Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/152 E. 2022/272 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/152
KARAR NO : 2022/272

DAVA : Kullanmama Nedeniyle İptal
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 1999 yılında kurulduğunu, faaliyet alanının elektronik parçaları ve elektronik iletişim ekipmanlarının toptan dağıtımı olduğunu, müvekkilinin “….” ibareli markaları ile 9.sınıftaki tescilleri ile dünya çapında pek çok ülkede tanındığını, müvekkilinin davalı adına …. sayı ile tescilli “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü istemiyle Bakırköy ….Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, bu davada davalı taraf cevap dilekçesinde mezkurn markayı kullanmadıklarını yazılı olarak ikrar ettiğini, ayrıca müvekkilinin TPMK nezdinde … sayı ile “…” ibareli markanın 9.sınıfta tescili için yapmış olduğu başvurunun, davalının markası gerekçeli gösterilerek reddedildiğini, davalı tarafından kullanılmadığı iddia edilen marka tescilinin, müvekkilinin tescili için engel teşkil ettiğini, bu nedenle müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu iddia ederek, davalı adına …. sayı ile tescilli “…” ibareli markanın 5 yıllık kullanım süresinin sona erdiği günün ertesi günü olan 19/08/2021 tarihinden itibaren etkili olacak şekilde kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin Türkiye’de tüketici elektroniği konusunda öncü firmalardan biri olduğunu, USB adaptörleri, park sensörleri, kablolar ve kablo setleri, direksiyon kumandaları, monitörler, geri vites kameraları, izolasyon malzemeleri gibi birçok ürünün satıcısı olduğunu, müvekkilinin davaya konu markasının itiraz edilmeksizin kurum nezdinde tescil edildiğini, davacının markasını Türkiye’de herhangi bir şekilde kullanmadığını, pandemi sebebi ile ticareti yavaşlayan müvekkilinin dava konusu marka ile ilgili ilerleyen dönemlerde planları olduğunu, Türkiye’de hiçbir faal ticareti olmayan davacı şirketin bu davalar ile müvekkiline hukuki sorumlulukları yükletmeye çalışmasının hukuki bir zemini bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına …. sayı ile tescilli “….” ibareli markanın 19/08/2021 tarihinden itibaren etkili olacak şekilde kullanmama nedeniyle iptali taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. sayı ile tescilli “…” ibareli markanın 9.sınıfta 06/12/2015 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu, markanın 17/08/2016 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Mülga 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptaline ilişkin gerekçeli kararın 06 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanması ile 6769 Sayılı SMK’nın 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, 10/01/2017 tarihinden sonra açılan iptal davalarında, 5 yıllık sürenin hesabında aradaki bu günlük 4 günlük boşluk nedeni ile 6769 Sayılı SMK’nın yürürlüğünden önceki dönemde geçen sürenin de hesaba katılması gerekir. Zira 06/01/2017 tarihine kadar markanın kullanılmamasının bir yasal yaptırımı mevcuttur ve marka sahipleri de bunu bilmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Paris Sözleşmesi’nin 5/c maddesi ile TRIPS Anlaşmasının 19. Maddesinde de, markanın kullanılması koşulu düzenlenmektedir. Her ne kadar 6769 Sayılı kanunda, bir geçici madde ile 4 günlük boşlukla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, 06/01/2017 tarihinden önceki kullanmama sürelerinin yok sayılması mümkün değildir. Sonuçta halen yürürlükteki yasal düzenlemeye göre tescilden itibaren 5 yıl kullanılmayan marka iptal edilir. SMK’nın 26. Maddesinin SMK önceki dönemde tescil edilmiş, fakat kullanılmayan markalar yönünden de uygulanması, kanunların geçmişe yürümeme ilkesine de aykırı değildir. Zira geçmişe etki yasağı mutlak olmayıp, hak sahiplerinin belirli bir hukuki duruma olan güveni objektif olarak haklı ise geçmişe etki yasağından söz edilemez. (Bakınız Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4. Bası, S.983 vd) Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/11/2020 tarih ve 2020/1133 Esas 2020/5023 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. Yine, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, kullanmama nedeniyle iptal davasında markayı kullandığını ispat külfeti marka sahibi davalıya aittir.
Dava konusu olayda iptali istenen markanın tescil tarihi 17/08/2016 tarihi olup, kullanmama nedeniyle iptal için gereken beş yıllık süre netice-i talepte belirtilen 19/08/2021 tarihi itibariyle dolmuş olup, dava da süresinde 01/06/2022 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili kullanımı ispata yarar herhangi bir delil sunmamıştır. Duruşmadaki beyanınında ise aynen “cevap dilekçelerimizi tekrar ediyoruz. Müvekkil markayı kullanmak amacıyla tescil ettirmiştir. Marka kullanımı önemli Arge ve yatırım gerektirmektedir. Müvekkil pandemi nedeniyle uluslararası ticarette meydana gelen yavaşlama sonucu kullanamamıştır. Daha sonra marka hükümsüzlüğü davası açılınca müvekkil dava sonuçlanıncaya kadar yatırım yapmama kararı aldı. Burada haklı sebep mevcuttur. Davacı tarafın Türkiye’de herhangi bir kullanımı söz konusu değildir. Tanınmış marka da değildir. Davayı açmakta haklı değiller, davanın reddini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmak suretiyle tescilinden itibaren markanın kullanılmadığını kabul ve ikrar etmiştir. Pandemi nedeniyle uluslararası ticarette meydana gelen yavaşlama markanın kullanılmamasına haklı bir sebep teşkil etmeyeceği gibi, marka hakkında hükümsüzlük davası açılması da haklı sebep teşkil etmez. Buna göre, dava konusu markanın tescilinden itibaren beş yıllık süre içerisinde kullanımının davalı tarafça ispatlanamadığı, SMK’nun 26/2 maddesi uyarınca talep üzerine iptal hallerinin daha önceki bir tarihte dolmuş olması halinde iptal kararını bu tarihten itibaren etkili olacağına karar verilebilmesi mümkün olduğundan davacının talebi de gözetilerek davalı adına tescilli …. tescil nolu markanın 19/08/2021 tarihinden etkili olmak üzere kullanmama nedeniyle iptaline karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …. tescil nolu markanın 19/08/2021 tarihinden etkili olmak üzere kullanmama nedeniyle iptaline,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 161,40 TL dava ilk masrafı ve 113,50 TL tebligat – tezkere masarfı olmak üzere toplam 274,90 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır