Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/37 E. 2022/16 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/37
KARAR NO : 2022/16

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1980 yılından beri kablo üretim sektöründe faaliyet gösterdiğini, sektörün öncü firmalarından olduğunu, firma ortaklarının aynı sektörde işlerini büyütmek adına 1990 yılında ……. Elektronik Pazarlama San.ve Tic.Ltd.Şti.’yi kurduğunu, her iki firmanını da ticari hayatlarında kullandıkları logoların aynı olduğunu, “…….” markası üzerine gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davalı ile müvekkilinin 2013 yılından itibaren ticari ilişki içerisinde olduğunu, davalının “…….” markasını da bu ticari ilişki içerisinde gördüğünü, müvekkilinin yıllardır kullandığı markasını ve ……. Elektronik’in tescilinden beri kullandığı ticari unvanını sadece ticari ilişkisinde denk gelerek gören davalının, haksız ve kötü niyetli şekilde 2016 yılında marka tescili için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvurduğunu ve markayı tescil ettirdiğini, müvekkilinin uzun yıllardır kullandığı ve bu kullanıma bağlı olarak ayırt edicilik kazandırdığı “…….” markasının davalının farkı bir görselle aynı hizmet alanı içinde kullanmak üzere tescil ettirmesinin, müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı firmaya ait marka tescilinin hükümsüzlüğü ile işbu markanın müvekkili adına tescil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin 1979 yılından bu yana “…….” markası ile sektörünün öncü kuruluşlarından biri olduğunu, müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli ve koruma altında bulunan birçok markası bulunduğunu, müvekkilinin kurulduğu günden bu yana “…….” markasını kullandığını, bu kullanımı ile müvekkilinin markaya ayırt edicilik kazandırdığını, Türk Patent nezdinde başvuru yapan firmanın ……. Elektrik Pazarlama San.ve Tic.Ltd.Şti olduğunu, ancak Mahkeme nezdinde marka hükümsüzlüğünden kaynaklanan davayı açan tarafın ise ……. Kabloları San.ve Tic.A.Ş olduğunu, Türk Ticaret Kanunu uyarınca tüzel kişilikler faklı olup, davanın açılmasında davacı adına yarar veya taraflar arasında husumet bulunmadığını, davacı yanın iddia ettiği davaya konu başvurularının bulunduğu “…….” markasının herhangi bir bilinirliğinin bulunmadığını, marka üzerinde de önceki yıllara göre gerçek hak sahipliği bulunmadığını, davacının “…….” markasının TPMK nezdinde dahi tescilli olmadığını, bu sebeple müvekkiline yöneltilen tüm iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına …. sayı ile tescilli “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile bu markanın davacı adına tesciline karar verilmesi taleplidir.
Davanın başta, İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı ve Mahkemece 17/06/2020 Tarih, ….. Esas ve …… Karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın bu suretle Mahkememize intikal ettiği anlaşılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. tescil numaralı “…. ” ibareli markanın 09 ve 35. sınıfta 12/01/2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 13/09/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacı tarafın “…….” marka üzerinde gerçek hak sahipliğine ilişkin somut bir delile rastlanılmadığı, davalı tarafın “…….” markasını kötü niyetle tescil ettirdiğine dair somut bir delile rastlanılmadığı, davacı tarafın “…….” markası üzerine gerçek hak sahipliği bulunmaması ve davalının “…….” markasını kötü niyetle tescil ettirdiğine dair somut bir delile rastlanmaması sebebi ile gerçek hak sahipliğinden kaynaklanan hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 02/02/2022 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin değişmediğini, davacı tarafın “…….” markası üzerinde gerçek hak sahipliğine ilişkin somut bir delile rastlanılmadığı, davalı tarafın “…….” markasını kötü niyetle tescil ettirdiğine dair somut bir delile rastlanılmadığı, davacı tarafın “…….” markası üzerine gerçek hak sahipliği bulunmaması ve davalının “…….” markasını kötü niyetle tescil ettirdiğine dair somut bir delile rastlanılmaması sebebi ile gerçek hak sahipliğinden kaynaklanan hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller, bilirkişi raporu ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın “…….” marka üzerinde gerçek hak sahipliğine ilişkin somut bir delile rastlanılmadığı gibi davalı tarafın “…….” markasını kötü niyetle tescil ettirdiğine dair somut bir delile rastlanılmadığı, davacı tarafın “…….” markası üzerine gerçek hak sahipliği bulunmaması ve davalının “…….” markasını kötü niyetle tescil ettirdiğine dair somut bir delile rastlanmaması karşısında davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 36,30 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır