Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/62 E. 2021/289 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/62
KARAR NO : 2021/289

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Men’i
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2021
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketinin kuruluş tarihi olan 1995 yılından itibaren ayakkabı ve terlik üretimi yaptığını, Türkiye ve dünyada birçok noktaya ihracat gerçekleştirdiğini, müvekkilinin 2003 yılından bu yana “……” ibaresini marka olarak …… sayı ile tescilli ettirdiğini, “……” markasını piyasada saygın bir marka haline getirmek için büyük emek ve sermaye harcadığını, söz konusu müvekkili markasının TPMK nezdinde tanınmış marka olarak da kayıt altına alındığını, ancak hal böyle iken davalının, müvekkiline ait tescilli “……” ibaresini ticari unvanında kullandığını, bu unvanı TTK ve SMK’ya aykırı olarak oluşturduğunu ve davalı yanın söz konusu fiillerinin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüzün önlenmesini, men’ini, müvekkilinin tescilli markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını, davalının müvekkilinin tescilli markasını internet ve sosyal medya üzerinde kullanımının durdurulmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, ancak davaya ilişkin herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacının tescilli markasına yönelik tecavüzünün önlenmesi, men’i, davacının tescilli markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, davalının davacının tescilli markasını internet ve sosyal medya üzerinde kullanımının durdurulması ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……, “…..” ibareli markanın 19/12/2013 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 29/11/2021 tarihli raporda sonuç olarak, görevlendirme kapsamında gidilen inceleme adresinde, davalının faaliyette bulunmadığı, halihazırda ….. isimli kişinin “…..” olarak faaliyet sürdürdüğü, iş yeri içinde ve dışında “……” ibareli herhangi bir markasal ya da unvansal kullanıma rastlanmadığı, dosya içinde davalının “……” ibaresini davacı markalarına tecavüz edecek şekilde “ticaret unvanından ayrı olarak” marka şeklinde kullandığına dair davacı tarafça sunulmuş başka bir belge ya da delil bulunmadığı, mevcut duruma göre markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil edecek bir davalı kullanımına rastlanmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının ticaret unvanının tescilinin (14 Ekim 1994), davalının Ticaret unvanının tescilinden 11 Mart 2010) daha önceki tarihli olduğu, davacının “……” esas unsurlu ilk marka tescilinin (…… – başvuru tarihi 31/01/1996) davalının ticaret unvanının tescilinden daha önceki tarihli olduğu, dolayısıyla davacının gerek ticaret unvanı tescili, gerekse de marka tescili açısından tarihsel önceliğinin olduğu, davalının tescilli unvanını, tescil ettirmekten başka bir markasal kullanımının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yüksek Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2020 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3-e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir. Zira m.7/3’de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır. Diğer taraftan, SMK’nın 7/3-e maddesinin gerekçesinde söz konusu düzenleme ile … sayılı A.B. Marka Yönergesiyle uyum sağlandığından bahsedilmiş olup, Yönerge’nin 3. maddesinde yer alan hükmün, yine Yönerge’nin genel gerekçesi no 19’daki açıklamalara göre değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, ticaret unvanı ancak tescilli bir markaya tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olup, tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olması marka hakkına tecavüz teşkil etmez. Ayrıca, davalının “……” sözcüğünü ticaret unvanın da kullandığı tarihten, tescilden dava tarihine kadar geçen yaklaşık onbir yıl boyunca davacı şirketin, davalının bu tesciline sessiz kalması ve arada bunca zaman geçtikten sonra dava açması TMK m.2 kapsamında hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğundan, davacının davasının reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Davacı vekili ile davalının yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır