Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/158 E. 2023/49 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/158
KARAR NO : 2023/49

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2023

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili adına TPMK nezdinde tescilli …,… ve … sayılar ile tescilli markaların kullanımı ile ilgili müvekkili firma ile Almanya menşeli …. arasında lisans sözleşmesi bulunmakta olduğunu, davalıyı da kapsayacak şekilde alt lisans sözleşmesi ile markanın 25.sınıftaki ayakkabıların satımı ile sınırlı olmak üzere kullanım hakkı verildiğini, müvekkilinin Türkiye’deki faaliyetlerini 2012 senesi sonunda askıya alması sebebiyle alt lisans sözleşmesinin sona erdiğini, davalının “….” marka ve logolu ürünlerinin satışının … Ltd. Şti ve … A.Ş, …. AŞ’ye satışını yapması sebebiyle müvekkilinin markadan doğan haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, ref’ini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, lisans veren …. şirketinin 28.02.2013 tarihinden itibaren Türkiye’de faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilip lisans sözleşmesi fesh edildikten sonra 30.04.2013 tarihi itibariyle markanın kullanımına son verildiğini, davacı şirket ürün faturası sunarak halen satışın yapıldığını iddia etmiş ise de , bu faturanın iade ürüne ait ististani bir fatura olduğunu, nihai tüketicinin iade ettiği ürüne ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketin ürünlerini ayırt edilemeyecek derecede benzer ürünleri üretmemekte, satmamakta ve tecavüz haksız rekabette bulunmadığını, davacının ürün alışı yaparak sunduğu faturalardaki … A.Ş.’nin müvekkili ile bir ilişkisi bulunmadığını, …. A.Ş.’nin 2011 yılında iflas etmiş olup …. AŞ’ne devredilmiş bir şirket olduğunu, müvekkil firmanın filen 2013 tarihinden itibaren faaliyetini durdurduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 03/05/2018 Tarih ve … Esas -… Karar sayılı kararı ile “Davalı tarafın sözleşme sona erdikten sonra izinsiz olarak markalı ürün ürettiği ve piyasaya sunduğuna ilişkin defter kayıt ve belgelerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde sahte ve taklit ürün piyasaya sürdüğü ispat olunamadığından yerinde olmayan davacı tarafın davasının reddine, ” dair verilen karar, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2022 Tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile, “Taraflar arasındaki lisans sözleşmesi sona erdikten sonra davalı tarafından satış yapılmaya devam edildiği ve taklit ürün satıldığı iddialarına dayanak olarak dosyaya sunulan fatura içeriklerinin ne olduğu, davalı ile …, … ve … firmaları arasında bir bağlantı olup olmadığı, faturaların gerek tarafların ve gerekse davalıyla bağlantısı olduğu iddia edilen firmaların ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı (HMK 221.maddesine göre), davalının lisans sözleşmesi sona erdikten sonra adı geçen firmalara satılmak üzere ürün gönderip göndermediği, faturaların ilgili Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, böylelikle davacı yanca lisans sözleşmesinin sona ermesinden sonra satış yapılıp yapılmadığı hususlarının detaylı bir şekilde araştırılması, tüm iddia ve savunmaların karşılanması, gerektiğinde yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasından sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi, hangi delilin hangisine hangi sebeple üstün tutulduğu açıklanarak bir karar verilmesi iken, esik araştırma ile hüküm verilmiş olması hatalı görülmüştür” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılarak, dosya mahkememize iade edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi kararı doğrultusunda dosyada, dosya kapsamı deliller, önceki raporlar ve mahkemeye ibraz edildiği bildirilen ticari defterler davacı tarafça ibraz edilen faturalar değerlendirilmek suretiyle BAM kararında işaret edildiği üzere lisans sözleşmesinin karşılıklı olarak feshinden sonra davalının davacı adına tescilli markayı markasal olarak kullanımının (ticari etki doğuracak şekilde), bu nedenle markaya tecavüzünün olup olmadığı yönünden rapor tanzimi için dosya mahkememizce resen seçilen bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 27/12/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak; taraflar arasındaki lisans sözleşmesi sona erdikten sonra davalı tarafından satış yapılmaya devam edildiği ve taklit ürün satıldığı iddialarına dayanak olarak dosyaya sunulan fatura içeriklerine göre; “….” ve taklit ürün “….” ibareli ürün satın alınmış olduğunun anlaşılmadığını, ancak, her iki mağazadan satın alınmış ve dava dilekçesinde görsellerine yer verilmiş olan ürünlerin 19.02.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; dosyaya sunulan bu ürünlerde davacıya ait “….” ve “…” markalarının ayakkabı emtiasında markasal nitelikte kullanıldığı, ayakkabının bir tanesinde “…” ibaresinin de markasal olarak kullanıldığı tespit edilmiş olduğundan, fatura içeriklerine göre “….” ve “…” ibareli taklit ürün satın alınmış olduğuna ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu, davalı firma ve davalı firmayla bağlantısı olduğu iddia edilen firmalar arasında organik bağ bulunduğuna ilişkin kanaat heyetlerince hasıl olmakla birlikte, işbu tespitler doğrultusunda nihai hukuki değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğunu , taraflar arasındaki lisans sözleşmesi sona erdikten sonra davalı tarafından satış yapılmaya devam edildiği ve taklit ürün satıldığı iddialarına dayanak olarak dosyaya sunulan faturalar ile satın alınmış olan ürünlerin, davalının ticari defter kayıtlarında toplu olarak kayıt yapılmasından dolayı, hangi satış faturası ile kayıtlı oldukları tespitinin mümkün gözükmediğini, ancak, davalıyla bağlantısı olduğu iddia edilen firmaların, istenildiği takdirde faturaların kayıtlı olduğu yevmiye maddelerini, okunaklı fatura örneklerini ve söz konusu faturalar ile satışı yapılan ürünlerin markalarını, kod numaralarını dosyaya sunmalarının mümkün olduğunu, davalı vekili tarafından, delil olarak dosyaya sunulan İmha Tutanağı ve Sevk İrsaliyesi örneklerine göre, 350 Kg “ ….” marka ayakkabıların imha edilmiş olduğuna ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu, önceki bilirkişi raporundaki mali incelemelere göre, davalı şirketin 2013 yılında ticari ilişki içerisinde bulunduğu görülmüş olan …. Kodlu … Mağazacılık Hizm. ve Paz. Ltd. Şti. ile ilgili delil olarak dosyaya sunulan dava konusu ürüne ilişkin stok miktarının, söz konusu şirketin ticari defter kayıtlarında gözüken davalı şirkete ait cari hesap ekstresi, dava konusu ürün ile ilgili stok hareketleri ve envanter defteri stok kayıtları ile tevsik edilmesi gerektiğini, önceki bilirkişi raporunda …. Kodlu … A.Ş. firması ile 2013 yılında ticari ilişki içerisinde bulunduğu görülmüş olan davalı şirketin, lisans sözleşmesi 28 Şubat 2013 tarihinde sona erdikten sonra tanınan mühlet süresi içerisinde kalan 30 Mart 2013 tarihinden sonra …. A.Ş. firmasına satılmak üzere ürün göndermediğinin tespit edildiğini, taraflar arasındaki lisans sözleşmesi sona erdikten sonra davalı tarafından satış yapılmaya devam edildiği ve taklit ürün satıldığı iddialarına dayanak olan fatura içerikleri ile ilgili olarak dava dilekçesinde görsellerine yer verilmiş ve dilekçe ekinde dosyaya sunulmuş olan ayakkabı örneklerine göre, davalının davacı adına tescilli markayı markasal olarak kullandığını, ancak, dosya kapsamındaki delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde, rakamsal ölçülere göre ticari etki doğuracak şekilde olmadığını bildirmiştir.
Dava dilekçesinin tetkikinden davacı vekilinin delil olarak “Karşı tarafın sunacağı her türlü beyan ve delillere karşı beyanda bulunma ve delil bildirme hakkımız saklı kalmak kaydıyla; müvekkiller adına TPE nezdinde tescilli marka sicil dosyaları, müvekkil markalarına ilişkin uluslararası tescil belgeleri; alınmış taklit nitelikli ürünler, bilahare sunulacak deliller, bilirkişi incelemesi vs her türlü kanuni ve takdiri deliller.” şeklinde delil bildirdiği, davalı ve davalıyla bağlı olduğu iddia edilen şirketlerin ticari defterlerine delil olarak dayanmadığı görülmüştür. Yine, davacı vekilince verilen 11/05/2016 tarihli delil listesinde de delillerini hasren bildirmiştir. Yukarıda değinilen bilirkişi raporu ve önceki raporlarda da değinildiği üzere taraflar arasındaki lisans sözleşmesinin feshinden sonra davalının toptancı ve diğer bayilerine ürün gönderdiği ispatlanamamıştır. Davacı vekili kendilerinden ürün satın aldıklarını iddia ettikleri ayrı tüzel kişiliği bulunan şirketlerin davalı şirket ile bağı bulunduğunu iddia etmiş ise de, bunlar arasında ortakları veya yöneticileri arasında bir bağ bulunsa bile davanın niteliğine göre haksız fiil mahiyetindeki eylemlerinden davalı şirketin sorumlu tutulması mümkün değildir. İncelenen ticari defterler de bilirkişi raporlarına göre dava dışı …. A.Ş. firması ile 2013 yılında ticari ilişki içerisinde bulunduğu görülmüş olan davalı şirketin, lisans sözleşmesi 28 Şubat 2013 tarihinde sona erdikten sonra tanınan mühlet süresi içerisinde kalan 30 Mart 2013 tarihinden sonra …. A.Ş. firmasına satılmak üzere ürün göndermediği tespit edilmiştir.
Buna göre, davanın niteliği gereği resen araştırma ilkesi geçerli olmayıp, davacı davasını ispatlamak zorundadır. Başlangıçta delil olarak dayanılmayan üçüncü kişi şirketlere ait ve ulaşılması da mümkün olmayan (iflas, kapanma , vs… Sebeplerle) şirket kayıtlarının mahkememizce incelenmesi mümkün değildir. Bu itibarla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL ilam harcından, 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile, 150,70 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.07/03/2023
Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır