Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/272 E. 2022/24 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/272
KARAR NO : 2022/24

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti, Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/11/2021
KARAR TARİHİ : 11/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2022
Dilekçeler teatisi tamamlanmış olmakla, dosya ele alındı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin “………..” marka suların sahibi olduğunu, müvekkilinin adı geçen markayı uzun yıllardır kullandığı ve birçok market zincirine su temin ettiğini, davalının, zincir marketten almış olduğu “………..” marka suyun içinde yabancı bir madde olduğunu iddia ederek defalarca müvekkilinden para talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bu parayı vermeyi kabul etmediğini, bunun üzerine davalının beş litrelik su şişesini sosyal medyada paylaşarak müvekkiline ait “………..” marka suyu kötülemeye başladığını, söz konusu paylaşımların gerçek dışı olduğunu, davalının bu iftiralarının müvekkiline ciddi zararlar verdiğini iddia ederek, davalının fiilinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, haksız rekabet teşkil eden fiillerine son verilmesini ve davalıdan 50.000,00 TL manevi tazminatın paylaşım tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile öncelikle, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, söz konusu davanın usulden reddini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak ise, müvekkilinin zincir marketten beş litrelik su satın aldığını, suyun içinde yabancı bir cisim olduğunu fark ettiğini, bu durumu davacı şirket yetkilileri ile paylaştığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak seri üretim halinde bulunan bu ürünün insan ve kamuoyu sağlığına tehdit oluşturacağından endişe ile sosyal medya hesaplarından paylaşım yaptığını, davacının tüm iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
SMK’nın 29 maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller ” a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla iddianın ileri sürülüş şekline yani dayanılan maddi vakıalara göre olaya SMK hükümlerinin uygulanması olanağı yoktur. SMK’nın 156. Maddesi uyarınca “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir.” SMK hükümlerinin uygulanılması söz konusu olmadığına göre işbu davada mahkememiz görevli değildir.
TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde haksız rekabet düzenlenmiştir. MADDE 54-” (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. MADDE 55- (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; 1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,…” olarak açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca bu eylemlerin basın, yayın, iletişim ve bilişim yoluyla işlenmesi hususu da TTK’nın 58. Maddesinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla, dava konusu olaya uygulanacak hukuk TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümleridir.
TTK’nın 4/1 maddesi uyarınca, TTK’da düzenlenen hususlardan doğan davalar, mutlak ticari davalardandır. Aynı kanunun 5. Maddesi uyarınca da aksine düzenleme bulunmadıkça ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemelerine aittir. Görev hususu, kamu düzeninden ve dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmek gerektiğinden, davacının davasının mahkememiz görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine,
2-Süresinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Süresinde ve talep halinde dosya görevli mahkemeye gönderildiği takdirde, yargılama gideri ve harcın görevli mahkemece nazara alınmasına, aksi takdirde taraflardan birinin talebi üzerine mahkememizce bu konuda karar verilmesine,
Evrak üzerinde yapılan ön inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/02/2022

Katip ……….
e-imzalıdır

Hakim ……….
e-imzalıdır