Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/252 E. 2023/8 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/252
KARAR NO : 2023/8

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Alan Adı İptali
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/01/2023
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin mobil aksesuar, ses ürünleri, konnektörler, güç bankaları, güç dağıtımları, kablolar, USB Type – C aksesuarlar, oyun, akıllı ev ürünleri gibi alanlarda faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin söz konusu alanlarda “…” ibareli marka ile faaliyet gösterdiğini, “…” ibareli markanın gerçek, üstün ve öncelikli hak sahibinin müvekkili şirket olduğunu, keza müvekkilinin dünya çapında “…” ibareli birçok marka tescili de bulunduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının, müvekkili şirketin “…” ibareli markayı taşıyan ürünlerini satın alarak Türkiye’de ticaretini yaptığını, davalının bu eylemlerini kendi adına kayıtlı www…..com.tr alan adlı internet sitesi üzerinden de gerçekleştirdiğini, dava konusu … sayılı “…” ibareli markanın 9.sınıfta yer alan hizmetler için kötü niyetli şekilde …tarafından tescil ettirildiğini, tescil edilen markanın 21/12/2018 tarihinde davalı tarafından devrinin alındığını, davalının müvekkili markasından haberdar bir şekilde haksız bir şekilde avantaj kazanmak amacıyla tescil edilen markanın devrinin almasının kötü niyetli olduğunu, bu tescil ve devir işlemi sonucu müvekkili şirketin tescilli markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı adına kayıtlı olan www…..com.tr alan adının iptalini ve davalı adına …. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ürünlerinin Türkiye’de bilinir ürünler olmadığını, davacı tarafın 2018 yılında müvekkili ile sözleşme yaparak Türkiye’de müvekkili adına tescilli “…” ibareli markayı taşıyan ürünlerin satışının müvekkili tarafından yapılmasını istediklerini, müvekkilinin de bu durumu kabul ettiğini, müvekkilinin söz konusu markanın satışı için çok sayıda reklam çalışması yaptığını ve markanın ve ürünlerinin Türkiye’de tanınması için çaba sarf ettiğini, davacının iddia ettiği gibi mezkur markanın ve ürünlerin Türkiye’de hiçbir bilinirliğinin olmadığını, davacının yıllarca müvekkili ile çalıştığını ve ürünlerin Türkiye’de müvekkili üzerinden satılmasını sağladığını, huzurdaki davayı da müvekkilini devre dışı bırakmak maksadıyla ikame ettiğini, müvekkilinin marka başvurusu neticesinde başvurusunun kabul edildiğini, davacının bu süreçte herhangi bir itirazının olmadığını, davacının iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına kayıtlı www…..com.tr alan adının iptali ile davalı adına .. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğü taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, hükümsüzlüğü talep edilen … sayı ile tescilli “…” ibareli markanın 18/04/2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle, dava dışı … adına kayıtlı olduğu, 12/12/2018 tarihinde ise söz konusu markanın davalı …’ye tam devrinin sağlandığı gelen kayıtlardan anlaşılmıştır.
…. Üniversitesi Alan Adları Yönetimi’ne, dava konusu www…..com.tr alan adı tahsisine ilişkin kayıtlardan bir suretinin gönderilmesi istenmiş, gelen kayıtlarının tetkikinden, dava konusu alan adının davalı … adına 25/12/2018 tarihinde tahsis edildiği anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Aynı kanunun 6/9 maddesi uyarınca kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi tarafından hazırlanan 17/06/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, dosya kapsamında sunulan deliller bakımından davacı yanın ülkemiz nezdinde
herhangi bir faaliyeti tespit olunamadığı gibi ilgili markanın ülkemizde bilinir durumda
olduğuna ilişkin de dosya içerisinden herhangi bir husus tespit edilemediğinden,
SMK’nın 6/3. Maddesi kapsamında dava konusu markanın hükümsüzlüğü
koşullarının oluşmadığı, davacı yanın ihtilaf konusu markanın tescil müracaatına konu edildiği 18.04.2016 tarihinde tanınmış marka statüsünde olmadığı, bu itibarla hükümsüzlüğü
talep edilmekte olan ihtilaf konusu markanın SMK’nın 6/4. Maddesi hükmü
çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, ihtilaf konusu markanın SMK’nın 6/6. Maddesi hükmü çerçevesinde
hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, davalı yan adına dava konusu marka başvurunu gerçekleştirmesinin kötü niyetli
olduğunun değerlendirilebileceği ve bu halde …. tescil numaralı markanın
SMK’nın 6/9. Madde hükümleri çerçevesinde hükümsüzlük koşullarının oluştuğu,
aynı gerekçeler ile davalı adına kayıtlı www….com.tr uzantılı alan adına
erişimin engellenmesinin gerekeceği, zira ülkemizde “…” uzantılı alan adlarının ancak
“usulüne uygun marka başvurusu” kapsamında sahiplerine tahsis edilebildiği, dava
konusu markanın kötüniyet nedeni ile hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde
www…com.tr uzantılı alan adına da erişimin engellenmesi
koşulunun oluştuğunun değerlendirilebileceği,
davalı yan adına …. tescil numarası ve … ibaresi ile yapılan
tescilin kötü niyetli olduğu değerlendirildiğinden uzun süre sessiz kalmak sureti ile
hak kaybının varlığından bahsedilemeyeceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine dosya itirazları karşılar ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan 30/11/2022 havale tarihli ek raporda sonuç olarak,
marka başvurusunun gerçekleştirilmesi halinde kötüniyetin varlığının mahkemenin takdirinde olması halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün talep
olunabileceği yönündeki görüş ve kanaatte herhangi bir değişiklik olmadığı, kök raporda yer verilen görüş
ve kanaatleri değiştirmeyi gerektirir herhangi bir durumun var olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller, taraf beyanları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu markanın Türkiye’de tescil başvurusu yapılmasından önce birebir aynı kelime ve şekil unsuru ile dünyanın çeşitli ülkelerinde davacı tarafça tescil edildiği ve ticaretinde kullanıldığı, yine davacı taraf adına olan www…..com web sitesinde kullanıldığı, davalı vekilinin cevap ve aşamalardaki beyanlarında taraflar arasında daha önce ticari ilişki bulunduğu, aynı marka altında davacıya ait ürünlerin Türkiye’de davalı tarafça ticaretinin yapıldığının davalı tarafın kabulünde olduğu, buna rağmen markanın birebir aynı olacak şekilde önce üçüncü kişi adına tescilinin sağlanıp bilahare davalı tarafça devrinin yapıldığı ve halen davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında sunulan deliller bakımından davacı yanın ülkemiz nezdinde
herhangi bir faaliyeti tespit olunamadığı gibi ilgili markanın ülkemizde bilinir durumda
olduğuna ilişkin de dosya içerisinden herhangi bir husus tespit edilemediğinden,
SMK’nın 6/3. Maddesi kapsamında dava konusu markanın hükümsüzlüğü
koşullarının oluşmadığı, davacı yanın ihtilaf konusu markanın tescil müracaatına konu edildiği 18.04.2016 tarihinde tanınmış marka statüsünde olmadığı, bu itibarla hükümsüzlüğü
talep edilmekte olan ihtilaf konusu markanın SMK’nın 6/4. Maddesi hükmü
çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, ihtilaf konusu markanın SMK’nın 6/6. Maddesi hükmü çerçevesinde
hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ancak, dava konusu markanın yabancı dilde olup Türkçe bir karşılığının bulunmadığı, Türkiye’de tescil başvurusu yapılmasından önce davacı adına dünyanın birçok ülkesinde aynı ibare ve görsel ile tescilli olup kullanıldığı, taraflar arasında ticari ilişki olduğunun davalı tarafın kabulünde olduğu, bu haliyle davacının tescil ve kullanımlarından haberdar olarak tescilinin sağlandığı, bu şekildeki bir tescilin davacının markayı Türkiye’de tescil ettirip kullanımının önüne geçmeye ve haksız yere çıkar elde etmeye dayalı olup, kötü niyetli tescil olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle, SMK 6/9 maddesi kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu ve kötü niyetli tescil olduğu yerde sessiz kalma yoluyla hak kaybı söz konusu olmayacağı anlaşılmakla, davanın kabulü ile dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir. Ülkemizde “…” uzantılı alan adlarının ancak
“usulüne uygun marka başvurusu” kapsamında sahiplerine tahsis edilebilmesi ve dava
konusu markanın kötüniyet nedeni ile hükümsüzlüğüne karar verilmiş olması karşısında davalı adına olan ve markaya bağlı olarak tahsis edilen www…..com.tr uzantılı alan adının da iptaline karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, ayrıca davalı adına olan www…..com.tr alan adının iptaline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 120,60 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL dava ilk masrafı, 235,20 TL tebligat – tezkere masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.853,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır