Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/56 E. 2021/288 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/56
KARAR NO : 2021/288

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Men’i
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketinin kuruluş tarihi olan 1995 yılından itibaren ayakkabı ve terlik üretimi yaptığını, Türkiye ve dünyada birçok noktaya ihracat gerçekleştirdiğini, müvekkilinin 2003 yılından bu yana “…….” ibaresini marka olarak …… sayı ile tescilli ettirdiğini, “…….” markasını piyasada saygın bir marka haline getirmek için büyük emek ve sermaye harcadığını, söz konusu müvekkili markasının TPMK nezdinde tanınmış marka olarak da kayıt altına alındığını, ancak hal böyle iken davalının, müvekkiline ait tescilli “…….” ibaresini ticari unvanında kullandığını, bu unvanı TTK ve SMK’ya aykırı olarak oluşturduğunu ve davalının söz konusu eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüzün önlenmesini, men’ini, müvekkilinin tescilli markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını, davalının müvekkilinin tescilli markasını internet ve sosyal medya üzerinde kullanımının durdurulmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir. Cevaba cevap dilekçesi ile, talebini genişleterek ayrıca davalı ticaret unvanından “…….” ibaresinin terkinine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının taleplerinin yerinde olmadığını, müvekkilinin ticari hayatın olağan akışı içerisinde dürüst ve iyi niyetli davranış sergilediğini, müvekkilinin ticaret unvanında kullanılan “…….” ibaresinin bir ürün markası olarak kullanılmadığını,”…….” kelimesinin …… ve …… isimlerinin ilk iki harflerinin birleşmesi üzerine oluşturulmuş bir kelime olduğunu, davacı firması ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin eğitim alanında faaliyette bulunduğunu, davacı ile farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini ve bu sebeple de herhangi bir tecavüz iddiasının yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacının tescilli markasına yönelik tecavüzünün önlenmesi, men’i, davacının tescilli markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, davalının davacının tescilli markasını internet ve sosyal medya üzerinde kullanımının durdurulması ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir. Ayrıca ticaret unvanının terkinine ilişkindir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……, “…….” ibareli markanın 19/12/2013 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince, deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 04/11/2021 tarihli raporda sonuç olarak, davacının ticaret unvan tescilinin (14 Ekim 1994), davalının ticaret
unvanının tescilinden (09/07/2020) daha önceki tarihli olduğu, davacının “…….” esas unsurlu ilk marka tescilinin ……- başvuru tarihi 31/01/1996)
davalının ticaret unvanının tescilinden (09/07/2020) daha önceki tarihli olduğu, dolayısıyla davacının gerek ticaret unvanı tescili ve gerekse de marka tescili
açısından tarihsel önceliğinin olduğu, davalının tescilli unvanını tescil edilmiş bir bütün olarak unvan gibi kullanmayıp, davacı markasının ve ticaret unvanının ana unsuru olan “…….” sözcüğünü öne çıkarıp bunu çağrıştıracak şekilde vurgulayarak marka gibi kullanması durumunun tespit edilemediği, kaldı ki davalıya ait “…….” ibareli
herhangi bir mal/ürün/emtianın mevcut olmadığı, kullanımın ticaret unvanının kullanımını aşarak markasal kullanıma dönüşmediği ve iltibasın oluşmadığı, keza tarafların ticari faaliyet alanlarının ve iştigal konularının tamamiyle birbirinden farklı olduğu, davacı markası tanınmış
marka olmakla birlikte, söz konusu tanınmışlığın ayakkabı (terlik) emtiasında
olduğu ve tanınmışlığın bu alanın dışına taşıp özellikle davalının faaliyet alanı olan “Özel Eğitim Sektöründe” tanınır olduğunu gösterir dosya içinde belge/delil olmadığı,
mevcut duruma göre davalı unvan kullanımının davacının marka haklarına ve ticaret unvanından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil etmeyeceği ve belirtilen sebeplerle davalı şirketin unvanının terkini koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının ticaret unvanının tescilinin (14 Ekim 1994), davalının Ticaret unvanının tescilinden (09/07/2020) daha önceki tarihli olduğu, davacının “…….” esas unsurlu ilk marka tescilinin (…….. – başvuru tarihi 31/01/1996) davalının ticaret unvanının tescilinden daha önceki tarihli olduğu, dolayısıyla davacının gerek ticaret unvanı tescili, gerekse de marka tescili açısından tarihsel önceliğinin olduğu, davalının tescilli unvanını, tescil edilmiş bir bütün olarak unvan gibi kullandığı, davacı markasının ve ticaret unvanının ana unsuru olan “…….” sözcüğünü öne çıkarıp bunu çağrıştıracak şekilde vurgulayarak marka gibi kullanması durumunun ispatlanamadığı, kullanımın ticaret unvanının kullanımını aşarak, markasal “kullanıma dönüşmediği, keza tarafların faaliyet alanlarının ve iştigal konularının tamamiyle birbirinden farklı olduğu anlaşılmıştır. Davacı markası tanınmış marka olmakla birlikte, söz konusu tanınmışlık ayakkabı (terlik) emtiası yönünden olup, tanınmışlığı bu alanın dışına taşıp, özellikle davalının faaliyet alanında da tanınır olduğunu gösterir dosya içinde belge/delil olmadığı, mevcut duruma göre, davalı unvan kullanımının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Keza Davacının Tanınmışlığı ayakkabı,terlik alanında olduğundan, bu tanınmışlığın 25. Sınıf dışına çıktığını ve davalı kullanımı olan “Özel Eğitim” hizmet sınıfını kapsadığını gösterir herhangi belge/delil dosyada yer almadığından, davacının tanınmış markasının mevcut durumda herhangi bir etkisi olmayacaktır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2021 Tarih ve 2020/2315 Esas – 2021/3734 Karar sayılı içtihatı da bu doğrultudadır.
Yüksek Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 29/06/2020 tarih ve ….. Esas – ….. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3-e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir. Zira m.7/3’de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır. Diğer taraftan, SMK’nın 7/3-e maddesinin gerekçesinde söz konusu düzenleme ile 2015/2436 sayılı A.B. Marka Yönergesiyle uyum sağlandığından bahsedilmiş olup, Yönerge’nin 3. maddesinde yer alan hükmün, yine Yönerge’nin genel gerekçesi no 19’daki açıklamalara göre değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, ticaret unvanı ancak tescilli bir markaya tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olup, tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olması marka hakkına tecavüz teşkil etmez. Bu itibarla marka haklarına tecavüz yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı ticaret unvanı terkinine dair talebi yönünden ise, ticaret sicil kayıtlarına göre; Davacının İstanbul Ticaret Odasına ……. Sicil Numarası ile …… tarihinde ….. Kauçuk San. Ve Tic. A.Ş. olarak kaydedildiği, Meslek Grubunun AYAKKABI VE AYAKKABI YAN SANAYİ olduğu ve faaliyet alanının “Her nevi deri, kauçuk, tabi ve sentetik deriden mamul her türlü taban, topuk, ayakkabı, terlik ve saya imali, dikimi, çanta, cüzdan, sümen ve kılıfın imal ettirilmesi, alım satımı, ithali, ihracı, toptan ve perakende dahili ticaretini yapmak ve Şirket konularına giren malların depolanması, nakli, tevzi için gerekli her türlü tesisat, teçhizat, vasıta arazi ve bina satın alabilir, satabilir veya başkalarından kiralayabilir, kiraya verebilir. Şirket mallarının teşhiri için teşhir ve satış yerleri ve mağazalar açabilir.” Şeklinde yer aldığı, Davalının Çerkezköy Ticaret Sicil Müdürlüğüne …… Sicil Numarası ile 09/07/2020 tarihinde … olarak kaydedildiği, Meslek grubunun ÖZEL EĞİTİM olduğu ve faaliyet alanının “Üniversiteye hazırlık kursları, etüt merkezleri, lise ve ortaokul ara sınıfları, fen ve askeri liselere, Anadolu liselerine ve kolejlere hazırlık kursları açmak, işletmek” şeklinde yer aldığı tespit edilmiştir. Davacı, Anonim Şirket olarak faaliyette bulunan tüzel kişi tacir, davalı taraf ise, Limited Şirket olarak faaliyette bulunan tüzel kişi tacirdir. Anonim ve Limited şirketlerin ticaret unvanlarının nasıl olacağı TTK m.43 vd’da düzenlenmiştir. Buna göre, bu şirketlerin ticaret unvanı bir çekirdek ve zorunlu veya ihtiyari eklerden oluşur. TTK m 43/1 ve 43/2 hükümlerine göre, bir Anonim veya Limited şirketin ticaret ünvanının çekirdeğinde işletme konusunun gösterilmesi ve şirket nev’inin yer alması şarttır. Bu durumda davacı şirketin unvanındaki “……. KAUÇUK SAN ve TİC ANONİM ŞİRKETİ” ibaresi unvanın çekirdek kısmını oluştururken, “…….” ibaresi davacının ünvanında TTK m.46 anlamında “ek kısmını” oluşturmaktadır. “…….” markasının, ticaret ünvanında ek olarak kullanıldığı ve ticaret ünvanı olarak tescil edildiği görülmektedir. Davalının ticaret ünvanının çekirdek kısmını- …… TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, ek kısmını ise ……. oluşturmaktadır. TTK m.18 ve m.39 uyarınca, tacir açısından ticaret ünvanının kullanılması, hak ve yükümlülüktür. TTK m.50 uyarınca hukuken var olan bir hakkın fiilen kullanılması engellenemez. Usulüne uygun olarak tescil edilmiş ticaret ünvanının tescil edildiği şekliyle kullanılması hukuka aykırılık oluşturmayacaktır. Buna göre, taraf şirketlerin nev’ileri farklı olduğu gibi, iştigal alanları da tamamen birbirinden farklıdır. Unvanlardaki “…….” ek ibaresi müşterek ise de, şirket nev’ileri ve iştigal alanları tamamen farklı olduğundan, davalı tarafın tescilinin iyi niyetli olup, karıştırmaya sebebiyet verecek mahiyette bulunmadığından unvan terkinine ilişkin talep yönünden de davanın reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır