Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/33 E. 2022/10 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/33
KARAR NO : 2022/10

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARAR YAZIM TARİH : 21/01/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin sağlık ve temizlik, tarım ve
hayvancılık sektörü başta olmak üzere birçok alanda Türkiye’yi dış pazarda temsil eden …… Grubu’nun bünyesindeki iki şirket olduğunu, aralarında üretim/pazarlama ilişkisinin mevcut olduğunu, organik bağ içerisinde olduklarını, müvekkillerinden …… şirketinin …… tescil numaralı “….. ” markalarının sahibi olduğunu, bu markaların düz yazı tescilini haiz olup, başta ıslak mendiller ve bebek bezleri olmak üzere 3 ve
5. sınıflar dahil pek çok sınıfta tescilli olduğunu, müvekkilinin 2016 yılından bu yana dava dışı
…… firmasından aldığı yetki ile markayı “…… ” şeklinde kullandığını, firmanın ıslak mendiller, bebek bezi, hasta bezi ve hijyenik ürün grupları yönünden Türkiye’deki tek lisansiyesi olduğunu, diğer müvekkili …… şirketinin bu markasal kullanım altında ıslak mendil ve bebek bezi üretimi yaparken, diğer müvekkilinin de bu ürünlerin yurt dışına satışını
gerçekleştirdiğini, ancak hal böyle iken davalının, müvekkili şirketin marka kullanımını bilmesine rağmen, aynı tertip tarzı ile kötü niyetli bir şekilde “…..” markasını kendisi adına tescil ettirdiğini, ancak müvekkilinin hem tescilden kaynaklı, hem de öncelikli kullanıma dayalı üstün-gerçek hak sahipliğinin söz konusu olduğunu, davalı markasının müvekkilinin tescilli markaları ile iltibasa sebep olduğunu …… firmasının Türkiye’de de 2010 ve 2012 yıllarında ilgili sınıflarda tescile hak kazandığını, fakat usuli eksikliklerden ötürü markaların müddet haline geldiğini, dava dışı şirketin markanın başta Libya olmak üzere pek çok ülkede hak sahibi olduğunu, ……. no ile AB Patent Ofisi nezdinde 2010 yılından bu yana tescilli olduğunu ve davalı kullanımının tüketici nezdinde iltibas yaratma ve müvekkili açısından haksız rekabet teşkil etme ihtimalinin şiddetle vaki olduğunu iddia ederek, davalı adına ….. tescil numaralı “…..” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin yurt içinde ve yurt dışında
yoğun olarak gıda, sağlık, temizlik sektörlerinde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin, dava konusu markayı tescil başvurusu yaptığı 2019 yılının çok öncesinde 2004 yılından beri kullandığını, dolayısıyla kullanımının davacının belirttiği 2016 yılından çok önceye dayandığını, davacının aynı sektörde olan müvekkilinin uzun yıllardır bu markayı ve logoyu kullanmasını bilmesine rağmen sessiz kalarak herhangi bir hak talebinde bulunmadığını, sessiz kalması nedeniyle hak kaybına
uğradığını, müvekkili marka tescilini gerçekleştirdikten sonra onu bir tehdit olarak görmeye
başlayarak işbu davayı haksız ve kötü niyetle açmaya karar verdiğini, davacının aldığı lisansın
müvekkiline karşı kullanılamayacağını, dava dışı …… şirketinin yurtdışındaki tescilinin
ülkesellik ilkesi gereği sadece ilgili ülkede geçerli olduğunu ve tanınmış marka da olmadığını,
ayrıca taraf markalarında karşılaştırma yapılabilecek tek unsurun “……” ibareleri olduğunu,
“…..” ibaresinin ıslak mendil emtiası yönünden davacının tekelinde olmadığını, tanımlama
içerdiğini, bu ibarenin sıklıkla kullanıldığını, taraf markalarının kavramsal, görsel ve işitsel olarak farklı
olduklarını, benzerliğin markaların değil, ancak logolar arasında değerlendirilebileceğini, logo olarak
müvekkilinin kullanım önceliğinin söz konusu olduğunu, markalarda yer alan sarı renk ve
papatya görsellerinin ıslak mendil emtiasında sıklıkla kullanıldığını, bir ayırt ediciliğinin kalmadığını, bunun davacıya ait bir unsur olmadığını, “……” markasını logolu olarak
davacıdan önce kullanan sayısız firmanın mevcut olduğunu, logonun birebir aynısının dava dışı …… Kimya Tekstil Gıda Amb.San.ve Tic.Ltd.Şti tarafından …… sayı ile tescil
edildiğini, davacının …… tescil numaralı markalarının ıslak mendil emtiasında tescilli olmadığını, …… tescil numaralı davacı markasında ıslak mendil emtiasının bulunduğunu, fakat
müvekkilinin kullanımının 2015 yılı öncesine dayandığını ve davalı marka tescilinde kötü niyet bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına olan ….. tescil numaralı “……. ” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ….. tescil numaralı “….” ibareli markaların davacı adına,….. tescil numaralı “……” ibareli markanın 12/03/2019 tarihinden itibaren davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 25/11/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalıya ait …. tescil numaralı markanın, davacının önceki tarihli tescilli markaları ile
iltibasa sebep olmadığı, Mahkeme davalının dava konusu markayı 2004 yılından itibaren kullandığını kabul
ederse, davacı tarafın gerçek hak sahipliğine ve kötü niyetli tescile dayanarak davalı markasının
hükümsüzlüğünü talep edemeyeceği, Mahkeme ilk marka kullanımının davalıya ait olmadığını ve davacının fiili
kullanımının benzer emtiada olup, davalı markasının koruma tarihinden önceye dayandığını
kabul ederse, gerçek hak sahibi dava dışı lisans veren olsa da, inhisari lisans alan davacı tarafın,
gerçek hak sahipliği iddiasıyla kötü niyetli tescile dayalı hükümsüzlük talebinde bulunabileceği, markanın ilk kez davalı tarafından kullanıldığı kabul edilmezse, gerçek hak sahipliği olmasa bile Mahkemenin takdirine bağlı olan kötü niyet gerekçesiyle hükümsüzlük kararı verilebileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Önceki tarihli “…. ” ……. markalarının davacılar adına tescilli olduğu, davalının ise ….. tescil nolu şekil markasını adına tescil ettirdiği, davacı taraf eski kullanıma dair bir takım ambalaj fotoğrafı ibraz etmişi ise de, bunların ne zaman kullanıldığı hususunda kesin bir bilgi ibraz edememiştir. Faturalarda eskiye dayalı ” …..” ibaresini taşıyan kullanımı söz konusudur. Ne var ki tescilin bu kullanımlardan farklıdır. Dava dışı yabancı menşeli …… şirketinin 15/04/2010 tarih ve …… başvuru nolu yine 11/04/2012 tarih ve …… başvuru nolu aynı görsele başvurusu olup gerekli ödemelerin yapılmaması haliyle müddet olduğu ancak dava dışı bu şirketin EUIPO nezdinde ……. nolu tescilin 07/05/2010 tarihinden itibaren mevcuttur. Davacı şirketler bu şirketten aldıkları lisans sözleşmesini davacı taraf bu markayı 01/01/2016 tarihinden itibaren fiilen kullanmaktadır. Yabancı menşeli …… şirketinin markası “……” sarı zemin üzerine italik kırmızı yazı ve üç adet papatya görselinden ibaret olup, dava konusu davalı adına tescilli “……” markası aynı şekilde sarı zemin üzerine italik kırmızı yazı ve üç adet papatya görselinden ibaret olup, birebir ayırt edilemeyecek kadar benzerdir. Görseller tamamen aynıdır. Tamamen aynı olacak şekilde görselin tesadüfen seçilmesi mümkün değildir. Bu itibarla davalının davacıların lisansörü oldukları yurt dışında tescilli ve Türkiye’de kullanılan markanın bilinirliğinden haksız yararlanmak amacıyla tescilinin SMK 6/9 maddesi kapsamında kötü niyetli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacıların gerek lisansör gerekse, aynı sektörde ilgili sıfatıyla davayı açmaya yetkileri vardır. Bu itibarla davanın kabulü ile davalı adına tescilli markanın tüm emtialar bakımından kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli ….. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 21,40 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL harç gideri, 96,00 TL tebligat-tezkere masrafı ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.214,60 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.20/01/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır