalı tarafın karar düzeltme istemi üzerine aynı dairenin 29/05/2018 Tarih ve …… Esas – …… Karar sayılı ilamı ile, karar tarihinden sonra 06/01/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 14/12/2016 gün ve ……. Esas – ……. Karar sayılı kararı ile 556 Sayılı KHK’nın 14.maddesi iptal edildiğinden, iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için bu karar bozulmuştur. Bu arada Bakırköy ……. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin kapatılması nedeniyle dosya mahkememize devredilmiş olmakla, mahkememiz esasına kaydedilerek yeniden yargılama yapılmıştır.
Mahkememizin 13/11/2018 Tarih, …… Esas ve …… Karar sayılı kararı ile, davanın yasal dayanağı ortadan kalktığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Taraf vekillerinin temyiz talebi üzerine, Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin 13/01/2020 Tarih, …… Esas ve ……. Karar sayılı ilamı ile, “Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkemece 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 gün ve …… Esas ve …… Karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine ve yargılama giderlerinin dava açılışındaki haklılık durumu nazara alınarak davalıya yükletilmesine karar verilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükteki yasal düzenlemelere güvenerek açılan ve kısmen haklı bulunan davada, dayanak yasal düzenlemenin yargılama sırasında Anayasa mahkemesince iptali nedeniyle hukuki dayanak kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesi gereğince yargılama harçları ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan tarafa yükletilmesine rağmen, karar ve ilam harcının hüküm altına alınan kabul miktarı üzerinden belirlenecek olması dikkate alındığında, iki tarafın da kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HMK’nın 326/2. maddesinin yargılama harçları için de geçerli olduğu kabul edilemez. Anılan hüküm HMK’nın 331. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, davanın açılışında kısmen dahi olsa haklı olduğu anlaşılan davacı taraf aleyhine bakiye karar harcına hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 331/1 maddesinde “davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği” düzenlenmiş olup, somut uyuşmazlıkta mahkemece yapılan incelemeye göre, davanın açılışında kısmen haklı olduğu anlaşılan davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine rağmen, kısmen haklı bulunmayan kısım yönünden davalı lehine de vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmamış hükmün bu sebeple davalı taraf yararına bozulmasına” karar verilmiş ve taraf vekillerinin karar düzeltme talebi üzerine ise bu kez, yine aynı Daire’nin 08/12/2021 Tarih, ……. Esas ve …… Karar sayılı ilamı ile, “Taraf vekillerinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442.maddesi gereğince reddine” karar verilerek, dosya Mahkememize iade edilmiş olmakla, Yargıtay Bozma ilamına uyularak bu doğrultuda yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı deliller ve uyulan bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde; 06/01/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 14/12/2016 gün ve 2016/148 Esas – 2016/189 Karar sayılı kararı ile davaya dayanak 556 Sayılı KHK’nın 14.maddesi iptal edildiğinden ve bu haliyle davanın dayanağı kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davanın ilk açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre (iptal talebi yönünden haklı, ilan talebi yönünden haksız) yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmiştir. Uyulan bozma ilamı doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya dayanak yasal düzenlemenin yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi’nce iptali nedeniyle, davanın hukuki dayanağı kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 24,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 56,40 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-HMK’nın 331. Maddesi gereğince davadaki haklılık durumuna göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-HMK’nın 331. Maddesi gereğince davadaki haklılık durumuna göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 52,35 TL ilk harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan harç gideri dışındaki 231,50 TL tebligat-tezkere ve 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.031,50 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık durumuna göre 1,015,75 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 269,70 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık durumuna göre 134,85 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde Yargıtay’a Temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır