Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/157 E. 2022/274 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/157
KARAR NO : 2022/274

DAVA : Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 02/06/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil şirketin kurulduğu tarihten bu yana, özellikle kozmetik sektöründe gerçekleştirdiği satışlar ile ilgili olarak aranan ve bilinen ticaret şirketleri arasındaki yerini aldığını, davalı tarafın, müvekkilinin “…..” ibareli ambalaj tasarımlarını ve markalarını kullanılıyor olmasına rağmen, davalıya ait …. sayılı tasarıma tecavüz iddiasıyla İstanbul … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhinde dava açtığını, ancak davalının, yenilik ve ayırt edici niteliğe haiz olmayan ve tamamen incelemesiz olarak tasarım tescil belgesi verilme sisteminden ve TPMK tarafından resen yenilik incelemesi yapılmaması imkanından yararlanarak, dava dışı üçüncü kişi durumunda bulunan ….. şirketine ait tasarımlar ile tamamen aynı ürünü, bütünüyle kötü niyetli olarak kendi adına tescil ettirdiğini ve davalının bu yolla tüketicileri yanıltarak ve haksız kazanç sağladığını iddia ederek, davalı adına ….. sayı ile tescilli tasarımının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf dosyaya süresinde cevap dilekçesi sunmamış ise de, davalı vekili duruşmadaki beyanları ile, davaya konu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olduğunu savunarak, yerinde olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 05/04/2018 Tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile “Davacı taraf davasını ispat edemediğinden yerinde olmayan davanın reddine” dair verilen karar davacı vekilinin istinaf talebi üzerene, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2022 Tarih, … Esas – … Karar sayılı ilamıyla “Somut olayda mahkemece 12.12.2017 tarihli duruşmada, bilirkişi incelemesine ilişkin ara kararda “…Her bilirkişi için 700,00 TL, 3 kişilik heyet için 2.100,00 TL ücret takdirine, avans giderini mahkeme veznesine yatırmak üzere davacı tarafa 2 hafta süre verilmesine….” karar verildiği ve kesin sürenin sonuçlarının hatırlatıldığı, ancak, mahkeme tarafından, dava açılışı aşamasında davacı tarafça yatırılan 495 TL’lik gider avansının göz önüne alınmadığı, 2100 TL’lik bilirkişi ücretinin tamamının yatırılmasına için kesin süre verildiği, oysa bu miktarın mahsup edilerek 1.605 TL avansın tamamlanması yönünde ara karar kurulması gerektiği, hâkimin bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hâllerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmayacağı, kesin süre tarafların yanında hâkimi de bağlayacağından uyulmaması hâlinde, gereğinin hâkim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekeceği, böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikle getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi sebep olacağı, bu itibarla geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmaması gerektiği, davacının bilirkişi ücretlerini yatırma talepleri ile talepte bulunduğu sürelere bakıldığında, talebin kabulü halinde yargılamanın uzamasına sebep olmayacağı, davalınında kabulünde olduğu üzere taraflar arasında uzlaşma görüşmelerinin yapıldığı ve ücretin yatırılmamasına yönelik geçerli bir mazeret olarak kabul imkanının bulunduğu gözetildiğinde, davacı tarafa verilen sürenin usulüne uygun bir kesin süre olduğundan bahsedilemeyeceğinden yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince davacı vekiline yeniden süre verilerek bilirkişi ücreti yatırıldıktan sonra alınacak bilirkişi raporu ve diğer delillere göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda 06/10/2022 tarihli duruşmada “Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda dosyanın resen seçilecek biri bilişim uzmanı, biri endüstriyel tasarım uzmanı ve biri de sınai mülkiyet uzmanından oluşacak heyete tevdi ile, dosya kapsamı deliller, taraf beyanları, bildirilen internet linkleri, TPMK kayıtları ve davanın niteliğine göre resen yapılacak araştırmaya göre davalı adına tescilli ….. tescil nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibarıyla yeni ve ayırt edici olup olmadığı, hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden rapor tanziminin istenmesine, bilirkişilere 2.000,00er TL den toplam 6.000,00 TL ücret takdirine, yatırması için davacı vekiline 2 hafta kesin süre verilmesine(dosyada 156,80 TL avans mevcut ise de, bu avans tebligat ve sair için kullanılacak gider avansı olup, delil avansı olmadığından), aksi halde bililrkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına, ” karar verilmiş olup, davacı vekili ikinci kez verilen kesin süre içerisinde bilirkişi avansını yatırmamıştır.
HMK’nun 120 maddesi uyarınca ” (1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. (2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/9 md.) Taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen delil avansına ilişkin 324 üncü madde hükümleri saklıdır.” Aynı yasanın 324. Maddesi uyarınca da” (1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. (3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.

Görüldüğü üzere, yasada genel gider avansı ve delil avansı ayrı ayrı düzenlenmiş olup, her bir avansın yatırılmamasının yaptırımı farklı olduğu gibi, birbirlerine mahsup edilmesi de mümkün değildir. Delil avansı (bilirkişi gideri) için davacı vekiline verilen son ihtaratlı kesin süreye ilişkin ara kararında bu husus da açıkça belirtilerek kesin süre verilmiş, kesin süre içerisinde bilirkişi avansı yatırılmadığı için bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.

Bu arada, davacı vekili istifa etmiş, bu husus belirtilerek davacı asıla usulüne uygun tebligat yapılmış, duruşmaya katılmadığı gibi kendisini başka bir vekil ile de temsil ettirmemiştir. Duruşmaya gelen davalı vekili davayı takip ettiklerini beyanla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Hükümsüzlüğe dayanak yapılan delillerin hükümsüzlüğe konu tasarım tescili ile karşılaştırılması, keza tasarımın yeni ve ayırt edici nitelikte olup olmadığının tespiti teknik bir konu olup, ancak yapılacak bilirkişi incelemesi ile bir sonuca ulaşılacaktır. Davacı vekili de bilirkişi deliline dayanmış olup kesin süreye rağmen bilirkişi avansını yatırmadığından bilirkişi incelemesi yapılamamıştır. Buna göre, davacı HMK 324/2 maddesi uyarınca bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağından , ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 49,30 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır