Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/166 E. 2023/33 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/166
KARAR NO : 2023/33

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 13/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2023

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, Türkiye’de kurulmuş ve faaliyet gösteren müvekkili şirketin, …..’ye ait şirketlerden olduğunu, Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi Türkiye’de de tüketici nezdinde özellikle şekerleme deyince ilk akla gelen markanın “……” olduğunu ve her yaş grubundan oluşan yüksek tanınmışlığa ulaştığını, “……” markasının tamamen müvekkili tarafından yaratıldığını ve maruf hale getirildiğini, davalının da ….. sayı ile tescilli “…..” ibareli markayı kendi adına tescil ettirdiğini, davalının bu marka tesciliyle “……” markalarına benzemeye çalıştığını, davalı markasında kullanılan unsurların stilize ediliş şeklinin, davalının yalnızca müvekkili ürünlerine yakınlaşma ve bu ürünlerden/markalardan haksız bir şekilde faydalanma amacını gösterdiğini, davalı şirketin müvekkilinin marka haklarına haksız rekabet yaracak ticari faaliyetler gerçekleştirme çabasında olduğunu, davalı marka tescilinin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı adına ….. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğü talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin 1995 yılında sakız üretimiyle faaliyetlerine başlamış olduğunu, ilerleyen yıllarda “…..” markası altında … üretimine başladığını, müvekkili şirketin çeşitli ürünleri için kullandığı farklı marka ve ambalaj tasarım tescilleri olup, bununla birlikte “…..” ibareli markası içinde pek çok marka tescili bulunduğunu, davacının hak iddia ettiği “……” ibareli marka kullanımının, müvekkilinin “…..” ibareli markasından çok daha sonra olduğunu, davacı şirketin eskiye dayalı kullanımını ispatlayamadığını, davacının kullandığını hiçbir evrak ile kanıtlayamadığı “……” markasının müvekkili adına tescilli “…..” ibareli markası ile hiçbir şekilde benzemediğini, davacı iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına ….. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğü taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, hükümsüzlüğü talep edilen ….. sayılı “…..” ibareli markanın 03/04/2020 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Aynı kanunun 6/9 maddesi uyarınca kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi tarafından hazırlanan 10/01/2023 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı yanın ilgili marka tescili ile davacı …a ait olabilecek “……” şeklindeki ibareden herhangi bir şekilde haksız yararlanmasının söz konusu olamayacağı, asıl olanın iyiniyet olması; kötüniyetin ispatlanması gerekliliği karşısında davalı yanın dava konusu marka tescil başvurusunu gerçekleştirir iken kötüniyetli olduğu yönündeki iddiaların dosya münderecatından anlaşılamadığı, bu çerçevede davalı yana ait dava konusu markanın SMK 6/3 ve SMK 6/9 hükümleri kapsamında
hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; önceki tarihli davacı markaları “……” ibareli olup, hükümsüzlüğü istenen davalı tarafa ait ….. tescil nolu markası ise “…..” ibarelidir. Davacı taraf SMK 6/3 maddesi kapsamında önceye dayalı tescilsiz kullanım ve SMK 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli tescile dayalı olarak hükümsüzlük talebinde bulunmuştur. Önceye dayalı tescilsiz kullanım iddiaları ancak iddialara konu ibare ile hükümsüzlüğü istenilen markanın iltibas derecesinde benzer olması halinde dinlenebilecektir. Ayrıntıları bilirkişi raporunda belirtildiği üzere taraf markaları arasında görsel, işitsel veya anlamsal açıdan herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır. Bu itibarla SMK 6/3 maddesine dayalı olarak hükümsüzlük talebi yerinde görülmemiştir. Davacı vekili ayrıca davalı tescilinin kötü niyetli olduğunu iddia etmiştir. Ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak tanınmış olsun yada olmasın markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve haksız tesciller birer kötü niyetli tescildir. Davacı taraf, davalı tarafın yapmış olduğu marka tescili ile gerçek hak sahibi olduğunu iddia ettiği markasının ününden ve pazar payının daha geniş olmasından faydalanmaya çalıştığını, bu nedenle kötü niyetli olduğunu iddia etmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere karşılaştırmaya tabi ibarelerin ve görsellerin ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vermeyecekleri değerlendirilmekle, davalının davacının markasından herhangi bir şekilde haksız yararlanması da söz konusu olmayacaktır. Bu itibarla davalı tescilinin kötü niyetli olduğu hususu da ispatlanamamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde ve bilirkişi raporuna itirazlarında davalının ticari takdim şekline yönelik iddialarda bulunmuş ise de, bu iddialar ancak açılacak bir haksız rekabet davasında gündeme gelecek olup, hükümsüzlük davası yönünden fiilen tescilli marka karşısında değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu itibarla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL ilam harcından, 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile, 99,20 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır