Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/28 E. 2021/83 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/28
KARAR NO : 2021/83

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/09/2009
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 22/04/2008 tarihinde davalı şirket ile yaptığı “İşletme Lisansı Anlaşması” çerçevesinde Bahçelievler’de “……” adı altında restoran işletme lisansını elde ettiğini, davalının, müvekkiline kiralamış olduğu bir dükkanı tesisatı kurulmuş, faaliyete hazır ve ruhsatları alınmış bir vaziyette işletmek üzere teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ancak davalının söz konusu taahhüdünü yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sözleşme ile ilgili olarak sadece restoranın inşası için gerekli olan her türlü inşaat projeleri, ruhsat ve harç bedellerinin vs. maliyetini karşılamakla yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı tarafın boş ve dört duvar şeklinde bir dükkanı teslim ettiğini ve restoran olarak kullanımının mümkün olmadığını, ruhsatının alınmadığını, davalı tarafın sözleşmenin esaslı unsurlarını ifa edememesi sebebiyle, davalının kusuruna bağlı olarak Beyoğlu ….. Noterliği’nin 20/03/2009 tarih, …… yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, müvekkilinin masrafları davalı tarafa ait olmak üzere restoran inşasını yerine getirdiğini ve 250.000,00 TL inşaat ve tefrişat masrafı yaptığını, ayrıca davalının hiç bir reklam ve pazarlama faaliyetinde bulunmadığı halde, sözleşmeye istinaden tahsil ettiği 10.400,00 TL pazarlama gideri, 53.000,00 TL restoran alanının kullanım bedeli, 20.000,00 TL işletim bedeli ve 32.000,00 Euro karşılığı 66.064,00 TL lisans bedeli olmak üzere toplam 399.464,00 TL ‘nin iadesinin gerektiğini, alacağın faiz ve fer’ileri ile birlikte tahsili için İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi başlattıklarını, ancak davalı-borçlunun haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, lisans anlaşması uyarınca müvekkilinin tüm edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, davacı tarafa, tesisatı kurulmuş, faaliyete hazır ve ruhsatları alınmış bir vaziyette restoran teslim etmeyi taahhüt etmediklerini, davacının fesih öncesi sözleşme uyarınca mali yükümlülüklerini yerine getirmediğini, gerekli ödemeleri yapmadığını, Beşiktaş ……. Noterliği’nin 13/03/2009 tarih ve ……. yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiklerini, teminat mektubunun haklı nedenlerle paraya çevrildiğini, icra takipleri yapıldığını ve davalar açıldığını, davacıya borçlu olmadıklarını, 6762 sayılı TTK.’nun 20. maddesi uyarınca davacının basiretli bir tacir gibi hareket etme zorunluluğunun bulunduğunu savunarak, davanın reddi ile davacının %40 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Başlangıçta dava Asliye Ticaret Mahkemesine açılmış olup, görevsizlik ile Bakırköy …… Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Bu mahkemece yapılan yargılama neticesinde 12/03/2014 tarih ve ……. Esas- …… Karar sayılı kararı ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça bu kararım temyizi üzerine Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 28/05/2015 tarihli …… Esas- …… Karar sayılı ilamı ile ” Her ne kadar mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesinde, resmi makamlardan ruhsat alınması yükümlülüğünün davacı işletmeciye yüklendiği, davacının kullanım amacına göre taşınmazın ruhsat durumunu araştırması ve basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, bu durumda davacıdan sözleşmenin başlangıcında gizlenen bir ayıbın söz konusu olmadığı, davacının bu yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle gerekli ruhsatın alınamadığı, dolayısıyla davacının feshinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, anılan maddede bahsi geçen ruhsatlardan, belediye ve diğer resmi kurumlardan davacı işletmeci tarafından alınması mümkün, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı gibi ruhsatların anlaşılması gerektiği açıktır. Hayatın olağan koşullarına göre de, dava konusu taşınmazda kiracı sıfatını dahi taşımayan davacıdan, iskan ruhsatını almasının beklenmesi mümkün değildir. Esasen somut uyuşmazlıkta, iskan ruhsatı alınmış bir iş yerini davacının kullanımına sunması gereken taraf davalıdır. Davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle davacı tarafından başvurulduğu halde, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alınamamıştır. Dolayısıyla davacının iş yerinin iskanının bulunmadığının anlaşılması üzerine işletme lisansı sözleşmesini feshetmesi haklı, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalının, davacının bir takım parasal edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle, anılan sözleşmeyi davacıdan daha önce feshetmesi de haksız ve geçersizdir.
Bu durum karşısında mahkemece, davacının feshinin haklı, davalının feshinin ise haksız olduğunun ve hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağının kabul edilmesi ve sonucuna göre, davacının işbu davadaki her bir talebinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bu arada Bakırköy …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin kapatılması nedeniyle dosya mahkememize tevzi edilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, 29/11/2018 Tarih, ….. Esas, …… Karar sayılı kararı ile ” davacının haklı fesih nedeniyle davacının işbu davadaki her bir talebinin ayrı ayrı değerlendirilerek sonuç olarak alacağının 289.385,25 TL olduğu anlaşıldığından, amortisman bedelleri ve ispatlanamayan giderler düşüldükten sonra bu bedel yönünden davalının takibe yaptığı itirazın iptali ve davacının fazlaya ilişkin alacak talebinin reddine, davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine” dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin ……. Esas – ….. Karar sayılı kararı ile, “Somut olayda mahkemece, gerekçede İİK’nın 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine” karar verildiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında ve kısa kararda “Şartları oluşmaması sebebi ile davacının icra inkar tazminat talebinin reddine” ifadesine yer verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm ve aynı zamanda kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile bozularak, dosya Mahkememize iade edilmiş olmakla, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bu doğrultuda yargılama yapılmıştır.
Dava, işletme lisansı sözleşmesinin haklı nedenle feshinden kaynaklanan inşaat ve tefrişat masrafı, pazarlama gideri, kullanım bedeli, işletme bedeli ve lisans bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraf delilleri toplanmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, bilirkişilerden rapor ve ek raporlar alınmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça feshinin haklı, davalı tarafça feshinin ise haksız olduğu hususu uyulan bozma ilamı nedeniyle davacı yararına kazanılmış hak teşkil etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 22/04/2008 tarihinde kurulup davacı tarafça sözleşme kapsamında birtakım masraflar yapılıp faaliyete başlandığı, iskan ruhsatının alınamaması ve buna bağlı olarak işletme ruhsatının alınamaması üzerine 20/03/2009 çektiği ihtarname ile haklı nedenli sözleşmeyi feshettiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106. maddesi gereğince davacı olumsuz (menfi) zararını isteyebilir. Sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarar olarak tanımlanabilecek olumsuz zarar kavramına; sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan masraflar ile daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zararlar girer. Taraflar arasındaki uyuşmazlık da davacının talep ettiği alacak kalemlerinin hangilerinin bu kapsamda istenebileceği ve miktarına ilişkindir.
Mahkememizce aldırılan en son bilirkişi rapor ve ek raporuna göre; davacının KDV dahil edilmeksizin davalıya sözleşme kapsamında 44.352,33 TL kira bedeli, pazarlama ve kullanım bedeli olarak 34.212,78 TL , bilgisayar yazılım bedeli 1.850,55 TL , üniforma gideri 4.256,50 TL, demirbaşlar 59.933,45 TL , lisans bedeli 63.276,53 TL, inşaat ve tefrişat 44.565,48 TL diğer masraflar 67.115,77 TL olmak üzere toplam 319.563,40 TL masraf yaptığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme bir süre ayakta kalmış olup davacının ödediği kira parası ile pazarlama ve kullanım bedeli dönemsel ödemeler olup davacının bu ödemeleri sözleşmenin ayakta olduğu döneme ilişkin olup, bundan yarar sağlamıştır. Bu itibarla davacının bu kalem alacaklara ilişkin talebi yerinde görülmemiştir. Bilirkişi raporunda değinildiği üzere, davacı davalı ile yaptığı sözleşme kapsamında ödediği bedeller için katlandığı KDV’yi ilgili dönemlerde indirim konusu yapmış ve ödenecek KDV’den mahsup ettiğinden düzenlenen faturalar karşılığında KDV’nin ayrıca tahsili mümkün değildir. Yine davacı sözleşmenin ayakta olduğu dönemde bilirkişi raporunda değinilen bilgisayar yazılım bedeli, demirbaşlar, lisans, inşaat ve tefrişatlar yönünden kullandığı dönemle sınırlı olarak amortisman gideri düşülmesi gerekmiştir. Buna göre davacının sözleşmenin feshi nedeniyle isteyebileceği tutarın 616,97 TL yazılım bedeli, 4,256,50 TL üniforma gideri, 48.117,58 TL demirbaş gideri, 54.848,10 TL lisans bedeli, 27.616,33 TL inşaat ve tefrişat bedeli, 67.115,77 TL diğer masraflar olmak üzere toplan 202.571,25 TL olduğu anlaşılmakla davacının davasının bu tutar yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olmayıp, ancak bilirkişi marifetiyle yapılan inceleme ve hesapla ortaya çıktığından davacının icra inkar tazminatı talebi reddedilmiştir. Yine reddedilen kısım yönünden davacı icra takibi yapmakta kötü niyetli olmadığından davalı yararına kötü niyet tazminatı takdir edilmemiştir. Bu itibarla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 202.571,25 TL asıl alacak yönünden iptaline, bu tutar alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına, fazlaya dair alacak ve icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Koşulları oluşmadığından reddedilen miktar yönünden davalı yararına kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 13.372,41 TL ilam harcından, 3.395,50 TL peşin harcın mahsubu ile, 9.976,91 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline, bozmadan önce ilk karar nedeniyle hesaplanan 16.372,41 TL harç davalıdan tahsil edilmişse, karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 22.629,99 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 22.232,49 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 15,60 TL başvuru ve 3.395,50 TL peşin olmak üzere toplam 3.411,10 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 587,50 TL tebligat-tezkere ve 5.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.087,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 3.082,71 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 119,54 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 59,00 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
9-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
10-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.25/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır